19.09.2021 - 09:12 | Son Güncellenme:
Şampiyonluğun güçlü adaylarından Beşiktaş, Süper Lig'in 5. haftasında ilk yarısını 2-0 mağlup kapadığı karşılaşmada Antalyaspor'u deplasmanda 3-2 yendi, iddiasını gözler önüne serdi. Karşılaşmanın ardından spor yazarlarının görüşleri şöyle...
"Rosier hasta; Umut, Nkoudou, Vida, Welinton, Teixeira da sakat... Ev sahibinin de iki sakatı var, Nelik ve Bahadır.. Hepsine geçmiş olsun.Hastalık, sakatlık insanlar için. Futbolcular da insan... Böylesine talihsiz bir ortamda Beşiktaş oynanan oyunda da 2 ilave sakatla darbe alınca taşlar yerinden oynadı. Satranç masasında, atlar, filler, piyonlar, kale yer değiştirdi. Yedeklerle “vekaleten” oluşmuş kadro, maç içinde de ayrı vekiller aradı. Sağ bek joker Necip /(Dk.22/Pjanic) ve zorunlu stoper Mehmet Topak (Dk.37/Rıdvan) hesapta olmayan biçimde çıktılar. Sergen Hoca, zorunlu olarak satranç masasında taşların yerini oynattı. Nsakala sağ beke, Rıdvan sol beke, Josef stopere geçti. Böyle olunca Beşiktaş savunmasının kimyası bozuldu. Orta alanda Josef’in yeri boşalınca Nuri Şahin ve Poli orada daha rahat ettiler, üretken roller üstlendiler.
Beşiktaş krizi yönetemiyordu. Neden? Oyunu rakip yarı alanda, ikinci ve üçüncü bölgede oynayarak en iyi savunmayı yapan takım, orada hiçbir etkinlik gösteremiyordu. Bu arızanın iki kahramanı Gökhan Töre ile Kenan Karaman oldular. Töre, sağ kanatta oynayan sol ayağını iyi kullanan bir oyuncu olarak beklenen etkinliği gösteremedi. Kenardan kendisine verilen kısa pasta arkası boş olduğu halde dönüp topu hücuma sokmak yerine yeniden pası iade ediyordu.. Top kaybı… Sol kanada bakarsak… Kenan’ın oyunda olup olmadığını merak ettim. Arkadaşlarına mı küstü? Orada oynamıyorlardı. Böyle bir maçta Kenan’dan daha fazla sorumluluk ve katkı beklenirdi. Hiç bir şey yapmadı. İlk yarıda top alamayan Batshuayi’yi sorgulamak da haksızlık olurdu. Antalyaspor, kriz devresinde Beşiktaş’ın sorunlarını fırsata çevirmesini bildi..
Hem de son üç dakikada… Poli’nin pasıyla Wright, Rıdvan’ı geçip perdeyi açtı. Sonrasında Güray’ın serbest vuruşunu kafayla tamamlayan Veysel, farkı ikiye çıkardı. Maçın ikinci yarısı, tam anlamıyla bir dönüş mücadelesiydi. Sergen Yalçın, taşları karmakarışık satranç masasında yeniden kurdu oyunu. Gökhan’la Kenan’ı alıp Ghezzal ve Larin’i sürdü oyuna. Josef’i yeniden orta alana çekip Atiba’yı stoper olarak görevlendirdi. Beşiktaş topu ikinci ve üçüncü bölgeye, kendi egemenlik alanına taşıdı ve filmin hikayesi tersine sarılarak devam etti. Önce Larin’in asistiyle Rıdvan yaktı ışığı…
Ardından Fredy’nin kaleci Boffin’e yaptığı pasta araya giren Batshuayi dar açıdan çakıverdi. Beraberlik geldi. Hava aydınlandı.. Sergen Yalçın şöyle bir sırtını geriye çekip derin nefes aldı. Sonra Ghezzal’ın rakip ceza yayı yakınında soluyla çaktığı gol geldi… Dönüşleri muhteşem oldu… Beşiktaş, Dortmund yorgunluğu ve sakatlıklara rağmen Pjanic’i, Ghezzal’ı kenarda oturtarak başladığı zor maçı, 45 dakika içinde kendine dönerek kazandı. Pjanic ve Ghezzal’ı hamle için saklaması tartışılır ama bu maç Sergen Yalçın’ın ustalık eseridir. Böylesine yoğun sorunların içinden üç puanla çıkmak kolay şey değil!. En zor gününde rakiplerine bayrak gösterdi Kartal: Unutmayın, şampiyon benim!
"Enteresan bir maç oldu. Dortmund maçını oynamış Beşiktaş, haklı olarak değişikliklere gitti. Bazıları sakatlık, bazıları da tercih olaraktı. Oyun tamam ama bunu oyuncularla oynama marifetiniz var. İlk yarı Beşiktaş çok farklı oyuncularla oynadı. Mehmet Topal stoper oynadı, sağ bek oynadı. En kritik karar, Josef'in stoper oynamasıydı.
