22.10.2021 - 08:40 | Son Güncellenme:
Lokomotiv Moskova ne Sovyet döneminin, ne de günümüz Rus futbolunun gerçek temsilcisi… Son yıllarda peş peşe yaşadığı hayal kırıklıklarından sonra onlar da bizim Milli Takım’da yaptığımızı yapmışlar… Futbolun başına getirdikleri Ralph Radnick tecrübeli bir Alman... Teknik direktör olarak yurttaşı Marcus Gisdol’u seçmiş… UEFA Avrupa Ligi’nde sıçramak, yeni bir süreci başlatmak istiyorlar. O nedenle Galatasaray maçına çok anlam yüklüyorlar. İyi bir yol açmak için fırsat olarak görüyorlar.
Dünkü ilk yarıda oyuna bakınca genç bir enerjiyle koşuşan, rakiplerini sürekli rahatsız eden, oyunu bozan, ortalığı karıştıran bir ev sahibi görüyorsunuz. Zevksiz ve kalitesiz bir oyuna tanık oluyorsunuz. Kuşkusuz bu kalitesizliğe Galatasaray da ortak. Onlar da kazandıkları topu çok kolay kaptırıyorlar, pozisyon hazırlayamadan topu kapan rakibin peşinden koşuyorlar. Neyse ki Galatasaray’ın savunması sağlam duruyor. Rusların geliştirdiği atakları pozisyona dönmeden kesiyorlar. Eh, bir de Muslera var tabii. O ayrı bir güvence!
Savunmayı överken takım bütününe de bakalım. Orada arızalar var. Berkan ve Taylan, merkezde kontrol ve müdahale görevlerini yapamıyorlar. Dirençli değiller. Oyuna katkıları da zayıf… Taylan’ın Kerk’e yaptığı faul ve gördüğü sarı kart, onun klasına yakışmıyor. Ortağı Berkan da dağınık. Böyle bakınca Konyaspor karşısında zorlanan, topa sahip olamayan Galatasaray’ın Moskova’ya farklı bir anlayış ve değişimle geldiğini söylemek de zor. Genç transfer Barış, Cicaldau ve Babel golü getirecek hamlelerden uzak duruyor. O nedenle Muhammed de “işsiz” kalıyor!.
Galatasaray grup lideri… Beraberliği belki avantaj olarak görebilirler ama, Lokomotiv gibi takıma 1 puan bile çok. Neyse… İkinci yarıda Galatasaray daha baskılı görünüyor. Babel’in bir kafa vuruşu var. Kornerler var. O kornerlerde Marcao ve Nelsson’un gol fırsatları var… Fatih Terim ilk hamlesini Barış-Kerem değişikliğiyle yapıyor. Ve bir dakika sonra Kerem’in sağdan hızla akıp ceza alanına girerek çektiği şutta kaleci Guilherme topu kolay tutuyor.
Terim’in ikinci hamlesi Muhammed Diagne, Babel- Morutan değişiklikleriyle geliyor. Tamam, hoca maçı kazanmaya karar vermiş. Golü bekliyoruz. Bakalım sonraki hamlede Halil olacak mı? Merak ediyoruz. Fazla bekletmiyorlar… Morutan’ın akıllı pasıyla Kerem ok gibi fırlıyor. Öne çıkan kalecinin sağından şık bir vuruş… Tam da grup liderine yakışan bir gol. Galatasaray dünkü ikinci yarıda daha takım gibi… Konyaspor karşısındaki kötü oyunun izlerini silerek oynadı. Maçın yıldızı da Kerem Aktürkoğlu idi. Attığı golün dışında en az üç gol pozisyonuna daha girdi… Morutan’ın asistini de unutmayalım. Onları alkışlayalım. Galatasaray UEFA’da nostalji mi yaşıyor? Bilmem, sanki bana öyle geliyor.
Galatasaray’ın bu seneki Avrupa sahnesi standardının her maç biraz daha yükseldiğini söylemek mümkün. Ligdeki oyunla zıt bir dinamizm ve konstantrasyon var. Kompakt, birbirine yakın, topu kendi sahasında doğru kullanan bir oyun bu. Marcao-Nelsson- Taylan-Berkan karesi Avrupa Lig standardında son derece güvenli bir merkez oldu... Ligde sorunlu olan bölge Avrupa’da işliyor. Tabii Marcao’nun dönüşü sonrasında lig için de iyi bir sinyal. Neredeyse açık vermeyen bir dinamizm ve hareketlilikle oynuyorlar. Bir sızma yaşandığında da hemen toparlanıp pozisyon alabiliyorlar. Bu çok değerli. Çünkü dün rakibe isabetli şut çektirmeyen bir oyun sağladı. Hem de son derece sert, rakibin ön alan baskısı denediği elektrikli ve tempolu bir oyunda. Babel ve Barış’ın beklere yakın durarak sağladığı güvenlik de takımı rahatlattı.
