15.02.2021 - 07:36 | Son Güncellenme:
Takımlara yazık... Futbolculara yazık... Ekran başındakilere yazık... Güzel oyun, futbola yazık... Hep birlikte işkence çektik. Galatasaray ile Kasımpaşa, Aslantepe’nin “pirinç tarlasına” dönen zemininde doğal olarak futbol oynayamadılar; çamur banyosunun içinde güç gösterisi yaptılar. Pandemi fırtınası sürerken, yaz sezonunda Avrupa Şampiyonası finalleri olduğu için ligin erken bitmesi gerekirken, Süper Lig’i futbola ihanet eder gibi 21 takıma çıkartırsan, o zaman maçı erteleyecek haftayı da, erteleyecek günü de bulamazsın.Bu maçta; takımları, hocaları, futbolcuları eleştirmeyi insafıma ve vicdanıma sığdıramam, içime sindiremem... Sadece şunu sorarım: Avrupa bizden daha şiddetli kış mevsimi yaşıyor. Saha zeminleri neden böyle “kepaze” bir duruma gelmiyor. Fatih Hoca, saha koşullarınız düşünerek mi “ezber bozan” bir on bir çıkarttı bilemem. Ama doğrunun doğrusunu yaptı. Marcao’nun yanına “kapı gibi” Luyindama‘yı koyması, sol savunmada daha dirençli Ömer Bayram‘ı kullanması, özellikle orta alanda Etebo ile Gedson Fernandes‘e şans vererek takımın mücadelesini ve sertliğini arttırması yerinde hamlelerdi.
Hava ve saha şartları sana uymuyorsa, sen o şartlara uyacaksın. Fatih Hoca bunu son derece iyi yaptı. Galatasaray’da maçın başlaması ile birlikte alışılmadık bir durumu yaşadık. Maç başladı, ilk dakika ile birlikte Galatasaray’ın şut bombardımanı da başladı. Ben Galatasaray’ın şimdiye kadar böyle bir şut bombardımanı ile maça başladığını hiç görmedim.Kerem üç metreden vurdu, kaleci Ertuğrul karşıladı, Etebo füzeyi fırlattı, Ertuğrul duvarına tosladı. Bir füze de Babel’den geldi, Ertuğrul’un ellerinde eridi. Gelen vurdu, giden vurdu. Gol olan vuruşu arka direkte Kerem yaptı.Bu Kerem’de “hayat” var. Çok çabuk, kıvrak, hareketli, tek yöne gidiyor; o da kaleye... Her fırsatta vurmaya, şut atmaya çalışıyor. Bu maçta şansı, sahanın hiç olmazsa çamur deryasından uzak kenarlarında oynamasıydı.
Kasımpaşa, zaten her maçta futbol oynamaya çalışan bir takım... Ancak aynı anlayışı bu berbat zeminde de sürdürmeye kalktılar. Olur mu? Doğayı kim yenmiş, siz yeneceksiniz? Ya sürmeye çalıştıkları toplar, ya futbolcuların kendileri, sıkça çamura saplandılar.Kasımpaşa’nın ikinci yarı ile birlikte Thelin ile kazandığı golde, gözlerime inanamadım. Ben, siz, hepimiz gözümüzde ve yüreğimizde artık “yaşayan efsane” olan kaleci Muslera’nın topa böyle boşa çıkacağına asla inanamayız. Ama oldu bu... Muslera boşa çıktı. Acaba yükselince altında kalan Marcao nedeniyle hamle de geç mi kaldı?Golün hemen sonrasında Galatasaray ceza alanı içindeki Varga-Kerem mücadelesi elbette bir “penaltı” çağrısı yaptı. Bu kadar ağır bir sahada ve futbolcuların çamur banyosu yaptığı bir ortamda penaltı çalmak açıkçası bir hakem için çok kolay değil... Buna rağmen hakem ve VAR, “penaltı” dese, daha doğru karar vermiş olurdu.Fatih Hoca, beraberlik sonrasında elinde kim var, kim yok hepsini sahaya sürdü.
