15.12.2022 - 19:18 | Son Güncellenme:
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Milli Takım'ın eski yıldızları, şu anda ise Süper Lig'de kulüp çalıştıran Okan Buruk, Emre Belözoğlu ve Nuri Şahin ile Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi'nin Türk Sporunda Global Başarı Hedefleri Paneli'ne katıldı.
Kasapoğlu açılış konuşmasında; "Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi, gençliğin ve sporun dolu dolu konuşulduğu bir program. Bu programda da sporun içinden gelenlerin görüşleri oldukça kıymetli. Bugün ben soru sorulan değil, soruları soran olacağım. Üç tane birbirinden kıymetli isim yanımızda. Hem sporcu olarak hem de hoca olarak sporumuza hizmet ediyorlar. Uluslararası tecrübeye sahipler. Kendilerinin tecrübelerinden faydalanacağız. Türkiye artık bir spor ülkesi. Konuklarıma teşekkür ediyorum." sözlerini kullandı.
Kasapoğlu'nun ilk sorusu: Hem ülkemizde hem Avrupa'da önemli kulüplerde forma giydiniz. Türkiye genç bir nüfusa sahip. Global bir pencereden baktığımızda spor kültürü oluşturmanın önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir gencin hayatında spor nerede olmalı?
Okan Buruk: Öncelikle burada olmaktan, futbol ve spor ailesiyle burada olmaktan çok mutluyum. Global ve yurt dışı başarısı deyince tam karşımda Mustafa Denizli oturuyor. Sporda dünyaya açılan en önemli değerlerden ve idollerden biri. Onu selamlayarak başlayayım. Ben, Emre ve Nuri üçümüz de yurt dışında futbol oynayan, son yıllarda teknik direktör olarak takımlarımızla Avrupa macerası yaşayan, hedef olarak da yurt dışında çalışmayı seçmiş hocalarız. Bunu kendine hedef olarak koymuş bakanlarımız, yöneticilerimiz var. Türkiye'nin hedefleri doğrultusunda ileri dönük adımlar atmamız gerekiyor. Çok fazla şeyi değiştirebiliriz. Günlük başarının yanı sıra uzun vadeli planlarla da bunu yapabiliriz. Bir futbol ülkesiyiz, genç bir ülkeyiz. Takımımıza kaliteli oyuncular geliyor ve ülkedeki futbol sevgisini görüp 'Nasıl daha ileriye gidemiyorsunuz?' diye soruyorlar. Türk gençliğine futbolu, sporu sevdirebilmeliyiz. Bunu yaptığımızda zaten başarılı oluyoruz. Futbolu genç nüfusa svedirmemiz lazım. Daha az hatalar yapabilmemiz lazım. Daha büyük hedeflerle yurt dışına açılmamız gerek. Zamanla bunlar olacaktır. Uzun vadede başarılı olacağımızı düşünüyorum. Her şey süre alıyor, planların arkasında durarak çalışmamız lazım. Kısa vadeli değişimlerin faydalı olmadığını gördük. Spor adamlarının, gençlerimizin desteğiyle Türk sporu daha iyi yerlere gelecektir.
Emre Belözoğlu: Devletimizin sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde, siz bakanımızın önderliğinde spora ve sporcuya verdiği destek ortada. Ben futbolun her pozisyonunda bulundum. Gençliğe yansıması konuşulduğunda aklıma şu geliyor: İnsanımızın başaramayacağı şey yok. Büyüdüğüm muhit bir çocuğun büyümesine elverişli bir muhit değildi. Kendisini geliştirmesine uygun bir ortam yoktu. Plastik topun peşinde koşmak beni birçok kötü alışkanlıktan, kötü arkadaşlıktan uzak tuttu. Spora ve sporcuya bu anlamda teşvik devletimizin görevi. Okullarda gençlerimizi yeteneklerince kendi alanlarında teşvik etmemiz gerekiyor. Eğitmenlerimiz, yöneticilerimiz bunu yapmalılar. Ülkemiz çok dinamik. Her alanda başarılı olabilir. Bol bol istişare ederek, devlet büyüklerimizin önderliğinde aşamayacağımız konu yok. İnşallah çok daha iyi günler gelecektir.
