25.04.2021 - 09:36 | Son Güncellenme:
Trabzonspor beraberliğiyle şampiyonluk yarışında yara alan Galatasaray, Antalyaspor'u 1-0 yenerek yeniden umutlarını tazeledi. Eski futbolcu ve yorumcu Sabri Sarıoğlu yıldız oyunculara övgü yağdırdı. İşte yazarların görüşleri...
"TFF, Allah‘ın saati bitmiş gibi getirip iki maçı aynı saate koyunca, bir gözümüzle Beşiktaş‘ı, diğer gözümüzle Galatasaray‘ı izledik. Galatasaray maçında görevliyim, yazı yazacağım... Ama Beşiktaş maçının ilk 15 dakikasında üç gol birden gelince, gözlerimi “faltaşı” gibi açtım; bir o maça, bir bu maça bakıyorum. Ancak Antalya’da tek gözün bile rahatça göreceği, hissedeceği bir Galatasaray izledik. Galatasaray maç başlar başlamaz, Antalya yarı alanında kamp kurdu. Öyle ki; Galatasaray bu sezon kaybettiği topu, en çabuk geri aldığı maçı oynadı. Antalyalı oyuncuların ayağında top beş saniye bile duramadı. Aslında maç, Antalya-Galatasaray maçı değildi, özellikle ilk yarıda kaleci Boffin‘e karşı Galatasaray vardı.
Galatasaray‘da Kerem ile Halil süper hareketli, inanılmaz çabuk ve kıvraklar... Kaybettikleri her toptan sonra hemen orta sahaya döndükleri için, Antalya aldığı her topta, karşısında “Çin ordusu” gibi kalabalık bir Galatasaray orta alanı gördü. Ömer Bayram, kesin olarak Sarachhi‘den daha yararlı... Sarachhi gibi deli-dolu değil... Daha iyi top kullanıyor, özellikle duran topları müthiş etkili... Antalya ceza alanı çevresinde geçen ilk yarının golsüz bitmesi, futbol şakası olmalı, başka açıklaması yok. Yazmadan geçmeyelim. İlk yarıda Podolski‘ye bir sarı kart var. Podolski‘nin salladığı tekme Şener‘e geldiyse niye sarı, banko kırmızı... Yok gelmedi, ayağını boşa salladıysa Şener o kadar niye yattı? Anlamadım vallahi...
Podolski maçın başından beri gergindi ve atılacağı çok açık belliydi. Ersun Hoca‘nın buna rağmen ikinci yarıya Podolski ile başlaması yanlıştı. Eksikliği hissedildi mi? Hayır... Kaleci Boffin, Naldo ve Kudryashov dışında zaten diğer oyuncuların varlığı belli değildi.Galatasaray‘ın Antalya yarı sahasındaki kampı ikinci yarıda da devam etti. Fatih Hoca, Halil ile Kerem sahadayken, içeriye Mustafa Mohammed‘i atması etkili bir hamleydi. Bu yarıda Şener, çoğunda ofsayta düşse bile etkili ataklar yaptı.
Solda Arda dar alanları iyi açtı. Gedson Fernandes iyi oyununa devam etti. Donk demiyorum, Marcao demiyorum, çünkü savundukları alan; Antalyalı oyuncular için “yasak bölge” idi. Galatasaray baştan sona hak ettiği, tek kale oynadığı maçı ancak tek golle kazanabildi. Çok fazlası ama çok fazlası olurdu. Zaten Antalya bu oyun anlayışı ile puan alsa, futbol kahrından intihar ederdi. Galatasaray puan kaybetse üzülürdüm.
Trabzonspor maçından farklı bir Galatasaray vardı. Daha dinamik, daha önde basan, kaptırdığı topları daha çabuk kazanan bir Galatasaray vardı. Antalyaspor daha çok geride karşıladı, 6'lı defans ve tek forvet. Bu da ister istemez baskı kurmanızı sağlıyor. Galatasaray çok pozisyon buldu, her geçen dakika gol bulamayınca stres de biraz başlıyor. Antalyaspor'u iştahlandırıyor. Galatasaray zor da olsa kazanmasını bildi.
