30.11.2020 - 07:45 | Son Güncellenme:
Kadıköy’de sakatlı/karantinalı Beşiktaş’ı yenmeye “sahip olduğu yetenek servetinin zekatı bile yeter” sanılan Fenerbahçe, artık bir sıra takımı haline geldi evinde. Yenilmek bir yana, sıradan bir semt takımı gibi oynadı koskoca derbiyi. Özellikle ilk yarı fizikte, kimyada, hatta matematikte Fenerbahçe’ye fark attı Beşiktaş. İşin püf noktası fen bilimleri değil zeka idi aslında; o da Sergen Yalçın’da daha fazlaydı muhtemelen. Fenerbahçe “tercihen”, Beşiktaş “mecburen” kurulmuş kadrolarla çıkmıştı sahaya. İkisinde de altışar eksik vardı ama Fenerbahçe zenginliğinde lafı olmazdı yokların. Fenerbahçe’yi sallayan, maçın içinde düzeltilmeyi bekleyen yanlış tercihlerdi her zamanki gibi. Kartal 45 dakika aynen Başakşehir maçının ilk yarısındaki gibiydi. Hücum organizasyonlarında, ikili mücadelelerde üstündü. İsabetli pas ve ortada rakibinin önündeydi. Çok iyi adam eksiltiyor, topu kaptığında yelpaze gibi açılıyordu. İkinci yarı on kişi kaldığında da düşmedi kazanma isteği ve gayreti.
Çünkü, Sergen Yalçın sahadaki futbolcular kadar oyunun içindeydi ve enerji harcadı. Fenerbahçe ise Konyaspor maçındaki kadar acizdi. Beşiktaş eksilene kadar doğru dürüst öne bile çıkamadı, oyuna giremedi, takım olamadı Fenerbahçe… Rakip eksilip kendine gelmesinden sonra da maçı çevirmeye zaman yetmedi.Neden?.. Yanıtı en iyi Erol Bulut bilir!Lakin dışardan bakınca birinci sebebi orta saha ki, Gustavo formsuz, Sosa durgundu. En büyük gücü orta saha düşmüştü. Ozan rakip ceza alanında gözüktüyse sebebi Beşiktaş savunmasının izin vermesiydi.Gökhan, Novak çıkamıyor, Pelkas’ı şahane oynayan genç Rıdvan çıkarmıyordu. Eli kolu bağlanmış Perotti 35. dakikada sakatlanıp yerini Caner’e bıraktı zaten. Hadi Fenerbahçe orta sahası formsuzdu, forvetini Beşiktaş zincirlemişti, peki Fenerbahçe savunmasını kim yapmıştı?
Henüz düzelmemiş Gökhan niye ilk on birdeydi? Neden Caner’in yerine Novak’ı tercih etmişti Erol Bulut?.. Formsuz muydu Caner; hayır. Motive mi değildi? Tam tersine, Beşiktaş geçmişi nedeniyle iki kat motive olmalıydı. Sonra yerine ağır Lemos tercih edilen Serdar Aziz… Daha dördüncü dakikada Aboubakar’a golü atsın diye izin verdi Lemos. Aboubakar 20. dakikada ikinci golünü atarken de bomboştu.Futbolunu “tarz” ve “sistem” yerine oyuna girip çıkan adamların yeteneklerine bağlamış Fenerbahçe, ilk devreyi 2-1 mağlup kapattıktan sonra asıl şoku 50. dakikada Larin oyundan atılınca on kişilik Beşiktaş’tan 3. golü yediğinde yaşadı.Oysa ikinci devre başında Erol Bulut yine “onarıma” girişmiş Sosa ile Cisse yerine Mert Hakan ile Ademi’yi almıştı. Nereden çıktıysa Ademi!