Nuri Şahin: Ben sporun birleştirici ve eğitici gücüne inanan bir insanım. Hayatımda çoğu şeyi spora borçluyum. Kötü alışkanlıklardan kaçınma, yeni diller öğrenme, iletişim kurma... Bu anlamda Türkiye'nin büyük yatırımlar yaptığını biliyorum. Biz de elimizden geleni yapacağız bu konuda.
Bakan Kasapoğlu: Spor sevgisini aşılamak ailede başlayan bir süreç. Anasınıfı, ilkokul, ortaokul ve lise... Ülke olarak kamu kurumlarıyla ortak çok sayıda çalışmamız var. Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız bir çalışmayla ilkokulda her öğrencimiz ilgi duyduğu bir spora yönelsin. Bu projeyle birlikte 4. sınıftan mezun olmadan alacağı eğitimle her öğrenci lisans sahibi olacak. Antrenörler, beden eğitimi öğretmenleri, güçlü tesis altyapımız öğrencilerimizin emrinde olacak. Bu şekilde ilkokulda spor lisansına sahip olunabilecek. Eğitim hayatının diğer boyutlarına yönelik adımlarımız var. Milli sporcu bursu gibi. Vakıf üniversiteleriyle 3 yıl önce anlaşma yapıpı %100 milli sporcu burcu başlatmıştık. Şu anda yüzlerce sporcumuz var üniversitelerine devam eden. Akademi projelerimiz var. Spor bilimlerindeki her dinamiki düşünerek projelerimizi geliştirip sporun tabana yayılmasına gayret edeceğiz. Spor tüm kötülüklerle mücadele aracıdır. Çok önemli bir enstrüman bağımlılıklar ve sosyal anlamda. Branç çeşitliliğiyle, altyapımızla ve insan kaynağımızla bunu iyice geliştireceğiz. Tesis spor için olmazsa olmaz. Önce altyapı, insan kaynağı... Ardından da tesis lazım. Biz son 20 yılda Cumhurbaşkanımızın önderliğinde tesis girişimine başladık. Şu anda ülkemizin her yerinde ciddi bir altyapı var.
Bakan Kasapoğlu'nun sorusu: Altyapıyı daha verimli kullanmak için ne tür adımlar atmamız lazım? Futbolda bunun için neler yapılabilir?
Nuri Şahin: Tesis konusu çok önemli. Ben yurt dışında büyümüş, gurbetten gelen biri olarak bunu rahatçöa anlatabilirim. Türkiye tesis olarak diğer ülkelerin çok önünde. Ben çok farklı ülkelerde oynadım ama Antalyaspor'un tesisi kadar güzelini görmedim. Tesisleri, spor sahalarını yapıp öylece bırakırsan bunun bir anlamı olmaz. bu tesislerde gençlere sporu, sosyal hayatı, yabancı dilleri öğretmeliyiz. Tesisleşme anlamında çok iyiyiz ama eğitim konusunda yol almamız lazım.
Emre Belözoğlu: Ülkemizdeki tesisler Avrupa'daki çoğu ülkenin çok çok önünde ama bunun içini doldurmak gerek. Altyapıdan yetiştirirken kendi düzenini, sistemini kurup devam ettirecek insanlara samimi şekilde güvenmek gerekiyor. Samimi olmak gerekiyor. Son dönemde yapılan atılımların karşılığının alınması için futbol ailesinin bir arada yürümesi gerek. Bunlar yapıldığında seviye olarak da yukarılara gidebiliriz.
