Haklısın Ergün, haklısın...

Türk futbolunun en centilmen, en sessiz ve en iyi profesyonellerinden biri olan Ergünü Gençlerbirliğinden tanırım. Başkent ekibinde ne kadar mütevazı ise onca başarılar tattığı milli takım ve Galatasaray forması altında aynı beyefendiliğini korur Ergün...Deneyimli oyuncu bugünlerde, bizim yıllardır şikayet ettiğimiz ve gittikçe büyüyen bir yaraya parmak basıyor... "Hep aynı kişiler beni eleştiriyor. Çoğu gazeteci bile değil, iş adamı. Ayağını topa değmemiş, soyunma odasının havasını solumamış insanlar. Onlarda kabahat yok, o köşeleri onlara verenler suçlu" diyor Ergün.Sevgili Ergün Penbenin çoğumuzun seslendirmeye cesaret edemediği o meşhur konuyu kendi penceresinden gündeme getirmesi ne acıdır. Yıllarını spor gazeteciliğine veren ama hâlâ spor yazarı olamadığı düşünülen onlarca arkadaşımız futbol konusunda ahkam kesecek yeterlilikte görülmezken, ne yazık ki bu kültürden ve bilgi birikiminden yoksun insanlar cirit atıyor bize ait sütunlarda...Kimi Ergün gibi gerçek bir futbol emekçisini acımasızca eleştiriyor, kimi kalemi eline almış hokkabazlık yapıyor. Manken mi ararsınız, işadamı mı? Sinema sanatçısı mı istersiniz, pop müzik üstadı mı..? Kahretsin... En kolay iş, spor sayfalarında boy göstermek onlar için...Haklısın Ergün... Ne desen haklısın.Yakın geçmişte futbolu bırakan spor yazarı oluyor diye şikayet ediyorduk. Şimdilerde onlara bile razı olur hale geldik...Sen futbolcusun, bildiğin işi yapıyorsun... Burnunu tıkar gidersin fena kokuları almamak için.Asıl üzülmesi gereken bizler düşünelim mesleğimizin içler acısı halini. Siz hiç Ergün Penbenin böyle isyan ettiğini gördünüz mü? İsviçrenin Lyon kentinde yapılan Avrupa Kulüpler Birliği toplantısına UEFAnın en üst düzey temsilcisi ve gözlemcisi olarak katılan Asbaşkan Şenes Erzikin dikkatini, 23 yaşında pırıl pırıl bir Türk genci çekmişti. Kusursuz Fransızcası, üst düzey İngilizcesi ve temsil yeteneğiyle deneyimli spor adamı Erzikin beğenisini kazanan bu genç Gençlerbirliği Kulübü adına Lyonda bulunan Hasan Çetinkaya idi... Erzikin toplantı boyunca yanından ayırmadığı ve "Türkiyenin uluslararası platformda böyle gençlere ihtiyacı var. Hayran kaldım, öğrenmeye hevesli, yabancı dili mükemmel, onu takip edeceğim" dediği Çetinkaya, gerçekten de hem Gençlerbirliği Kulübü hem Türk futbolu için önemli bir kazanç olmaya aday.Çocukluğu Fransada geçen, üniversitede dil eğitimi alan, üçüncü lig takımlarından ASAŞta top oynarken sakatlanınca Gençlerbirliğinde menajer yardımcısı olarak "işe alınan" Hasan Çetinkaya, yakın gelecekte büyük kulüplerin transfer listesine girerse hiç şaşırmayın.Tabii bir de İlhan Cavcav faktörü var... Yıllarca kimlerden para kazanmadı ki başkan. Hasanı da "kıvamına gelince" Fenerbahçeye yollarsa... Demedi demeyin bana! Erzikin gözdesi Meğer boşuna yazılıp çiziliyormuş. Yenilenen İnönü Stadında misafir takım oyuncuları için tehlike yaratan korner bölgeleri uluslararası kriterlere uygunmuş. Hem de tribün ile atış noktası arası 50 santim daha uzunmuş. Vallahi Futbol Federasyonunun yalancısıyız. Zaten uygun olmasa (!) UEFA yetkilileri bu statta maç oynanmasına izin verir miydi hiç?Bizim sorunumuz mesafenin azlığı - çokluğu, kaldırılan tel örgüler değil... Otuza yakın tam teçhizatlı polisin atış kullanan futbolcuyu koruma altına almaya çalıştığı bir statta sıkıntı, seyircinin eğitimi. Dikkat ettiniz mi Galatasaraylı Sabriye atılan bayrak sopasına tepki gösteren sağduyulu Beşiktaş taraftarlarına..? Ne zaman tribünde insanlarımız otokontrol mekanizmasını işletecek, aralarındaki çürük yumurtaları ayıklayacak, o zaman hepimiz gönül rahatlığı ile koltuklarımıza kurulup maç seyredeceğiz. Tribünden uzanan eller hayranlık ve sevgiyi, atılan çiçekler de fair - playi anlatacak. Çok mu zor? Sanmıyoruz...Yeter ki öncelikle kulüp yöneticileri sorunu kökten çözmeye karar versin ve cesaretle tribün teröristlerinin üzerine gitsin... İnönü nizami imiş! MHKnin bu sezon "bekleme odasına" aldığı hakemlerden biri de Bülent Demirlek idi. Ligin ikinci haftasında oynanan Gençlerbirliği - Beşiktaş maçı sonrası adı ceza tahtasına yazılan FIFA kokartlı genç hakem, bir aylık aradan sonra zorunlu olarak yarınki Denizlispor - Ankaragücü mesaisine gönderildi.Zorunlu diyoruz, çünkü Demirleke Avrupada ısrarla "sefer görev emri" çıkaran UEFA, az daha bizimkilerden hesap sormaya hazırlanıyordu. Bu sezon Demirleki önce Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda görevlendiren, ardından Eylül ayı başında Portekiz ile Estonya A milli takımları arasında oynanan Dünya Kupası Grup Eleme maçına veren UEFA, hemen sonra 8 Ekimdeki İsveç -Macaristan Ümit Milli karşılaşmasına atama yaptı. Son olarak da FİFA kokartlı hakemi 19 - 24 Ekim tarihleri arasında Bosnadaki U-17 1. tur eleme müsabakalarına ismen istedi.Merkez Hakem Kurulu daha fazla dayanamadı. Ziyaretçi sayısı her hafta artan bekleme odasının kapısını açtı ve Bülent Demirleke UEFA sınavı öncesi yardımcılarıyla prova yapma şansı tanıdı.Ne diyelim... Darısı Avrupada gözbebeği, bizim buralarda tu-kaka edilen diğerlerinin başına! Darısı içerdekilere! Sevgili Özer... Söz verdiğim gibi o konuyu araştırdım. FIFAnın futbol federasyonuna gönderdiği talimat önümde duruyor. Saha içinde sadece kale arkalarından, reklam tabelalarının ardından fotoğraf çekebilirsin. Sakın karşı tarafa geçme, hakem kardeşlerimizle tartışma. İtalyada, İspanyada, Yunanistanda, Portekizde, ne bileyim Edirneden öte tarafta yine bildiğini oku. Burası Türkiye, kurallara uyalım, çimlere basmayalım. Hadi kolay gele.. cersen@milliyet.com.tr Kolay gele