03.02.2021 - 11:23 | Son Güncellenme:
Hatay’a lider gidip, lider dönmek önemli... Sosa ve Pelkas’ın yokluğunda üç puan kazanmak önemli... Hafta sonu oynanacak Galatasaray derbisine moralle başlamak, bu da önemli... Ama dün gördük ki, Fenerbahçe açısından en önemli şey berbat futbol oynadıkları... Ligin en pahalı takımı... İddia o ki; en iyilerden kurulmuş bir ekip... Ama gel gör ki, en kötü futbolu sergileyen onlar...
Tamam yaratıcı oyuncun Pelkas sakat... Sosa zehirlendi... Zorunlu olarak Mert Hakan Yandaş’tan 10 numara yaratıyorsun... Maçın daha 20. dakikasında Mert Hakan’dan değil 10 numara, herhangi bir numara olmayacağı gün gibi ortadaydı. Kenardan nasıl bir müdahale olmaz, anlamak mümkün değil...
Erol Bulut “pas yapın, pasla çıkın” dedikçe Mert Hakan topu alıp gitti. Fenerbahçe teknik ekibinden birilerinin ya da Emre abisinin Mert Hakan’a topu çok ayağında tutanın değil, pas yapanın iyi futbolcu statüsüne girdiğini söylemesi gerek... Ben Erol hocanın yerinde olsam ceza olarak bu 90 dakikayı Mert Hakan’a bir kaç kez izlettiririm...
Hatırlatmakta fayda var. Kısa süre içinde Mesut banko oynayacak. İrfan Can, Pelkas ve Sosa üçlüsü hazır olacak. Mert Hakan, o formayı bir daha rüyasında bile göremeyecek. Ne yazık ki, bugün müthiş bir şans yakalamıştı. O şansını da elinin tersi ile itti.
Umarım Gustavo’nun sakatlığı ciddi değildir. Gerçekçi konuşalım. Eğer derbide oynamazsa Fenerbahçe’nin işi zor... Dün gördük alternatifi yok. O çıktıktan sonraki Fenerbahçe dan-dun oynayan, birbirlerine bağrıp çağıran futbolcu topluluğuna dönüştü. Ne yapsın ne etsinler iyileştirsinler. Sezon sonuna kadar da pamuklara sarıp saklasınlar. Çünkü onsuz olmuyor. Erol hoca da Gustavosuz oynama ile ilgili çözüm üretemiyor.
Hazır Erol hocadan bahsetmişken dünün performansı kötülerinden biri de oydu. Hatayspor’un nasıl oynadığını Erol hocanın bilmemesi mümkün değil. En azından Başakşehir maçını seyretmiştir. Müthiş pas yapıyorlar, forvetleri Bounpendza başta olmak üzere forvet hattı olağanüstü mücadele ediyor.
Takım ritminin hiç dışına çıkmıyorlar. Neredeyse sıfır top kaybı ile oynuyorlar. Ve böyle bir takıma Erol hoca dört forvetle çıkıyor.
Gustavo sakatlandıktan sonraki hamlesi bile (Cisse ve Ferdi girdi) oyunun ne kadar uzağında olduğunu gösterdi bize...Maçın tamamında Fenerbahçe hep sağdan hücum etti. Caner’in bölgesini hücumda düşünmek neredeyse hiç akıllarına gelmedi. Forvet çıkarıp forvet sokmak yerine Novak’ı oyuna alıp Novak-Caner hattı oluşturmak niye aklına gelmez, anlayamadım doğrusu... O zaman hiç olmazsa sol taraftan savunmaya çıkan bir kanat oyuncusu olurdu.
Elbette bu maçın bir tane kahramanı var. Fenerbaçe’nin maçı kazanmasını tek başına sağlayan isim Altay Bayındır’dır. Helal olsun Altay’a... Tam anlamıyla olağanüstüydü. Öyle toplar çıkardı ki, Uğurcan bile televizyon başında meslektaşını kıskanmıştır.
Daha ne istesin Fenerbahçe!.. Yeni çıktığı Süper Lig’de harika işler yapan, Kadıköy’de bile puan kaptırdığı Hatayspor’u deplasmanda 2 gol atarak geçmiş, üç puanını cebine koymuş, keyifle Galatasaray derbisini bekliyor!..
Kazın ayağı öyle değil işte. Kazandı ama nasıl kazandı, Fenerbahçe’ye sorun siz. Muhtemelen futbolcuların rüyalarına girmiştir dün gece. Kan ter içinde uyandırmıştır. Bitiş düdüğü çalana kadar süren bir kabus gibiydi çünkü. Maçın iki tane yıldızı var, birincisi Altay… En az beş tane yüzde yüz golü kurtardı. Esneyen, uzayan, fizik ötesi çevik, kaleci ötesi bir adam. İkincisi Boupendza… Diouf ve Kamara ile birlikte dört tanesi son 15 dakikada sayısız fırsatları hem yaratan hem kaleye yollayan ancak Altay’a toslayan Hataylı. Gerçek anlamda dramatik bir maçtı.
