10.02.2013 - 10:48 | Son Güncellenme:
Bu maçın kaybedeni de kazananı da İbrahim Toraman. Kaptan, gemiyi önce kayalıklara vurdurdu. Sonra da o kayalıktan harika bir geri dönüşle çıkardığı gemisini ve tayfalarını yeniden zirve rotasına yerleştirdi.Maç öncesi aklımızı kurcalayan kart problemi, daha beşinci dakikada yeni bir örnekle sergilendi. Kaptan İbrahim, Serdar Gürler’e müdahalede geç kalınca sert bir faul yapmış oldu. Sarı kartı da gördü doğal olarak... Faul atışını kullandılar, top yerden Beşiktaş cezaalanına girdi. Kale ağzında önce bir Elazığsporlu’ya çarptı, oradan Ahmet Görkem Görk’ün önüne sekti. O da vurdu, gol oldu. Bu gaflet anı için tüm defans eleştirilebilir. Kaleci Mcgregor’u eleştirmek ise haksızlık olur.Beşiktaş’ın erken geriye düşmesi, belli ki takımın ayarını da bozmuştu... Siyah - beyazlılar adeta paralize oldular... Rakibe geniş alanlar bıraktılar, kazandıkları topu beşinci pasa gelmeden kaybettiler. Elazığspor hem sağdan, hem de soldan çabuk ve akıllı bindirmelerle Beşiktaş’ın üzerinde sinir bozan bir baskı oluşturdu. Öte yandan Holosko, Olcay ve Oğuzhan da genç Sinan’ın rolünü çalıp girdikleri gol pozisyonlarını da adeta harcadılar.Burada Samet Aybaba’ya özel bir paragraf açmak gerekiyor... Genç Sinan Kurumuş’u 40. dakikada oyundan alıp Escude’yi sahaya sürerken, belki de çoğu kişi dudak bükmüştü... Escude, Sivok’un yeni ortağı oldu, Kaptan Toraman orta alana Veli’nin yanına geçti, Holosko da santrfora! Slovak futbolcu 45+1’de golünü çaktı... Ardından Fernandes’in ustalıkla kullandığı kornerde, Sivok’un kafayla çevirdiği topa Toraman akıllıca vurdu. Beşiktaş, üzerindeki ağır baskının altında ezilmeden öne geçmişti. Bu rahatlık, hem Fernandes’in oyununa renk kattı, hem de Beşiktaş’ın daha kişilikli bir gösteri yapmasına yol açtı. Holosko - Niang değişikliğinde ise, Almanya - Fransa hazırlık maçında İlkay Gündoğan’ın Müller’e yaptığı harika asistin bire bir kopyasını izledik. Şu farkla ki Niang’ın sağa ara pasında topla buluşan Hilbert kaleyi değil, Fernandes’i gördü. Usta da güne damgasını vuran golünü attı.Ligin ikinci yarısında ilk galibiyetini alan Beşiktaş, ikinci yarının ilk yenilgisini tattırdı Yılmaz Hoca’nın takımına... Bunun ötesinde Beşiktaş, yeniden zirve takımı olduğunu hatırladı... Sürekli öne geçip yakalanma hastalığını unuttu.Samet Hoca ve oyuncuları alkışı hak etti!(Milliyet)
BEŞİKTAŞ yine gol yedi. O zaten Allah’ın emri gibi. Ama bu sefer 3 tane attı. İki takım da inanılmaz derecede açık oynadılar. Orta alanda büyük boşluklar vardı. Topu alan karşı kaleye rahat rahat hücum etti. Seyir zevki açısından iyi ama başarı böyle sistemde gelir mi, tartışılır. Eğer her maçta yediğinden fazlasını atarsan gelir.Aslında Beşiktaş ile Elazığspor’a baktığımda fark yaratan futbolcu adedi çok az. Onlar da çok sivri uç isimler değiller.Mesela Fernandes. Maç içinde bakıyorsun bazen geriye, yürüye yürüye geliyor. Ama 20 dakika sonra bakıyorsun rakip yarı sahasında gol atmaya gitmiş. Mesela Holosko... Her zaman bir takımın kadrosunda olması gereken bir isim. Oynamazsa, yedek kulübesinde sorun olmuyor. Oynarsa rakip takım için ciddi sorun oluyor.Mesela Sivok... Bence Beşiktaş’ta olmazsa olmaz tek isim. Mübarek jeneratör. Nerede elektrikler kesilse, çalıştır