İkinci yarı başında aynı oyunu rakip alanda da belli oranda başarılı uygulardılar. Duran toplardan gol şansı da geldi. Ancak ön alana çıkınca Babel-Aanholt arasındaki mesafe biraz uzadı. Rybus etkili oldu. Yine de denge bozulmadı. Oyundaki dengeyi lehimize bozan Morutan’ın oyuna girişi oldu. Açıkları bulma ve hemen orayı kullanma konusunda gerçekten yetenekli bir oyuncu. Silahı, bütün bu tip oyuncularda olduğu gibi baskı altında çok hızlı düşünüp doğruyu bulabilme yeteneği. Savunma kalabalığını bir yöne çekmişken boşluğu önceden bulup oynuyor. Bu özellikle de dünkü gibi sıkışık oyunlarda fark yaratıyor. Daha fazla dakika almasına engel olan neyse bunun üzerinde çalışması lazım. Bu ona sınıf atlattırır. Çünkü farkı o yaratıyor. Kerem’in hareketliliğinin de hakkını vermek lazım.
Rakip kim olursa olsun deplasmanda galip gelmek müthiş bir şey. Hep söylüyorum, Galatasaray Türkiye’de ayrı futbol oynuyor, Avrupa arenasında ise daha farklı…Fatih Terim, Beşiktaş ile oynanacak derbiyi de düşünerek Lokomotiv karşısına ‘Önce beraberlik, daha sonra atabilirsek bir gol atıp galip geliriz’ düşüncesiyle takımını sahaya sürdü, bunda da başarılı oldu. Uzun süredir gol yollarında bu kadar az pozisyon üreten bir Galatasaray’ı ilk kez seyrediyorum. İki bek Van Aanholt ile Yedlin sahada kaldıkları müddetçe tek bir hücuma çıkmadılar. Bırakın hücuma çıkmayı, orta sahaya bile gelmediler.
Son 20 dakika ise, Fatih Terim’in maçı kazanmak için Kerem, Morutan ve Diagne’yi oyuna alışı bir anda karşılaşmanın gidişatını değiştirdi. Takım gol pozisyonuna girmeye, rakip kalede tehlikeler yaratmaya başladı. Kerem ilk vuruşunda topu kaleciye teslim etti. Ama ikinci vuruşunda filelere gönderdi. Morutan bu takımın hakikaten çok önemli bir futbolcusu. Futbolu iyi biliyor, ayağına hakim, hele kanatta oynamayıp ortada oynadığı zaman daha da etkili oluyor. Ayağına top yakışıyor. Tekniği Taylan’ın da, Berkan’ın da çok üstünde. Dün gece yirmi dakika oyunda kalıp bunu hepimize gösterdi.
Diagne de bu takımın vazgeçilmezi. Üstüne basa basa söylüyorum, Türkiye’de rakip stoperlere en etkili baskı yapan forvet Diagne. Asist yapıyor, gol atıyor, yaptığı presle rakip takımın defansının dengesini bozuyor. Lokomotiv karşısında oyuna girdikten sonra Cim Bom’un futbolu hücum anlamında tamamen değişti. Avrupa Ligi’nde alınan bu galibiyet Galatasaray’a ilerleyen haftalar için müthiş bir özgüven sağlayacak. Hele derbi öncesi gerçekten büyük moral oldu. Türkiye’nin temsilcilerinin Avrupa takımlarıyla oynadığı maçlarda, ülke puanına katkı açısından mutlaka puanlar toplaması lazım. Bu sezon Galatasaray gerçekten bu anlamda ülke futbolunun lokomotifi oldu, yüzümüzü güldürdü. Evet sarı-kırmızılıları oynadığı futboldan dolayı eleştiriyoruz ancak biraz da sabırlı olmak gerek.
Marcao’nun ligdeki cezası bitti. Takıma çok büyük katkı sağlayacak. Defansta kesinlikle sorun yok. Forvette ise fazlalık bile var. Halil, Mustafa, Diagne… Üçü de birbirinden kaliteli. Kanatlar gerçekten çok iyi. Bu takıma yarın öbür gün Emre Kılınç ve Alpaslan da adapte olduğu zaman ben Galatasaray’ın çok daha iyi işler yapacağını düşünüyorum.
EN YÜKSEK ORANLARIN ADRESİ MİSLİ.COM Hemen oynamak için buraya tıklayın!