08.11.2021 - 07:59 | Son Güncellenme:
Süper Lig'de bu sezon istediği performansa bir türlü ulaşamayan Galatasaray, Lokomotiv Moskova'yla oynadığı Avrupa maçınon dönüşünde Fatih Karagümrük'le karşılaştı. Sarı-kırmızılı ekip Olimpiyat Stadı'nda 1 puanı 88. dakika Mostafa Mohamed'in kaydettiği golle aldı. Spor yazarları da bu karşılaşmayı kaleme aldı. İşte o yazılar;
Galatasaray, bir maç mükemmel oynuyor, rakibe baskı ve pres yapıyor, taraftarı mutlu oluyor, ilerisi için ümit veriyor. Karagümrük karşısında dün ise o kadar kötü bir futbol oynadı ki, sahada tanıyamayacağımız kadar etkisiz bir Galatasaray vardı. Bunun sebebini anlamakta güçlük çekiyorum.Hiç anlayamadığım bir konu ise, bu takımın iki tane santrforu var. Biri Mustafa, diğeri Diagne... İkisi de kulübede oturuyor. Herhalde takım yenik duruma düşmese, Mustafa da, Diagne de, Feghouli de, Morutan da oyuna girmeyecek. Mustafa gol kaçırabilir ama şu an hocanın elindeki en etkili santrfor Mısırlı futbolcu... Oyuna girdi, Karagümrük ceza sahasını karıştırmaya başladı. Gol attı, bir de Pesic’in yüzde yüz gol pozisyonunda yakaladığı fırsatı bozarak takımının gol yemesini önledi.
Tabii bizim Fatih Terim’e söyleyecek lafımız yok... Florya’nın patronu o... İstediğini oynatır, istediğini oynatmaz. Ne var ki kesin olan bir şey var: Mustafa’nın oynamadığı maçlarda sarı-kırmızılılar gol yollarında etkisiz kalıyor. Attığı gole bakın... Sonradan oyuna giren Diagne, kalabalık defans arasında topu Feghouli’ye çıkarıyor. Cezayirli futbolcu düşerken top Mustafa’nın önüne geliyor. Mısırlı forvet de topu iğne deliğinden geçirir gibi golünü kaydediyor.İkinci anlayamadığım konu ise, Avrupa’daki takımlar perşembe-pazar, hatta perşembe-cumartesi maç oynuyorlar. Cim Bom’un kadrosu genç bir kadro. Morutan olsun, Barış Alper olsun rakip takıma iyi baskı yapıp hata yaptırıyorlar. Bu futbolcuların herhalde üç günde bir maç oynayacak kapasiteleri vardır. Fakat bu isimlerin yedek kalmasına gerek var mı? Genç oyuncular çıkacaklar, oynaya oynaya tecrübe ve güç kazanacaklar.
Gerçekten dün üzüldüm. Bir bakıyoruz Lokomotiv Moskova karşısında harika Galatasaray, üç gün sonra Karagümrük karşısında son anda mağlubiyetten kurtulan bir Galatasaray... Muslera’yı taraftarın ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu Bertolacci’nin bu vuruşunu da kurtarması gerekirdi.Sonuçta Karagümrük galibiyetten daha çok beraberlik için sahaya çıkmış. Risk almadan oynadılar. Maçın hakkı, son beş dakikayı çıkartırsak beraberlikti.
Galatasaray, perşembe akşamı Lokomotif Moskova maçını “uçarak” oynadı, üç gün sonra Karagümrük maçına “yürüyerek” başladı. Üç günde ne değişti de “uçarak” oynayan Galatasaray, “yürüyerek” oynayan Galatasaray’a döndü.Sakın “Perşembenin yorgunluğu” kandırmacasına kapılmayın. Maçın daha 10. dakikasında, 20. dakikasında, ilk yarım saatinde yorgunluk mu olur? Son 20 dakika yorulursun, yürümeye başlarsın anlarım. Galatasaray daha dakika bir, yürüyerek oynamaya başladı, son 10 dakikaya kadar “uygun adım” yürüyerek devam etti.Galatasaray’ın maç içinde nadiren oyunu hızlandırmaya niyetlendiği dakikalar oldu. İşte o zaman da her defasında bir Karagümrüklü kendini yere bıraktı, kalkmadı. Oyun, yürüme temposundan sıkça durma noktasına geldi.
Karagümrük, kimse kusura bakmasın, aldığı puana, hatta son dakikalarda kaçırdığı galibiyete rağmen “ilkel” bir futbol oynadı. Karagümrük’ün savunmadan garip bir çıkışı var. Kaleci Viviano’dan başlayan ve geri dörtlü arasında risk dolu paslaşmalarda oyunu kurmaya çalışıyor. Bunu yaparken, çoğu topu Galatasaraylı oyunculara kaptırdılar. Nitekim Galatasaray’ın beraberlik golü, böyle bir pozisyonda; stoper Zukanoviç çalımla çıkmaya çalışırken topu kaptırmasıyla geldi.Galatasaray için “yürüyerek” oynadı diyoruz, haksızlık etmeyelim; Karagümrük “durarak” oynadı. Biglia belki Galatasaray yarı alanına bile geçmedi. Gömülü bir savunma ile Galatasaray’ı karşılamaya çalıştılar. Sadece iki Pesiç pozisyonları var, kaçırılması, atılmasından daha zor olan iki pozisyon... Bertolacci golünde, topun köşeye gittiğini söyleyemeyiz. İyi Muslera için sıkıntı yaratacak bir şut değildi. Ama Muslera da eski Muslera değil...
