29.12.2020 - 08:11 | Son Güncellenme:
Gelişmiş futbol ülkelerinin hiçbirinde taç çizgisi kamerası kullanılmıyor. Bu pozisyonu ilk süzecek kişi yardımcı hakemdir. Kardeşler'in bunu yorumlama şansı, VAR'ın da elinde delili yok! Hissiyatım topun küçük bir farkla çıktığı yönünde.Maçta belki de bir sezon boyu konuşacağımız bir pozisyon yaşandı. Dünyanın gelişmiş futbol ülkelerinin hiç birinde taç çizgisini gören kamera kullanılmıyor. Dolayısıyla bizim ligimizde de taç çizgisini gören bir kamera yok. Tam çizgiyi gören bir kamera olmadığı için de bu pozisyon için net bir kanaat oluşturmak mümkün değil. Rosier topu tam oynadığı sırada, topun pozisyonunu, yeri itibarıyla hakemin görme ve değerlendirme şansı yok. Bu pozisyonu ilk süzecek kişi yardımcı hakem.
Net karar vermek mümkün görünmüyorYardımcı hakem, önünde kümeleşen oyuncuları daha rahat görebilmek için kendisini geriye attığı için bulunduğu açıdan sağlıklı ve tartışmalardan uzak bir karar vermesi mümkün değil. VAR masasının elinde de çizgi açısı olmadığı için hakeme gösterecek net bir delili yok. Dolayısıyla pozisyona müdahale edemiyor. Burada önemli olan topun zemine dokunduğu nokta değil topun şişkin yüzeyinin iz düşümünün çizgiyi terk etmiş olması. Bu açılardan buna net bir karar vermek mümkün görünmüyor. Hissiyatım topu çok küçük bir farkla çıkmış olabileceği yönünde. Ancak bu fikrimle de hakemleri suçlayamam.
"Oyun keyifli, mücadele üst seviyede, her iki kalede fırsatlar, fileleri bulmayan toplar...Sadeci biri hariç...O da Güven Yalçın’ın 18. dakikada attığı kafa golü...Efendim, top taç çizgisinden çıktı mı, çıkmadı mı, bilemiyoruz, bize karanlık! Haa bu tip pozisyonlarda malesef çizgi kamerası yok! Bana sorarsanız, çıkmış gibi değil, çıktı!Tamam, öyle veya böyle gol olmuş, ilk yarı bitmiş, neyin itirazıdır arkadaş? O arada cep telefonunu nereden buldun, kimin elinden kaptın? Üstelik sen kaptansın. İtirazdan çift sarıdan kızardın, takımını da eksik bıraktın, beğendin mi yaptığını? Üstelik, ilk yarıda harika kora - kor mücadele eden, fırsatlar yaratan, üç puanı kovalayan bir Sivasspor vardı, hatırlatırım! Hatta Sivas’ın farklı yenilgisinde gördüğün o kırmızı kartın ön plandaydı, kardeş!"
"Gelelim bize keyif veren karşılaşmaya... Her iki takımın da hedefi aynı, basamak çıkmak, yani üç puan. Bu faktör ilk yarıda maçın kalitesini bir tık yukarı çıkaran en büyük faktör idi.Daha dakika üç... Rosier’in kısa düşen kafa şutunda, Max Gradel, solda topla buluştu, sert vurdu, Ersin yüzde yüzlük pozisyona set çekti. Ghezzal’ın bir sol ayağı var ki, raket gibi... Risk almıyor, sade oynuyor, sıkışan oyunu uzun paslarıyla açıyor, ortaları yürek hoplatıyor. Nitekim Güven Yalçın’ın attığı kafa golündeki asisti tam nokta atışıydı. Aboubakar’ın yokluğunda Güven Yalçın görevini yerine getirdi, ikinci yarıda yerini Larin’e bıraktı.Tartışmalı golün stresini üstünden atan konuk takımda Yatabare’nin bir şutu direkte patlarken, Mensah’ın net bir pozisyonu cömertce harcadığını da anımsatalım."
