02.05.2021 - 10:22 | Son Güncellenme:
Dolmabahçe'de dün gece Süper Lig tarihinde ender görülür bir skor meydana geldi. Beşiktaş fırtına gibi başladığı Hatayspor karşısında ilk yarıyı 5-0, maçı da 7-0 öne bitirdi. Bu tarihi maçı spor yazarları köşe yazılarında kaleme aldı. İşte o yazılar...
İlk yarının skoruna bakalım: 5-0... Maçın sonu: 7-0… Peki kaç kurtarış yapmış Munir Mohammedi: 6… Toplayın gollerle kurtarılanları: 13 gol olabilirmiş yani…Bu Beşiktaş, Formula 1’de finişe yaklaşırken keskin virajları süper hızla dönen pilotlar gibi… Kartallar yüksek ve hızlı uçuyor (5000 m - 320 km/saat)… Beşiktaş da hızlı oyun ve yüksek skorla (7 gol) oynuyor.Formula’dan maratona dönelim: Yarışı hep önde götüren atletin 42 bin 195 metrelik mesafeyi bitirirken zafer turuyla stada girdiğini düşünün… Dünkü Beşiktaş öyle bir şeydi işte…Goller tespih taneleri gibi sıralandı… Oyun, oyun olmaktan çıktı şova dönüştü...Yine de öksüzdü o goller, o oyun, o lider.Biliyorsunuz, sıkı kapandık… Yasak bölge tribünler.Vardır bunda da bir hayır… Taraftar olsaydı şayet dünkü maçta… Vodafone stadı yıkılırdı coşkudan ve alkıştan… İlk yarıda değil, ama ikinci yarıda yıkılırdı mutlaka… Acaba saat kaçta?Hayır, Beşiktaş’a çiçek filan atmıyorum. Futbolsever olarak oyundan aldığım zevki ve keyfi kutluyorum. Başka takımlar da oynasın, hazırım: onlara da şimdiden bin alkış!***Pardon… Her şeyden önce Ömer Erdoğan hocamıza geçmiş olsun. Kovid-19’a bırakmayız onu… Kimseyi bırakmayız... Maç, rekabet, gol, mol… Hiçbiri sağlıktan önemli değil. Ömer Erdoğan’dan daha öncelikli değil. Hatayspor, Beşiktaş’ı yenemese de Ömer Hoca Kovid’i yenecektir. Çabuk dön Hocam!.
Maç başladı, sağa sola bakalım, kim n’apıyor derken… Henüz ikinci dakikaya girmişken, Ghezzal’ın attığı ilk kornerde bir kaza golüyle öne geçti Beşiktaş. Akintola’nın kafa vuruşu kendi kalesine. Maç başladı, sağa sola bakalım, kim n’apıyor derken… Henüz ikinci dakikaya girmişken, Ghezzal’ın attığı ilk kornerde bir kaza golüyle öne geçti Beşiktaş. Akintola’nın kafa vuruşu kendi kalesine. Acayip hızlı, zincirleme bol paslı, akıl ve beceri dolu turnikeye girdi Beşiktaşlılar. En geride Welinton - Vida makine dairesinde istim basar gibi topu hep ikinci - üçüncü bölgeye attılar. Orada da Rosier, Ghezzal, Atiba, Ljajic, Larin, N’Koudou, arkasında N’Sakala vardı. Josef’i de unutmayalım yani… Kötü oynayan mı var, hani? Geriye kim kaldı? Kaleci… Evet, Ersin de en az 1 tane kurtardı, dahası bir pozisyonda da liberoluk yaptı.
Böylesi güzel, akıcı ve yakıcı oyunun en ateşli golcüsü Cyle Larin oldu… Rizespor’a attığı gibi dün de dörtledi. Böylece santrforda yapamadığını yazan, düşünen ve söyleyen bizlere dört dörtlük bir yanıt verdi, iyi mi?Derken N’Koudou sahne aldı. Üst üste üçüncü maçta dördüncü gol. Aaa… Sen de mi Rıdvan?. Oyuna girdi, dakikasında Rosier’in nefis asistiyle kendi tarihine ilk golü yazdı. Aferin ona!Önce N’Koudou (geçmiş olsun)-Rıdvan, sonra Atiba-Dorukhan, Ljajic-Necip, Ghezzal- Mensah değişiyorlar. Sergen Hoca, Galatasaray maçına yorgun adam istemiyor anlaşılan.Şunu da yazalım: Ceza sınırındakiler derbi öncesi sarı kart görmeden maçı tamamladı. Burası da önemli.7-0’a son söz: Beşiktaş’ı izlerken golleri sayacaksın..Sakın şaşırma!
