10.03.2013 - 09:55 | Son Güncellenme:
Dün gece gol yoktu ama, üst düzey mücadele ve hatırı sayılır pozisyon vardı. Futbol adına bu olumlu tabloya en büyük katkı, Trabzonspor’un uzun zamandır izleyemediğimiz performansıydı kuşkusuz. Beşiktaş gibi ligin en skorer takımının sayı üretmesine izin vermemek, sadece savunmada gereken önlemleri almakla değil, orta alanda Fernandes gibi bir top cambazını da etkisiz kılmak ile mümkündü. Tolunay Kafkas bu görev için bir adam belirlememişti. Zokora, Soner, kimi zaman da Adrian rakibin en etkili silahının ritmini bozmaya çalıştı. Bu arada Oğuzhan ve Olcay gibi kaleye doğrudan gitme becerisi olan, Niang gibi her an sürpriz vuruşlar yapabilen isimlere de geniş alan bırakmamak gerekiyordu ki, maçın genelinde bu düşüncesini sahaya yansıtmayı bildi Kafkas’ın öğrencileri.Trabzonspor’un rakibine üstünlük sağladığı bölümler vardı. İlk 15 dakikada bunu ağırlıklı olarak hissettirdi. Pozisyon da üretti. Ancak son vuruşlar gol becerisinden uzaktı. Beşiktaş ise oyunda dengeyi sağladıktan sonra özellikle ilk yarının sonları ve ikinci yarının ortalarında Trabzonspor’a oranla daha etkili pozisyonlar üretti. Bu anlarda sahneye çıkan kaleci Onur inanılmaz refleksleriyle takımının oyunda kalmasını sağladı. Hele Olcay ile başbaşa kaldığı bir pozisyon vardı ki, zamanında müdahalede bulunmasa, topu ileri taşımakta zorlanan Trabzonspor’un direnci kırılabilir, skorda eşitliği sağlaması güçleşebilirdi. Niang’ın dakikalar 79. gösterirken Bamba’nın hatasından yararlanıp yaptığı vuruşta ise Onur bir kez daha devleşti kalesinde.Her iki teknik direktörün ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri topa daha çok sahip olmak ve en azından mevcut durumu korumak adına oldu. Sonuç ise sahadakileri üzmedi.Trabzonspor ligdeki konumu itibarıyla kaybetmemesi gereken maçtan istediğini aldı. Taraftarın bu denli umutsuz, futbolcuların son derece moralsiz, yönetimin ise karar aşamasına geldiği bir süreçte zirveyi zorlayan rakibe teslim olmamak, bordo-mavili takım açısından çok önemliydi.Yine Trabzonspor cephesi adına bir tespit de şu oldu; Kadro belli, oyuncuların yetenekleri ve sahada kimlerin ne yapabileceği belli iken, takım üzerinde fantazi yapmanın hiç de zamanı değil. Ve o tercihleri yapmaya hangi koşullar zorlarsa zorlasın, en azından bu kadar sıkıntılı bir dönemde teknik adamlar böyle bir lüksü olduğunu düşünemez!(Milliyet)
Skor tabelası ne yazarsa yazsın, fark etmez! Yılın en kötü derbisini izledik! Tribündeki seyirciler ve ekran başındaki tüm futbolseverler bu kadar kötü bir maç için hangi suçu işlediler, bilmiyorum... Kırmızı ışıkta mı geçtiler, alkollü araç mı kullandılar, vergileri ödemeyip askerden mi kaçtılar topluca, gerçekten merak ediyorum... Bu “ceza gibi” kötü oyunun mutlaka bir nedeni olmalı, anlayamıyorum!Yine de emek sahiplerine saygıda kusur etmeden, birkaç kişinin hakkını teslim edelim...