27.08.2012 - 11:10 | Son Güncellenme:
Hakem Bülent Yıldırım'ın Burak Yılmaz'ın pozisyonunda penaltı kararına hükmetmesi büyük tartışmaları da beraberinde getirirken; Burak Yılmaz için en sert yorum Hıncal Uluç'tan geldi.Uluç, Sabah'a yaptığı açıklamalarda Burak Yılmaz ve Galatasaray Kulübü'nü adeta yerden yere vurdu. Galatasaray'ın Burak Yılmaz'ı transfer ederek büyük bir hata yaptığını dile getiren Uluç, "Bu tür insanlar nasıl Galatasaray forması giyebiliyorlar, anlamaktan gerçekten zorluk çekiyorum. Engin'in hali meydandayken, bir de şimdi Burak için. Burak bunu hep yapıyor. Milan Baros'tan kurtulduk derken, bir Galatasaraylı olarak şimdi de Burak sorunu ile karşılaşıyoruz. Bu şekilde gelecek olan bir puana Galatasaray Yönetimi razı mı, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim razı mı? Fatih hocam dün gece rahat uyuyabildi mi? Vay be Beşiktaş'a yenilmedim diyebildi mi? Yüz karası bir olay bu" dedi."BU PİSLİKLER UYGUN GÖRÜLÜYOR DEMEK Kİ..."Burak Yılmaz'ın kendisini yere atmasını gelenek haline getirdiği görüşünü de savunan Uluç, "Kendisini yere atmayı gelenek haline getirmiş insanı Galatasaray transfer ediyor ve alırken de demiyor ki; "Bak kardeşim biz seni alıyoruz ama sen bu huyundan vazgeçmezsen bu takımdan defolur gidersin. Hayır, Engin'e verilen 11 maçlık ceza için Galatasaray Tahkim'e gidiyor. Galatasaray'ın bu adam, Galatasaray forması giymeye layık değil demesi gerekir. Türkiye'nin en büyük kulüplerinden bir tanesi bu pislikleri uygun görüyor demek ki? Biz ne konuşalık, Galatasaraylı olsan ne olur, Beşiktaşlı olsan ne olur; insan nefret ediyor, iğreniyor artık" şeklinde konuştu.
Yorumcu Rıdvan Dilmen derbide maçın skoruna hakem Bülent Yıldırım'ın büyük etkisi olduğunu söyledi.Ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen İnönü Stadı'nda 3-3 biten derbide hakem Bülent Yıldırım ve yardımcılarının kararlarını yorumladı. NTV Spor'da Yüzde Yüz Futbol adlı programda değerlendirmelerde bulunan Dilmen hakemin maçın skorunu etkilediğini söylerken şu ifadeleri kullandı;"Bir anda devreye girdi, aldı iki puanı bir diğerine verdi. 85'ten sonra 3-3'te olabilirdi ama sen karışmayacaksın. Yardımcı hakem, bayram değil seyran değil. Oradan gören bir hakem penaltıyı verebilir. Biz tekrarında penaltı olmadığını anladık. Yardımcı hakem nereden gördüyse, gördün hakem olarak ve dönüyorsun. Yayın 10 metre dışındasın topta oraya düşüyor. Pozisyon bence dışarıda, tahminim bu yönde. Temas var da demeyelim ama faul. O zaman neden kart gösteremiyor Escude'ye. Üst üste çok hata var. Ciddi bir şekilde maçın skorunu hakem çok etkiledi."(ntvspor)
Türk futbolunun en büyük klişelerinden biridir, kaybeden hoca hep bireysel hatalarla yenildiklerini iddia eder! Belki de yıllar sonra ilk kez bu maçta hangi hoca kaybetse, bu klişeyi kullanmayı hak ediyordu. Maçta 6 gol oldu, 5 tanesi bireysel hatalardan geldi. Cenk, bizi zaten böyle hatalar yapmaya alıştırdı! Genç oyuncu bir röportajında “Neuer de, Casillas da kötü goller yiyorlar” demişti, ama kusura bakma Cenk, onlar 3 maçta bir kötü gol yemiyorlar! Galatasaray’daysa beş defansif oyuncunun üçü (Semih, Hakan ve Melo) Beşiktaş gollerinin doğrudan içindeler. Ben sarı-kırmızılı savunmayı Terim’li son 36 lig maçında bu kadar kötü gördüğümü de hatırlamıyorum.Galatasaray’ın dünkü diğer iki kötüsüne gelince... Hamit’in hazırlık