Elbette böylesi bir rakip karşısında on kişi mücadele etmenin zorluğunu iyi biliriz. Buna karşın, konuk takım zorunlu olarak savunmasına kapanırken, ofansif oyunu da unutmadı, tehlikeli çıkışlar yapmadı değil. Valla kafa tuttular kafa! Hele bir 77. dakika var ki, Kartal’ın yüreği ağzına geldi! Welinton, Yasin’in kademesine girdi, topu kornere çeldi.Ve dakika 84... Kartal’ın derin nefes aldığı an... Dorukhan kendi yarı alanında uzun bir pasla Larin’i kaçırdı, golcü futbolcu zor pozisyonda köşeden topu filelere gönderirken, olası bir puan kaybına da set çekti, kilidi açtı. İkinci yarıda oyuna giren Oğuzhan nefis bir vuruşla farkı üçe çıkarırken, ‘acaba eski günlerine mi dönüyor’ sorusunu da akıllara getirdi.Bir kez daha gördük ki, artık kolay maç yok, rakip on kişi kalsa da fark etmiyor. Üç farklı galibiyet kimseyi aldatmasın, Kartal eksik rakibini yenerken, zorlanmadı değil. Ya konuk takım eksik kalmasaydı?Neticede Kartal, üç puan kanat çırparken, ikinci sıraya yerleşti, ‘yarışta ben de varım’ dedi."
Güven'in golü attığı 18'inci dakikaya kadar oyunun kontrolü Sivasspor'da idi. Beşiktaş ilk karşı kaleye gelişinde skor avantajı yakaladı. Devre sonuna kadar tempolu, karşılıklı hücum girişimlerine sahne olan keyifli bir mücadele izledik. Bu yarıdaki gözlemlerim şöyleydi:* Mensah'ın dikine etkili driplingleri,* Her derde deva Necip'in sağ bek ve stoperden sonra dün gece orta sahada görevlendirilmesi,* Maç eksikliğine rağmen Güven'in görevini yapması,* Sergen Yalçın'ın rakibin en etkili forveti Gradel'e tedbir düşünmeyişi.Hakan Arslan'ın kırmızı kart görmesi doğal olarak maçın zevkini de kaçırdı. Eksik kalan Sivasspor 9 kişiyle alan daralttı. Beşiktaş da sürekli üçüncü bölgede olmasına rağmen etkisizdi. Bu arada maçın kritik anı yaşandı. Eksik Sivasspor'un ani bir atağında kaleci Ersin'in hatasında Welinton büyük bir çaba sarfederek golü önledi. Sonra da eksik Sivas'ın risk almaya başlayınca Beşiktaş bir kontratak golü ile işi bitirdi.
Bu arada Sergen Yalçın'ın bir yanlışını da daha gözlemledim. Vida takım için çok önemli. İlk yarıda bir sakatlık geçirdi, devam etmek istedi. Buna bir itirazım yok. Ama rakip 10 kişi kalınca Sergen hocanın Vida'yı devrede çıkarması gerekirdi. Arada oynadığı süre belki sıkıntısını arttırmış olabilir.Gelelim Beşiktaş'ın bütün dengeleri değiştiren ilk golüne: Yardımcı hakem büyük bir hataya düşerek ikili mücadeleyi izlerken geriye gidip, panolara yapışıp durdu. Ve çizgiyi geçen topu süzemedi. Ama VAR var! Oradaki arkadaş 1.5 dakika bekledikten sonra net çıkan topu görmek istemedi. Ama hiç önemli değil. Hata büyüklerden birinin lehine olduğu için nasıl olsa önümüzdeki hafta görev alırlar!Sinir katsayısı tavan yapmış Hakan Arslan'a cep telefonunu kim verdiyse yönetim tarafından cezalandırılmalıdır.