Fatih hocanın dediğine katılıyorum, Halil gibi önemli bir oyuncuya sahipler. Sırtı dönük çok iyi oynuyor, kendine pozisyon yaratıyor. Gol atmadı ama çok pozisyona girdi. Bonservisi alınırsa çok faydalı bir oyuncu olacaktır. Galatasaray çok önemli bir virajı döndü. Burada kaybedilecek puan ya da puanlar zarar verirdi Galatasaray'a. Zor da olsa kazanmasını bildi, Galatasaray için güzel bir gece oldu. Mohamed, Kovid nedeniyle takımdan ayrı kaldı ama çalışmasını evde sürdürmüştür. Maç günü geldi, sahaya çıktı, galibiyet golünü attı. Çok önemli bir futbolcu. Önemli bir 9 numara olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bazı maçlar vardır takım olarak çok iyi oynarsın. İyi mücadele edersin. Rakibine 80 dakika pres yaparsın. 13-14 de gol pozisyonuna girersin. Galatasaray dün gece Antalyaspor karşısında işte böyle bir maç oynadı. İki topu direkten döndü. Halil’in, Emre Kılınç’ın, Fernandes’in kaçırdıkları öyle goller var ki, hani derler ya ‘topun canı vardır, istemezse kaleye girmez’... Hakikaten sonradan oyuna giren Mustafa Muhammed’in o mucize vuruşu da gol olmasa, maç az kalsın berabere bitecekti. Etebo’ya bakıyorum, Fernandes ile beraber mükemmel oynadılar. Ömer Bayram bırakın sol bekte oynamayı iki tane de gol atıyordu, sahanın en iyilerinden bir tanesiydi. Çok eleştirilen Şener bile her şeyini sahaya koydu ve çok iyi maç çıkardı. Podolski ile mücadele etmek kolay bir iş değil. Şener başarıyla Alman futbolcuyu kıpırdatmadı.
Podolski’nin kırmızı kartı ilk yarıda görmesi gerekirdi. Şener’in dizine attığı kasti tekmenin tartışılacak bir tarafı yoktu, anında oyundan atılması gerekirdi. Ama Mete Kalkavan sarı kart göstererek Podolski’ye biraz daha oynama şansı tanıdı. Halil Dervişoğlu... Bu çocuk son vuruşlarda tecrübesiz ve şanssız ama müthiş mücadele ediyor. Hem kendi oynuyor hem arkadaşlarını oynatıyor. Mustafa’nın son vuruşlardaki başarısı Halil’de yok. Ama onun da rakip defansı dağıtma özelliği Mısırlı forvette yok. İkisi yan yana oynayınca 10 dakikada altı tane çok net gol pozisyonu yakaladılar. Bunların bir tanesi gol oldu. Kerem yavaş yavaş pişiyor. Yine de sahada çok akıllı, faydalı işler yaptı.
Hareketli futboluyla Galatasaray’a dinamizm getirdi. Emre Kılınç gösterişsiz oynuyor diye eleştiriliyor ama sahada takımı adına çok faydalı işler yapıyor. Bir topu da şanssızdı, direkten döndü. Emre Akbaba iyi niyetle bir şeyler yapmak istiyor fakat bir türlü o eski performansını yakalayamıyor. Bunun için çok çabalıyor, gayret ediyor. Ama daha fazlası olmuyor. Arda ile Mustafa’nın oyuna girişleri hücum anlamında sarı-kırmızılılara büyük güç kattı ve galibiyeti getirdi. Muslera’ya fazla iş düşmedi. İki stoper de orta saha oyuncusu gibi oynadılar. Antalyaspor, Cim Bom’un baskısıyla kendi sahasına kapandı. Hücumu hiç düşünmedi. 10 kişiyle defans yaptı. Ben hücumu düşünmeyen takımların futbolunu sevmiyorum, bu açık ne yalan söyleyeyim. Karşılaşma berabere bitseydi Galatasaray’a gerçekten yazık olacaktı. Çünkü dün gece oynadığı oyunla farklı galibiyeti analarının ak sütü gibi hak etmişlerdi.
Antalyaspor’un bildik savunma oyunu, dün Göztepe’nin içine düştüğü sıkıntıyı yaşadı. Galatasaray’ın hareketli ön 6’lısı üzerine yoğunlaştılar. 10 kişiyle kendi ceza sahaları önüne iki sıra dizildiler. En öndeki Orgill, Etebo’yla aynı uzaklıktaydı. Galatasaray’ın gerideki 4’lüsü baskı görmeden oyuna katıldı. 10. dakikadan itibaren savunma rakip yarı alana yerleşti ve oyun kurulumunda tüm oyuncular rol aldı. Antalya, Gökdeniz olmayınca bu tip bir oyunda hızlı tehditler üretmekte zorlanıyor.
