04.04.2019 - 11:44 | Son Güncellenme:
Fotoğraflar: Cengiz Malgır
ÜMİT AVCI
Bazı hayatlar vardır, etrafındakilere de ilham verir, güç verir. Çok zor olduğunu düşünürsünüz, ‘bu imkansız’ dersiniz ama birileri çıkıp o imkansızlıkları bitirir, gerçeğe çevirir. Bu da öyle bir hikaye işte...
Hatay Basketbol İl Temsilcisi Banu Mürsal, sosyal medya hesabından illerinde düzenlenen şampiyona için Konya’dan gelen Sinan Şimşek’in fotoğrafını paylaştığında haberim oldu benim de bu koca yürekli adamdan. İki gözü de görmüyordu, yüzde 100 engeli vardı ama takımının başında Hatay’a gelip sahaya çıkmıştı.
Gazeteye gidip spor müdürümüz Tayfun Bayındır ile müdür yardımcımız Ediz Sırapınar’a gösterdim o paylaşımı... Yanıt, “Hemen atla git” oldu tabii ki, böyle bir haber kaçmazdı. Hatay’a yetişemedim ama fotomuhabiri arkadaşımız Cengiz Malgır ile Konya’ya gittim, beden eğitimi öğretmeni ve basketbol takımı antrenörü olarak görev yaptığı Şerife Akkanat İmam Hatip Ortaokulu’nda kendisini ziyaret ettim. Okul Müdürü Uğur Özdemir ve Müdür Yardımcısı Osman Aksoy’un da bulunduğu ortamda, kendisine hayat hikayesini sordum.
Umudunu yitirmedi
Çocukluğundan bu yana hep sporla yaşadığını anlatarak sözlerine başladı Sinan Şimşek. Oyuncu olarak da antrenör olarak da hakem olarak da idareci olarak da basketbolun içinde yer almış. Hatta 2011 yılında göz tansiyonu (Glakom) hastalığı iki gözünü de tamamen karartmadan hemen önce Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı çalıştırmış. Ancak gözlerini kaybedince... 1.5 yıl bocalamış aslında. Ama karar vermesi lazımmış.
Evli ve bir baba. ‘Mutlaka bir şeyler yapmam gerek’ diye düşünmüş, farklı işler de yapmış ama basketboldan asla kopamamış. 7 yaşındaki oğlunu yazdırdığı basketbol kursunun yeterince iyi olmadığını fark edince, daha iyisi yapılabilir diye düşünmüş, ‘Ben antrenörlük yaparım’ demiş. Tabii ki sağlık raporu olmadan antrenör lisansını devam ettirmesi mümkün değil ama orta yol bulunmuş, Sinan Şimşek’in idareci olarak sahaya çıkmasının önü açılmış. İl temsilcisi Hakan Kuşcu ile Galip Bekmezci desteklemiş, Basketbol Federasyonu kurulları da iyi niyetle yaklaşıp, bu azmi boşa çıkarmamış. Yani gözlerini kaybetmiş ama umudunu ve hayallerini yitirmemiş, yılmadan onların peşinden gitmiş.
Az da olsa veli tepkileriyle karşılaşmış, kaybedilen bir maçın sonrasında, ‘Gözleri görmeyen adamın çalıştırdığı takımdan ne olur ki’ serzenişlerini duymuş Sinan hoca. Canı yanmış elbette ama pes etmemiş. “Çalışıyoruz biz, çok çalışıyoruz, sahada yapacağımız her şeyi pozisyon pozisyon biliyoruz. Top kimin elindeyken, kime vermesi gerektiğini, kimin nereden içeri devrileceğini, kimin perdeleyip alan açması gerektiğini, savunmada kimin kiminle oynayacağını, her şeyi konuşuyoruz zaten” diyor...
Çağrı ve Kezban...
İki yardımcısı var; Çağrı ile Kezban... Onlar da oyuncusuymuş, şimdi adeta gözü olmuş antrenörlerinin. Yanından hiç ayrılmıyorlar, salona gidiş gelişte eşlik ediyorlar, maç başladığında da saniye saniye sahada olanları anlatıyorlar, adeta maçı yaşatıyorlar...
Oyuncuları her konuda kendisine yardımcı ama velilerden tek isteği biraz daha sabır. “Biz takımımızı bir okuldaki öğrencilerden kuruyoruz, çok fazla seçeneğimiz yok çalıştıkça olacak diyor” ve gerçekten de oluyor. Sinan Şimşek’in çalıştırdığı U-18 Kız Basketbol Takımı’nın Konya’da zirveye çıkıp Bölge Şampiyonası’na katılması bunun bir örneği değil mi? Okul yönetimi de arkasında dimdik duruyor, ona sürekli destek oluyor.
Bir Türkoğlu bir de Dixon!