Ardından Novak’ı çıkarıp Ferdi’yi oyuna soktu Hoca ve “kurgu hataları” asgari düzeye çekildi sandı. Karşılığı Ozan’ın kale önündeki karambolden attığı Fenerbahçe’nin ikinci golü oldu ama maçın bitmesine yirmi dakika kala on kişilik Beşiktaş hala 3-2 galipti.Rakibin Welinton’u alıp Necip’i çıkarmasından sonra Fenerbahçe’nin son hamlesi Pelkas-Thiam… Sergen Yalçın bunu Nsakala’yı sokarak yanıtladı ve Beşiktaş’ın dördüncü golünü atıp Fenerbahçe’yi kendi dertleriyle baş başa bırakan futbolcu oydu. Fenerbahçe’ye VAR’dan gelen ve kurala uysa da adalete uymayan penaltı, ancak farkı bire indirebildi, hocayı da takımı da kurtarmadı tabi… Tarihe geçecek derbide Beşiktaş hem kazandı hem de “helal olsun” dedirtti.
On kişilik Beşiktaş’ın, Fenerbahçe ile son çeyrekteki korakor mücadelesini ve 3-4’lük tarihi zaferini, ancak 17 Nisan 2005’deki Pancu’nun kaleye geçtiği Kadıköy’deki son galibiyeti ile kıyaslayabilirsiniz. O kadar müthiş, o kadar hak edilmiş çünkü.Hangisi daha şık, orası belli değil. Hele biraz zaman geçsin, kamuoyu karar verir. Fenerbahçe’nin hezimetini ise örneklemek için tarihin sayfalarını karıştırmaya gerek yok. Yakın geçmişte çok var ve hiç durmadan artıyor. Emre Belözoğlu müdahil olmazsa muhtemelen yenileri de gelebilir.
Hakem Tugay Kaan Numanoğlu, çok sayıda hataya imza attı. Mert Hakan’ın Rıdvan’a yaptığı faulde ve Josef de Souza’nın Lemos’a uçarak gerçekleştirdiği harekette kırmızı kart atlandı. Son saniyelerde Altay’ın ceza sahası dışında topu eliyle oynaması da kırmızıydı. Dün akşam sahada iyi niyetinden şüphe etmediğim ancak her iki takımında lehine ve aleyhine çok sayıda önemli hataya imza atan bir hakem vardı. Bu görevlendirmeyi ilk duyduğumda yaptığım yorumun arkasındayım: “Bu hakem için bu maç çok erkendi ve hatalı bir atamaydı!” Çok sayıda hatanın içinden en belirginleri sıralamaya çalışacağım:
1) 20: Beşiktaş’ın ikinci golü öncesi faul vardı. Beşiktaşlı oyuncunun ayağı kafayla oynama mesafesine kadar kalkmış ve rakibini etkileyen bir hamleydi. Kalkan ayak Fenerbahçeli oyuncunun eline temas ediyor ve pozisyonu bozulan Fenerbahçeli oyuncu göğsüyle kontrol etmeye çalıştığı top yüzüne çarptı ve topu kaybetti. 2) 25: Beşiktaşlı Larin’in ilk sarı kartı yanlıştı. İkinci sarı kartı doğruydu. 3) 38: Hakemin Pelkas’a sarı kart gösterdiği pozisyonda net bir avantajı kesti. Hakem pozisyonu avantaja bıraksa, Beşiktaş için 3’e 2 bir atağı olacaktı. Bu pozisyonda Sergen yalçın çıldırdı. Bu dakikadan sonra Sergen Yalçın kenardaki tecrübesiz 4. hakeme her istediğini yaptı ama 4. hakem otoritesini kuramadı.
4) Fenerbahçe’nin ilk golü öncesi kullanılan korner öncesi topsuz alanda Gustavo’nun Beşiktaşlı oyuncuya faulü tespit edilemedi. 5) Necip’in attığı golde faul yoktu. Necip kendi ayakları üstünde yükseliyor ve Gökhan’a yüklenmiyor. 6) 78: Mert Hakan’ın Rıdvan’a yaptığı faulde umut vaat eden ataktan söz edilemez. Ancak Hakan’ın taktik faul yaptığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla hakem yorumuna muhtaç bir pozisyon. Kırmızı kartı daha doğru bulurum.