orada iş yapıyor. Eğer Fernandes ile Niang’ı iyi kullanırsan bu gençlerin arasında çok başarılı olacaklardır.HATASINI ANLAYINCAGENÇLERE de futbol oynatacaklar. Fernandes’in ilk 45 dakika boyunca ön direğe yaptığı vuruşları anlamadım. Çalışmışlar desem, değil. Nitekim vazgeçip arka direğe atmaya başladı. Sonunda gol geldi. Aslında Beşiktaş’ın sahaya ilk çıktığı kadroda tuhaflık var. Tenkit etmeme gerek yok zaten, Samet Aybaba bir oyuncu değiştirdi. Bu değişiklikle beraber sahanın içinde 4 oyuncunun yeri değişti. Yani kendi yanlışını doğruya getirdi. Bir teknik adam için özel durumlar hariç sahanın içinde bu kadar oyuncu değişikliği karsızlığındandır ve hatasıdır.GÖRÜNTÜ SAKLAMAYINSAHAYA yürüye, yürüye seyirciler atlıyor. 90-100 metre mesafe kat ediyorlar. Elinde kesici bir alet olsa da sporcuların birine bir şey yapsa ne olur? “İyiye gitmiyoruz” diyoruz, hala önlem alan yok. Olayların üstünü kapata kapata bir yere varamazsınız. Özellikle bazıları görüntü saklayarak bir yere varamaz. Bırakın ne yapılmış görelim, değerlendirme yapalım. Yıllardır pislikleri örte örte etraf kokudan geçilmiyor.NOT: Beşiktaş’ın attığı üçüncü gol çok net ofsayt.(Hürriyet)
Beşiktaş gol yemese zaten şaşardık. Sondan üçüncü Sanica Boru Elazığspor’un bile 33 gol yediği sezonda, lig ikincisi bir takımın 32 golü kalesinde görmesi sanırım biraz tuhaf... Ama golcülükte de en yakın rakibi lider Galatasaray’dan 8 gol öndeyse, o zaman ne denir?Zaten dünkü gibi dönen maçlara bir şey denmez. Ama bir de döndüremediklerine bakın... 21 haftada 46 gol atan bir takım, biraz sıksa Fenerbahçe’nin 103 gollü rekorunu bile zorlar!Zaman zaman kadro ve farklı kurgu denemesi yapan Samet Aybaba, daha devre bitmeden bundan vazgeçiyor. Elazığ karşısında da bunun benzeri oldu. Kendinizi 18 yaşındaki Sinan’ın yerine koyun ve ilk 11’de sahaya sürülüp, 40’ta çıkarıldığınızı bir yorumlayın. Ne düşünürsünüz? olmadı koçum mu, olacak koçum mu?Ligin ikinci yarısındaki kâbus maçlarının ardından Elazığ galibiyeti, Kartal için sadece pansuman olmuştur. Bu karşılaşmayı bir by-pass gibi düşünmek, hastayı kaybetmek olur. Sen önünü kış tut ki, yaz çıkarsa bahtına!(Milliyet)
Bu sezon Süper Lig takımları için çok zorlu geçiyor. Her takım bir diğer takımı yenebiliyor. Ligin 20. haftası itibariyle tüm takımlar çok ciddi puan kayıpları içinde... Dört büyükler istikrarlı bir performans ortaya koyamadı, çok fazla puan kayıpları yaşamalarından dolayı küme düşme potasındaki takımlarla ilk beşi oynayanlar arasında fazla puan farkı oluşmadı.Beşiktaş tüm sorunlarına rağmen Samet hoca liderliğinde tüm spor kamuoyonunun takdirle karşıladığı bir oyun karakteri ortaya koydu. 90 dakika boyunca coşkulu bir oyun içinde, çok koşan, mücadele eden, özellikle de kadrosundaki 4-5 oyuncuyla çok da gol atabilen bir takım oldu. En önemli sorunu ise oyunu dengeli, kontrollü oynayamayıp çokça da gol yemesiydi.Aslında bir değerlendirme yaparken her iki takımın da sezonun ikinci yarısı itibariyle oynadıkları son üç maça bakmak gerekiyor.Elazığspor ikinci yarıya iyi başladı ve beş puan topladı. Takım savunmasını çok doğru uygularken hücum zenginliği içinde çok daha etkili bir oyun ortaya koymaya başladı. Bu performansı, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Kasımpaşa