Lider Beşiktaş’ta, Sergen Hoca’nın dediği gibi, “Biri geliyor, biri gidiyor...” Eee bir de kart cezaları var, malum!Demek istediğim, o yokmuş, bu yokmuş fark etmiyor... Kartal’ın oyununda değişen bir şey var mı? Aslaaa...Tüm handikaplara karşın Kartal sahaya çıkıyor, topunu oynuyor, üretiyor, kaçırıyor, ama kimsenin de gözünün yaşına bakmıyor! Önüne gelen her türlü engeli bir bir aşıyor. Yol temizliyor, yol...Yani Kartal, ŞAMPİYONLUĞA kanat çırpıyor. Helal olsun Sergen Hoca ve oyuncularına...Süper Lig’de klasman hesabı yapan Hatayspor da öyle yabana atılacak ekip değil asla.Hele bir forvet hattı var ki, Boupenza, Akintola ve Diouf... Ama dünkü maçta sınıfta kaldılar, sınıfta!Niye mi?ilk 14.dakikada kalesinde üç gol gören Hatayspor, adeta şaşkın ördeğe döndü! Öyle ki, Diouf arkadaşlarını saha içinde toplantı yapmak zorunda kaldı. Yaptılar da değişen bir tablo göremedik! Fark ilk yarıda beşe çıktı, toz şekeri gibi dağıldılar!
Valla, Beşiktaş maça bildiğimiz klasik oyunuyla başladı. Tempo, rakibe baskı, pozisyon üretme, fileyi bulmayan fırsatlar, Rizespor maçını anımsattı bana! Kaçanları yazmayacağım, çünkü yerimiz dar!Hatayspor’un kronikleşmiş, kendi kalesine gol atma huyu var! Daha ikinci dakikada Ghezzal’ın korner atışında gelen topu Akintola, kendi kalesine gönderdi.Kartal bu, eksik de olsa, adamın feleğinin şaşırtır alimallah; ipini çeker, ipini!Larin, yeniden yerine döndü, iki net pozisyon kaçırdı, ancak 11 ve 14’de attığı gollerle farkı üçe taşıdı.Hatayspor mu? Bir pozisyonu var, o da Katranis’e ait, ama Ersin gole izin vermedi.Aferin Ersin’e... Çok kritik kurtarışlar yapıyor, takıma müthiş katkı sağlıyor. 27’de Akintola, yine rahat pozisyondaydı. Ancak unuttuğu birisi vardı(!) O da kaledeki Ersin, aman nazarımız değmesin!Son haftalarda eski günlerine dönüş yapan Ljajiç’ın harika şutu, direkte patladı.38’de adamım ortaya bir kez daha çıktı, N’Koudou, ligde 8. gole imzasını attı, ona da nazar değdi, sakatlandı!Ne güzel adamsın sen Rıdvan kardeş... Gireli bir dakika oldu, farkı 5’e taşıdın, N’Koudou’yu aratmadın. Düşünün sağ bek asist yapıyor, sol bek golü atıyor; işte Kartal’ın başarısı da burada yatıyor. Yani, Kartal’da herkes golcü, keşke bir penaltı olsa da Ersin kullansa, ne dersin hocam?
İkinci yarı mı? Hiç ama hiç değişen bir şey olmadı. Şampiyonluğa inanmış Kartal, adeta şov yaptı, şov, Hatayspor’u yerle bir etti!Larin 55’de hat-trick yaptı, farkı altıya taşıdı. Gördük ki, herkes Larin’e çalışıyor, adam durmak bilmiyor, 65’de bu kez yediye çıkardı, yediye arkadaş!İnsan sağlığının önüne hiç bir şey geçemez. Sergen hocanın erteleme isteği, karşılık bulmadı, o cenahta!Eee ne oldu, ertelemedin de... Ne değişti arkadaş? Kaldı ki oynadığınız rakip ligin lideri, en iyi futbolu da oynayan bir takım.Farkı yedin, evine döndün!Neyse, şampiyonluk fotoğrafı giderek netlik kazanıyor. Her maçını coşkulu ve de iştahlı oynayan Beşiktaş, alın terinin karşılığını ŞAMPİYONLUKLA taçlandırmasına şurada kaç hafta kaldı ki?Puan avantajı da ortada... Büyük bir mucize olmadığı taktirde ligin rengi artık bellidir. SİYAH-BEYAZ...