7) 90+4: Fenerbahçe lehine verilen pozisyon bence penaltı değil. Fenerbahçeli oyuncu topa vuruyor, top auta doğru giderken rakibin dikkatsiz bir teması var. Fakat Türkiye’de bu güne kadar bu tür pozisyonlarda faul kararı verildi ve MHK de bu kararları onayladı. Hakem MHK’nin isteğine göre hareket etti. 8) 90+8: Beşiktaşlı Souza’nın Lemos’a uçarak yaptığı faul net bir kırmızı karttı. Futbol oyununda hoşgörü gösterilecek bir faul değil bu. Hemen öncesinde de Beşiktaşlı oyuncuya Caner’in yaptığı faulü de çalmadı. 9) 90+6'da Altay ceza sahası dışında topu eliyle oynadı. Bariz gol şansını önlemekten dolayı kırmızı kart görmesi gerekirdi.
Haftanın derbisinde isterseniz, sadece ilk yarıyı şöyle bir kantara çıkaralım... İstediğiniz kadar transfer şampiyonu olun, bu oyun öyle kadroyla - madroyla olacak iş değil, isteyeceksin, oynayacaksın, kazanacaksın! Topla oynamaya bakıyorum, Beşiktaş rakibine oranla çok önde. Larin ve Aboubakar ikilisini tutabilene aşkolsun, fırtına gibiydiler. Kartal’ın en önemli özelliği bu yarıda topu sürekli ayağa oynamasıydı. Yani Kartal çok akıllı bir oyun ortaya koydu, araya atılan toplarla Fenerbahçe kalesine indiler, nitekim Aboubakar, klasına yakışır iki gol attı. Atiba ise Gustavo’yu çok iyi marke etti, etkisiz kıldı.Fenerbahçe’nin Cisse ile attığı gole bakmayın, onca kadro derinliğine karşın öyle aman aman pozisyon bulamadılar. Tabii ki Necip, iki hatasına karşın, o göbekte müthiş bir mücadele örneği ortaya koydu. Özellikle ileriyle çıkışlarıyla tanıdığımız Gökhan Gönül’den gerekli kanat bindirmelerini göremedik, hatta çıkma şansını da fazla bulamadı. Örneğin Ozan Tufan ve de Sosa, sarı-lacivertli takımına katkı sağlayamadılar.
Ya ikinci yarı? Kartal tam gaz gidiyor, birisi çıkıp tekerine taş koyuyor, taş! Larin... Yahuu kardeşim harika oynuyorsun, ilk yarıda sarıyı görmüşsün, daha dikkatli olman gerekirken, çift sarıdan kızarıyorsun, yuhh sana! O kısıtlı kadronuza göre, rakibine ne güzel kök söktürüyorsunuz, yoo illa o tekere çomak sokacaksın!Neyse ki, 53’te Souza’nın arka direğe çıkardığı topta Necip, harika bir kafa vuruşuyla fileleri gördü, farkı ikiye çıkardı, nazara geldi, sakatlandı! Fenerbahçe’nin etkili oyuncusu Ozan Tufan’ın farkına 68’de attığı golle vardık! Kartal’ın kırk dakika eksik oynaması doğal olarak rakibin baskısını da birlikte getirdi. Ne var ki, bu oyunda eksik de olsanız, fark etmiyor, inanıyorsanız, iyi oynuyorsanız kazanırsınız arkadaş. N’Sakala oyuna girdi, iki dakika sonra N’Koudou’nun asistine arka direkte nefis vurdu, farkı yeniden ikiye taşıdı.
