20.08.2014 - 09:35 | Son Güncellenme:
Atatürk Olimpiyat Stadı’nda gerçek bir onur savaşı izledik. Beşiktaşlı futbolcular Arsenal’in tüm üstünlüklerine karşı meydan okuyan bir oyunla mücadele ettiler. Hep birlikte yardımlaşmanın, paylaşmanın, hücumda ve savunmada ayakta kalmanın sınavını verdiler.Atiba’nın yokluğunu fazladan enerji ve özveriyle tamamlanmaya çalıştılar. Ne Alexi Sanchez’den, ne Ramsey’den, ne de Giroud’dan çekindiler. Arsen Wenger’in oturmuş, Şampiyonlar Ligi’ne abone olmuş takımına karşı Slaven Bilic’in ekibi de beklenenin üzerinde bir maç çıkardı.Beşiktaş’ın kişilikli oyunu, evet, beklenen golü bir türlü getirmedi. Yine de takdir etmek gerekir... Savunmanın sağındaki sol ayaklı İsmail, hırsla- istekle hem fizik, hem de ruhunu maça yansıtan, top çalan, pozisyon hazırlayan, top taşıyan Mustafa Pektemek, sağ kanatta Oğuzhan, solda Olcay, ortada Veli ve Necip, savunmada Pedro Franco ile Ersan... Hepsi de inanılmaz bir istekle, oyuna saygı duyarak oynadılar.Ama biri vardı ki özeldi.Demba Ba daha santradan öylesine bir cesaret ve kurnazlıkla vurdu ki topa, kaleci Szczesny ve üst direk birlikte ancak çelebildiler. Wenger’in yüreği ağzına geldi. Bu pozisyonla başlayan maç Beşiktaş’ın moral önceliğiyle akmaya başladı. Demba Ba, çok yorulduğu maçta Arsenal savunmasını da kaleci Szczesny’yi de yıprattı. Sıkça pozisyona girdi, ama çokça da yalnızdı. Pektemek’le ikisinin çift santrfor gibi oynamadığını, Mustafa’nın hem orta alanı hem de sağ kanatta yardımcı rolünü üstlendiğini gördük. Bilic, Olcay ve Oğuzhan’ı çıkarıp Kerim ve Gökhan Töre ile kanatlara taze kan taşıdı. Pektemek’i Cenk’le değiştirdi. Arsenal de 10 kişi kalınca beklediklerinden fazla pozisyon buldular, pozisyon verdiler ama, maç golsüzlüğe kilitlenmişti.Bir Şampiyonlar Ligi elemesinde Arsenal gibi takımın büyüsüne kapılmadan mücadele etmek, gol atamadan soyunma odasına gitmek elbet kimseyi mutlu etmez. Hele Ramsey’in kırmızı kartına karşılık Bilic de bitime on saniye kala tribüne gönderildiyse, gerçekten “yazık oldu” demektir. Burada Milorad Mazic’in kararını Wenger’e bir asist gibi yorumlasak ayıp olur mu? Bilemem... Hakeminki daha büyük ayıp olur.Peki bu takım Londra’da turu kapar mı? En azından gollü bir beraberlikle, evet.Ama ah o rövanşta Bilic de kulübede olsaydı!
Süleyman Abi, keşke aramızda olsaydın, senin yaşam biçimin olan Beşiktaş’ını izleseydin, inan gurur duyardın.Valla, bir yanda Beşiktaş, diğer yanda binlerce taraftarın Arsenal’e Olimpiyat Stadı’nı zindan ettiler, dizlerinin bağlarını çözdüler! Hele hele Demba Ba’nın başlama düdüğüyle birlikte orta sahadan rakip kaleye gönderdiği şut var ki, kaleci çataldan güçlükle tokatlarken, Wenger’in yüreği ağzına geldi.Baba, Bilic, İsmail Köybaşı’nı savunmanın sağına çekti, harika bir iş yapmış. Hiç sırıtmadığı gibi, ofansif çıkışlarda da başarılıydı.Beşiktaş, tam bir takım oyunu oynadı... Arsenal’e inanılmaz bir baskı kurdular. Topun kaybedildiği anlarda pres yaptılar, özellikle ilk yarıda pozisyon ürettiler, ama bunları gollerle taçlandıramadılar.Özellikle Demba Ba, klas bir oyuncu, rakip kaleye üç kritik şut attı, gole dönüşmedi.Bir de Veli’miz var, o da iki pozisyon buldu, o da atamadı.Olcay’ın kaçırdığı bir pozisyon var ki, atsa, herşey terse dönecek, rövanş için belki Beşiktaş büyük avantaj elde edecek..Peki, Arsenal nasıldı, dersen, öyle sanıldığı kadar büyütülecek bir takım değil, inan baba...Bir - iki kez kalemizde tehlike yarattılar, ama Tolga ve savunma gole izin vermedi.Konuk takımın oyuncularının siyah bantlarla sahaya çıkmaları, senin büyüklüğünü bir kez daha gösterdi baba... Çocukların da siyah formayla mücadele ettiler, gol atamadılar, ama ortaya koydukları mücadeleyle, merak etme senin yüzünü kara çıkarmadılar.Olimpiyat Stadı’nda Eski Dostlar şarkısını da tribünler hep bir ağızdan söyledi Baba...Eksiğimiz yok muydu, elbette vardı... Özellikle baskı kurduğumuz anlarda, üçüncü bölgede sayısal çoğunluğu bir türlü oluşturamadık, rakip iyi kapandı, açma konusunda becerikli olamadık. Ne var ki, bitime iki dakika kala yüreğimiz ağzımıza geldi, Allah’tan top direkten döndü. Arsenal’ın en büyük özelliği duran toplarda etkili oluşları, hepsi o kadar.Baba, uzatma dakikalarda hakem Bilic’i tribüne gönderdi, haklıydı. Çünkü bu oyunda en fazla teknik adamların kararlar ne olursa olsun, sinirlerine hakim olmaları gerekir değil mi? Neyse sevgili Süleyman Abi, mekanında rahat uyu. Kartal’ın çocukları, o üstün oyunda golü bulamadı, avantaj kaçırdı, ancak Arsenal asla yenilmeyecek takım değil, inan.Kişisel olarak umutluyum... Yeter ki, Arsenal’ı gözlerinde büyütmesinler.Ellerinden öperim Baba...
