07.02.2016 - 09:07 | Son Güncellenme:
ŞAKA yapmıyorum. Beğenilmeyen Sabri olmasa, 63’te oyuna girmese inanın uyuyacaktık ekran başında. Sabri girdi, G.Saray hareketlendi, tribünler biraz olsun ısındı. 80’de harika ortaladı Sabri, Olcan direği geçemedi. 83 ve 87’de de çaprazdan golü aradı ama kaleyi bulamadı. Sonra seyirci ıslıkladı Sabri’yi. Neden? Cevabını bulamıyorum.İYİ de 90 dakika oynayan Sneijder, Selçuk, Umut ne yaptı? Kocaman bir hiç.REZİL oynadı bu 3’lü. Selçuk uzatma dakikalarında Sneijder’e vereceğine Umut’un arkasına top attı, Umut topu yakalayamadı ve Selçuk elleriyle, kollarıyla Umut’u bir anda tribünlerin kucağına attı... Yapma Selçuk, çok ayıp. Top kapamıyorsun, araya oynayamıyorsun, şut desen yok, öldürücü pasların yok, sonra arkadaşını tribünlere şikâyet ediyorsun. Al izle, gör bakalım pası Umut’un ayağına mı yoksa arkasına mı atıyorsun? 63’te Podolski’nin güzel pasında Selçuk kaleye doğru dürüst vursa, öyle ya da böyle G.Saray kazanırdı...YA Sneijder, her aleyhte kararda ‘F.ck off’ diyorsun. Üstelik Bülent Yıldırım ana dili gibi İngilizce biliyor. Ama hep duymamazlıktan geldi. Sarısı olan Podolski de mimikleriyle, dalga geçiyor ama 2. kart yok.BU SEZON BİTTİBURAK olsa farkeder miydi? Hayır... Burak da Umut da kafa olarak zaten bitmişler. Umut top kontrol edemiyor, pas veremiyor. Üstelik kaleye uzak oynuyor ve sürekli penaltı kovalıyor.YASİN’E ne demeli! Bir geçen sezonki Yasin’e bakın, bir de şimdikine. Arada dağlar kadar fark var. Sprint yok, şut denemek yok, ikiye bir yapmak yok. Kısacası G.Saray zaten kontak kapatmış, dün de aküyü boşalttılar.BURAK’IN Çin’e gitmesi bence hocanın işine geldi. O da biliyordu bu G.Saray’dan cacık olmayacağını. İstedikleri alınmadı, bir de Burak satılınca, işte Denizli’nin mazereti ortaya çıktı; “Transfer yok, Burak satıldı, bu şartlarda zaten şampiyon olamazdık...”SEZON bitti. Bu takım kupada da en fazla yarı final oynar. Avrupa vizesini zor alır. ASIL problem, asıl defo seneye ortaya çıkacak. Tahminimce Mustafa Hoca tazminatını alıp belki de nisanda görevden ayrılır, yerine vasat bir hoca gelir ve takımdan 2-3 futbolcu daha ayrılır. Yerlerine Linnes gibi sıradan birkaç oyuncu gelir ve bu G.Saray yine hüsranlarla dolu bir sezon geçirir.
Birkaç sebebi olabilir. Kaleye gitmek için kullanabileceği ofansif bekleri vardı ev sahibinin. Linnes ve Olcan çabuk, hareketli ve hücumu seven oyuncular. Ama bu oyuncuların bindirmelerine topla dönmek gerekir. Böyle bir düşünce varsa plan da olmalı. Linnes ve Olcan nerede topla buluşacak? Saha boşaltırken mi, yani oyun kurulumunda mı, yoksa rakip alana yerleşirken mi? Ben bu anlamda Galatasaray’ın bir planı olduğunu sanmıyorum. Donk gibi saha boşaltırken geriden, Selçuk gibi rakip sahaya yerleşirken ortadan ve Sneijder gibi atağın finalini yaparken oyun kurabilecek 3 oyuncusu vardı ev sahibinin. Ama bir planı var mıydı diye sorulabilir. Kanatlarda da bire bir oynamayı seven iki oyuncu vardı. Ceza sahası çevresinde topla buluştuklarında tehdit haline gelen bu iki oyuncuyu etkili oldukları yerde topla buluşturmaya yönelik bir plan görmedik. İlk yarı boyunca Galatasaray’ın kaleye gidememesinin kendisiyle ilgili, sebepleri bunlardı bence.İkinci yarının ortasından itibaren Galatasaray çok daha etkiliydi. Bunun bir sebebi var mı?