05.10.2020 - 07:36 | Son Güncellenme:
Fatih Hoca, belki baba - evlat ilişkilerine, belki duygusallığına öncelik vermiş olacak ki, başlangıç on birinde, futbolun doğrularına göre sahada olması gereken ne Emre Kılınç’a, ne Babel’e yer verdi… Aslında bu ilk yarıda Galatasaray bir eksik oynadı ve adeta “yok” hükmündeydi… Buna bir de Belhanda ile Feghouli’nin eksikliğini eklerseniz, Galatasaray birden fazla eksikti...Galatasaray’ın bir maçın ilk yarısında rakibe bu kadar pozisyon verdiğini, bir Diagne pozisyonu dışında hücumda “sıfır” çektiğini ilk defa görüyorum… Abartısız yıllardır ilk defa...
Aslında 1-0’lık ilk yarı sonucu, Galatasaray adına alınabilecek en iyi sonuçtu… Bu yarıda Yusuf solda oynarken sağ bek Omar’ı, sağda oynarken sol bek Emre Taşdemir’i perişan etti, başlarını döndürdü… Koca Galatasaray takımı kopup kopup gelen ve hem kendine hem takım arkadaşlarına pozisyon üstüne pozisyon yaratan Yusuf’a nasıl oldu da bir önlem alamadı inanılır gibi değil… Futbolun adaleti bu yarının son dakikasında tecelli etti ve Yusuf Erdoğan muhteşem bir gol attı… Yusuf’un uzaktan kumandalı bu füzesinde, o dakikaya kadar müthiş kurtarışlar yapan kaleci Fatih’in de birkaç adım önde yakalandığını söylemeliyiz…
Fatih Hoca maçın başlangıcında yapması gerekeni, ikinci yarının başlangıcında yaptı… Falcao ile birlikte kenarların iki etkili adamı Babel ve Emre Kılınç’ı oyuna aldı… Görüntü hemen değişti… Yusuf da yorgunluktan dinlenmeye çekilince, oyun tamamen tek kaleye döndü…Galatasaray’ın bunaltıcı baskısı sırasında Kasımpaşa’nın kusursuz savunma anlayışı ortaya çıktı… Özellikle savunmanın göbeğine çekilen Tarkan Serbest müthiş oynadı… Yarım hata yapmadı… En bunaldığı dakikalarda bile buzdolabı gibi kaldı… Mehmet Altıparmak hocanın Hajradinoviç’i çıkartıp daha dirençli Sadiku’yu oyuna sürmesi akıllı bir hamleydi… Ancak yorgunluktan ayakta durmakta zorlanan Yusuf’u daha erken oyundan alabilirdi…
Galatasaray bu baskılara, hatta oyunu bir ara rakip ceza alanı içinde oynamasına rağmen çok ciddi, “ahh - vahh” dedirten pozisyonlar bulamadı… Falcao şu anda “bitik” durumda… Yarın ne olur bilemem… Biz sonuçta hariçten gazel okuyoruz, doğrusunu hocalar bilir… Ancak Emre Taşdemir tam kendine gelmişken, hücumlara çok ciddi katkı verirken “şak” diye niye çıkarıldı, anlamadım…Etebo’yu çok beğendiğimi söylemeliyim… Adam dokuz canlı canavar gibi…
Kasımpaşa tribünlerinde sürekli “semtlerin efendisi” diye bir pankart asılıdır… Aslında Kasımpaşa’da 21 takımlı Süper Lig’in efendisi… Pislik yapmazlar, çamura yatmazlar, hakemi kandırmazlar… Gene son derece temiz oyunlarından birini oynadılar ve Galatasaray’ı paşa paşa yendiler… Kasımpaşa’nın faul gerekçesi ile sayılmayan golü açıkcası içime pek sinmedi… Ama VAR ve Cüneyt Çakır bu kadar uzun inceledikten sonra verdikleri karara saygı duymak lazım… Kasımpaşa karşısında sadece Galatasaray kötü değildi… Fatih Hoca da formsuzdu...
2 hafta önce yere göğe koyamadığımız, övgüler yağdırdığımız Galatasaray kısa bir sürede nasıl bu kadar sıkıntı yaşar bilemiyorum. Kasımpaşa’nın hakkını yemeyelim. İlk yarı Aytaç’ın çektiği şutlarda Fatih hata yapsa çok farklı bir skor olurdu. Bakıyorsun koca ilk 45 dakikada Diagne’nin kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyondan başka sarı-kırmızılıların tehlikesi yok. Böyle mi olmalıydı? Kesinlikle hayır. Defans ve Etebo ile Taylan’ın hırslı oyunları Galatasaray’ı zirveye taşımak için yetmez. Santrfor olsun, önde oynayan futbolcular olsun sorun var, gayretleri yetmiyor.
Kasımpaşa’ya bakıyorsun Yusuf, Alan ve bunların içine Aytaç’ı da koyalım, Cim-Bom’u epey hırpaladılar. Galatasaray’da böyle çabuk, hırslı, iyi şut çeken hücumcu yok. Diagne ve Falcao olmak üzere iki tane iyi santrfor var ancak bunlara gol pasını kim verecek? Kanatlardan kim orta yapacak? Gerçekten bunlar hep sorun.Dışardan bakılınca ‘Belhanda, Feghouli gibi yıldızım var’ diyorsun. Ama onlar sadece göstermelik. Galatasaray yenmiş ya da yenilmiş bu futbolcuların umurunda olduğunu düşünmüyorum. Ama ne olursa olsun Fatih Terim’in yavaş yavaş bu takıma gençlik aşısını yapması lazım. Bu şart gibi görünüyor. Bu yapılmazsa ne olur?