Önceki sezon “feda sezonu”ydu Beşiktaş için, bu sezon da sanki “Seba sezonu”... Dün sahaya Beşiktaş’ın sadece üç yabancılı, pırıl pırıl genç bir takımla çıkması tesadüf olamaz. Galiba bu sezon Seba sezonu... Necip-Veli Olcay-İsmail-Ersan-Oğuzhan gibi kimisi Ümraniye’de doğmuş, kimisi orada filizlenmiş-boy atmış çocuklarla sezona girmesi tesadüf olamaz. Belki de bu sezon Seba sezonu. Bu hayat dolu, pırıl pırıl takımın en ucunda Ferdinand’ı çok andıran başka bir sempatik siyahinin olması da tesadüf olamaz herhalde. Sanki bu sezon, Seba sezonu...Normalde Ağustos’ta Devler Ligi’nde bir İngiliz’le bir Türk play-off oynuyorsa, İngiliz kulübü geçen sezonun devamı gibi oynar topunu, Türk temsilcisiyse yeniden yapılanmanın sancılarını yaşar genelde... Oysa dün ezber bozan, gurur veren bir tablo vardı: Arsenal ikisi savunmada, 3 yeni transferle yeniden yapılanmanın sancıları içinde. Chambers’ın Ba’ya kaptırdığı top, Beşiktaş’ın hızlı çıkışlarına karşı Arteta’nın orta sahada hiçbir varlık gösterememesi çok dikkat çekici... Beşiktaş’sa yalnızca tek bir yeni transferle çıktı sahaya. Ama ne yeni! 5’inci saniyede Şampiyonlar Ligi rekorlar kitabına giriyordu, bence daha 9’uncu dakikada da selefi Almeida’yı çöpe attı! Demba Ba oynuyor, oynatıyor. Atılan topları tutuyor, Beşiktaş’ın hücuma takım halinde daha güvenli gelmesini sağlıyor. Sadece Mustafa değil, Olcay değil, Oğuzhan değil, Veli bile Arsenal’e karşı tek devrede 3 gol girişimi yaptı. Bu sene bu takım hücuma bu kadar güvenli geliyorsa, hiç şüphesiz bunun nedeni sağlam, güvenilir ve uluslararası klastaki Demba Ba... Arsenalliler bozuk zeminden şikayet ettiler ama bence bu saha esas Beşiktaş’ı hırpaladı. Çünkü siyah-beyazlılar, orta sahadan kısa ve çabuk paslarla çıktılar dün gece. Eğer Ba’nın üç net pozisyonunda şans biraz yanında olsa, Olcay biraz daha sakin vurabilse, Mustafa rakiplerinin üstüne giderken biraz daha cesur davransa dün Beşiktaş’ın sahadan Devler Ligi biletinin yarısıyla çıkması işten bile değildi. Dünkü futbol beni sadece Beşiktaş’ın Avrupa macerası için değil, Türkiye’nin 9 Eylül’de İzlanda deplasmanındaki zor sınavı için de umutlandırdı. Çünkü bu çocuklar bu tempoda Eylül’e girerlerse, İzlanda deplasmanına da 5-6 Beşiktaşlı arkadaş bir arada gitmeleri çok doğal.
