17.11.2021 - 07:37 | Son Güncellenme:
A Milli Takımımız, Karadağ'ı deplasmanda 2-1 mağlup ederek Dünya Kupası play-off oynama şansını elde etti. Spor yazarları Karadağ maçını ve play-off'u değerlendirdi. İşte ayrıntılar...
"Çok değil, iki ay kadar önce unumuzu elemiş, eleğimizi duvara asmış, üstüne Şenol hocayı da yolcu etmiştik. Katar’da seyirci olmayı kabullenmiş, gelecek turnuvalar için uzun vadeli planlar bile yapmıştık."
"İşte futbol böyle güzel bir oyun... Her şey bitti dediğin bir anda yeniden başlayabiliyorsun... Oyuncular aynı oyuncular. Oyun kalitemizde bir değişiklik yok. Sistemde bir-iki küçük dokunuş dışında eski tas eski hamam konumundayız... Ama hala Dünya Kupası’na gidebilme umudumuz var. İyi bir kurayla Play-Off’ta bu şansı yakalamak mümkün. Ancak gerçekçi olalım. Henüz iyi bir takım görüntüsünü ve elbette performansını ortaya koyan bir ekip değiliz."
"Vasat bir oyunla istediğimiz sonucu aldık. Stefan Kuntz’un Karadağ’ı iyi çalıştığı, oyunculara da bunu iyi aktardığını çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Ne var ki oyuncularımız Kuntz’un anlattıklarını uygulamada özellikle de ilk 45 dakikada becerikli olamadılar. 4. dakikada gelen golle bu belirttiğim uygulamadaki eksiklikler çok net ortaya çıktı. Berat, milli takımımızın yumuşak karnıydı. Zeki’nin boşalttığı alanı kontrol etmesi gereken Berat, o alanda çok ciddi boşluklar vermemize, Karadağ’ın da etkili hücumlar geliştirmesine neden oldu. Abdülkadir, Zeki ve Berat üçgenindeki ciddi kademe eksikliği hem göbekte çok top kaybetmemize neden oldu, hem dönen topları kontrol edemedik, hem de temponun düşük olması sorunu ortaya çıktı. Buna bir de Burak’ın etkisizliği ve Halil’in çok top ezmesi dahil olunca ilk 45 dakika beraberliği yakalamamıza rağmen kabus gibi geçti."
"İkinci yarıya bir oyuncu değişikliği bir de saha içinde görev değişikliği hamlesi ile başladık. Kuntz’un bir iki küçük dokunuşu yani Berat’ın yerine Orkun’u alması, Hakan Çalhanoğlu’nu da stoperlerin önüne çekmesi ortaya daha farklı bir milli takım çıkarttı. Daha iyi top çevirmeye, daha geniş alan kullanmaya başladık. Bunun sonucu da hızlı bir şekilde geldi. Orkun’un golü Play-Off’ların kapısını ardına kadar bize açtı. İkinci gol hem özgüvenimizi yükseltti hem de takım olarak rahatlamamızı sağladı. Sonrasında yerinde oyuncu değişiklikleri ile zaten kontrolümüzde olan oyunu istediğimiz gibi bitirerek umudumuzu Mart ayına taşıdık."
"Bu maça Play-Off’a kalma hesabıyla çıktık, hesabımız tuttu. Ne var ki gerçekçi olmak lazım. Dünkü milli takım şu anda Play-Off’ta yer alan ülkelerden hiç birini yenebilecek mesajı bize vermedi. Sonuç olarak üzerimizdeki ölü toprağını attığımız bir gerçek ama hala o içinde bulunduğumuz grogi durumundan çıkabilmiş değiliz. Bir tek yumruk dahi yesek yerden kalkamayacakmış gibi görünüyoruz. Şimdilik Play-Off gongu imdadımıza yetişti. Marta kadar tadını çıkaralım!"
"Günlerdir kurduğumuz hayaller, beslediğimiz ümitler bir yana, Milli Takım bir yana… En azından ilk yarı için söyleyelim, bizim beklentilerimizle Milli Takım’ın oyununda bir türlü senkron tutturamadık. Daha dördüncü dakika dolarken Beciraj’ın attığı gol, Katar 2022 hesaplarında play off formatı ve doğrudan finallere katılma olasılıklarına karşılık hiç aklımıza gelmeyen senaryoyu da canlandırmış oldu. Evet, bu oyunda yenilmek de vardı. Ve işin bu tarafını yok sayıyorduk. Yenilmeyi olasılık dışında bırakıyorduk. O nedenle maça 1-0 yenik başlamak, yararlı bir uyarı etkisi yarattı."
"Sahanın her bölgesinde sorunlu bir oyunumuz vardı. Birinci bölgede Zeki Çelik ve Merih Demiral, rakibi karşılamakta, ikili mücadelede eksik kaldılar. Merkezde Berat Özdemir, oyuna katılamadı. Hele rakip ceza çizgisi üzerinde alan ve zaman varken şut atmayı aklına getirmeden pas atacak adam araması çok yanlıştı. Abdülkadir Ömür de ilk goldeki asistine rağmen anormal top kayıplarıyla oynadı."