Galatasaray kenarlardan çok geldi, ancak ortalardan sonuç gelmedi. Bu oyun, daha ilk dakikalardan başlayarak Diagne ve Mustafa‘yı sahaya davet ediyordu. Fatih Hoca, bu davete katılmakta çok geç kaldı ve Diagne-Mohammed ikilisini ancak son 15 dakikada oyuna aldı.Galatasaray’a bakıyorum; Emre Kılınç sıfır... Karagümrük golünün başlangıcında da Emre Kılınç var. Halil ehh işte... Kerem sıfır... Kerem bir maçı “uçarak”, bir başka maçı “durarak” oynuyor. Yazık... Kerem kendi için, takımı için belli bir istikrarı yakalamak zorunda... Babel’in direkte patlayan bir füzesi var, gerisi yalan rüzgarı...Karagümrüklü Adnan‘ın ceza alanı içinde koluyla buluşan bir top var. Adnan vücudunu genişletmiyor, hatta kolu vücuduyla bitişik gibi... Sonuçta kafa karıştıran bir pozisyon... Ama hakeme “Penaltıyı niye vermedin?” denecek pozisyon değil sanki...İlgimi çekti, Galatasaray 10’dan fazla korner attı, birine vuramadı. Niye? Bu takımda Marcao var, geç girmeseler Diagne, Muhemmed var, ama bir kafa golü yok. Beraberlik golü de Galatasaray’ın becerisi değil, resmen Karagümrük’ün ikramı...
Son 10 dakikayı bir tarafa koyuyorum, 80 dakikalık oyun “futbolda işkence” gibiydi. Bu kadar durarak, bu kadar yatarak, bu kadar pozisyondan uzak kalarak maç mı oynanır?Galatasaray’ı hiç beğenmedim. Hocayı, takımı hiç ama hiç beğenmedim. Önceki gün oynayan Trabzonspor’a bakıyorum, dönüyorum , dün oynayan Galatasaray’a bakıyorum, futbol, hırs, istek, tempo, güçlü oyun olarak arada dağlar var. Üstüne üstlük bir de 9 puanlık fark var. Bu Galatasaray mı Trabzonspor’u yakalayacak? Fatih Hoca en umutsuz anlarda “Biz bitti demeden bitmez” der ama, bu defa kazın ayağı öyle değil...
Hakem Karaoğlan, sonuca etki etmese de bazı hatalar yaptı. Ancak kendisi için 'kötü' diyememGalatasaray; hak etmedi ve kazanamadı... Rakibe baskı yok, organizasyon yok, tempo yok... Dolayısıyla da kaybetmekten son anda kurtuldular. Fakat bazı oyuncuların bireysel hataları kabul edilebilir gibi değil. Örneğin Emre Kılınç... Şans buldu, hoca forma verdi ama tuttu ayağındaki topu rakibe kaptırdı. Buradan da Bertolacci çok iyi vurup golü yaptı. Aslında Karagümrük karşılaşmayı kazanacaktı. Onlar da hata yaptılar ve Mostafa Mohamed beraberliği getirdi. Son saniye Galatasaray ucuz kurtuldu. Eğer Pesic, kaleci Muslera ile karşı karşıya kaldığındaki çok önemli pozisyonda iyi vursa Galatasaray için maç bitmişti. '1-1'lik sonuç iyi mi, kötü mü' derseniz, eğer maça bakarsak Galatasaray için iyi sonuç. Ama şampiyonluk maratonu için oldukça kötü.Hakem Atilla Karaoğlan, mücadelenin sonucuna etki etmese de bazı hatalar yaptı. Ancak kendisi için 'Kötü maç yönetti' asla diyemem.
Gelelim Karagümrük-Galatasaray maçına… Karagümrük'ün belli oyun sistemi var, herkes ezberledi. Terim maçtan sonra "Çok iyi oynadık, çok pozisyona girdik" diyor, ben aynı fikirde değilim. Galatasaray'ın attığı golü Karagümrüklüler hediye etti. Karagümrük ise golü doğru baskıyla yani hakkıyla aldı. Galatasaray'da sahada süratli isimler vardı ama Karagümrük defansı yerini aldıktan sonra 40 tane orta açsan ne fayda? Her topa rakip vurdu. Elinde Mostafa ile Diagne gibi santrforlar var ama kenarda oturuyorlar! Ne zaman oyuna aldın, o zaman topa vurmaya başladın. Şu bir gerçek; Terim'in yardımcıları uyaracak, fikir verecek insanlar değiller. Fatih hep yanına "Haklısın padişahım" diyenleri alıyor. Yıllar önce Bülent Ünder ve Müfit Erkasap vardı, onlar Fatih'i yönlendiriyordu. Yıllardır böyle yardımcılar alamadı, belki de almadı.