Nitekim bu çamur deryasında bile Onyekuru çabukluğu, Galatasaray’a önce penaltıyı, sonra golü kazandırdı. İlginçtir, ilk yarıda sadece ilk on beş dakikada “fazla mesai” yapan kaleci Ertuğrul, ikinci yarıda Galatasaray baskısına rağmen sıkıntı çekmezken, belki bir saniyelik gecikmenin bedelini penaltıyı yaparak ödedi. Belki de bu pozisyonda Onyekuru çabukluğunu hesaplayamadı. “Onyekuru daha erken niye girmedi?” diyenler olabilir. Kazandırdığı penaltı sonrası bu konuda haklı da olabilirler. Ama saha koşulları düşünüldüğünde Galatasaray’ın başlangıç on biri en azından yanlış değildi. Sonuçtan bağımsız, iki takım oyuncularını da, bu “futbol işkencesine” tahammül ettikleri için tebrik ederim. Bize bu sahaları layık görenlere de “yazıklar olsun” mesajımı gönderirdim.
Hocanın maç stratejisi, sahaya enerjik bir kadro sürmesi Galatasaray’a üç puan kazandırdı. İstanbul’a gelen karlı hava zemini balçığa çevirmiş. Bırakın futbol oynamayı, ayakta durmanın mümkünatı olmayan bir zemin. Bu zeminde futbol oynamak gerçekten çok zor. Elinde ne kadar tekniği yüksek futbolcu da olsa, hiçbir işe yaramaz. Sadece fizik mücadelesinin ön plana çıktığı bir maç oynanır.Neticede Galatasaray-Kasımpaşa maçı da böyle oldu. Buna rağmen bilhassa ilk yarı sahada mükemmel bir Galatasaray vardı. Futbolcuların hepsi üst seviyede mücadele ettiler. Kasımpaşa’nın kaleyi tutan bir tek şutu yoktu. Sarı-kırmızılıların 9 gol vuruşunun sekizinde ise gününde olan kaleci Ertuğrul yerinde hamlelerle kurtarışlar yaparak golleri engelledi. Kerem’in attığı golde ise çaresiz kaldı.
Kerem müthiş bir futbolcu olma yolunda hızla ilerliyor. Böyle bir zeminde bile Kasımpaşa’nın defansını allak bullak etti. Mustafa ile çok iyi anlaştı. Şanssızlığı böyle bir saha koşulunda bu maçta oynaması oldu. Şayet saha kuru olsaydı, kalecinin kurtardığı 2-3 pozisyon, Kerem’in hanesine gol olarak yazılabilirdi. Terim’in Etebo tercihi gerçekten mükemmeldi. Sahanın en çok balçık olduğu yerde oynadı ve emniyet sibobu gibiydi. Bütün ikili mücadeleleri kazandı. Rakibe karşı topa yaptığı tüm hamleleri üstün tamamladı. Sahada basmadık yer bırakmadı. Hele böyle bir zeminde resmen mükemmel işler yaptı. Luyindama da iyi günündeydi, resmen savaştı, iyi bir maç çıkardı.
Gedson Fernandes tekniği mükemmel bir oyuncu ama böyle bir sahada yapacak fazla bir şeyi yoktu. Buna rağmen Emre Kılınç ile beraber orta sahada rakibe üstünlük sağladılar. Bu Fernandes’i normal bir sahada seyretmek herhalde büyük bir keyif verecek. Ömer Bayram bu sezon ilk kez sol bekte oynadı ve iyi mücadele etti. Bilhassa ilk yarı ufak tefek hataları oldu. Bu balçıkta rakibe çalım atacağım diye ayağındaki topu kaptırdı. Fatih Terim’in doğru planlarının içinde Onyekuru’yu yedek oturtup 70. dakikada oyuna alması da vardı.
Maçın sonuna doğru o diri Onyekuru topun peşinde koşup öyle bir hamle yaptı ki, o ana kadar maçın kahramanı Ertuğrul’un penaltı yaptırmaktan başka bir şansı kalmadı. Penaltı vuruşunu da takımın yeni santrforu Mustafa gole çevirdi. Tabii ki iki takım için de zor maç oldu. Kasımpaşa iyi bir takım. Ama Galatasaray dün oynadığı enerjik, mücadeleci futboluyla galibiyeti hak eden taraftı. Bu galibiyet o kadar önemliydi ki cumartesi Fenerbahçe’ye kaptırdığı liderliği tekrar geri aldı. Dünkü maçın kazancı sadece 3 puan olmadı. Kerem, Etebo, Fernandes ve Ömer Bayram da kazanıldı.