Çok zor maçlardır bunlar. Yanlış anlaşılmasın, oynanması değil yazması zordur. Golün dakikasını not alırsın daha noktayı koymadan ikincisi gelir! Bir kurgu yaparsın daha noktalı virgüle gelmeden, parmakların ünleme gider! Zordur böyle maçları yazmak. Akintola 2. dakikada kendi kalesine attığı için, yazıyı buna göre kurgularsın fakat Larin, 11, 14, 55 ve 65. dakikalarda attığı gollerle ‘başlığa beni al’ der.Sergen Yalçın sanki bugünü biliyordu. Çaykur Rize maçından sonra “Cumartesi göreceğiz” demişti. Demişti ama ben böyle bir şey hiç görmedim. Bu kadar aç bir Beşiktaş’ı yıllardır izlememiştim. Lig tarihinde ilk yarıda ilk kez beş gol atan bir Beşiktaş seyretmeyi kimse beklemiyordu.38’de gol atan N’Koudou’nun yerine giren Rıdvan, daha duasını bitirmeden 44’te golünü attı. Belki Beşiktaş için en anlamlı goldü. Vida sanki takım arkadaşını değil oğlunu öpüyordu! Rıdvan’a sarılan Atiba, Beşiktaş’a geldiğinde Rıdvan daha 12 yaşındaydı.
Hep söylendi; Beşiktaş’ın oyunu çoktan şampiyon olmuştu. Sadece işin matematik tarafı bekleniyor gibiydi. Ligin bitimine üç hafta kaldı. Matematik ‘beni bekle’ diyor ama taraftarın bekleyecek zamanı kalmadı. Sergen Yalçın çok mutlu ama şuna çok eminim. Böyle bir futbolun oynandığı sezonda, tribünlerde taraftarın olmasını çok isterdi. Hele dünkü maçı o statta kim izlemek istemezdi ki?Son paragrafı Sergen Yalçın’a ayıralım. Tıpkı futbolculuğundaki gibi soğukkanlıydı. Bu kadar eksiğin olduğu bir dönemde sadece üst üste kazanılan puanlar değil oynanan oyun da ayakta alkışlandı. Galatasaray ile oynayacağı derbi öncesi, taraflı tarafsız herkesin favorisi haline geldi.
Hatay’da Ribeiro ve Aabid topu yönlendirme açısından büyüklerde oynayacak seviyedeler. Ama bütün orta saha presi onlara ihale edilmiş durumda. Stoperler dışında prese katkıda bulunan oyuncu yok. Topa sahip olunduğunda, bu belli bir tempoya kadar ligde sorun yaratmıyor. Çünkü öndeki 4’lü, güçlü, hızlı ve yetenekli. Dolayısıyla rakip buraya en az 6 oyuncu bağlamak zorunda. Hatay açısından karşılığı olan bir risk. Dünkü Beşiktaş’ın orta saha dinamizmi ve akın şiddetine karşı bu narin bağlantılar çöktü. Yüzdeli isabet de gelince maç 15. dakikada bitti. Kasırga gibi dağıttılar rakibi. Ve ritmi düşürmeden tarihi bir fark yaptılar.
Tabii bu farkı yapan ekibe bakmak lazım. Dün sahadaki Beşiktaş kadrosunu oluşturan oyunculara yani. Bir yıl önce bu 11'deki oyuncuların Beşiktaş ilk 11'indeki varlıklarına farklı sebeplerle de olsa itiraz edebilirdiniz, kimse de itiraz etmezdi. Kaledeki Ersin'den en ilerideki Larin'e kadar bireysel ilerlemeye ve bunun ekip hedefiyle uyumuna ancak saygı durulur. Sergen Yalçın'ın bu başarısı futbolculuğundaki tüm başarılarının ilerisinde.
"Futbol hatalar oyunudur" diye ezber vardır. Sanki hata içermeyen insan etkinliği varmış gibi!.. Bu sezon Beşiktaş yolunda ilerlerken "Onlar da kaybedecek" sözünü çok duyduk, okuduk. Tuhaf olan şuydu; 'hata'nın çoğunu rakibinden hata bekleyenler yaptı! Beşiktaş yapmadı mı? Yaptı ancak dar görünen ama devamlılığı rakiplerine göre daha iyi durumda olan kadrosuyla bu yoklukta işleri tıkır tıkır yürüttü. Tıpkı dün akşam olduğu gibi... Üçüncü gollerini buldukları 14. dakikada skorun 5-0 olması işten değildi. Yine de bu skora devre bittiğinde ulaşmayı başardılar. Ve devre sonunda hem oyun hem skor açısından şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin hevesini de kırmayı bildiler. Oyun ezberi, temposu, pratik oluşlarıyla ligin iyi bilinen takımlarından Hatay’ı daha ilk devre sahada görünmez kıldı Beşiktaş.