Başardıkları ve sürekli kafa yorduğu projeleri nedeniyle etrafındakilerin ‘Bir de görseydin neler yapardın’ diye sorduğu Sinan Şimşek’e aynı soruyu ben de yönelttim; ‘Görseydin önce ne yapardın, bir de basketbol dünyasında en çok kimi görmek isterdin’ dedim...
Yanıtı yine etkileyiciydi Sinan hocanın... “Her maaşımla 10 tane tuğla alır, gerekirse harcını kendim karar, üst üste koyarak okul bahçesine bir salon yapardım. Çok araştırdım ‘en ucuz salonu nasıl yaparız, nereden yardım alabiliriz’ diye ama bir türlü başaramadım...”
En büyük hedefi Konya’nın sert geçen kışlarında çocuklarını çalıştırabileceği kapalı bir alanmış. Beden eğitimi derslerinde dışarı çıkamamak canını çok yakmış. “Aslında ders saatleri dışında diğer okulların ya da belediyenin gösterdiği salonları kullanabiliyoruz ama hem programlar çok yoğun oluyor, boş saat bulmakta zorlanıyoruz, hem de bu şekilde benim oralara gitmem kolay olmuyor. Kendi okulumu ezbere bilirim, her yere sayarak gittiğim için sıkıntı çekmiyorum ama başka yerlere gitmek, biraz zorluyor beni” diye ekliyor...
Başkan telefonda
Peki en çok görmek istedikleri... “Bir Hidayet Türkoğlu, bir de Bobby Dixon” yanıtını verdi Sinan öğretmen. “Henüz gözlerim görüyorken Hidayet Türkoğlu’nu izlemek için sabahlara kadar otururduk, onu canlı görebilmeyi, Kobe Bryant’ı bloklayan elini sıkmayı çok isterdim. Türk basketbolunun en büyük yeteneğiydi” dedi. Ben de sohbet sırasında hemen bu sözleri mesajla Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’na ilettim. Mesajdan bir dakika sonra Hidayet Türkoğlu, telefonun ucundaydı, öyle heyecanlandı ki Sinan Hoca, kalbi sanki yerinden fırlayacaktı.
Başkanın samimi konuşmaları, sıcak yaklaşımı, eminim ki Sinan hocaya, kendisi hakkında hissettiklerinde ne kadar haklı olduğunu da düşündürmüştür. Konuşmadan saatler sonra “Ben gerçekten Hidayet Türkoğlu ile konuştum değil mi?” diye sorması, öyle çok şey anlatıyordu ki... Bir de Bobby Dixon var tabii ki... Kendisi gibi kısa olması, çok zor günler geçirmesine rağmen hiç yılmaması nedeniyle de Bobby Dixon’a hayran Sinan hoca, onun yaptıklarını dinliyormuş ve böyle kocaman bir yüreğe sahip ismi görmeyi hayal ediyormuş...
Harcırahları Mehmetçik Vakfı’na
En büyük amacı kupa da değil, galibiyetler de Sinan Şimşek’in. “İyi insan yetiştirelim. Sahada takım gibi olalım, birbirimize sarılalım yeter” düşüncesinde.
İki örnek var aslında bunları da başardığı yönünde... Hatay’a giden U-18 kız takımı ile bir karar almışlar. ‘Basketbol Federasyonu’nun verdiği harcırahı bağışlayalım’ demişler... Hiçbirisi de öyle zengin çocuğu değiller ama yürekleri zengin olunca, ‘biz zaten kendimize yeteriz’ diye düşünmüşler. Nereye bağış yapacaklarının kararı için de kura çekmişler. Mehmetçik Vakfı çıkmış kuradan, gururla sözlerini tutmuşlar.
Bir anı daha anlattı Sinan hoca, takım olduklarını bu örnek net şekilde ispatladı. Doğum günüymüş Sinan öğretmenin. Takım kendi arasında para toplamış, bir ayakkabı almış. Ama bu ayakkabı antrenörlerine değilmiş. Takımda maddi durumu iyi olmayan bir arkadaşları içinmiş o ayakkabı, Sinan Şimşek adına ona hediye etmişler, yaptıklarını öğretmenlerine gururla söylemişler. ‘En mutlu olduğum anlardan birisiydi’ diye anlatıyor o olayı Sinan Şimşek, “Bu maç kazanmaktan çok daha önemli değil mi?” diye soruyor; haklı...
Kendisi de yarışıyor
Öğrencilerini spora aşık eden Sinan Şimşek, aynı zamanda kendi de Görme Engelliler Federasyonu’nun düzenlediği müsabakalarda yarışıyor. Disk atmada Türkiye Şampiyonlukları bulunan Şimşek, uzun atlama, cirit atma ve yüzme gibi branşlarda da boy gösterip, birçok madalya kazanmış.