Okan Buruk: Üst yapıda genel olarak herkes mutlu ama altyapı tesislerinde bunu tam olarak söyleyemeyiz. Galatasaray'ın da bir yeni tesis projesi var ve bu tesiste altyapı takımlarımıza daha çok saha ayarlamaya çalışıyoruz. Teknik adamların altyapılardaki rolü çok daha fazla. Eğitim ve sosyal yönünü oyunculara iyi verilmeli. A takıma ve global futbola çabuk adapte olması için bunun yapılması lazım. Hem fiziksel hem futbol hem de zihinsel olarak o seviyelere hazırlamamız gerekiyor. Bunu yaptığımızda yalnızca oynayacakları geçiş ligleri kalıyor. Bununla ilgili de TFF çalışmalar yapıyor. Türk futbolcusu, futbolunun yanında kişilik olarak da seviyesini yukarı çıkaracaktır.
Bakan Kasapoğlu: Altyapıların bu hedeflerle tesis edilmesi çok önemli. Türkiye çok büyük ve gen bir ülke. Sadece futbol değil, bakşa branşlara da yatkınlık var. Doğu'daki gençlerin belki kış sporlarına, Batı'dakilerin yüzmeye ilgisi var belki... Bunun için biz yetenek taraması yaptık. Önceden tesadüfe kalmıştı sporcunun çıkması. Yeteneğin tespiti ve teşviki için bilimsel bir altyapımız var. Onların yeteneklerinin kaybolmamasına yönelik takviye çalışmalarımız var. Sporcu eğitim merkezlerimiz, olimpiyat eğitim merkezlerimizde bu çalışmalar sürüyor. Gençler, güblük bir yaşam aktivitesi olarak spora yönlendirililmeli.
Bakan Kasapoğlu'nun sorusu: Yeteneklerin tespit edilmesi ve yönlendirilmesi konusunda önerileriniz neler?
Emre Belözoğlu: Hırvatistan Dünya Kupası'nda yarı final oynadı. Sadece futbol değil başka branşlarda da önemli sporcular çıkarıyorlar. Sırbistan da öyle. Türkiye'nin %10'u kadar nüfusa sahipler. Fenerbahçe'de çalışırken gençler için analiz merkezleri kurduklarını fark ettik. Öğrencilerle yapılan görüşmelerde onların hem yeteneklerini keşfederken hem de destek verme anlamında adımlar attılar. 20-25 yıl içerisinde de bunun ciddi karşılığını aldılar. Biz ne kadar istiyoruz değişimi? Herkes ehli olduğu konuda kendisini geliştirse birçok problemi aşarız. İçsel değil dışsal motivasyonu yüksek gençler yetiştiriyoruz ve bunda sıkıntılar yaşıyoruz. Gençlere inanıp güvenmeliyiz. Herkes kendi kulvarında yapabileceklerinin limitlerini fark edip bunu zorlarsa insanımızın yapamayacağı şey yok.
Okan Buruk: Okullar bu konuda en önemli adım. Aileler çocuğunun yeteneğini bilmeyebiliyor. Okullardaki hocalar bunu fark edip öğrencisine yol çizebilmeli. Aileler bu işe çok aç aslında. Geçmişte futbol oynaması yasak çocuklardan kendi çocuğunun peşinde koşup futbol oynamasını, spor oynamasını isteyen bir ülke haline geldik.
Bakan Kasapoğlu: Hocam burası çok önemli. Türkiye'yi gezerken bunu net şekilde gördüm. Aileler çocuklarının yanında. Özellikle anneler. Gittiğim her yerde sporcu anneleriyle buluşmalar yapıyoruz. Şehir şehir çocuklarının peşinde gidiyorlar gerekirse. Biz de onların yanında olmaya çaba sarf ediyoruz. Çok önemli bir konuya temas ettiniz.
Okan Buruk: Hepimizin çocukları var. Onları doğru şekilde yönlendirebilmek önemli. Sporu kolay şekilde yapabilmesi önemli. Eğitmenlerin bilgili olması önemli. Eğitmeni geliştirebilirsek çocukların da gelişimi aynı şekilde gelişir.