Onlar da zaman zaman tüm takımlar gibi başta hakemler olmak üzere futbolun ülkedeki işleyişi konusunda mızmızlanmadı değil. Ne var ki, teknik heyet takımın eksikleri konusundaki şikayetlerini sivriltmeden yoluna devam etmeyi bildi. Oynadıkça birbirlerine alıştılar, birbirlerine alıştıkça geliştiler ve geliştikçe de takviyeye ihtiyaç duymadılar. Nihayetinde sonuca ulaştılar, ulaşacaklar. Ben bu tür farklı skorlardan hoşlanan biri değilim. Cyle Larin'in uçuşa geçtiği dün gecenin benim için en anlamlı anı ise Rıdvan Yılmaz golünün ardında tüm takımın yaşadığı 'çocuk sevinci'ydi. Devre arasına giderken Necip başta tüm oyuncuların tek tek Rıdvan'a sarılışı çok şey anlatıyor sanırım. Rıdvan ve benzerlerinin yapabileceklerini hayal ederken tribündeki o coşkulu tezahürat düşüyor aklıma; "Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler"…
Şampiyonluk havası böyledir... Rakibin kim olduğunun, kimin oynadığının, sizde hangi oyuncunun eksik olduğunun önemi yoktur. Şampiyonluk öyle sihirli bir şeydir ki; her şeyi ve herkesi içine alır. İçine girdiğiniz bu atmosferde yüksek motivasyon ve coşkuya götürür. Coşkuyla beraber de performans ve sonuç gelir. Dün akşam maç başladığında şunu çok net gördük: Futbolcular bu işi kafalarında bitirmiş. Oyuna öyle bir başladılar ki Hatayspor kafasını kaldıramadı. Boks maçı olsa Hatayspor ilk rauntta nakavt sayılırdı. Gerçi ilk yarının sonundaki skora bakınca, 5-0'lık sonucun da Hatayspor için nakavttan farkı yoktu.Bu maç öncesi Beşiktaş'ın Kovid-19 testi isteği kabul görmedi. Ama Beşiktaş'ın sahadaki güçlü oyunu Hatayspor'u virüsten daha çok etkiledi. Motivasyon ve inanmışlık böyle bir şey. Bu süreç N'Koudou'nun, Larin'in, Ghezzal'ın, Ljajic'in performanslarını yüzde yüze çıkardı. Aslında onlar adına da bir kariyer sezonu oldu. Hem kendileri mutlu oldular hem de Beşiktaş camiasını mutlu ettiler. Tabii bunlara Rosier'i, Aboubakar'ı, Vida'yı, Ersin'i de ilave etmezsek haksızlık olur.
Bugün Beşiktaş şampiyonluk kupasının bir tarafına elini uzattıysa ve tutabiliyorsa bu oyuncuların büyük katkısı var. Elbette aynı şey Atiba ve Josef için de geçerli.. Bu ikili Hatayspor karşısındaki mükemmel performanslarını bütün sezon boyunca her maçta ortaya koydular. Ve takımın bugünkü inanç seviyesine gelmesinde Aboubakar ile birlikte en büyük paya sahipler. Süreç içerisinde herkes bu işin bir tarafında oldu ve olmaya devam ediyor. Tabi 5'inci golü atan Rıdvan'ın da oyuna girdiği andan itibaren nasıl etki ettiğine bakarsak herkese geçen bu takım coşkusunu tarif etmiş oluruz.Bu maçtan sonra artık Beşiktaş yakın rakiplerine el sallarken iki elini havaya kaldırarak kendi camiasını da şampiyonluk kutlamasına davet ediyor.