Öncelikle Niang, teşekkürü hak ediyor... Çünkü takımının en lagar, en dağınık gününde iyi niyetle, inat ve ısrarla oynamaya çalıştı. Topu ayağında tutarken yalnız kaldı, pas yapacağı, duvar oluşturacağı bir arkadaş aradı, bulamadı... Önce Olcay, sonra Oğuzhan, egolarını yenip Niang’ı görselerdi, Beşiktaş golü çok rahat bulmuş olurdu... Ama yapamadılar. Sonra da Fırat Aydınus, itilip kakılan ve şamar oğlanına dönen Niang’ın beklediği faul düdüklerini çalmadı. Bence üçü de bu adamdan özür dilemeli! Düşünün, hakemin ciddiye almadığı, arkadaşlarınızın sizinle oynamadığı, rakibinizin de (Bamba ve Mustafa) sürekli itip kaktığı bir ortamda küsmez de ne yaparsınız!Holosko, dünkü maçta Beşiktaş’ın büyük falsosuydu. Erken değişiklikler yüzünden son hakkını kullanmada tedirgin olan Aybaba, nihayet Necip’i oyuna alıp (66) Holosko’yu duşa gönderdi ve hiç değilse öfke nöbetlerinden kurtuldu...Beşiktaş’ın maestrosu Fernandes de sanırız “raporluydu” dün... Bir ara geri dörtlünün önünde fazladan merkez rolüne soyunduğunu, ileri hamleleri bıraktığını ve sorumluluk duygusunu kaybettiğini gördük. Belki bazı arkadaşlarının gamsızlığından, gayretsizliğindendir. Hiç değilse Kaptan Toraman kadar çabalayabilirlerdi, olmadı. Bu arada seremoniden hemen sonra sürpriz biçimde eldiven giyen kaleci Cenk’i kutlayalım. Aynı biçimde Onur da başarılıydı. Cenk en az iki golü, Onur da Niang’ın harika vuruşunu inanılmaz biçimde savuşturdu!Trabzonspor’a dönecek olursak... Ev sahibi, kötü bir sezon geçiriyor. Yığınla sorunu aşmaya çalışıyorlar. Taraftarı bile güven duygusunu kaybetmiş. İki stoperleri ve kalecilerinin dışında maça sahip olacak hiç bir etkinlikleri olmadı. Dedik ya kötü bir maçtı!Sonuç oldukça dramatik... Bu ligin lideri puan kaybettikçe, peşindekiler de ona uygun adım eşlik ediyorlar... Beşiktaş, ayağına gelen fırsatı nasıl tepti, anlayan beri gelsin!(Milliyet)
Beşiktaş’ın bu sezon en temposuz maçıydı. Hızı, bir silah olarak kullanan siyah-beyazlılar dün yavaş kalınca etkili olamadı. Bunda Trabzonspor’un Beşiktaş’a özel bir strateji ile hazırlanması da etkendi. Fizikel mücadeleye yönelik rakibine yakın ve temaslı oynayan bir Trabzonspor vardı.Beşiktaş iyi oynamadığı maçta 6 kez gole yaklaştı. Golü bulup öne geçse rakibin organize görüntüsü bozulacak ve daha riskli oynayan kontrolü kaybeden bir Trabzonspor olacaktı. İlk yarı Holosko, Olcay ve Niang; ikinci yarıda da Olcay, Oğuzhan ve Niang ile pozisyonlar bulan Beşiktaş, bunlardan en azından 1 tanesini değerlendirmeliydi.TEK POZİSYON VERDİLERFernandes’in fiziksel olarak çok da diri görünmediği karşılaşmada Holosko da yokları oynayınca Niang çok yanlız kaldı. Senegalli santrfor tek başına Mustafa ve Bamba gibi 2 güçlü oyuncuyla maç boyunca boğuştu durdu.Kaleci Onur Kıvrak’ın harika kurtarışı olmasa Mamadou Niang, Beşiktaş’a bir 3 puan daha getirebilirdi.Trabzonspor Henrique-Sapara değişikliğinin ardından orta alanı tamamen ele geçirince Samet Aybaba da akıllıca bir hamle