Eeee, baskı olunca kritik pozisyonlar VAR’a takılabiliyor. Nitekim Welinton’nun rakibine hareketinde VAR devreye girdi, orta hakem izledi, penaltı noktasını gösterdi. Ozan Tufan, şık bir vuruşla farkı yeniden bire indirdi. Maçın özeti mi?Bir soru, Kadıköy’de 11’den 1 çıkınca kaç kalır?Cevap BEŞİKTAŞ.... MHK, ciddi bir risk aldı, Tugay Kaan Numanoğlu’nu derbiye atadı, onların bileceği iş. Peki, Numanoğlu hatalar yapmadı mı, yaptı? Örneğin Mert Hakan’ın, Rıdvan’a yaptığı faul tamam, peki ikinci sarı kartın nerede, cebinde mi unuttun! Uzatma dakikalarında kaleci Altay ceza alanı dışında topu eliyle oynadı, sarı nerede, sarı nerede eyyyy Numanoğlu? Ya avantajlar! Sergen Yalçın’ı da çileden çıkardın ya, helal olsun sana!
Dersimiz futbol... Futbol nasıl oynanır, savunma nasıl yapılır, hızlı hücuma nasıl çıkılır, gol nasıl atılır? Dersi veren: Beşiktaş... Dinleyen ve izleyen Fenerbahçe... Dersimiz hocalık... Bir büyük takım, bir derbiye nasıl hazırlanır, rakibini nasıl analiz eder, nasıl bir on birle çıkar? Dersi veren: Sergen Yalçın... İzleyen Erol Bulut... Beşiktaş takımıyla, Beşiktaş hocasıyla Fenerbahçe’ye resmen futbol dersi verdi. Oysa daha geniş kadrosu olan, sakatlıktan ve salgından daha az yıpranan Fenerbahçe’ydi. Buna rağmen anasının ak sütü gibi, hakkıyla kazanan Beşiktaş oldu. Düşünün, Beşiktaş’ın kalecisi yoktu. Geri dörtlüsünün üç oyuncusu yoktu. Eksikliğini hissetti mi, hayır... Oynayanlar, oynamayanları asla aratmadı. Hele Beşiktaş’ın hücuma çıkışları... Beşiktaş, Avrupa’nın elit takımları gibi mükemmel ve kusursuz hücuma çıktı. Hızlı, çabuk, ayağa ve rakip savunmanın arka alanlarına topu atarak ve deparlarını kullanarak...
Fenerbahçe’nin atakları ise ilkel futboldan örneklerle doluydu. Yavaş, hatta yürüyerek, yan ve geri pas yaparak, rakip savunmanın kapanmasına izin tanıyarak... Beşiktaş orta alanında Atiba, Mensah, Souza iki yönlü son derece etkili oynarken, Fenerbahçe orta alanı “yok” hükmündeydi. Hele Sosa... Adı Sosa olmasa, Fenerbahçe’de bu haliyle oynama şansı sıfır...Anlamadığım şu; Serdar Aziz oturuyor, Fenerbahçe’de oynayamayacağı belli olan Lemos oynuyor. Hadi Lemos’la başladın, görüyorsun, değiştirsene... Olmaz, inadım inat... Beşiktaş’ın ilk golünde Aboubakar önünü çok iyi açıp, müthiş vurdu. İkinci golünde Ghezzal’ın adresi teslim asisti süperdi, Aboubakar da hakkını verdi.
Aboubakar’ın ikinci golünde, İstanbul Amatör Küme’den iki stoper getirip Fenerbahçe on birine koysanız, Aboubakar’a o kadar rahat vurdurmazlardı. Elbette Gökhan Gönül... Her fırsatta hakemin yanındaydı. İyi hoş da ilk golde neredeydin Gökhan? Üçüncü Beşiktaş golünde Necip’in altında niye bu kadar ezildin? N’Sakala’nın golünde ne yapıyordun? Beşiktaş 10 kişi oynadığı dakikalarda bile teslim olmadı, mahkum olmadı. Ne mahkum olması, bir eksik oynarken, iki gol daha atıp maçı kazanmayı başardı.