Hele ilk yarının sonunda sakatlanan Gustavo yerine ikinci devreye Samatta çıkınca, orta sahayı tamamen kaybeden Fenerbahçe için az daha trajik olacaktı. Erol Bulut’un Fenerbahçesi Gustavo yoksa ve Ozan ilk yarıdaki gibi pas hatalarıyla oynuyorsa, Mesut’lu da olsa hedefine ulaşamaz. Altay dışında, futbol melekleri korumuş olmalı Fenerbahçe’yi. Mesela son çeyrekte kalesine hapsolmuş ve rakip tarafından bombalanan, nefes bile alamayan Fenerbahçe, normal şartlarda dört-beş farklı kaybetmesi gereken maçı yine o dakikalarda attığı bir golle 2-1 kazandı.
O gol de girdiği andan itibaren Fenerbahçe kalesinde oynanan maçta ayağına top gelmeyen Mesut Özil’in Ferdi’ye uzattığı, onun şansını denemek için kaleye gönderdiği topu Hatayspor stoperinin kendi kalesine yollamasıyla. Olmasa, iki dakika sonra maç berabere. Beş dakika uzatmada ne olacağını Allah bilir, çünkü maç tek kale.
Evet, Mesut Özil ilk defa dakika aldı Fenerbahçe’de. Teknik olarak bir de gol asisti yapmış sayılır gol Ferdi’ye yazılsa… Yani henüz ısınma zamanı ve hem kendi hem de Fenerbahçe adına özel/farklı/müthiş bir durum olmadı. Fırsatı mı vardı zaten! Yenilerden Szalai, bir süre tekniği ve futbol aklıyla Gustavo pasları vermeye çalıştı ama göz kamaştırmasına fırsat kalmadan takımla birlikte savunmadan başını kaldıramayacağı sürece girdi, o da bıraktı.
Osayi; hızlı, koşucu, boş alan futbolcusu ama ikinci yarı boş alana bakabilen kim Fenerbahçe’de?.. Çıktı yerini Ferdi’ye bıraktı. İşin aslı, Fenerbahçe henüz bir teknik direktör takımı olamadı… Yıldızların performansı ile yürüyor; doğrusu o kadar çok yıldız var ki, şimdilik Süper Lig’e yetiyor. Lakin Galatasaray derbisi kapıda. Hatay’daki Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı mağlup etmesi mümkün değil.
Belki Altay’ın formu devam ederse, Mesut Özil ilk on birde başlayıp maça ağırlığını koyarsa, Gustavo’nun sakatlığı oynamasına engel olmazsa, İrfan Can muhteşem bir başlangıç yaparsa, belki… Aman Erol Bulut Fenerbahçe’yi bir anda teknik dörektör takımı yapmak için ağırlığını koymasın derbide. O sonra!
Fenerbahçe'de Altay, en az 3 topu çizgiden falan değil, skorboarddan çıkardı. Yani Hatay attı aslında ama O yemedi. Ömer Erdoğan ve ekibini kutlamak lazım. Ev sahibi hücumda muhteşemdi ama Altay onlara, 'Dur' dedi. Altay en az 3 topu, çizgiden falan değil, bayağı skorboarddan çıkardı. Yani Hatayspor attı aslında ama Altay yemedi. Arkadaşlarının 1.5 pas yapamadığı koca bir ikinci yarı boyunca sadece stoperlerinin ve yine büyük hata yaptığı bir yan topta da Ozan’ın yardımını alabildi. Hepsi bu. Hatayspor’un gittikçe artan olağanüstü baskısına tek başına duvar oldu. Böylece Luiz Gustavo’nun önemini de daha iyi anladık. O takımın pas turnusolu. Eğer tek pasta rahat oynayabiliyorsa oyun doğru çizilmiş demektir. Eğer biraz top ezmeye geriye oynamaya başlamışsa yeterli pas opsiyonu yok demektir. İlk yarıda o zorlandı.
2. yarıda Gustavo oyundan çıkınca, Fenerbahçe her değişiklikte biraz daha geri gitti. Bunun önemli sebeplerinden biri Mert Hakan’ın 6 ya da 8 oynamakta ilerleme bir yana, geriye gidişi. Maalesef aklında hiçbir plan olmadan depara kalkıyor.. Ve sonrası da top kaybı. Yüksek potansiyeli var ama önce mental olarak bir kaç eşik geçmeli. İlk yarıda maç dengedeyken Osayi Samuel’in önüne top istemesine karşılık verememek de hücumu etkiledi. Belki ikinci yarıya Mesut’la basmış olsalar, ondan ve öndeki ekipten yararlanma ihtimali daha yüksek olabilir, bu kadar mahkum kalınmazdı.
Ancak Mert ve Ozan’ın önünde Pelkas/Mesut/İrfan gibi topu iyi dağıtacak bir oyuncu olmayınca sorun gittikçe büyüdü. Orta sahada kötü pas tercihlerine bağlı olarak hücumcuların preste top almak zorunda kalıp hemen kaybetmeleri sorunu büyüttü. Ömer Erdoğan’ı ve ekibini kutlamak lazım. Mükemmele yakın bir pas trafiği, her türlü riski alan bir oyunla rakibini hiç çıkartmadan doğru presle alana çok iyi yayıldılar. Muhteşem bir hücum gücü de ortaya koydular. Ama Altay, onlara 'dur' dedi.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!