Bu maç Beşiktaş'ın şampiyonluk maçıydı. Kazandığı an belki matematik olarak işi bitirmeyecekti ama çok açıdan bitirmiş olacaktı.Siyah-beyazlılar fikstürde hep dezavantajlı oldu. Federasyona sorulduğunda, "Biz şöyle yapıyoruz böyle yapıyoruz" dediler ama maalesef hep Beşiktaş'ı zorlayan şekiller ortaya çıktı. Bahane çoktu.Kartal pes etmedi. Her maçta mükemmel mücadele ettiler, tekmeye kafa soktular ve koştular.Peki rakipleri ne yaptı? Alakasız hem de olur olmaz yerlerde 'kural ihlali var' dediler. Diğeri 'saha çamur' dedi. Siyah-beyazlılar ise hiçbir şey demedi. Kadroları daha dar olmasına rağmen mutlu sonu yakaladılar.Futbolda sürpriz olmaz mı? Olur. Ama bu saatten sonra bunun olma ihtimali çok az. Beşiktaş sezon başından beri çok az hata yaparak ve iyi mücadele ederek bugünlere geldi. Ne Galatasaray ne de Fenerbahçe şampiyonluğu hak etti.Belki matematik olarak şu anda Beşiktaş şampiyon değil ama şampiyonluğu sonuna kadar hak etti.
Siyah-beyazlılar bir de Türkiye Kupası finali oynayacaklar. Ligdeki rakipleri burada da yoklar. Ama ligdeki rakipleri hiç aynaya bakmıyorlar. Saçma sapan konuşuyorlar, milleti kendilerine güldürüyorlar.Beşiktaş'ın en büyük özelliği bu sene sahaya 11 kişi çıktılar ama tek beyinden düşündüler. Herkes arkadaşına yardım etti.Sezon başı biraz sallandılar. Sergen baktı ki bu iş gitmeyecek, dizginleri iyice eline aldı. Yönetimle de sorunları oldu. Çabuk halletti ve bugünlere gelindi. Hele bir gece Sergen Yalçın ile yönetimin iplerinin koptuğu andı. Yönetimden 2-3 kişi Sergen Yalçın'ın biletini kesecekti!. Ama Başkan Ahmet Nur Çebi, "Siz karışmayın ben konuşacağım" dedi. O günden sonra Beşiktaş bugünlere geldi. Bugünlere gelinmesinde o gece ipleri eline alan başkanın payı büyüktür. Bir kulüpte başarı veya başarısızlık varsa önce başkana bakarım. Çünkü Türkiye'deki sistem böyle yürüyor.
İki gün önce Sergen Yalçın, "Cumartesi ne olacağını göreceğiz" derken spor kamuoyunun büyük bir kısmı "Hadi ya Sergen hoca.. Yorgunsun, eksiklerin var, sadece iki gün dinleneceksin ve Türkiye'nin en iyi deplasman takımlarından birine karşı oynayacaksın" dediler. Ama dün gece neler olduğunu gördük. 7-0 biten maç aslında pekala çift haneli skorla da bitebilirdi.Hele hele ilk 14 dakika var ki dünyada örneği yok. Art arda gelen üç gol ve kaçan 3-4 gol daha. Yani Beşiktaş ilk 15 dakikada 5-0 yapabilirdi. İlk yarı çok iştahlı oynadı Kartal.. Oysa Rize'den gelmişlerdi ve çok yorgunlardı. Sergen Yalçın'ı kutlamak lazım. Larin'i Aboubakar'dan sonra Türkiye'nin en etkili forveti yaptı. Kolay değil dün gece de 4 gol attı.Ghezzal'ın lisansı son gün, son saatte bir motor kurye tarafından federasyona yetiştirilen evraklarla çıkmıştı. Ama aynı Ghezzal bu sene belki de yılın futbolcusu olacak. Ersin adlı gencecik bir kaleciye güvendi. Eksikleri olsa da Türkiye'nin en iyilerinden birisi. Tabii ki Beşiktaş'ın ilk 15 dakikada maçı kopartmasının sebebi sadece coşkusu değil. Hatay çok dağınık başladı. Darmadağın oldular. Ve hatta üçüncü golden sonra toplanıp, 'Beyler biz ne yapıyoruz' diyerek konsantre olmaya kalktılar. Beşiktaş en zorlu dönemi mükemmel geçti. Üstelik en yakın rakibi Fenerbahçe, Alanya'da puan kaybedince önünde olan üç maçtan toplayacağı dört puan Beşiktaş'ı şampiyon yapacak. Ama bırakın Beşiktaş'ın diğer rakipleriyle olan futbol farkı, arada olan puan farkından da beter.
100 TL OYNA 100 TL KAZAN MİSLİ.COM'DA Hemen oynamak için buraya tıklayın!