Aboubakar’ın ikinci golünde, İstanbul Amatör Küme’den iki stoper getirip Fenerbahçe on birine koysanız, Aboubakar’a o kadar rahat vurdurmazlardı. Elbette Gökhan Gönül... Her fırsatta hakemin yanındaydı. İyi hoş da ilk golde neredeydin Gökhan? Üçüncü Beşiktaş golünde Necip’in altında niye bu kadar ezildin? N’Sakala’nın golünde ne yapıyordun? Beşiktaş 10 kişi oynadığı dakikalarda bile teslim olmadı, mahkum olmadı. Ne mahkum olması, bir eksik oynarken, iki gol daha atıp maçı kazanmayı başardı.
Kaygılı ve saygılıydılar.Kadıköy’de onları buluşturan derbi, öncelikle bir kazaya uğrama olasılığına karşı kaygı ile uyarmıştı hepsini…Maçın önemini biliyorlardı. Rakiplerine saygı duyuyorlardı.O yüzden oyun temposuz, yavaş bir akışla başladı. Her iki taraf isabetsiz paslarla top kaybediyor, ikili mücadelelerde de topu tutamıyordu. Tribünlerin boş tutulduğu pandemik ortamda maçın en çok aranan unsuru seyirciydi. Futbolcuların o ıssızlıkta “Olsun da hepsi rakip taraftar olsun” diyerek seyirciyi aradığını biliyordum. Böylesine boş statta oynanan oyun, her türlü kazaya açıktı. Oyun tam bir gol düellosuyla oynandı. Beşiktaş kazandı, yukarı doğru uzandı.
Beşiktaş orta alanda daha dikkatli, daha fırsatçı ve daha hamleci bir kimlik sergiliyordu. Savunmada kazandığı topları çabucak ikinci bölgeye aktarıyor, oradan kanatlara açıyor ve pozisyon arıyordu. Dakika 4… Cyle Larin, solunda koşan Vincent Aboubakar’a akıllı bir top attı. O da Lemos’u bir hamleyle geçip sol vuruşuyla Altay’ı avlayıverdi. Golde Beşiktaş’ın fırsat avcılığını anlattık. Bir de Fenerbahçe tarafı var… Ligin ilk haftasından beri orta alanda klasıyla adeta gösteri yapan Gustavo, savunmada Tisserand ve Lemos kendilerinden bekleneni veremedi. Fenerbahçe Pelkas, Perotti ve Cisse ile yüklenirken Beşiktaş savunmasının müdahalesiyle kırılganlık gösterdi. Dördüncü dakikadaki bu şok golü bu defa Ghezzal’ın akıllı, hesaplı yumuşak ortasıyla buluşan Aboubakar’ın kafası izledi. Dakika 20… Fenerbahçe bu kadarını hesaplamamıştı. Ghezzal’ın yaptığı orta bence net bir asistti. Caner Erkin’in kenarda bekleyip solda Novak’ın görev alması bu golde Erol Bulut Hoca’nın tercih yanlışı olabilir miydi? Çözemedim.
Beşiktaş’ın rakibi üzerinde çok rahat hücum baskısı kurarken, Fenerbahçe’ye korner ve faul atışlarından oluşan duran toplar kullandırması elbette riskliydi. Nitekim Josef Sosa’nın kullandığı kornerde Tisserand topu arka direğe yönlendirince Cisse golünü atıverdi. Türk futbolunda derbilerin önemli bir özelliği var: Hepsi de farklı bir hikayeye dönüşüyor. Cyle Larin’in ikinci sarıdan kırmızıyla takımını on kişi bırakması Beşiktaş’ın işini zorlaştırdı. Ama o da ne? Beşiktaş’ın savunma duvarının önündeki adam Jose Souza, topu arka direğe doğru kaldırıverince Beşiktaş’ın “evlat” oyuncusu Necip, kafayla içeri atıveriyor meşin yuvarlağı. 68’de Ozan çıkıyor sahneye… 3-2… Bravo.