gibi ligin güçlü ekiplerine karşı gösterdi.Bu maç öncesinde Beşiktaş’ta bir farklılık yoktu. Yine coşkulu, çok koşan, mücadele edip gol atabilen ancak aynı şekilde kalesinde gol gören bir takımdı.Moralli Elazığspor kendi saha ve seyircisi önünde maça hızlı başladı. Görkem’le öne geçip çok büyük bir avantaj yakalamasına rağmen rakibine yeterince baskı yapamadı. Maçın ilerleyen dakikalarında Beşiktaş daha fazla topa sahip olup, rakip kalede çoğalmaya başladı.Beşiktaş çok koşan bir takım... Özellikle Veli, Fernandes ve Oğuzhan yüksek tempoda mücadele ediyor ve aynı zamanda çok başarılı bir şekilde topa sahip olup rakip kalede etkisini gösteriyor.İbrahim Toraman ile bulunan ikinci golden sonra Elazığspor beraberliği bulma adına daha riskli oynayıp geniş alanlarda kaldı. Bu şekilde Beşiktaş Veli, Oğuzhan, Fernandes, Olcay ve Holosko ile rakip kalede çok pozisyona girdi. Beşiktaş’ın yüksek oyun disiplini içinde çok doğru ve agresif takım savunmasını uygulaması galibiyetin temeli idi. Top Beşiktaş’a geçtiğinde çok oyuncu ile birlikte hızlı hücuma çıkışları rakibi oldukça yıprattı. Geniş alanda kalan Elazığspor, Niang, Hilbert ve Fernandes’in geliştirdiği hızlı hücumda kalesinde üçüncü golü görerek iyice oyundan düştü. Niang oyuna girer girmez kalitesini hemen gösterirken Veli’nin insanüstü mücadelesi geceye damga vurdu.(Milliyet)
Ancak "Sir" geçen hafta haksız ve abartılı şekilde faturayı çıkardığı Ersan konusunda inatlaşmak uğruna "Saha içindeki teknik direktörüm" diye nitelediği İbrahim Toraman'a hiç kulak asmadan maça başladı.İlk 35 dakikada Beşiktaş, tek bir savunma ribaundu bile alamadı. 1-0 yenikken baskı yedi, Oğuzhan ve en az iyi olduğu gününde bile "Form geçici klas kalıcıdır" edasıyla fark yaratan Fernandes'e rağmen "Sir" takımı ilk 35 dakika degajla çıkarmaya çalıştı! O 35 dakikada tam 35 pas hatası yapıldı!Oğuzhan'ın ilk yarı boyunca Sinan Kurumuş'a attığı harika Fabregas pasları boşa gittiyse hatayı Sinan'da değil "Sir"de aramak daha doğru olmaz mı? Dilerim daha önce tüm puan kayıplarında kendisi dışında herkesi suçlayan "Sir" Samet Aybaba, 40.dakikada oyundan aldığı Sinan'ı ilk 11'de başlatma hatasını kabul eder ve umut vaat eden genç forveti bizzat kendisinin aldırdığını unutmaz!HATASIZ BİR TÜRK HAKEM İMKANSIZ MI? Hiç kabul etmese de daha önceki 3 maçta hatalar yapan Samet Aybaba'nın "hatanın neresinden dönersen kârdır" değişikliği sonucu Toraman ön liberoya geçince giden maç geri geldi. İlk yarıda ortada Beşiktaş'ı ayakta tutan Oğuzhan'ı sağ çizgiye çekmesini de şimdilik idare edelim! Ne de olsa Aybaba'nın sezon başından beri takıma en pozitif katkısı olan "takım ruhu aşısı" 2. golün mimarıydı. 55'te Holosko bomboş durumdaki Fernandes'e pası veremedi. Ancak Fernandes, önce Holosko'yu teselli etti sonra da harika kornerlerinden birini kullandı. Sahanın en iyisi Sivok en doğru zamanda en doğru pasla en doğru yerdeki Toraman'a güzel bir asist yaptı.Niang'ın topa ilk dokunuşundan hemen sonra 3. golün gelmesi Niang'ı tanıyanları hiç şaşırtmadı. Peki, 3. golde ofsayt var mıydı? İnşallah yoktur!Daha önceki maçlarda Beşiktaş aleyhine hakem hatalarını ne kadar istemiyorsak, gönül verdiğimiz takım lehine hakem hatasını da o kadar istemeyiz. Üstü kalsın!(Akşam)