Maç bambaşka yere gitti. 2-0'dan 3-2 hiç kolay değildir. Rakip zayıf bile olsa, kolay dönemezsiniz. Beşiktaş biraz kendi ezberine yakın bir takıma döndü ve 3-2 geldi. Kevin N'Koudou önemli bir eksik. Kenan Karaman ve Cyle Larin, getiren ve götüren değil, bitirendir. N'Koudou çabukluğuyla önemli işler yapıyor. Dortmund maçında bile eksikliği arandı.
Mert Günok tecrübeli bir kaleci. İki gol yedi ama yavaş yavaş bu kaleyi alabilir. Top ayağına geldiğinde Beşiktaş çok rahat. Ersin Destanoğlu ile arasındaki en büyük fark bu. Oyun kurarken Mert'i kullanabilirsiniz. Kaleyi paylaşacaklardır. Josef de Souza'yı Fenerbahçe'de böyle hatırlamıyorum. Hiç bu kadar üst düzey seviyede değildi. Şu anda tek başına bambaşka performans sergiliyor.
Biliyorum, içinizden Sergen Yalçın’a kızıyorsunuzdur, ya da sitem ediyorsunuzdur; Beşiktaş’ın ideal kadrosunda böylesi köklü rotasyona gittiği için! Yoo sakın kızmayın, Sergen Hoca çok doğru yaptı bence... Niye mi? Arkadaş Kartal’ın maç trafiği acayip yoğun, nerdeyse haftada üç maç yapacak. İç hatlar, dış hatlar... Ne yapsın? Eee kadroda derin, tabi ki birilerini dinlendirecek, birilerini oynatacak. Ama Sergen’ın vazgeçemediği iki isim var, farkında mısınız? Biri Atiba, diğeri Souza...Valla ben de vazgeçmem ikisinden... Hele Souza kritik dokunuşların adamı, Kartal’ın gizli kahramanı... Atiba mı? Yaşı ilerliyor eyvallah, fiziksel düşüşlere hoşgörüyle yaklaşmak gerekir, ama tecrübesi yeter...İkinci yarıda stoper oynadı gördünüz mü? Üstelik sıfır hatayla, artı, üç kritik dokunuş.
Demem o ki, Sergen Hoca’nın Antalya karşısına çıkardığı yerli ağırlıklı kadro bu tabloda doğru bir tercihtir. Gelin görün ki, Sergen Hoca’nın bu doğrularını Mehmet Topal ve Necip Uysal’ın sakatlıkları terse çevirdi, her şeyi berbat etti! Sakatlık sanki Kartal’ın alın yazısı arkadaş!Vida, Welinton sakatlar zincirine dün de Necip ile Mehmet Topal eklendi. Olacak iş mi? Necip ve Mehmet’in sakatlığı Sergen Hoca’nın oyun stratejisini de alt üst etti, savunma bloğunda değişime gitmek zorunda kaldı. N’Sakala’yı sağ beke, Rıdvan’ı sol beke, Souza’yı da Montero’nun yanına çekmek zorunda kaldı! Kaldı ki ilk yarıda yerli ağırlıklı kadronunun etkili olduğunu söylemek çok zor, yalan rüzgarı gibiydi Kartal...
Üretkenlikten uzak olduğu gibi, kalesinde iki gol birden gördü. Hele Gökhan Töre ile Kenan Karaman’ı tanımakta zorlandım açıkcası! 42’de Wright ve 45 artı 1’de Veysel Sarı, savunmanın dağınıklığından iki gol çıkardılar. Yenilen iki golde de savunma kadar kaleci Mert hatalıdır bence... Sanki oynamaya oynamaya pas tutmuş gibi! Sergen Hoca, nadasa çektiği (!) silahlarını sahaya sürmek zorunda kaldı. Pjaniç, Larin, Ghezzal hamleleri Kartal’ı ayağı kaldırdı. Nitekim 49’da Larin soldan Rıdvan’ı kaçırdı, genç futbolcu şık bir vuruşla farkı bire indirdi. Ayrıca Sergen Yalçın’ın Souza’yı gerçek yerine, Atiba’yı da savunmaya çekmesi, Kartal’ı prangadan kurtaran başka bir faktör idi.Sonra mı?
Kartal oyunu domine etti, 59’da Larin’in kafa şutunda top direkten dönerken, 65’de Batshuayi sahneye çıktı. Savunmanın geri pasında araya giren golcü futbolcu kaleciyi geçti, zor pozisyonda topu filelere gönderdi, skoru eşitledi. Skorun eşitlenmesinden sonra top adeta bir o kalede, bir bu kalede! Her iki takımın üç puan için risk alması, pozisyon üretimine yansırken, heyecanı da birlikte getirdi. Kıran kırana dersek abartmış olmayız. Çizgiden çıkarılan toplar, direkten dönen şutlar, ne ararsanız vardı bu yarıda.