Güzel goller izledik… Memnunuz. Çekişmeyi alkışlıyoruz. Bu arada 77. dakikada Mert Hakan’ın rakibini eliyle indirerek yaptığı faul, ikinci sarıdan kırmızıyı gerektirirdi. Olmadı. Beşiktaş kulübesinde öfke zirve yaptı… Numanoğlu da Sergen Hoca (ikinci sarı) yerine yardımcısı Murat Hoca’ya bir sarı gösterdi. (Tebessüm)... Günün noktasını koyan adamlar NKoudou ve NSakala… Biri tek başına fırlayıp soldan gelen arkadaşına yaptı ortayı. Fenerbahçe savunmasında kimseler yok. Arada Ozan’ın attığı penaltı golü var ama, hikayeyi bitiren adam NSakala: Kadıköy’den Kartal geçti gördün mü?
Beşiktaş'ın merkez orta sahası, oyuna net şekilde ağırlığını koydu. Erol Bulut açısından korkunç bir sınav oldu. Kırmızı kart sonrası bile ev sahibi, üstünlüğü alamadı. Souza, Atiba ve Mensah üçlüsünün etrafında çok iyi bir takım inşa edilebileceğini düşünüyordum ama Gustavo, Sosa ve Ozan/Pelkas üçlüsünü böyle vasatın altında göstereceklerini doğrusu tahmin edemezdim. 5 dakikanın ardından Beşiktaş merkez orta sahası oyuna net bir şekilde ağırlığını koydu. Tüm pas kanallarını tıkayıp Fenerbahçe merkezini paralize ettiler. Sosa ve Gustavo muhtemelen bir top kaybı rekoru kırdı.
Yanlış anlaşılmasın savunmaya çekilip bunda başarı sağlayan bir deplasman takımından bahsetmiyorum. Tam saha, olması gereken yer neresiyse orada baskı yapıp, hiç tereddüt etmeden direkt hücuma geçtiler. Fenerbahçe ise merkezden dağılınca Lemos ve Gökhan’ın tuttuğu sağ kanat özellikle açık kapıya dönüştü. Aboubakar, Mensah, Larin her kimi görseler orada ev sahibini zorladılar. Aboubakar’ın dev performansıyla 2 gol buldular. Arada Erol Bulut’un değişiklikleri mantıklı ve beklenendi ama oyunu almak anlamında bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Topu Fenerbahçe aldı ama kırmızı kart sonrasında dahi oyun üstünlüğünü alamadı.
Caner’in ortaları dışında bir plan üretemediler. Öte yandan Sergen Yalçın’ın her değişikliği oyunun akışında avantajlı sağladı. Yalçın her seferinde dalgayı yakaladı diyebiliriz. Sonlardaki kaotik baskı bir yana, Erol Bulut açısından korkunç bir sınav oldu. En önce güvenmesi gereken hiçbir oyuncudan karşılık alamadı. Altay’dan Gökhan’a, Sosa’dan Ferdi’ye kadar... Sergen Yalçın ise en zayıf halkadan fazlasını aldı. Evet maç 4-3 bitti ama oyun açısından kesin bir galibiyet oldu.
Takımı 10 kişiyken Necip ve N’Sakala’nın golleriyle derbiyi kazanmayı başaran Sergen Yalçın’ın teknik direktörlük hanesine büyük bir artı yazılır. Maç 11’e 11’ken Sergen Yalçın’ın planı çok başarılıydı: Fenerbahçe merkezden sürekli boşluk verirken, merkez ile kanat arasındaki yarım alanlarda Beşiktaşlı oyuncuların en az iki pas opsiyonu vardı. Sosa’nın kötü geçirdiği 45 dakikada Mensah eğer gününde olsaydı, Beşiktaş ilk yarıda 2’den fazla da gol bulabilirdi. Özellikle Aboubakar, Ghezzal, Rıdvan ve Rosier mükemmele yakın oynadılar. Gol perdesini açan Aboubakar’ın 2017 ilkbahar kreasyonundan bir spoiler izledik, Lemos karşısında çalım ve gol vuruşu arasındaki geçişi, adeta ışın kılıcı keskinliğinde yaptı. Aboubakar’ın 2. golü yüzde 51 Ghezzal’ın oyun vizyonu ile teknik kalitesinin eseri.