Ve Galatasaray’ın asıl zorluk çektiği geriden oyun kurulumuna baskı konusunda da hiçbir şey yapamayınca yıldırıcı bir akın sürekliliği oluştu. Podolski çok dağınık, Orgill ve Amilton ise plansızdı. Nasıl çıkacaklarına dair bir şablonları yoktu. Galatasaray bundan çok iyi yararlandı ve Antalya’yı maç boyunca bunalttı. İlk yarıda direkten dönen ve karşı karşıyada kaçırılan topları geçtim, sadece 6 pas içinde ıskalanan toplardan bile fark gelebilirdi. Yani istatistiğe yansıyan 1.71 gol beklentisinden çok daha fazlası vardı.
Boffin iyiydi. Maç boyunca takım boyu hiç uzamadı. Çok rahat baskı yaptılar. Eksik kalan kanat oyuncularını çizgiye indirecek organizasyonlar oldu. Podolski’nin geç gelen kırmızısı ve Arda’yla Muhammed’in oyuna girişi sonrası bunları da yaptılar. Mohamed’in golünde Şener’in servisi bunu en iyi yaptıkları andı. Geç geldi ama işe yaradı. Çizgiye inerek yapılan akınlar, yerleşik derin savunmaların dikkat penceresini genişleten zorlayıcı işler oluyor. Bu savunmalara karşı bunu daha fazla denemek şart. Galatasaray ikinci bölgeyi kendisine bırakan iki rakibine karşı iki çok iyi deplasman maçı oynadı. Dün skor daha iyi olmasa da Göztepe maçından daha yıpratıcıydılar.
Mete Kalkavan açısından zor bir maç oldu. Maçın zorluğu pozisyonlarla ilgili değildi elbette. Kalkavan’ın bu maça atanması ve gereksiz bir tartışmanın tarafı yapılmasıyla ilgiliydi. 24’de Ömer Bayram’ın ceza sahasında yerde kaldığı pozisyonda, rakibi bence Ömer Bayram'ı iterek düşürüyor ama pozisyonun öncesinde ofsayt olduğu görünüyor. Dolayısıyla penaltı kararı verilse bile bu karar ofsayt gerekçesiyle VAR’dan dönerdi diye düşünüyorum.
25’de Şener’in Podolski’ye faulü aynı zamanda sarı kartı da gerektirirdi. Faulü çalan Kalkavan kartını göstermedi. Bir dakika sonra Podolski rövanş faul yaptı. Hareketi bence sarı karttan fazlasını gerektirirdi. Yaralayıcı, acımasız ve gaddarca bir hamlesi vardı rakibine. Kırmızı kart daha doğru olurdu. 59. dakikada Podolski 2. sarı kartı görerek oyundan atıldı.
Futbolun hileli bir tarafı var. Bazı takımlar rakiplerine ters gelirler bu sezon. Ankaragücü'nün G.Saray'a ters geldiği ya da Antalya gibi. Galatasaray'da sol bekte Saracchi ve ortada Taylan bekleniyordu ama Ömer ve Etebo'lu takım çıktı sahaya. Bu aslında G.Saray adına sezon problemi. Sakatlıktan döndükten sonra Muslera ve Marcao dışında bu takımda düzenli forma giyebilen bir isim yok. Elbette bunda sakatlıklar ve Kovid-19'un da payı var. Antalya Hakan ve Nuri olmayınca çok genç bir orta saha ile sahaya çıkıp erken bir sakatlık değişikliği ile mahkum oynaması beklenen oyunu yine Boffin'in ellerinin maharetine bıraktı.
Belçikalı kaleci, İstanbul'da golsüz berabere biten maçta 6 kurtarış yapmıştı. Dün de 8 kurtarış ile G.Saray'ın 77 dakika boyunca tabelanın değişmesine engel oldu. Kerem ve Halil'in forvet hattına getirdiği gençlik rüzgârı ve hareketlilik G.Saray için elbette iyi haber. İlk maçta Emre Kılınç atılmıştı. Dün 10 kişi kalan Antalya oldu. Podolksi'nin Şener'e ilk yarıdaki hareketi kırmızı da olabilirdi ama Alman oyuncu oyunda kaldığı dakikalarda hep Şener'in üzerine oynayıp ikinci sarıyı gördükten sonra Yanal'ın takımı için işler daha da zorlaştı.
En son asistini 2017'de yapmış Şener'in sıfıra inip getirdiği topa karantinadan dönen Mostafa Mohamed'in vuruşu G.Saray'ı da yarışta adeta karantinadan çıkardı. Ara haftada Beşiktaş, Rize'ye F.Bahçe ise Alanya'ya çok zorlu deplasmanlara gidecekler. G.Saray elbette geride olan takım olarak onların kayıplarını gözleyecek. Ama artık Terim'in takımı için tek bir gerçek var. Derbi de dahil bütün maçlarını kazanmak.
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!