Hollanda’dan beklenmeyen bir sonuç geldi. Geldi ama Fenerbahçe bu yenilgiyi sonuna kadar hak etti.
Maçın 2. yarısında bu sezonun belki de en kötü F.Bahçe’si vardı.
Fenerbahçe’nin özellikle Avrupa kupaları maçlarında bu futboluna alışmamız lazım.
Kontrollü oyun, savunma önemi, rakibe boşluk vermemek ve geliştirdiği ataklarda bir golü sıkıştırmak.
Dün ilk yarıda bu çok mümkündü. Taktiği tıkır tıkır işledi.
Dzeko kafasını saymıyorum iki çok net pozisyonu harcadı. Birini atsa maç orada bitebilir ve zaten genç olan rakibinin moral motivasyonunu düşürebilirdi.
Üstelik bu iki kaçan golde iki mükemmel asist heba oldu. Birinde Fred diğerinde Tadiç şapkadan tavşan çıkardı.
İlk yarının genelinde Fenerbahçe rakibine pozisyon vermedi. Sadece bir pozisyonda etkili oldular onda da Mert Müldür’ün kademesi golü önledi.Tabii bu taktiğin golü atarsan geçerli. Oyun disiplinini sürdürmezsen dağılma ihtimalin de var. Nitekim dün öyle oldu.İlk yarıda netleri kaçırdı, 2. yarı ilk gelen topta golü yedi. Zaten bu Fenerbahçe klasiği bir olay.
Tarihte onlarca kez başına geldi. Bu yüzden şampiyonluklar verdi. Avrupa kupalarından elendi.Üstelik bir de bu yarıda Tadiç’i kitlediler. Ayağına top değdirmediler. Fizik gücü yüksek Hollanda takımının orta alanda bu kadar çok hata yapan Fenerbahçe’yi eli boş göndermesi çok doğaldı.
Fred ilk yarıda attığı bir pasın dışında hiç yoktu, etkili olamadı. Amrabat çok ağır kaldı.
İsmail bölük pörçük oynadı. Tüm dönen topları rakip aldı. Rakibin hızı Fenerbahçe’de yoktu. Bu kadar ağır oynamak hele Avrupa kupalarında akla zarar bir durum.
Belli ki Fenerbahçe hala Trabzonspor maçının psikolojisinden çıkamamış.
Ve bu maça hiç iyi hazırlanmamış. Kim bilir belki de rakibi küçük gördüler.
Başında Mourinho gibi bir hoca varsa bunlar olacak iş değil.
Sanıyorum Portekizli hoca 2. golü futbolcularına tekrar tekrar izlettirecek. En başından son vuruşa kadar.
Bir savunma bu kadar rezil gol yemez.