Önce şu kırmızı kart olayına bakalım… Sivasspor Kaptanı Hakan Arslan’ın, Beşiktaş’ın golünden önce tartışılan “top taça çıktı mı, çıkmadı mı” tartışmasında ısrarlı itirazı. Sarı kart.. Sonrasında kimin verdiği, nasıl eline tutuşturulduğu anlaşılmayan cep telefonuyla Hakem Arda Kardeşler’in üzerine gidiyor ve telefonu adeta gözüne sokuyor… İkinci sarı ve kırmızı.Yakın geçmişte, VAR sisteminin henüz başladığı günlerde İngiltere’de Fatih Terim, dördüncü hakeme göstermişti telefondaki görüntüyü… Bu hareketinden dolayı ikaz edildiği anlatılır. Ama sistemin artık yerleşik sayıldığı şu günlerde telefon göstermek kazandırmaz, kaybettirir.Sivasspor Kaptanı Hakan Arslan’ı anlamaya çalışıyorum. Ona göre top çıkmıştır, gole sonuçlanan oyunun devamında Sivasspor’a zarar verdiği iddiası da bir yere kadar anlaşılabilir. Ama bunu sportmence, olabildiğince az sözcükle dile getirmelisiniz. Üslup sarı karta neden oldu. Peki telefon neyin nesi oluyor. Bu kadar ısrarla, böylesine bir öfkeyle hakemin üzerine gitmek ne kadar doğru, ne kadar yararlıdır? Hakan Arslan özeleştirisini yapmalı ve ders çıkarmalı.
Sıkışan zirve rekabetindeki yerini korumak için çok zor bir maça başladı Beşiktaş… Golcü Aboubakar’ın annesi vefat etmişti, Kamerun’a gidip son görevini yapacaktı. Merkezde de savunmanın “gümrük müfettişi” Josef de Souza sakattı. Sergen Hoca, Aboubakar’ın vekaletini Güven Yalçın’a vermiş, “gümrük” görevine de Necip’i atamıştı. Sivasspor oyuna iyi başladı, daha üçüncü dakikada Ersin’in Gradel’in şutunu kurtarması günün zor geçeceğine işaretti. Beşiktaş bir ölçüde kaptırdığı toplarla atağa kalkan Sivasspor karşısında sakin ve yavaş oynuyordu. Zaman zaman çabuk oynayan Sivasspor’u taktik faullerle durdurmaktan da geri kalmadılar. Sivasspor’un Gradel, Yatabare ve Fajr’la yaptığı atakları Beşiktaş savunması disiplin ve ciddiyetle savuşturuyordu.
Beşiktaş topa daha çok sahip oldu… Daha çok faul yaptı. Beklenenden az şut attı ama ilk yarıyı önde bitirmeyi başardı. Girişte anlattığımız taç tartışmasında Beşiktaş oyununu devam ettirdi ve Mensah-Rosier-Ghezzal-Güven zincirlemesinin sonunda genç Güven akıllı kafa vuruşuyla golü attı.Sivasspor on kişi kalmasına rağmen ikinci yarıda da aynı anlayışla oyuna ortak olmaya çalıştı. Rıza Hoca Yasin’i oyuna sürerken, Sergen Hoca da peş peşe hamlelere geçti. Vida - Montero zorunlu değişikliğinden sonra Güven’in yerine Larin, Mensah’ın yerine Oğuzhan, Necip’in yerine Dorukhan, taze ve yaratıcı güç olarak çalışmaya başladı. 84’de Larin’in, 90+2’de Oğuzhan’ın golleri zor maçı neşeli sonuca çevirdi.Maç sonunda ortaya çıkan gerçeği de yazalım: Beşiktaş özgüvenini, takım oyununu, bireysel performansını yükselterek zirve takımı olma iddiasını her geçen gün pekiştiriyor. Sahadakilerle yedek kulübesindekilerin verimliliği birbirine yaklaşıyor. Dünkü maçta oyuna sonradan girenler dahil hepsi iyi işler yaptı. Böyle giderlerse yönetimin de ara transferde biri santrfor olmak üzere en az iki oyuncuyla hamle yapması gerekiyor. Şimdi top Ahmet Başkan’da!