Bu zeminde futbol oynanmaması lazım. Sıkışık fikstür zorluyor, o yüzden çok itiraz edecek bir şey yok. Ama oynanmaması lazım… İnsanın en çok içini acıtan ise Şampiyonlar Ligi Finali’ne hazırlanan Olimpiyat Stadı’nın mükemmel durumu. Ellere cennet bize çamur deryası. Utanç verici bir durum. Bu kadar yeni bir stadın bu kadar az karla bu durumda olması korkunç. Tabii şu bir gerçek ki Olimpiyat dışındaki hiçbir stadda da durum farklı olmaz. Gerçekten korkunç…
Galatasaray nispeten zemini daha iyi durumda olan vadi tarafındaki kaleye doğru ilk 30 dakikaya, ilk yarılarda attığı en fazla şutla girdi. Gedson, Emre-Etebo orta sahası, savunmada Luyindama, Mohamed'in uydusu olarak Kerem’le zemine uygun bir kadroyla çıktılar. Ceza sahası üzerinden sürekli şut denediler, sekenlerde de Kerem takipteydi. Plan da tuttu. Kasımpaşa’yı yarı sahalarına fazla sokmamayı başardılar.
İkinci yarıda bu kez nispeten iyi zemine hücum eden Kasımpaşa özellikle çamurlaşmamış çizgi kenarlarını iyi kullandı. Pozisyon bulamadılar ama duran top ve kornerle şanslar yarattılar. Muslera’nın eski artık unuttuğumuz Aşil’inden de golü buldular. Bundan sonra da oyunu ileri iten yaptığı değişikliklerle Terim oldu. Yaptığı 5 değişiklik de hücuma yönelikti. Ancak bu zemin ve doğan oyunda kale önünde biten bir organizasyon kurmak imkansızdı. İki takım için de penaltı/duran top tek çıkış gibi duruyordu. Maçın kahramanlarından Ertuğrul’un hatasında Onyekuru penaltıyı aldı. Belki de karla ilk kez sahada yüzleşen Mohamed de güvenle vurdu ve maçı bitirdi.
Galatasaray ağır zemine ve yoğun yağışa rağmen maça çok hızlı başladı. Fatih Terim'in yaptığı rotasyon ile enerjisi yükselen Galatasaray; Kerem, Mohamed ve Emre Kılınç'ın öne çıktığı anlarda 4-5 net pozisyon buldu. Ertuğrul gününde olmasa daha ilk yarıdan maçı da koparabilirdi. Ancak kornerden Mohamed'in kafasında pozisyonu tamamlayan Kerem'le iyi oynadığı devrede tek bir gol çıkarabildi. 2. yarı ise Galatasaray adına kötü başladı. Kasımpaşa'nın hücum etmekte zorlanmasına rağmen yan topta Muslera'nın boşa çıkışı ve Thelin ile gelen gol adeta piyango buldu. Galatasaray için tekrar tempoyu yükseltmek ve organize olabilmek gittikçe ağırlaşan zeminde mümkün olmadı. Ancak devreye Fatih Terim'in değişiklikleri girdi. Onyekuru hamlesi bireysel hatalara müsait maç için 2. gol öncesi yaptırdığı penaltı ile hazırlayıcısı oldu. Penaltıyı gole çeviren Mohamed kabusa dönebilecek maçı takımına kazandırarak işi bitirmiş oldu.
Rotasyon ne getirdi? Sık maç trafiğinde ister yorgunluktan, ister forma dağıtırken hakkaniyetlik deyin kupa maçından sonra Fatih Terim'in yaptığı rotasyon özellikle maçın ilk yarısında çok hızlı oynayan istekli bir takım çıkardı ortaya.Maçın starı: Maçın ilk yarısında yaptığı kafa vuruşu ile golü hazırlayan Mohamed ağır zeminde penaltıyı da gole çevirerek maçın yıldızı oldu.
Maçın iki taraf adına da tüm önemli anlarında kaleciler vardı. Önce Ertuğrul takımını oyunda tutan kurtarışları yaptı, Muslera klasına yakışmayan çok büyük bir hata yaparak maçı eşitledi, son olarak ise maçın iyisi Ertuğrul, Onyekuru'ya penaltıyı yaparak bu kez emeklerin üstünü çizmiş oldu. Kısa mesaj: Luyindama için bundan daha uygun bir zemin olmazdı. Fiziksel gücünü maçın her anında rakip forvetlere hissettirmeyi başardı.