İlk bir saatte oyun tamamen Konyaspor’un kontrolündeydi. Sinan’ın sakatlığıyla ilk yarının sonunda oyuna giren Podolski ve etkisiz görünen Yasin’le değişen Sabri’nin hareketlilik getirdiğini söylemeliyiz. Belki yine bir planı yoktu ev sahibi takımın ama son yarım saatte Olcan, Sabri ve Podolski’nin istekli oyunları vardı. Bu bölümde maçı kazanabilecek pozisyonlar yakaladı Galatasaray. İki kez Sabri ve birer kez de Olcan, Selçuk ve Podolski net fırsatlardan yararlanamadılar. Gol pozisyonlarının yüklenerek oluşturulan karambol topları olduğunu da söylemeliyiz. Santrforu Umut ve gole yakın oyuncuları Sneijder ve Podolski’nin etkili olabilecekleri yerlerde yeterince topla buluştuğunu ya da bu oyunculara takımın gol fırsatı hazırlayabildiğini söyleyemeyiz. Yine de bardağın dolu tarafına bakmak yerinde olur. Galatasaray organize olmadan da gol fırsatı yakalayabiliyor. Ayrıca ligimizin belirgin oyun planı olan nadir ekiplerinden biri olan Konya takımına tüm ikinci yarı boyunca hiç şans verilmemesi de önemlidir.Bu puan kaybı önümüzdeki haftalar için nasıl bir etki yapar?Eğer Burak’ın Çin’e satılacağı haberleri doğruysa Galatasaray yarışma hedefinden zaten vazgeçmiş demektir. Yine de saha içinde çözümler üretmeye yarayacak oyuncuları var. Ancak dün akşam maçın üçte ikisini yürüyerek çöpe atan takımın yarışması çok zor görünüyor. Bu puan kaybı atık Galatasaray’ı şampiyonluk yarışından dışarıya itmiş oldu.
Bu Galatasaray’dan ne uzun vadede ne de kısa vadede başarı beklemek mümkün değil... Yöneticiler herhangi bir Galatasaraylı futbolcuya Çin’den, Hindistan’dan, Uzakdoğu’dan bir talip varsa nasıl Burak’ı verdilerse, hemen kabul etsinler. Bunların içine Sneijder’ı da koyuyorum, Selçuk İnan’ı da koyuyorum, Podolski’yi de koyuyorum, hatta Muslera ve de Donk’u da koyuyorum... Böyle bir takım olabilir mi? İlk 45 dakika bakıyorsun Torku Konyaspor kalesine bırakın şut atmayı gidemiyorlar bile... Orta sahada Donk’la Selçuk oynuyor. Sneijder da yardım ediyor... Bakıyorsun isim olarak çok kaliteliler ama ortaya koydukları futbol inanın üçüncü sınıf... Holmen, Meha, Traore, bir de bunlara Ömer Ali Şahiner’i de eklersek resmen Galatasaray’ı ikinci bölgede kilitlediler... Ne Selçuk’un ne de Donk’un gayreti bu presi kıramadı... Ortaya da abuk-sabuk, ne yaptığını bilmeyen çok pas hatası yapan bir Galatasaray çıktı.Sinan Gümüş diyorsun, son üç haftadır manşetlerde. O da sakatlanıncaya kadar Douglas’ın markajından kurtulup ne etkili bir şut, ne etkili bir orta yapamadı... Mecburiyetten Podolski oyuna giriyor. Galatasaray’a katkısı var mı? Hiç yok... Yasin desen o da Burak Yılmaz gibi... Herhalde Galatasaray defterini kapamış... Hoş kapamasa bile Denizli mutlaka kendisini çaresizlikten oynatıyor... Bu performansla Yasin de Galatasaray’da oynayamaz...İki yeni transfer Linnes ve Donk üçer senelik mukavele yaptılar, herhalde ‘işimiz bitti, kendimizi garantiye aldık’ diye düşünüyorlar... İnanılır gibi değil... Bir hafta önce Gaziantepspor maçına bakıyorsun, Galatasaray koşuyor, şut çekiyor, 70 dakika rakibini limon gibi sıkıyor... Konyaspor karşısındaki Galatasaray’a bakıyorsun; tanınmayacak kadar kötü... Bu takımın hedefi olamaz... Öyle-böyle Galatasaray küme de düşmez... Hiç olmazsa para eden futbolcular gönderilsin de Mustafa Denizli şimdiden önümüzdeki sezon için revizyona başlasın...Konyaspor’a gelince... Aykut hoca biraz daha yürekli olup Galatasaray’ın üzerine gitseydi dün geceyi galibiyetle bitirebilirdi.
