19.02.2021 - 14:52 | Son Güncellenme:
Skorer Özel
Son dönemlerde menajerlik yapan Sarıtaç, Fenerbahçe'den sonra yaşadıklarını, Josef ve Giuliano transferlerini, birlikte çalıştığı Aykut Kocaman'ın Başakşehir performansını ve gelecek yaz transfer dönemini değerlendirdi. İşte Sarıtaç'ın Nergis Aşkın'a yaptığı açıklamalar;
İlgisini belli eden ve bir şekilde resmi olmasa da konuşma halinde olduğum kulüpler oldu. Benim kafamda istediğim tarafa gelmedi iş. O nedenle böyle bir durum gerçekleşmedi. Zaten çok uzun bir süre kendimi tanımadım. Çünkü ben çalışmayı çok seviyorum ve çalışmaya çok alışığım. Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra 1 ay tatil yaptım. Çünkü hiç Temmuz'da tatil yapma şansım olmamıştı. Ondan sonra 'Artık bir şey yapmalıyım' idi kafamdaki düşünce. O yüzden kendime çok süre tanımadım. Kendimi tanısam belki daha iyi bir fırsat önüme çıkabilirdi. Beni arayıp "gel bizle çalış" diyen arkadaşlarım da yıllarca tanıdığım, güvendiğim ve sevdiğim insanlar.
Onların anlattıkları da bana ikna edici ve güzel geldi. Görüştüğüm kulüpler oldu. Menajerliğe başladıktan sonra da oldu. Laf arasında "düşünür müsün" diyenler oldu. Sonuçta çok resmi bir şey olmasına gerek yok. Yakın zamanda da arayanlar, soranlar oldu. Tercüman olarak bir kulüpte çalışmayı düşünmüyorum. İlerde bir kulüpte çalışabilirim ama başka bir pozisyonda. Başka bir görevde. Şu anki düşüncem; bir daha bir kulüpte tercüman olarak çalışmak gibi bir düşüncem yok. Yaptığım işten memnunum. Yaptığım işte de kısa sürede iyi iş yaptığımı inanıyorum. Burada devam edeceğim gibi gözüküyor.
Ara transfer döneminde karmaşık bir dönemdeyiz. Kimse önünü göremiyor. Ara transfer dönemi yoğun bir koşturma içinde geçti. Yoğun koşturma içinde, yapabileceğimize inandığımız bir büyük isim vardı. O bir şekilde olmadı. Basında çok çıktı. Bir şekilde olmayan bir transfer olarak geride kaldı. İçerisinde bulunduğumuz transferler oldu. Kimsenin ne yapacağını bilemediği, pandemi dönemi kimse izleyemiyor. Gidip izleyemedikleri için tanıdık oyunculara yönelmeye çalıştılar. Düşük bütçelerle getirdikleri, risk olarak görmedikleri isimleri bir kenara bırakıyorum. Enteresan bir transfer dönemiydi. Bizim için koşturmaca geçti. Tam istediğimiz noktada bitmedi. İleriye dönük dersler çıkardığımız bir transfer dönemi oldu.
Yaz transfer dönemi benim için son derece memnuniyet vericiydi. Benim ve bizim için. Yaz transfer döneminde; Fenerbahçe'ye Beşiktaş'a ve Başakşehir'e transfer yaptık. Onun haricinde Konyaspor'a yaptığımız transfer oldu. Samsunspor'a yaptığımız transfer oldu. Birçok takımla çalışıyoruz. Güzel işlere katkıda bulunduğuma inanıyorum. Yakın dostluğumuz olduğundan dolayı Josef konusu biraz ön plana çıktı. Onun haricinde de güzel işler yaptık. Giuliano oldu, Fenerbahçe'ye Sosa, Konyaspor'a yaptığımız transferler oldu. Yurt dışında da içerisinde bulunduğumuz transferler oldu. Memnunum.
Souza gerçekten çok büyük bir profesyonel. Ailesini de tanıyorum, çok sık görüşüyoruz. Nasıl bir insan olduğunu gayet iyi bir şekilde biliyorum. Kendisini ailesine ve işine adamış bir adam. Josef'in başarılı olacağına dair en ufak bir şüphem yoktu. Bu başarısıyla beraber taraftarlar da onu sahiplenecekti. Onların gönlünü kazanacaktı. Şu anda gelmiş olduğu nokta, aslında onun hak ettiğini görüyorum. Fenerbahçe - Beşiktaş kısmına geçecek olursak, arada bir Arabistan var. Arabistan olması bazı şeyleri değiştiriyor bana göre. Artık Fenerbahçe'den ayrılmış, Fenerbahçe'ye para kazandırarak gitmiş, Arabistan'dan sonra tekrar Türkiye'ye dönmek gibi bir isteği vardı zaten Josef'in. Orada yaşarken de "ileride bir gün, kontratım bittiğinde, Türkiye'ye dönmeyi istiyorum" diye bana söylüyordu hep. Kontratı bitmeden gerçekleşti bu durum. Bazı sebeplerden dolayı, sözleşmesini orada feshetti. Feshettikten sonra Türkiye'ye gelme isteğini dile getirdi.