kampını tam yapamamış halini Emre Belözoğlu’nun (yazı askerde geçirdiği) F.Bahçe’deki ilk sezonuna benzetiyorum. Fizik olarak yetersiz... Emre Çolak’sa yaşça küçük olmasının kurbanı oldu. İlk yarıda bir topu ayağından geç çıkardı diye sırasıyla Terim, Selçuk, Elmander, Ujfalusi ve tekrar Terim’in Emre’ye nasihat etmesi lüzumsuz ve özgüven öldürür türden geldi bana...Tabii ki bu kadar kısıtlı kadro imkânlarıyla ligin en iyi takımı Galatasaray’a karşı kora kor bir derbi oynayan Samet Hoca’nın takımı büyük bir tebriki hak ediyor. Ama bir tebrik de maçı futbolcularıyla beraber oynayan Beşiktaş tribünlerine. Gerek genç oyunculara verdikleri yerinde destek, gerek üçüncü golü yiyen takımlarına yaptıkları alkış jesti takdire şayan... En enteresan detayıysa, hem cumartesi hem de pazar Topal ve Umut’un kafalarından gelen gollerdi. Kural açık, hareketler bilinçli değil, goller yüzde yüz nizami. Buna itirazım yok.Ama FIFA’nın hentbolle ilgili kuralının değişme zamanının geldiğini, bu haliyle çağın gerisinde kaldığını düşünenlerdenim. Futbol, genleri itibariyle yeteneksizliği cezalandıran bir oyun. Umut o pozisyonda kafa vuracakken, Toraman (tamamen topa vurma niyetiyle) ayağını sallasa ve bu ayak Umut’un bacağına gelse karar (kontrolsüz hareket nedeniyle) penaltı olacak. Escude darbeyi yüzde yüz bilinçsiz yapmış olsa da, futbol kitabı özünde hataları cezalandıran bir kitap...Öyleyse Mehmet’in ve Umut’un (tamamen beceriksizlik sonucu) ellerine değen, rakipten veya çok kısa mesafeden gelmeyen toplarda cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyorum. Tekrar ediyorum, bugünkü kitapla hakemlerin verdiği gol kararları doğru. Ama kitap değişmeli, çağa ayak uydurmalı bence...(Milliyet)
Samet Aybaba, Fatih Terim’i kendi silahıyla vurdu. Yani neyle? Terim’in hiç beklemediği bir şekilde, tam saha Galatasaray’a baskı yaparak. Herkes, “Beşiktaş bu tempoyu 60-70 dakika götürür” dedi. Ama Beşiktaş Fernandes’in orkestra şefliğinde maçın tamamını da götürecekti. Ne var ki sahneye Bülent Yıldırım çıktı. Yine hakem, yine hakem. Dün gece çok net bir şekilde Bülent Yıldırım Beşiktaş’ın galibiyetini elinden aldı. Yani emeğe haksızlık etti.Burak pozisyona giriyor, rakip oyuncudan en ufak bir müdahale yok. Çok zaman olduğu gibi, kendi sol ayağını alçıya alıyor ve yere bırakıyor. Bırakın penaltıyı çalmayı, Burak’a sarı kart gerekir. Peki, bu pozisyon olurken hakemin yeri nerede? Pozisyona 7-8 metre mesafede. Hem de olayı kesitten görüyor. Eliyle de devam işareti yapıyor. Pozisyonun penaltı olmadığına inanıyor, doğru bir şekilde. Ama kendisi yedi metredeyken, 47 metre uzaklıktaki yardımcı hakemin ikazıyla kararını değiştiriyor. Penaltı veriyor.“Bülent Yıldırım, o zaman sen düdüğünü ver yardımcıya, bayrağı da sen al geç kenara.” Madem Burak’ı indiriyorlar, bariz gol şansından dolayı kırmızı kartın nerede? Yardımcıya sorsaydın ondan da yardım isteseydin... Dün gece Bülent Yıldırım’ın şansı vardı. Pozisyon maçın sonunda oldu, maç çabuk bitti. Zaten bu pozisyondan sonra toz şeker gibi oldu. Pardon, pudra şekeri gibi oldu...Helal olsun Fernandes’eMaçta heyecan yüksek, tansiyon yüksek, gol pozisyonu adedi yüksek, kaçırılan pozisyonlar yüksek, atılan gol oranı da yüksek, ama futbol alçak. Hakem fiyasko... Hakem 2 nolu yardımcıyla beraber fiyasko. Helal olsun Fernandes’e. Gece geziyor diyorlar, içki içiyor diyorlar, sabaha kadar uyumuyor diyorlar. Adam sahada bu futbolu oynarsa hiçbir şey diyemezsin. 24 saatin 18 saati uyusan kendine baksan, fazla bir şey oynamasan daha mı makbul olacaksın?Beşiktaş, bu zihniyetle devam ederse ve destek alabilirse Türkiye’deki çok yöneticiye ders verir. Çünkü Türkiye’de zaten futbol oynanmıyor, biraz koşan kazanıyor. Biraz da ahlaklı mücadele edersen başarılı oluyorsun.Hürriyet