Sarı-kırmızılılar rakiplerinin çok gerisinde kalırlar. Hocanın bazı futbolcularda artık fazla ısrarcı olmamasının zamanı geldi.Tamam Avrupa’dan elenildi. Ama Süper Lig de kolay bir kulvar değil. Dünkü maçta bunu gördük, hiçbir maçın garantisi, favorisi yok. Hocanın elinde geniş bir kadro olmadığını kabul ediyorum. Ama Terim’in bitmez tükenmez bir kredisi var. Alacağı her karara herkes saygı gösterir. O zaman hocanın beklememesi lazım.
Bazı futbolcular kulüpten ayrılmak istemeyebilirler. Bunun da sebebi sarı-kırmızılı formayı sevdikleri için değil. Aldıkları ücret yüksek olduğu ve Avrupa’da başka hiçbir takımdan böyle bir para kazanamayacakları için kalmak istiyorlar. O yüzden Fatih Terim’in bu isimlere artık forma vermemesi gerekir. Kasımpaşa ise rakibinden daha iyi oynadı, daha çok koşup mücadele etti ve galibiyeti de daha çok isteyen taraftı.
Gaziantep maçında çok beğendiğim Galatasaray’ı değerlendirirken 2 temel tehlikenin de altını çizmeye çalıştım. Maç yazısından alıntıyla:"…bu tip ekstra geri dönüşlerde yıldız sporcular performans dalgalanmaları yaşar. Buna hazırlıklı olup, başka planlar da hazırlamak gerekir. -Daha önemlisi bu oyunu gördükten sonra rakipler orta sahada daha agresif, savunmada daha derin oyunları seçip Galatasaray’ı geri koşturmak isteyeceklerdir.
Bir başka bilinmez ise Fenerbahçe maçı öncesinde altını çizmeye çalıştığım bir bilinmezdi. Galatasaray 0-1’i nasıl oynar bilmiyorduk. Kasımpaşa, Galatasaray’ın boyunu hep doğru yerlere oynayarak uzattı. Mehmet Hoca özellikle bek-stoper arasına derin paslarla biten güzel şablonlar çizmişti ve özellikle Yusuf ve Aytaç boşlukları çok iyi doldurdu.
Galatasaray’ı ilk 2 haftada farklı kılan tek pas/yön değiştirme/hızlı alan boşaltma oyununu çok iyi pasifize ettiler. Buna ilk yarıda karşı koymak Terim’in ekibi için mümkün olmadı. 2. yarıda Terim başka bir oyuna geçti ve defakto bir 2-4-4’e döndü. Ancak burada da rakibi şaşırtacak pek bir şey yapamadılar.
Fatih hocanın maç öncesi şu iki sözü dikkatimi çekti: 1-Bazı oyuncular hiç durmadan oynadı. Fiziğimizi ekonomik olarak kullanabiliriz. 2-Sorgulanmayacak bir şey, o da benim tercihim. Kasımpaşa sezon başından beri yaslanarak oynuyor ve rakiplerini kontratak silahıyla yıpratıyor. G.Saray geniş alanda oynayınca Kasımpaşa'nın hücum tuzağına düştü. G.Saraylı oyuncular fizik güçlerini ekonomik olarak kullanmayınca sürekli hızlı hücum eden Kasımpaşalı oyuncuları yakalamak için sürekli geriye koşmak zorunda kaldı.
Taylan-Etebo ikilisinin mücadele etmekten, rakipleri kovalamaktan hatta boğuşmaktan dilleri dışarı çıktı. Belhanda, Arda, Diagne, Feghouli takım savunmasına destek olmadı. Özellikle Galatasaray'ın etkili olacak hücumlarında Belhanda-Feghouli'nin çevre kontrolü yapmadan birbirleriyle şova dönük paslaşmaları arkadaşlarına karşı yaptıkları saygısızlıktı.
Sezon başından beri Terim tüm değişiklik hamlelerini yerinde yaptı. Kasımpaşa maçına gripten yeni çıkmış Arda ile Rangers maçının iki kötüsü Belhanda-Feghouli ikilisiyle başlamak bir tercih hatasıydı. Omar'ın kanadını Yusuf dağıttı, Feghouli yardıma bile gelmedi. Yusuf da haftanın golüne aday bir vuruş yaparak kaleci Fatih'i avladı. Peki; Fatih hocam 2. yarı ne yaptın?
Devre arası üçünü de oyundan aldın ve Emre Kılınç, Babel ve Falcao'yu sokup ikili forvete döndün. Bu değişikler hareket, hız getirirken dengeli hücum etmesini sağladı. Özellikle Babel'in getirdiği toplar Galatasaray adına tehlike yarattı. Falcao, son vuruşlarda etkisizdi. Terim, ilk 11'i değişiklik yaptığı oyuncularla yapsaydı, Galatasaray daha etkili olurdu. Eğer Yusuf Erdoğan, Galatasaray'da olsaydı maçı Kasımpaşa farklı kaybederdi. Çünkü Galatasaray'ı rakip sahaya hızlı götürecek oyuncusu yok. 33 yaşındaki Arda, bitik Diagne, motivasyonu kaybolmuş Feghouli ile hızlı hücum edemezsin.
Kaybeden tüm kuponlara %3'e varan iade! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!