ile Necip’i oyuna sürüp karşılık verdi. Samet Hoca 35’te yetersiz görünen Emre Özkan’ı da oyundan alarak çok yerinde bir hamle yaptı.Beşiktaş için söylenebilecek en olumlu şey ise maç boyunca Trabzonspor’a sadece 1 gol pozisyonu vermesiydi. Lig genelinde savunma güvenliğinden yoksun oynayan siyah-beyazlılarda Escude oyuna girdikten sonra Sivok ile birlikte sağlam bir görüntü ortaya koydu.TRABZON’A DESTEK ŞARTUzun bir aradan sonra kaleye geçen Cenk ise maçın başındaki 2 yan top hatası dışında güven veren bir oyun ortaya koydu. 9 maç kala 4 puanlık fark kapanabilir. Almeida dönecek, Niang artık hazır. Yedek kulübesi güçlendi. Bu yüzden dünkü maçta alınan 1 puan kötü değil.Trabzonspor’un ise kadro istikrarı, güven ve huzura ihtiyacı var. Bordo-mavili taraftarlar artık protestoyu bırakıp takımının arkasında olmalı.Son söz de maçın hakemi Fırat Aydınus için.. Aydınus, ülkemizin bence en iyi hakemi. Ancak Trabzonsporlu bir yöneticinin yaptığı talihsiz açıkçamalardan etkilenmiş göründü. Niang’a karşı faüllü oyuna fazla tolerans gösterdi.(Vatan)
Ne İsa’ya yaradı, ne de Musa’ya! Alınan beraberlik, başta Galatasaray ve Fenerbahçe olmak üzere, düşme endişesi yaşayan bütün takımların işine gelse de, sadece iki takıma yaramıyordu. Onlar da sahada ter döken Trabzonspor ile Beşiktaş’tı. Aslında ter döktüler mi o da tartışılır ya!Kazanan büyük avanta sağlayacaktı ama yenilen çok şey kaybedeceği için ikisi de risk alamadı. Eldeki bir kuşu, daldaki üç kuşa tercih etmek, -olmaz da- belki Kartal için yeterli olabilirdi. Malum, feda sezonunda ikinciliğe bile “eyvallah” diyebilir. Ama geçen hafta ateşe düşen Trabzonspor, Beşiktaş beraberliğiyle bu ateşin üzerine bir bidon benzin daha döktü. Sırasıyla Bursa, Antalya, Akhisar Belediye, Ordu, Eskişehir, Gençlerbirliği, Kayseri, İBB ve Galatasaray ile karşılaşacak olan bordo-mavililer, 9 maçta kaç puan toplar dersiniz? Diğer bir ifadeyle, mevcut 30 puanına ne kadar ilave edebilir?(Milliyet)
Liderin 3 puan kaybettiği bir haftada Beşiktaş adına şampiyonluk sözlerinin söylenebileceği bir maçtı. Trabzonspor adına ise kötü gidişatı durdurup bir özgüven kazanma maçıydı. Bu doğrultuda başlayan maçta iki takım da önce gol yememeyi, ardından da birbirlerinin hatalarını kollamaya başladı. Mücadele olarak iyi diyebileceğimiz ama oyunun hızı, heyecan vericiğili yönünden de çok düşük diyebileceğimiz bir ilk yarı izledik.İlk yarıda iki takımdan da santrfor bölgesinde Niang ve Henrique etkili olmaya çalıştı. Orta sahada da Beşiktaş’tan Fernandes ile Trabzon’dan Soner etkili isimlerdendi. ilk yarıda hatırlayabileceğimiz pozisyon, Holosko’nun şans eseri vurduğu topu Onur’un çizgide kurtarmasıydı. Onun dışında izleyenlere zevk vermeyen bir ilk yarı izledik.