)İlk yarıda hataların maçı oldu. Bu seviyede yapılmayacak inanılmaz bireysel hatalar ile atılan 4 gol ise oynanan oyunun hakkı değildi. Maçı kontrol eden Galatasaray, sahaya daha iyi yayılan, organize görünen özgüvenli ve oturmuş takım kimliği ile Beşiktaş’a üstünlük kurdu. Siyah-Beyazlılar ise pas yapmakta ve hücuma çıkmakta zorlandı. G.Saray aşırı bir özgüven ile oynuyor ancak kalitesinin ötesindeki bu abartılı özgüven hataları da beraberinde getiriyor.Henüz maç ritmini bulmamış Felipe Melo’nun ikili mücadelelerdeki güçsüzlüğü çok net görüldü. Hamit oyunda hemen hemen hiç yok ve oyuna ağırlığını koyamayacak kadar ağırlaşmış. İlk yarıda Beşiktaş savunması uyumsuz görünürken ikinci yarıda 3’üncü golün gelmesiyle birlikte artan güven duygusu siyah-beyazlıları daha cesur ve agresif bir kimliğe soktu.Amrabat ve Aydın’ın girmesi ile orta alandaki etkinliğini ve pas trafiğini yitiren G.Saray Beşiktaş ceza alanına girmekte güçlük çekti. Fatih Terim Beşiktaş savunmasının kanat zaafiyetini düşünerek bu değişiklikleri yaptı ancak bu kez de Cimbom’un orta sahası ciddi oranda güç kaybetti.UTANÇ VERİCİOlağanüstü mücadele eden Beşiktaş 4. gol için yakaladığı fırsatları değerlendiremezken 86. dakikada Burak Yılmaz’ın kendisini yere attığı pozisyonda Bülent Yıldırım’ın verdiği komik penaltı ile maç 3-3’e geldi. Burak Yılmaz maalesef bunu hep yapıyor. Hiçbir temas olmamasına rağmen aldatmaya yönelik yaptığı hareket ile sarı kart görmesi gerekirken kazandırdığı penaltı utanç verici.Maçın sonucu ne olursa olsun Beşiktaş’ın orta alanda pas kalitesi yüksek usta bir oyuncuya ve bir kanat oyuncusuna ve bir de ikinci bir forvete ihtiyacı var. G.Saray ise bu savunma ile rüya takım kimliğinden henüz çok uzak.(Vatan)
Bülent Yıldırım ve yardımcısı Sezertam, derbinin skoruna direkt tesir etti.G.Saray ilk 40 dakika sahanın tek hakimiydi. Sonra ibre Beşiktaş’a döndü. Ancak uydurma bir penaltı Beşiktaş’ın galibiyetini engelledi.- Sizce Aybaba’nın tercihleri doğru muydu?Samet Aybaba, Sivok-Escude ikilisinin önüne İ.Toraman’ı ön libero olarak koyarak çok doğru bir başlangıç yapmıştı. Teknik kapasitesi yüksek G.Saray karşısında maça 3 stoperle başlamak ve savunmanın önüne Toraman gibi bir kesici koymak doğru tercihti. Aybaba çıkartabileceği en iyi 11’i çıkarttı. Olabileceği en doğru yerlerde oynatarak. Sağ kanatta Hilbert-Holosko tercihi doğruydu. Sol kulvarda Uğur-Olcay tercihinden başka elinde bir alternatif yoktu. İbrahim Toraman ve Veli de doğru tercihlerdi. Pektemek ve Fernandes’in zaten alternatifleri yok.Pektemek’in sakatlanarak oyundan çıkması ve Batuhan’ın oyuna girmesi oyunu Beşiktaş lehine değiştirdi. Batuhan Karadeniz bütün hava toplarını aldı. Göğüs istoplarıyla arkadaşlarına asistler yaptı. Kısacası Batuhan böyle oynarsa Beşiktaş’ın aradığı santforlardan biri olur.Bir parantez de Cenk’e açmak zorundayız. Dün gece bir kez daha görüldü ki değil McGregor, Ospina bile gelse Beşiktaş’ın geleceği genç Cenk’in elindedir. Dün hak edilen galibiyetin hakem tarafından dönüştürülen beraberliğin Beşiktaş’taki en büyük kahramanı mucizevi kurtarışlar yapan kaleci Cenk’tir.