G.Saray sol kanattan iki orta ile gol aradığında ceza sahasında sarı-kırmızı formalı futbolcu yoktu ve dakika 15'ti. Sol kanatta Babel başlamış arkasında "ortacı" Ömer ve gezgin ama yürüyen forvet Halil Dervişoğlu hepsi iki metrekarelik alan içindeydi bu pozisyonlarda... G.Saray benzer bir hatayı Kayseri deplasmanında da yaptı, milli ara öncesi zirvenin 10 puan gerisinde kalmış bir takım, sahasında mağlubiyeti olmayan kağıt üzerinde taş gibi kadroya sahip Karagümrük karşısında rotasyon lüksüne düşmemeliydi. Bu "genç" kadro sadece Avrupa Ligi için kurulmadı... İlk yarı bittiğinde iki kafacı santrforu kenarda olan G.Saray 14 orta yapmıştı, maçı da "2021 bitiyor ve G.Saray hâlâ Ömer'in ortalarıyla gol aramaktan başka bir plan üretmiyor" ışığında 41 ortayla bitirdiler...
Fatih Terim'in Halil ısrarını anlamak mümkün değil. Halil topu aldığında "iyi dönüyor" diye sahadaysa futbol böyle bir oyun değil. Sırtında damacana su taşıyormuş gibi ağır, sahada yürüyen ve ancak kanada kaçtığında topla buluşan bir hücumcuyla oynuyorsanız orta sahanızdaki iki oyuncuyu ceza sahasına sızdırmalısınız... Yanlış 11, geciken değişiklikler, yanlış kramponlar, amaçsız ortalar, Ömer'in ayağına bakan G.Saray... Farioli, 8+3 kıskacında yaptığı değişiklikleri. Fatih Terim ise elinde ne kadar forvet varsa sahaya sürdü ve bir bireysel hatayla ancak 1-1'i buldular. Bu G.Saray, ocak ayından sonra iyi futbol oynar-oynamaz, bunu bilemem ama bildiğim, bu futbol ve Fatih Terim'in tercihleri sürerse ocak ayında Trabzon ufuk çizgisinde kaybolmuş olur...
G.Antep ve Lokomotiv maçlarında mükemmel oynayan Feghouli'yi kulübede oturtmak Terim'in yanlışıydı. Genç oyuncuların saha içinde Feghouli gibi tecrübeli bir oyun liderine ihtiyacı var. Milli maç haftasına girilirken Terim'in, oyun alışkanlığını kazanmış oyunculardan vazgeçip rotasyona gitmesi anlamsızdı. Babel, Emre Kılınç ve Ömer Bayram tercihleri bence fanteziydi ve Galatasaray'a katkı sağlamadı. Karagümrük'ün zaten "el freni" gibi bir pas oyunu, rakip savunma arkasına atılan uzun toplarla gol kovaladığı bir oyunu olduğunu 'sağır sultan' bile biliyordu. Galatasaray golü yiyinceye kadar Karagümrük kilidini açamadı ve set oyununa mahkum olup sağa, sola, geriye pas atmak zorunda kaldı. Babel, Yedlin ve Ömer'in kanatlardan yaptığı ortaların amacı yoktu ve tüm toplara Karagümrük savunması kolay kafa vurdu. Top tekniği yüksek olan Halil'in rakip savunma arasında pas duvarı olacak gücü yoktu. Hücumda etkili olamamayı Halil ve Kerem'in yorgunluğuna bağlayan Terim'in bu düşüncesi, rotasyon için hangi oyuncunun hazır olup olmadığı konusundaki tercihi doğru tespit edemediğinin itirafıydı. Emre Kılınç çok pas hatasıyla oynuyor ve çok top kaybediyordu.
Bertolacci'nin attığı golde Emre'nin çevre kontrolü yapmadan geriye pas atmasının payı büyüktü. Oyunculara bu uyarılar Florya'da yapılmıyor mu? Kerem ile Halil'in de yorgun olduğunu düşünürsek Terim'in ikinci yarıya Feghouli, Diagne ve Mostafa Mohamed üçlüsünü alarak başlamaması şaşırtıcıydı. Bu üçlü oyuna geç girdikten sonra bile Karagümrük kalesinde kurulan baskıya bakınca Terim'in, "Keşke değişiklikleri erken yapsaydım" dediğini düşünüyorum. Bu arada Galatasaray'ın duran toplardan ve kornerlerden pozisyon üretememesine Terim'in artık bir çözüm bulması gerekiyor.
EN YÜKSEK ORANLARIN ADRESİ MİSLİ.COM Hemen oynamak için buraya tıklayın!