Mustafa hoca sürprizlerin adamıdır, şaşırtmaktan çok hoşlanır. Onun kadrosunu 11'de 11 tutturmak imkansız gibidir. Sakat ve cezalılar yüzünden kadrosu çok daralsa bile en az bir sürpriz yapar, hem takımı takip eden muhabirleri hem de taraftarları terse yatırır...Örneğin siz, Denizli'nin yerinde olsanız, Koray ile Denayer arasındaki tercihinizi kimden yana kullanırdınız? Bu sezon tek lig maçını 29 Ekim'de oynayan ve sadece 9 dakika sahada kalan Koray'a mı, sakatlıktan yeni çıkmış olsa da Denayer'e mi 11'de forma verirdiniz? Chedjou-Koray ikilisi, Chedjou-Denayer'e göre neden daha güven verici Mustafa hoca için... Bu tercih, Semih ve Hakan'ın yokluğuna ciddi bir risk daha eklemek değil mi? Anlamak zor ama hocanın tarzı bu, değiştirmeye gücümüz yetmez ki!32 puanlı Torku Konya maça büyük bir beklentiyle çıktı. Kazanması halinde Galatasaray ve Başakşehir'i geçerek 3. sıraya tırmanacaktı. Oysa geçen sezon 20. haftayı 23 puanla 11. sırada kapatmışlardı. Aykut Kocaman defansın her iki kenarında ara transferler Skubic ve Douglas'a görev verdi. İkisi de hem defansif hem de ofansif anlamda etkili oldu. Önümüzdeki haftalarda çok daha verimli oynayacaklarını düşünüyorum.Maçta ilk yarım saat dolarken tablo şöyleydi: Topla oynamada yüzde 53'e 47 üstün olan Konya'ydı. Galatasaray'ın tek şutu yoktu, Konya ise 3 şutla Muslera'yı yoklamıştı. Galatasaray'ın ilk şutu 36'da Chedjou'dan geldi, o top da çok farklı biçimde tribüne gitti.Sinan'ın sakatlığı kötü gidişata tuz-biber ekti. Zira kulübede tek forvet yoktu. Podolski gibi bir tecrübenin sahaya girmesi ise tribünlere teselli oldu ama oyunda değişen bir şey olmadı. İlk yarı hiç oynanmasa da olurdu!İlginçtir, Galatasaray ilk gol pozisyonunu Sabri'nin, Yasin'in yerine oyuna girdiği 63. dakikada Selçuk'la buldu. Ardından ciddi bir baskı oluştu ama Konya savunması ve kaleci Serkan sağlam durdu. Aykut Kocaman maçta ilk değişikliğini 71'de yaptı, Traore'nin yerine Bajic'i oyuna alıp sürpriz biçimde çift forvete döndü. Kocaman ardından da yıpranan orta sahanın direncini artırmak için Rangelov'un yerine Mbamba'yı sahaya sürdü. Galatasaray'ın baskısı karşısında çok geç kalmış ama doğru bir hamleydi ve neticede maç golsüz bitti...Peki tribündeki Burak Yılmaz sahada olsaydı maç böyle mi biterdi? Bunun cevabını da eldeki tek etkili golcüyü ıslıklayan ve Galatasaray'dan soğutanlar versin değil mi!
TAM 63 dakika sahada yok olan G.Saray, son 27+5 dakikada bulduğu pozisyonlara rağmen sonuca ulaşamadı. Konya’da hiçbir şey bilinmedik değildi. Aykut hocanın takımını takip eden herkes bunu bekliyordu. BENİM beklentim ise İstanbul takımları önünde oynadığı maçlardaki çözülmelerdi. G.Saray bunu yapar sanıyordum. (bir de kontratak meselesine hiç hakim değiller) G.Saray 63 dakika o kilidi açamadı. İlk yarı ‘sıfır’dı. Sabri’nin Yasin’in yerine girmesi sonrasında sağ tarafı Linnes ile hareketlendiren deneyimli oyuncu son vuruşlarda başarılı olsa maçı alan isim olacaktı. BUNLAR detay. Gerçek olan Finansal Fair Play nedeniyle forvetini satmak zorunda kalan G.Saray. Kimseyi suçlamak mümkün değil. Burak bu şartlarda (hem kendisi için hem takımı için) gitmeliydi!SORUMLUSU MUSTAFA HOCAANCAK sahada oynanan bu oyunun sorumlusu Mustafa hocam! Türk futbolundaki devrimci ruhun soy kurucusunda bu statik oyun, bu sürprizsiz 90 dakikalar, çözümsüz haller şık durmuyor. 63’ten sonra abluka altına aldığın rakibin önünde Bilal’i oyuncu değişikliği hakkın olmasına rağmen kenarda tutmak, Yusuf Şimşek’ten ‘çözücü yaratan’ hoca için hayâl kırıklığı. TAKIMIN en iyi şutörünü yanında 32 dakika oturtmasının bir anlamı olmalı. Dedik ya bunlar detay. G.Saray’ın tek hedefi kupa olmalı. Bu anlayışla ligde ilk 4’te de zorlanmak işten bile değil.