'Aslında onun da kafasında bir küçük soru işareti vardı. Türkiye'nin en büyük takımlarından birinde oynadı, yine Türkiye'nin en büyük takımlarından bir diğerine geliyor. Diğer taraftan çok büyük tepkiler alacağını düşünüyordu. Ama öyle bir şey olmadı. Orada da güzel izler bırakmış demekki. Rakibe saygısızlık yapmak gibi bir düşüncesi olmayan oyuncu gerçekten. Sahada futbolunu oynamak derdinde. Bazen sert müdahaleleri olabilir ama bunlar futbolun her zaman parçası. Onun haricinde Souza'dan provakatif söz, eski kulübünü kötüleyen söz hiçbir zaman duyamazsınız.'
'Beşiktaş taraftarlarının onu ne kadar çabuk sahipleneceği işin bir diğer boyutuydu. Onu da kendine inanmasıyla, saha içerisinde gösterdikleriyle kanıtladı. Kendine çok uygun bir takım buldu. Etrafındaki oyuncular, saha içerisindeki düzenleri, oynamaya çalıştıkları futbol açısından da kendisini futboluyla ifade edebileceği bir takım buldu. Şu anda hayal ettiği gibi gösterebileceği bir konuma geldi. İnsanların sevgisini kazandı. Beşiktaş taraftarının ondan son derece memnun olduğunu görüyorum bu beni de mutlu ediyor. Güzel bir iş yapmış olduk. Beşiktaş'a ligimize iyi bir isim kazandırmış olduk. Onun Türkiye temsilcisi olmanın haricinde bir arkadaşı olduğum için de mutluluk duyuyorum. Burada olmaktan o da son derece mutlu. Ailesi de kendisi de İstanbul'u çok seviyor.'
Çok geliyor ama şöyle bir şey var. İnsanların menajerlik konusunu unuttuğu bir taraf var. Oyuncuyu menajer götürmez bir yere. Oyuncuyu kulüp alır ve oyuncu karar verir. Oyuncuyu menajer, "gel kardeşim ben seni buraya götürdüm" gibi bir şey değil. Menajer oyuncunun sahibi değil. Menajer, oyuncunun istekleri doğrultusunda görüşmeleri yapan ve o görüşmeleri belli bir noktaya getiren, gelişmeleri oyuncuya ve kulübe aktaran kişidir. Bana öyle mesajlar geliyor ama alıştım. Josef'i ben bir yere götürmedim. Josef'i Beşiktaş istedi ve transfer etti. Josef de Beşiktaş'ın teklifini değerlendirdi ve bu teklifi kabul etme kararı aldı. Sözlü Türkiye içi, Türkiye dışından Josef'le ilgili temasta bulunan kulüpler de oldu. Gerçek anlamda Türkiye'de tek resmi teklif Beşiktaş'tan geldi. Josef ve Beşiktaş tarafı "nasıl ortak noktada buluşabiliriz" diye değerlendirdi ve iş bu duruma geldi. Josef'in son derece mutlu olduğunu görüyorum.
Giuliano, Josef'le benzer bir hikaye. Giuliano da Fenerbahçe'ye para kazandırarak, Arabistan'a transfer oldu. Arabistan'da 2 sezon geçirdi. Josef'le benzer bir durumdan dolayı, maddi bazı sebeplerden dolayı sözleşmesini tek taraflı olarak feshetti. Bu tek taraflı feshin ardından onun da gelmek istediği biri Türkiye'ydi. Onunla da "Türkiye'ye nasıl gelebilir" diye değerlendirmelerimizi yaptık. Transferin son günü, hatta transferin bitmesine yarım saat kala Federasyon'a gittik ve imzaları attık. Son günü çok hareketli ve yoğun geçirmemize sebep olan bir transfer oldu. Son günde büyük koşturmaca yaşamamızın ardından Giuliano'yu da istediği, arzuladığı yere getirmiş olduk. Giuliano özellikle ilk dönemde şampiyon bir takıma geldi. Şampiyon bir takımın içerisine girmek, çok kolay değil. Avrupa Ligi'nde başarılı olmuş, şampiyon tamamlamış ve birbirini ezbere bilen oyunculardan oluşan bir takım var. O sistemin içerisine, belki de sizin pozisyonunuzda oynayan birinin de olmadığı bir sistemin içerisine bir şekilde girmeye çalışıyorsunuz.