Ghezzal, oyuna girdikten sonra hep fırsat aradı, kolladı, boşluklar bulamadı, taa ki 76. dakikaya kadar... Tecrübeli futbolcu sağdan indi, önünü boşalttı, ceza alanı yayı üzerinden soluyla sert vurdu, Kartal’ı üç puana uçurdu. Eeee büyük takım olmak böyle bir şey... İki farklı yenilgiden çıkıp, reaksiyon gösterip öne geçmek büyük takımların ve de yıldızların işidir. Yani Beşiktaş gibi...
Maç öncesi Beşiktaş'ın sakatları var. Rosier de hastalanmıştı. Sergen Yalçın bu sorunların yanında büyük bir hataya düşerek Ghezzal, Pjanic, Larin'i dinlendireyim deyince sahaya çok abartılı rotasyonlu bir kadro çıktı. Bilhassa 4'lü defans teşkili futbolda çok önemlidir. Dün geceki defans bloğunun başarılı olması çok zordu. Bir de arka arkaya Necip ve Mehmet Topal'ın sakatlıkları eklendi. Maçın ilk 11'inde ve sonrasında Beşiktaş'ta Montero'nun yanındaki stoper üç kere değişti. Önce Mehmet sonra Josef ve en son Atiba... Üstelik üçü de çakma stoper. Aslında ilk yarıda defans bloğundaki bu arızaları en aza indirmek için hiçbir formül üretilmedi.
Çünkü hiçbir şey yapmayan iki kanat forveti, Gökhan Töre ve Kenan ile takım bir de 9 kişi oynuyordu. Bu tabloda Antalyaspor devre sonunda iki üst üste gol buldu, son saniyelerde de üçüncüyü kaçırdı. Sergen Yalçın ilk yarıdaki Pjanic değişikliğinden sonra ikinci yarıya da Ghezzal ve Larin ile başladı. Rıdvan'ın erken golü takımı ateşledi, sonra da verilen reaksiyon ile iki farklı skor dezavantajından geri dönüşle maç kazanıldı. İlk yarıyı izlediğimizde altın değerinde üç puan oldu.
Eğer işler ikinci yarıda tamamen değişmese Sergen Yalçın çok ağır eleştirilerin hedefi olurdu. İlk 11, Gökhan Töre ile Kenan'ın devre sonuna kadar oyunda kalması ve maçın kontrolü rakipte iken sakatlıktan sonra karşı atakları kesen en önemli isim Josef'in stopere çekilmesi büyük hatalardı.
Sonuçta Beşiktaşlı futbolcuların ikinci yarıdaki hırslı başlangıcı kadar büyük hatalarla rakibe ilk iki golü hediye eden Antalya, Sergen Yalçın için büyük bir şans oldu. Daha sezon başında bir tane Şampiyonlar Ligi karşılaşması oynadım diye yorulduk deniyorsa bu günümüz futboluna hiç de uyan bir düşünce değil.
Maçtan 4-5 saat önce Sergen hoca, Ghezzal'ın, Pjanic'in, Larin'in ilk 11'de olmadığı bir kadroyu açıklasa bunların yokluğunda Beşiktaş taraftarının bir bölümü stada maçı izlemeye gitmezdi. Futbol bir gösteri sanatı. İcraatı yapanlar yetenek seviyesi yüksek oyunculardır. Bunların olmadığı yerde işler sıradanlaşır. Dün akşam Antalyaspor karşısında da ilk yarıda yaşananlar bu sıradanlaşmanın neticesi oldu. Üstüne bir de sakatlıklar eklenince maçın bir bölümünde Beşiktaş açısından iş çığırından çıktı.
İkinci yarı başrol sahipleri sahada görev almaya başlayınca oyun da skor da beklendiği gibi değişti. İlk golle oyunu ateşleyen Rıdvan geçen maçta da mükemmel işler yapmıştı. Bu karşılaşmada da oyuna girdiği andan itibaren bıraktığı yerden devam etti. Ghezzal'ın, Pjanic'in inisiyatifi eline almalarından sonra Batshuayi de gerçek kimliğine büründü, Atiba ve Josef de oyuna döndüler. Hepsi beraber elini taşın altına sokunca sistem de tıkır tıkır işlemeye başladı.
Ve sonuç atılan harika 3 golle Beşiktaş'ın istediği noktaya geldi. Güzel olan Beşiktaş'ın teslim olmaması, reaksiyon göstermesi ve var olan potansiyelini anında sahaya yansıtmayı başarması. Hangi Beşiktaş sorusunun cevabı çok açık. İkinci yarı sahada sonucu getiren takım Beşiktaş'ın sezon boyu yürüyeceği ekip gibi görünüyor. Fazla maceraya gerek yok. Rotasyon elbette maç sıklığında her zaman yapılmalı ama fazla da abartmamak lazım. Bu kadro maçlara göre değişiklik gösterse de oyun liderlerini mutlaka sahada tutmalı... Çünkü oynayan ile oynatan bir arada olduğu zaman Beşiktaş kendini üzmeden yoluna devam eder.
MİSLİ.COM'DA CANLI İZLE VE OYNA Hemen oynamak için buraya tıklayın!