İkinci yarı açıkçası iki takım adına da bazı şeylerin değişmesini bekledim. Ama ne Trabzon ne de Beşiktaş adına bizleri tatmin eden bir oyun olmadı. Bunun dışında iki takım adına da önemli pozisyonlar vardı. Beşiktaş için Olcay’ın, Oğuzhan’ın ve Niang’ın pozisyonları vardı. Bunların ikisinde ise Onur başarılıydı. Trabzon adına da aklımda kalan pozisyon, Olcan-Soner işbidrliği ile Olcan’ın Adrian’a verip onun da dışarıya attığı toptu...OLCAY KAYIP!Genel olarak bakıldığında Beşiktaş, F.Bahçe maçının dışındaki en etkisiz deplasman oyununu ortaya koydu. Tabii bunda geçen haftaki galibiyetin de etkisi vardır. Çünkü geçen haftanın etkili ismi Olcay, sahada yok denecek gibiydi. Holosko da düşük seviyedeydi.Bakıldığı zaman 60. dakikadan sonra takımda yorulma izleri vardı. Ama Beşiktaş, sonuçta Trabzon deplasmanında oynadı ve oyun olarak değil pozisyon olarak üstündü. ‘Kaybedilen 1 puan’ gözüyle bakılabilir ama beraberlik de iyi sonuçtur.Değişim şartTrabzon'da maalesef bir gelişme göremedim. İlk yarının en etkili oyuncusu Henrique, 2. yarının başlarında oyundan alındı. Takımda belli ki gözle görülen bir şey var... Müthiş bir moral bozukluğu içindeler.İlerleyen haftalarda kendilerini hem oyun hem de zihinsel olarak geliştirmezlerse Trabzonspor’u kötü günler bekleyebilir. Trabzonspor’da Onur Kıvrak’ın performansı mağlubiyeti önledi. Cenk Gönen’e ise fazla iş düşmedi ama uzun zamandır oynamıyordu. Son anda yer buldu. Onu da bu karşılaşmada beğendim.(Vatan)
Hangi maç olduğunu şimdi hatırlamıyorum. Hatırladığım o maçta Veli’nin olmamasıydı. Maç sonunda Samet Aybaba yaptığı açıklamada, “Veli’yi aradık” diye bir açıklama yapmıştı. O açıklamaya, “Beşiktaş Veli’yi arayacaksa vay halimize” diyerek eleştirip, gülenler olmuştu. Ne yalan söyleyeyim; Ben de öyle düşünüp, gülenlerden biriydim.Ama dün bir kez daha gördük ki Beşiktaş, Veli’yi aradı. Hemde mumla. Ve bir kez daha gördük ki Beşiktaş orta sahadaki dinamizmininin çoğunu Veli’ye borçluymuş. Dün Veli yoktu, orta saha da yoktu. Gerçi dünkü Beşiktaş’ta hiçbir şey yoktu.F.Bahçe maçının moraliyle Trabzon karşısına çıkan Beşiktaş’ta o morali de göremedik. Holosko, Oğuzhan, Fernandes, Olcay bildiğimiz performanslarının yanına bile yaklaşamadılar. Niang adeta tek başına Trabzon defansıyla boğuştu. Yardımına gelen kimse yoktu.Trabzon'a gelince; Böyle kötü bir gününde yakaladığı Beşiktaş’tan 3 puan alamaması onlar adına büyük bir kayıptı. Sadece Olcan tek başına bir şeyler yapmaya çalıştı. Şubat ayının oyuncusu seçilen Henrique ise hiçbir şey yapamadı.1 PUAN BİLE FAZLATolunay Hoca yaptığı hamlelerle golü bulmak istedi ama buna da Beşiktaş defansı izin vermedi. Cenk havadan gelen topların hepsini kazanan isimdi.Samet Aybaba’nın 35. dakikada gününde olmayan Emre’yi çıkarması, isabetli bir karardı. 3 puanı daha çok isteyen taraf Trabzonspor’du. Beşiktaş ise adeta 1 puan için sahaya çıktı ve maçı da istediği gibi bitirdi. Beşiktaş dün gerçek performansında olsa, kazanmayı daha çok istese, 3 puanı alıp İstanbul’a dönerdi. Ama gerçeği söylemek gerekirse Beşiktaş’ın dünkü oyununa 1 puan bile fazla. Şükretsinler 1 puana...(Milliyet)