BEŞİKTAŞ, Atiba'sız çıktığı Arsenal maçında güçlü rakibinden hiç de geri kalmadı. Hatta oyunun büyük bölümünde üstündü. Santra ile birlikte Demba Ba ile rakip kalede tehlike yaratan Beşiktaş, yine Demba Ba ile 2 net fırsat daha yakaladı. Özellikle devrenin sonunda önünü harika boşaltan Senegalli etkili oyununu golle sonuçlandırmayı haketmişti. ORTA alanda Oğuzhan ile şekil bulan ataklar, Mustafa'nın sakladığı toplar ve servisleri, Veli ile Necip'in çalışkanlıkları, İsmail'in etkili çıkışları Beşiktaş'ı sahada güçlü kıldı. Öyle ki Arsenal gibi bir rakip karşısında devre sonunda topa sahip olma oranlarında bile üstündü siyah-beyazlı temsilcimiz...Tüm oyuncular çok çalıştı ama Ersan Gülüm, Mustafa Pektemek, Oğuzhan Özyakup ve Demba Ba fark yaratacak düzeyde idi.NEDEN OLMASIN?BU tip maçlarda sizden güçlü rakiplere karşı bulduğunuz fırsatları değerlendireceksiniz. Dün gece eksik olan tek şey goldü. 80'DE Ramsey'in atılması ile 10 kişi kalan Arsenal karşısında Oğuzhan'ın çıkmasını biraz yadırgadık.Son derece iyi planlanmış taktiksel oyunda eksik olan tek şey goldü. Gol yemeden maçı bitirmiş olmamız tur şansını Londra'ya taşıdı. Avantaj tabii ki Arsenal'de. Ancak dün geceki oyunu gördükten sonra ”neden olmasın?” diye de sormadan da edemiyoruz.
KARA Kartal maça müthiş başladı. Hele bir de Demba Ba'nın zeka dolu müthiş vuruşu gol olsaydı, çok farklı bir maç olabilirdi. Beşiktaş, oyunun belirli bölümlerinde maçı sürklase etti diyebiliriz. Beşiktaş müthiş istekli, arzulu, ani preslerle rakibini boğuyor ve rakibini hataya zorluyor, orta sahada kalabalık olarak oynuyor, rakibe alan bırakmıyor. Biliç, Beşiktaş'ın taktiğini, sistemini yaratmış. Herkes topun arkasında. Hücum pres yok, rakibine alan bırakmıyor, kaptığı topla da hücuma çıkan bir takım. Beşiktaş'ın oyun sistemi bu.ARSENAL'İN kontratakları ve önemli pozisyonları var. Ersan müthişti, rakibinden 1 saniye önce düşünerek bütün ataklara dur dedi. Franco ile de iyi ikili oldular. Uyumlular, rakiplerine alan bırakmıyorlar ve şans vermiyorlar. Ersan takımın en iyisi ve savunmanın can simidiydi. İsmail sırıtmadan oynadı, sağ taraftan içeri girerek sol ayakla şut da attı. Oğuzhan fizik olarak iyi olduğu sürece Beşiktaş'ın oyun kalitesini arttırıyor. Araya attığı müthiş paslarla da takımını atağa çıkaran oyuncu oluyor. Olcay, ne yapacağı belli olmayan, her an gol atmaya hazır, çok etkili bir oyuncu. Veli ve Necip deyim yerindeyse Arsenal orta sahasına pas yaptırmadılar, müthiş pres yaptılar.MAÇIN kırılma anları var. 44'te Ba, 48'de Olcay'ın girdiği pozisyonlar gol olsa farklı olurdu ve Beşiktaş'ın turu geçme şansı çok yükselirdi. Mustafa şu ana kadar takımın yıldızı diyebiliriz. Arsenal'in sol tarafını dağıttı, müthiş ataklar yaptı. Çok etkili bir oyuncu, Allah nazardan saklasın.Ah Demba Ba Vah Demba BaSENİN gibi bir forvet bu pozisyonları atmalı. Ba, takımın öne çıkmasını ve topun ilerde olmasını sağlıyor, hücumda takımına yön veriyor. 60’dan sonra yoruldu ve temposu düştü. Şu an fizik olarak iyi değil, iyi olsaydı dün bu golleri kaçırmazdı ve 2-3 tane atabilirdi. Ben ondan çok umutluyum.Biliç'in takımı taş gibiBEŞİKTAŞ deyim yerindeyse taş gibi takım. Kaybetmeyi sevmeyen bir takım ruhu var. İyi pres yapıp, kontaratağa da iyi çıkıyorlar. Beşiktaş sezona ve lige hazır. Takım gibi takım. Demba Ba da hazır olunca tam olarak taş gibi bir takım diyebiliriz. Biliç'in sistemi ve 11'i belli. Beşiktaş'ın İngiltere'de işi çok zor. Kırılma anlarında gol atabilseyldi daha iyi olacaktı. Beşiktaş her şeyi yaptı ve en azından bir de gol yakışırdı.OĞUZHAN'IN mükemmel pası ile Szczesny'le karşı karşıya kalan Olcay Şahan maçın durgun isimlerinden biri idi. Zaman zaman hem Motta'ya yardımda gecikti, hücumda da beklenen üretkenlikte değildi. Ancak o pozisyonda golü yapsa maçın kahramanı da olabilirdi.