- Sizce nasıl bir derbi oldu, derbinin hakkı beraberlik miydi?3-3’LÜK biten bir derbi, derbi gibi bir derbidir. 6 tane gol, 10’dan fazla net gol pozisyonu özellikle Beşiktaş’ın inanılmaz mücadelesi ve bir de derbilerde sıkça gördüğümüz haksız bir penaltı kararıyla tam anlamıyla derbi gibi bir derbiydi. G.Saray takımı ilk yarıda 40. dakikaya kadar top tekniği Avrupa çapındaki klas futbolcuları, Şampiyonlar Ligi elemelerinden çıkmayı planladığı 11’iyle Beşiktaş’tan kat be kat üstündü. Bu dakikalarda Umut’un atamadığı gol pozisyonu, Elmander’in kaçırdığı ve Cenk’in inanılmaz kurtarışları G.Saray’ı galip gelebileceği dakikalarda üstünlük kurmasına engel oldu.Beşiktaş ilk pozisyonunda Fernandes’in duran toptan kullandığı pozisyonda Melo’nun kendi kalesine attığı golle öne geçti. Maçın 40. dakikasına kadar derbinin tartışmasız hakimi G.Saray’dı. Ardından ilk yarının son 5 dakikasından itibaren inanılmaz denen şey gerçekleşti ve Beşiktaş mücadelesiyle önce G.Saray’ın ataklarını kesti, sonra da sahanın mutlak hakimi oldu.Beşiktaş gibi teknik kapasitesi sınırlı bir takımın G.Saray gibi Devler Ligi’nden çıkmayı planlayan 1.5 misli bütçeli bir takım karşısında verdiği mücadele her şeyiyle galibiyeti hak ediyordu. Beşiktaş takımı bir maçta 3 defa öne geçiyorsa ve sonuncusunda hakemin yarattığı bir penaltıyla maçı berabere bitiriyorsa sonucun tesadüf olduğu söylenemez.- Hakemin yönetimini nasıl buldunuz?Hakem Bülent Yıldırım ve özellikle yardımcısı Erdinç Sezertam Beşiktaş’ın resmen 2 puanını çaldı. Penaltı önce yardımcı Sezertam’ın sonra da Bülent Yıldırım’ın tamamen yarattığı bir penaltıydı. Burak kendini yere atmıştı. İnönü Stadı’nda tribünler o kadar şoke oldular ki seslerini bile çıkartamadılar.Yıldırım’IN bu kararı dün gece inanılmaz bir ter döken, formasını ıslatan Beşiktaş 11’ine yapılmış büyük bir haksızlıktı. Kaybedilen 2 puanın telafisi yok. 2 puanın Beşiktaş’tan gidip, 1 puanın G.Saray’a geldiğini hesaplarsak 3 puanlık bir hata aslında. Kaldı ki G.Saray’ın 2. golünde de hentbol pozisyonu tartışmalı. Sonuç olarak Bülent Yıldırım’ın kararları maçın sonucuna direkt tesir etti.(Vatan)
Maçın adamı Veli olmalıydı. Ne yazık ki Burak Yılmaz oldu. Burak Yılmaz'ın aldığı penaltı, daha doğrusu Bülent Yıldırım'ın yardımcısının verdiği penaltı, Veli'nin sıradışı oyununun önüne geçti.Bülent Yıldırım, penaltıdan önceki pozisyonda Batuhan'ın Ujfalusi'den oyun gereği bir mücadeleyle aldığı topu faul olarak değerlendirmeseydi, belki de gecenin kahramanı olacaktı. Maç hiç Burak Yılmaz'ı konuşturacak hale gelmeyecekti. Dün gece Veli'nin gecesiydi. Fabian Ernst'in neden bırakıldığının ispatını yaptı Veli. Son yıllarda Beşiktaş orta sahasında hem ileri hem geri bu kadar doğru, verimli ve çalışkan bir oyuncu olmamıştı. İkinci golün hemen öncesi, hücumdaki presi, Holosko'ya attırdığı gol onun adına gecenin en yıldızlı anı. Orada da kalmıyor. Veli, bir dakika sonra Galatasara hücumunda topu son çizgiden çıkarmaya çalışan adam olarak da ışıltısını sürdürüyordu. Maç başladığında Beşiktaş soldan sağa doğru yerden, ortadan kaleye doğru havadan çok büyük bir zaaf göstermişti. Kasımpaşa ve Fenerbahçe maçlarında yaptığı gibi