"Kaptan Burak Yılmaz’ın etkili ve sert şutlarını bekledik. İlk yarıda iki şutu zayıf vuruşlarla kaleciye gitti. Yanı sıra Halil Dervişoğlu’nun da “muavin” rolünü aşamadığını gördük. Gol için beklenen gayret ve katkıdan uzaktı."
"İyiler de vardı.. Kaleci Uğurcan Çakır, Çağlar Söyüncü, sol bekten çok sol ön oynayan Caner Erkin, Hakan Çalhanoğlu, beraberlik golünü atan Kerem Aktürkoğlu, Karadağ karşısında daha dik duran, oyuna ağırlık koyan grubu oluşturdular. Maçı izlerken Stefan Kuntz’un istatistik sayılar dışında oyuncu kadrosunu yeterince tanıyacak zamanı olmadığını düşündük. O da zor durumdaydı. Ancak ikinci yarıya başlarken Berat’ın yerine Orkun Kökçü’yü oyuna alması isabetli bir hamle oldu. Oyunun üçte ikisi dolarken (Dk.60) Orkun’un Hakan Çalhanoğlu asistiyle ceza alanı dışında sağ çaprazdan attığı gol, sadece Milli Takım’da değil, memlekette de coşku rüzgarları estirdi."
"Öne geçmenin moral motivasyonuyla Milli Takım daha etkili ataklar, gol pozisyonları ve duran toplar kazandı. Bunda Kuntz’un oyuncu değişikliği hamleleri de olumlu katkılar sağladı. Hele Hollanda’nın Norveç’e attığı gol tüm oyuncularımıza fazladan enerji kazandırdı. Sonuç bizi zorlu bir play off atmosferine taşısa da grupta çakılıp kalmaktan iyidir. Umutla, çalışmayla, araştırmayla, iyi bir hazırlıkla o zor savaşta yer almak ve büyük yolculuğa devam etmek gurur duyacağımız bir maceradır. Bakarsınız, orada da mutlu bir sona ulaşırız, kim bilir!"
"Gözümüz Karadağ’da, kulağımız Hollanda’da idi dün gece… Elde kâğıt-kalem, ince hesaplara daldık; Norveç, Hollanda’yı yense, biz de Karadağ’ı geçersek, gruptan lider çıkar, mutluluktan şarkılar, türküler söyleyecektik… Tabi ki mağlubiyette vardı işin içinde; Norveç ile Hollanda’nın berabere kalması halinde kafayı öne eğip ‘gelecek maçlara…’ deyip, devam edecektik. Doğrusunu söylemek gerekirse, buraya kadar gelmişken, gruptan çıkarız hayalini kurmuşken, 600 bin nüfusa sahip Karadağ’a kaybetmek insanı üzerdi, kahrederdi!
Henüz maça ısınamadan, neyin ne olduğunu anlamadan yediğimiz golle buz kessek de, Karadağ’ı gözümüze kestirmiştik bir kere, yenmeliydik, o guruptan çıkıp yolumuza devam etmeliydik arkadaş. Her ne kadar ‘bizim çocuklar’ın üzerinde baskı oluşmuş olsa da… Zira omuzlarındaki sorumluluk o kadar ağırdı ki… Hikâye Ömür ile başladı, bazı futbol adamlarının(!) ‘futbol hayatı bitti, sakatlık sonrası çok zor, ayakta duramıyor, top süremiyor, pas atamıyor” dedikleri Abdülkadir’den bahsediyoruz. Sol ayağıyla Kerem’e attığı gol pasının ayarını, kıvamının izahını fizik profesörlerine, tanımını da kendilerine sorabilirler! Etkili oynadı Trabzonspor’un Ömür’ü…
Kerem’in de hakkını teslim edelim; ayağının biriyle düzeltti, diğeriyle çaktı Galatasaray’ın genç yıldızı… Ya Orkun’un hayat veren, milyonları sevince boğan golüne ne demeli? Feyenoordlu çocuk Allah ne verdiyse vurdu, topun ve de golün sesi Hollanda’da duyuldu, Norveçliler de duydu…! İki gol kadar Çağlar’ın ağlarımıza gitmekte olan topa inanılmaz müdahalesi de çok değerliydi, izleyenlerin göz kapaklarını indirip görmek istemediği pozisyon…
Öne geçtikten, iyi de oynamaya başladıktan sonra neler düşünmeye, neyin mi hesabını yapmaya başladık; Daha üç-beş gün evveline kadar mağlup olmasını istediğimiz Norveç’in, bu defa Hollanda’yı yenmesini diledik. Futbol bu, neyin nerde ne zaman olacağını, neyle karşılaşacağınızı kestirmek zor. Düşünün son bölümlere golsüz girdi iki takım. Norveç şaka ile karışık araya bir gol sıkıştırabilseydi bak sen cümbüşe! Hollanda kazandı, lider çıkamadık diye üzülmenin gereği yok. Hem aylardır nasıl ikinci olabiliriz diye hesap-kitap yapmıyor muyduk? Korktuğumuz başımıza gelmediğine göre; böyle bir galibiyetin ve de gruptan çıkmanın mutluğunu yaşayalım… Ayaklarınıza sağlık çocuklar…"
EN YÜKSEK ORANLARIN ADRESİ MİSLİ.COM Hemen oynamak için buraya tıklayın!