Türkiye'ye ya da lige adapte olma konusunda değil ama gelmiş olduğu takıma adapte olma kısmı, biraz belki sancılı geçti. İlk başta biraz sorunlu oldu gibi gözüküyor. Son zamanlarda ufak ufak takımın içerisine girmeye başladı. Son dönemde de 2 maç üst üste ilk 11 oynadı. Kupa maçında sonradan girdi. Giuliano'nun devam eden dönemde formasını alacağına inanıyorum. Kendisine çok inanıyor. Çok çalışkan bir oyuncu. Vücuduna, ailesine, yediğine dikkat eden bir oyuncu. Takım halinde sıkıntılı bir dönemden geçiyorlar. Takım iyiyse herkes, daha çok parlıyor. Başakşehir'de şampiyonluk sonrasında, açlık kaybedilmiş bir özellik gibi gözüküyor. Takımın da bir seviye daha yukarıya gitmesiyle, Giuliano da takımı yukarıya taşıyan oyunculardan biri olacaktır. Takım da Giuliano'yu daha yukarıya taşıyacaktır.
Aykut Kocaman gerçekten benim için çok özel bir insan. Bunu söyleyebiliyor olmaktan da gurur duyuyorum. Çocukluğumun önemli figürlerinden biri. Fenerbahçe'de çalışma fırsatı yakaladım. Aykut Kocaman'ın ilk döneminde Fenerbahçe'de çalışmadım ama ikinci döneminde çalışma fırsatı buldum. İyi, sıcak ve güvene dayalı bir ilişki kurduğumu düşünüyorum. Aykut Kocaman'ı gerçekten çok severim ve başarılı olmasını her zaman gönülden isterim. Benim için gerçekten çok kıymetli bir insan. Bana emekleri olan ve birçok şey öğretmiş bir insan. Gerçekten sıkıntılı bir dönemde geldi. Kendisi de söyledi. İlk defa şampiyon olmuş bir takım, böyle bir değişime ihtiyaç duydu. Aykut Kocaman zamanla kafasında istediği oyunu oyuncularına aktaracaktır. Orada bir düzen sağlanacağına inanıyorum.
Saha içerisinde düzensiz bir Başakşehir ilerleyen dönemde görme fırsatı olmayacak. Zamanla o takımı, takım da onu anlayacaktır. Bu düzenin devamında Aykut Hoca, Başakşehir'i adım adım yukarıya çıkaracaktır. Düşme sıkıntısı yaşayacak gibi görmüyorum. Adım adım belirli bir düzenle, yukarıya doğru taşıyacaktır. Bunun için bir zaman lazım. Aykut Hoca'yla çalıştım ve kafasında net bir plan var. Net bir düzen var. Düzen kelimesinin altını çiziyorum, düzeni oturtabilmek diğer her şeyden daha zor gözüküyor. Her meslek grubunda. Biz düzen seven bir ülke değiliz. Düzensizliği, düzen haline getirmiş bir ülkeyiz. O düzeni istediği noktaya getirdikten sonra takımın düzeleceğini sanıyorum.
Bu işi tek yapan ben değilim, yüzlerce insan yapıyor. Tanıdığımız insanlar ve futbolcularla konuştuğumuzda, kafamızda planladığımız şeyler var. Yaz transfer dönemi hazırlıkları başladı. Somut ilerlemiyor belki ama herkes transfer çalışmalarına başladı. Biz de neler yapabiliriz, bunlara bakıyoruz. Sezon sonunda transferini yapabilme ihtimalimizin olduğu oyuncularla ilgili analizler yapıyoruz. O oyuncuların düşünce yapısını değerlendirmeye çalışıyoruz. Bomba isimler Türkiye'de her zaman olur. Biz transfer kutlamayı çok seviyoruz. Bunun çok doğru bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bomba isim, büyük isim demek "doğru" isim demek değil. Bu işin pazarlama tarafı da var ama kutlayarak getirdiğimiz transferlerin devamında bize kutlama yaptırmadığını da çok büyük sıklıkla yaşadık. Yaptıranlar da oldu, yaptırmayanlar da oldu.
Bomba isimden ziyade doğru isimler gelsin. Türk futboluna katkı yapacak, ligimize katkı yapacak isimler gelsin. Bomba isimler de olacaktır. Ben de bu coğrafyada büyüdüm ve benim de hoşuma gidiyor. Türkiye'de transfer bitmez, çok hareketli geçer. Artık kulüplerimizin bütçeleri, 15 yıl önceki bütçelerle aynı durumda değil. Kiralık oyunculara yöneliyorlar. 3-4 tane kiralık oyuncu zaten kafadan kadroda oluyor. 3-4 tane gittiği anda 3-4 tane yeni oyuncu alman gerekiyor. Ekonomik durum belirliyor, transferin nasıl gelişeceğini.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!