Ghezzal yine şahane bir gol pası attı. Necip ve Güven işlerini iyi yaptı. Konuk ekibin 10 kişi kalması sonrası da ev sahibi, üst düzey disiplinle oynayıp rakibi de kalbinden uzak tutarak maçı tamamladı.Kuşkusuz en çok konuşulacak olan konu gol öncesi topun çizgiyi geçip geçmediği, taç olup olmadığı olacak. Benim fikrim topun çıktığı yönünde.... Ancak muhtemelen VAR, topun çıktığına yönelik bir kanıt bulamadığı için böyle bir karar verdi. Buna da itiraz edemeyiz. Tabii gol bundan ibaret değil. Ghezzal yine şahane bir gol pası attı. Yaptığı orta da karadan karaya güdümlü bir silah. Bölgeye atılan, savunmanın müdahalesini çok zorlaştıran harika bir iş. İşte mevzu bu kaliteyle değişti. Yoksa Sivas da pozisyon bulmuştu.
Temelde derbi şablonu Golden sonra Sergen Yalçın’ın karma planı biraz rakibi beklemeye döndü. Ancak temelde bir derbi şablonu uyguladıklarını söylemek lazım. Yani Sivas rakip alana yerleştiğinde buna itiraz etmediler. Çekilip beklediler. Sert oynadılar. Mensah biraz daha dikkatli olsa ani çıkışlarda işi bitirebilirlerdi. Sergen Hoca, Necip’i savunmanın önüne koymuştu. O yerleşik savunmada işi iyi yaptı. Güven de güçlü Sivas stoperleriyle sert mücadelede geri adım atmadı. Aboubakar’ı aratmaması Beşiktaş açısından yeni bir transfer kadar değerli.
O telefonu kim verdi?Devrede Hakan Arslan’ın atılması sadece bir oyuncunun dışarıda kalması değil. O Sivasspor’un ruhu. Bir kişi eksilmediler, çok eksildiler. Tabii oyun 1-0’ken kendisini, haklı da olsa bu kadar kaybetmesi ve asıl önemlisi ona o adrenalinde o telefonu verenin sorumsuzluğu da Sivas açısından yaralayıcı oldu. Beşiktaş 2. yarıda işi hiç gevşetmeden üst düzey bir disiplinle ve rakibi kalbinden uzak tutarak maçı tamamladı. Bu önemli. Çünkü eksik kalmaktan bu ligde en az etkilenecek takımların başında Sivasspor geliyor. Hiçbir şey üretemediler.
Kaleci Ersin’in 3. dakikadaki kurtarışı çok kritikti çünkü bu sezon ilk golü atan Beşiktaş ile ilk golü yiyen Beşiktaş arasında oyun gücü açısından zaman zaman gece ile gündüz kadar fark olabiliyor. Güven’in golünde top çizgiyi geçti mi geçmedi mi çok tartışıldı, yazının ilerleyen bölümünde tartışmaya dair ben de naçizane fikirlerimi belirteceğim. Gol pozisyonunda tartışmasız olan ise Ghezzal’in bu tarz yarım alandan ceza alanı içine gönderdiği havadan milimetrik paslar-ortalarının Beşiktaş için çok değerli olduğu. Hele Aboubakar gibi en değerli hücum silahının olmadığı bir maçta ekstra değerli. Devre arasında Hakan Arslan’ın cep telefonlu itirazdan atılmasıyla Sivasspor 10 kişi kaldı ve ikinci yarıda Beşiktaş tam da Sergen Yalçın’ın istediği gibi sabırlı bir total kontrol oyunu oynadı. Goller de bu sabrın ve oyunun mutlak kontrolünün doğal sonucu oldu.
Gecenin sorusuDevre arasında adrenalin seviyesi bir milyon olan Hakan Arslan’a telefonu kim verdi? Son tahlilde Hakan’ın o esnada etrafında olanlar mutlaka ikinci sarıyı görmeden onu oradan çekip alsalar Sivasspor’un hayrına olmaz mıydı?Maçın starıWelinton çok kritik müdahaleler yaptı. Necip de Josef’in yokluğunda asıl mevkisinde çok iyi bir performans sergiledi. Rosier hem açık hem bek gibi oynarken yine Ghezzal ile birbirlerini çok iyi tamamladılar. Atiba zaten Atiba, Oğuzhan’ın gol bulması da önemli.Maçın olayıTabii ki çok tartışılan ilk gol öncesi topun taca çıkıp çıkmadığı. Yayıncıya bu kadar para öderken bizlerin pozisyonun tekrarını tek açıdan görebilmemiz zaten çok saçma. Yan hakemin durduğu yer kadar VAR masasındakiler hangi açıdan gördüler hepsi ayrı tartışma konusu. Kısa mesajSaha içi ve VAR hakemlerine, onları yönetenlere, atayanlara kimsenin güveni kalmadı. Bu daha başlangıç, haftalar ilerledikçe bu güvensizlik ligin altını oymaya devam edecek. Daha topun çizgiyi tamamen geçip geçmediğini bile göremiyoruz!