G.Saray'ın yüksek tempolu, presli, oyunu karşı alana yıkan ilk yarım saatlerine gerekli tedbirleri almazsanız çok büyük sıkıntılar yaşarsınız. Kasımpaşa uygulaması gerekenlerin tam tersini yaptı. Balçık haline gelen zeminde kısa paslarla ve daha da önemlisi top sürmeye kalkarak sürekli prese takılıp kalelerinde kısa sürede rekor pozisyon verdiler. Eğer Ertuğrul'un kurtarışları olmasa 20 dakikada maç biterdi. 30. dakikadan sonra Kasımpaşa büyük hatalarından arınıp, doğruyu oynamaya başladı. G.Saray'ın da temposu düşünce oyun dengelendi. İkinci yarı da dengeliydi ancak G.Saray'ı en rahatlatan olay dörtlü defans bloğunun hepsinin fizik açıdan güçleriyle bu tip zemini iyi kullanmalarıydı.
Bu yüzden de G.Saray, oyun kurgusu bozulsa da pozisyon vermiyordu. Ama Muslera'dan hiç alışık olmadığımız bir büyük hata gelince skora denge geldi. Bundan sonra G.Saray işin ciddiyetini anlayarak yüklendi. Fatih Terim de arka arkaya hamlelere başladı. Baskı arttı. Kasımpaşa da büyük direnç gösteriyordu. Sonuçta Onyekuru yine yaptığı ani sızmayla takımına penaltıyı kazandırdı.
Ve G.Saray zorlandığı maçta üç puanı aldı. G.Saray'ın ilk yarım saatten sonra oyun düzenini oturtamamasının en önemli nedeni orta saha teşkilinde Fernandes, Etebo ve Kerem'in birbirlerini hiç tanımamasıydı. Orta hakemlerin büyükler lehine takdir haklarını kullandıkları bilinen gerçek ama büyükler lehine verdikleri önemli kararlarda 'Göremediler' diye iyimser davranıyoruz. Bu sezon en büyük eyyam VAR'da yapılıyor. 1-1 iken Kasımpaşa lehine penaltı vardı ama karar gelmedi. Sürpriz de değil.
Galatasaray ilk 10 dakikada Kasımpaşa kalesinde "Bu sıcağa kar mı dayanır?" sözü gibi müthiş bir baskı kurdu. Bu tür ağır zeminlerde golü ya duran toplardan bulursun ya da dışarıdan atacağın şutlarla rakip kaleyi tehdit edersin. Galatasaraylı oyuncular ilk dakikadan itibaren Kasımpaşa kalesini şut yağmuruna tuttu. Kerem'in iki şutunu, Emre Kılınç ile Etebo'nun gollük vuruşlarını kaleci Ertuğrul müthiş kurtardı. Ancak Ömer'in kornerinde Mohamed'in köşeye giden şutunu çıkaran Ertuğrul, çok çalışan genç Kerem'in takipçiliğiyle attığı gole engel olamadı.
Çok soğuk havada ve ağır zeminde oyuncular ayakta kalma mücadelesi verirken pas oyununda zemine saplanan top yüzünden ciddi hatalar yaptı. Fatih Terim'in ağır zemini düşünüp Luyindama ve Linnes gibi güçlü ve kuvvetli oyuncuları tercih etmesi Galatasaray'ın oyuna ağırlığını koymasını sağladı. Kasımpaşa hücum etmekte zorlanırken Galatasaray kalesine isabetli şut bile atamadı. Zeminin oyuna izin verdiği alanlarda G.Saray pas yapmaya ve kanatlardan hücum etmeye dikkat etti.
Kasımpaşa'nın hücumu bile düşünmediği anlarda Marcao'nun hakimiyetindeki pozisyona Muslera gereksiz yere dahil olup topu ıskalayınca Thelin kafa vuruşuyla skora dengeyi getirdi. Şok gol G.Saraylı oyuncuları da şoka soktu. G.Saray şuursuz baskıdan pozisyon üretemeyince Terim; Onyekuru, Emre Akbaba ve Donk'u oyuna aldı. Terim'in art arda yaptığı bu hamleler G.Saray'a enerji katarken Kasımpaşa kalesindeki baskıyı da artırmasını sağladı. Özellikle kanatlardan getirilen toplar etkili oluyordu. Eğer G.Saray Kasımpaşa'ya puan kaybetseydi oynadığı oyun ve yakaladığı pozisyonlar, futbol adına adaletsiz olurdu. Ve en çok da kaleci Muslera'ya... G.Saray'ı zirveye iki yeni transferi Onyekuru ve Mostafa taşıdı. Onyekuru penaltı kazandırırken maç boyu fizik gücü ile rakip defansı dağıtan Mostafa da golünü atıp G.Saray'a 3 puanı kazandırdı.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!