Nuri Şahin: Yetenek keşfetme konusunda Tükiye'nin hiçbir sıkıntısı yok. Bizim tek sorunumuz geçmiş zamanda sabıur ve istikrardı. Kendimizden örnek verecek olursam U17'de 2005 yılında şampiyon olduk ve geleceğin yıldız olarak bakılan yıldızlardık. Bu futbolcuların %75'i 3 yıl sonra futbolu bıraktı. İstikrar yoktu. Artık yapılan yatırımlar uzun vadeli. Kızım okulunda 3-4 branşta spor yapıyor. oğlum okçuluk bile denedi. Okullarda artık çocuklar için çok fazla imkan var. Sabırlı olursak, günlük zaferlerle sarhoş olmazsak gelecekte başarının geleceğine eminim.
Bakan Kasapoğlu: Gençlerle olan iletişimi, onların bakış açısına inmeyi nasıl sağlıyorsunuz? Aranızda ne tür bir iletişim var?
Nuri Şahin: Şu anda oyuncularım kendi jenerasyonumdan olduğu için sıkıntı çekmiyorum. Benden büyük oyuncularım da var. Futbol bir takım oyunu olduğu için yazılı olmayan kurallar vardır. Bu kurallar içerisinde esneklikler olabilir. Ben açık ve şeffaf bir teknik direktörüm. Herkese yakın ve samimi olmaya çalışıyorum. Yıldız, genç diye ayırmadan birey olarak oyunculara yaklaşıyorum. Sorun olursa da kurallar dahilinde onları uyarıyorum.
Emre Belözoğlu: Ben çok genç yaşta şöhret hırkasını sırtıma giydim. Küçükken çok seviyordum sokakta tanınmayı ama şimdilerde o kadar iyi gelmiyor. Genç arkadaşlarıma bildikleri doğrulardan ayrılmamalarını söylemiyorum. Ben de zor bir gençlik dönemi geçirdim. Hayat hiçbir zaman kolay olmuyor. Allah'ın yardımıyla yıkılmadan devam ettim. Futboldan ve spordan keyif almaları gerektiğini her daim hatırlatmaya çalışıyorum.
Okan Buruk: Ben kamptan yeni geldim. Bizimle beraber altyapıdan 15 oyuncumuz geldi. İlk kamplarımı ben de iyi hatırlıyorum. Çok heyecanlılar. Onlara yaklaşımımız çok önemli. Güler yüzümüz, selamlaşmamız onlar için çok önemli. Çok da güzel yetişmişler altyapımızda sosyaller, espriler yapıyorlar. Bir yanda onlar var bir yanda Gomis var mesela. Farklı karakterler... Bazen hepsi aynı olsun isteriz, bazen hepsi formda olsun isteriz. Bir yandan arkadaşlarıyız, bir yandan hocalarıyız. Onlara olan davranışımız çok önemli. Onların da bize olan tavırları önemli. Farklı karakterler var, zorlu olabiliyor ama bunu yenmek için iletişim içerissinde olmamız lazım. Oynayan oyuncu mutludur, oynamayan mutsuzdur. Genç oyuncuların sabırsızlıkları daha da artıyor. Onlarla doğruları konuştukça, iletişim ve paylaşım bu konunun anahtarı.
Bakan Kasapoğlu'nun sorusu: Gözünüzü kapattığınızda hangi branşın, hangi takımın ya da hangi sporcunun neyi başardığını görmek isterdiniz?
Emre Belözoğlu: Ben bir Türk teknik direktörle A Milli Takımımızın Dünya Kupası'nı kazandığını görmek isterdim. Avrupa Şampiyonası da olur...
Okan Buruk: Dünya Kupası'nı izliyoruz... Dün gece Fas'ı seyrettik. Fas'ı seyrederken ben de bunları düşündüm. 2002'yi hayal ettim, o başlarıyı tekrarlayıp tekrarlayamayacağımızı düşündüm...