'Türk futbolunun katili Türk hakemleri' diye bir laf var. Yalan da değil! Aboubakar'dan yoksun Beşiktaş, Sivasspor'u hakem ve VAR hakemlerinin yardımıyla yenmiştir. İlk gol maçı belirleyen unsur oldu. Top taç çizgisinin yanından sahayı terk etmişken oyun devam etti ve Beşiktaş'ın golü geldi. VAR karışır mı, tabii ki karışır.Bir atak başlangıcında top dışarıdan gelmişse VAR protokolüne göre karışabilir. Yapılması gereken şuydu, golün iptali... Bu olduktan sonra zaten sinirler bozuldu, devre arasına giderken de Hakan Arslan oyundan atılınca zaten maç orada bitti.Sözümüz yayıncı kuruluş beINSports'a... Arkadaşlar çizgileri dikine gören kameraları yerleştirmek bu kadar mı zor? İşte dün gece çıkan bir topla gelen Beşiktaş'ın golü ligin hem yukarısını hem de aşağısını çok etkiledi.Gün geçmiyor ki önemli bir maçta hakem skandalı yaşanmasın. Gün geçmiyor ki yenilen takım 'hakem' demesin. Bu şartlarda Futbol Federasyonu'nun yapabileceği fazla bir şey yok.
Beşiktaş adına maç öncesi konuşulan en önemli konu Aboubakar ve Josef'in yokluğuydu. Doğal olarak bu durum, eksiklikleri takımı etkiler mi etkilemez mi tartışmasını da beraberinde getirdi.Bazı oyuncuların eksikliğini kısa süreler için telafi edebilirsiniz. Fakat konu Aboubakar olunca orayı istediğiniz ölçüde tamir etmeniz kolay değil. Çünkü Aboubakar çok yönlü bir oyuncu. Kendi oynadığı kadar çevresini ve takımı da oynatıyor. Onun yokluğunda genel beklenti Larin'in oynamasıydı ama Güven'i ilk 11'de gördük. Sergen Yalçın'ın Güven'e güvenmesi karşılığını golle buldu. İkinci golün de Larin ile gelmiş olması aslında önemli bir olaydı. Güven ve Larin, Aboubakar'a "Merak etme sen olmasan da biz nöbeti devralırız" mesajını attıkları iki golle verdiler.Beşiktaş oyun gücü olarak ayakta kalan, çok fazla pozisyon vermeyen, rakibine oyun temposunu kaptırmayan bir sistemi gün geçtikçe daha iyi uyguluyor.
Belki pozisyon zenginliği çok fazla olmadı ama atılan üç gol muhteşem bir tabela zenginliği getirdi. Oğuzhan'ın golle buluşmuş olması da Beşiktaş adına sevindirici bir olay. Beşiktaş maçları kazanırken dışardaki oyuncularını da kazanıyor.Sivasspor ligin güçlü oyunu olan takımlarından bir tanesi. İkinci yarı eksik olmalarına rağmen skor olarak maça geri dönme adına büyük gayret gösterdiler. Son dakikalara kadar da iyi direndiler. Fakat Beşiktaş'ın tedbirli ve mücadeleci oyun felsefesi işin içine sabırı da ekleyince, Larin ile Oğuzhan'ın gollerindeki gibi maçı bitirecek altın vuruş fırsatlarını olumlu kullandı ve oyunun fişini çekti.Gollerin dışında karşılaşmanın öne çıkan oyuncuları olarak Rosier'i, Ghezzal'ı Rıdvan'ı ve Ersin'i ayrıca alkışlayalım.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!