Galatasaray, Beşiktaş'ın sağ kanadına yüklenip Emre ile büyük baskı kurmayı planladıysa, kararından vazgeçip bu bölgeye yüklendi. Ancak o bölgede ne Umut'un, ne Elmander'in, ne de etkili olması beklenen Hamit'in Uğur, Escude ve Sivok arasındaki uyumsuzluğu golle sonuçlandıramaması birinci planı bozdu. Galatasaray önde baskı kurmaya çalıştı. Veli ve İbrahim'in direnciyle karşılaştı. Sonra Beşiktaş yavaş yavaş topu tutmaya, rakibin oyun kurmasını engelledi. Dün gece takım savunması üst düzey bir Beşiktaş izledik. Hiç kimsenin beklemediği kadar dirençli ve istekliydi sahadaki onbir. Üç tane birbirinden farklı gol attılar. Melo kendi kalesine göndermiş olsa da bir hava topu golü, bir hücumda kazanılan topla pres golü, bir de orta sahadan uzun topla çıkılan baskın gol. Beşiktaş'ın oyun zenginliğinin bir önceki yıla oranla arttığını göstermez mi? Teknik Direktör Fatih Terim, geçen sene pastanın tabanı olan Melo'dan beklediği verimi alamadığı gibi Hamit'ten de, Ujfalusi'den de, Hakan Balta'dan da, Elmander'den de maç öncesinde hayal ettiği oyunu göremedi. Galatasaray bütün bildiklerini unutmuş, hatırlamaya çalışan bir takım gibiydi. Ne hücumda baskı yaparak, ne kanattan sert ortalarla, ne de kaleye atılan şutlarla hiçbir şekilde Beşiktaş'a baskı kuramadılar. Mustafa Pektemek'in sakatlanması Beşiktaş'ın oyununun kırılmasındaki etkenlerden birisiydi. Yerine giren Batuhan ise birkaç hafta sonra daha iyisini yapacağını gösterdi. Beşiktaş adına sahanın en iyilerinden birisi de Holosko'ya ikinci golü attıran Olcay Şahan. Sol kanatta tam anlamıyla yalnız kalıyor, arkadan beklediği desteği alamıyor. Ama savunmasına destek verebiliyor. Drenthe transferiyle sezonun en flaş transferlerinden biri haline gelebilir. Beşiktaş maçı kazanamadı ama taraftarını kazandı. Son yılların en temiz, en futbolsever Siyah-Beyaz tribünlerini izledik. Beşiktaş maçı kazanamadı ama Samet Hocasını kazandı, Samet Hoca da taraftarını kazandı.(Zaman)
Beşiktaş’ta Samet Hoca’nın çıkardığı kadro ve saha dizilişi zaten daha maç başlamadan Galatasaray’ın üstünlüğünün kabul etmek anlamına geliyordu.Haksız mı bu konuda? Değil. Karşısında şampiyon olmuş ve daha da güçlenmiş olarak yeni sezona başlayan sistemi oturmuş bir takım vardı. Samet Hoca zayıflayan ve eksilen takımının Galatasaray ile kalite açısından baş edemeyeceğini bildiği için orta sahayı fazla sayıda oyuncu ile kurup mücadele kozunu kullanmak istedi. Fakat Galatasaray’ın ligin en iyi fizik gücüne sahip takım olmasının yanında kalitesel anlamda da ligin en iyisi olduğu gerçeği hemen ortaya çıktı.İkram gollerMaçın geneli her iki hocanın da düşündüğü gibi geçmedi. Çünkü ne Samet Hoca ne de Fatih Hoca bu kadar bireysel hatanın yapılacağını tahmin etmemiştir. Özellikle Beşiktaş’ın bulduğu 3 golde de Galatasaraylı oyuncuların bireysel hataları vardı.Maçın ilk yarısında birer ikram gole sahne olduğunu söylemek yanlış olmaz. Melo’nun ters kafası ne kadar kendi kalesine golse Cenk’in kucağına gelen topu içeri atması o kadar kendi kalesine goldür.BİREYSEL HATALAR..Ujfalusi ve Semih’ten sonra Melo’nun kendi kalesine attığı gol.Cenk’in kucağına gelen topu içeriye atması ile gelen gol.Hakan’ın uzaklaştırması kolay topu gol pası olarak geri vermesi.Fatih Hoca’nın Hamit’i kenarda oynatmakta ısrar etmesi.Fatih Hoca’nın Amrabat oyuna girince, Emre’yi ortaya çekmesi.(Hürriyet)