İlk yarıda iyi oynayan Larin ise sarısı varken daha kontrollü olmalıydı: Beşiktaş uzatmalarla beraber yaklaşık 50 dakika bir kişi eksik oynadı. Bu kadar uzun süre eksik oynayan rakibine karşı Erol Bulut’un elindeki daha geniş ve zengin kadroya rağmen öncelikli hücum planının Ademi’ye atılan hava topları olması hanesine büyük eksi yazar. Takımı 10 kişiyken Necip ve N’Sakala’nın golleriyle derbiyi kazanmayı başaran Sergen Yalçın’ın teknik direktörlük hanesine ise büyük bir artı yazılır! Hakem Numanoğlu’ndan ise en fazla reytingi 0.10 olan maçların hakemi olabilir!
Maçın ilk yarısında futbolun tüm doğrularını yapan taraf Beşiktaş'tı. Maça Aboubakar'ın nefis golüyle başlamalarının yanı sıra birbirine yakın oynayan oyuncu grubu aynı zamanda müthiş bir savunma disiplini örneği gösterdi. Ghezzal-Aboubakar işbirliği ile gelen 2. gol hücumda da istediğini almasını sağladı Beşiktaş'ın. Ancak Fenerbahçe tarafında Ozan ve Gustavo haricinde hayat belirtisi gösteren oyuncu yoktu. Sadece 1 kez kısa Beşiktaş savunmasının bu zaafiyetini kornerden Tisserand'ın indirdiği topta Cisse ile değerlendirerek soyunma odasına kötü oyuna rağmen umutlu gittiler. Erol Bulut'un, Ademi ve Mert Hakan hamleleri ile Larin'in atılması Fenerbahçe için büyük bir avantaja dönüşmesine rağmen Necip'in attığı gol bu avantajın üstünü çizdi. Fenerbahçe'de mağlubiyete isyan eden tek oyuncu olan Ozan Tufan'ın karambolden ve uzatmalarda attığı penaltı golüne rağmen oyun disiplininden kopmayan Beşiktaş, Nkoudou'nun asisti ve N'Sakala'nın golü ile fişi çekti. Böylece derbiyi harika bir mücadele, doğru bir strateji ile sonuna kadar hak ederek kazandı.
Gecenin sorusu: Galibiyetin sırrı nedir? Sergen Yalçın'ın doğru stratejisi, Beşiktaş'ın maça iyi başlaması ve yüksek tempolu oyunu Fenerbahçe kadrosunun kalitesini göstermesini engelledi. Maçın starı: Beşiktaş'ın istediği oyuna rakibini uydurmasını sağlayan ilk gol ve devamında bireysel çabası ve gücüyle harika bir de kafa golü atan Aboubakar galibiyetin kahramanı oldu.
Maçın olayı: Fenerbahçe'nin rakibine göre müthiş bir kadro kalitesine sahip olmasına rağmen ne maç başlangıcında, ne de rakibi eksik kaldığında oyun üstünlüğünü alamayışı gecenin olayıydı. Fenerbahçe'nin kadro kalitesi ile oynadığı oyunun kalitesi arasındaki uçurum maç boyunca kapanmadı.Kısa mesaj: Sahada çok üst düzey oynayan oyuncuların adını anmadan geçmek istemedim. Atiba, Josef, Necip Beşiktaş için, Gustavo ve Ozan Tufan Fenerbahçe için çok çok iyi oynadılar.
Misli.com'a üye ol 10 TL Kazan! Hemen oynamak için buraya tıklayın!