09.01.2022 - 08:39 | Son Güncellenme:
Galatasaray’ın yakın tarihine bakın... Bu takımın orta sahasında bir sezonda 12’şer golden toplam 24 gol atan Selçuk İnan- Melo ikilisi oynadı. Aynı orta sahada dünya markası Sneijder görev yaptı. Galatasaray takımı 30 gol barajını aşan Burak Yılmazları, Gomisleri gördü. Drogba heyecanını yaşadı. Galatasaray’ın her şampiyonluğunda takımda bir ya da birden çok daha fazla ustası vardı. Galatasaray’ı yönetenler sezon başında “gençleşiyoruz” dediler, radikal bir kadro değişimine gittiler, bu proje daha sezonun ortasında resmen çöküp iflas etti.
Bu gençlerle 10 sene oynasanız, 10 metre ileri gidemezsiniz.Galatasaray takımında ve her büyük takımda ustalar oynar, gençler aralarında görev yapar. Takımda tek usta bırakmaz, “adam olacak” diye önünüze geleni alırsanız olacağı budur: Merhaba hüzün...Kaleci Okan’ı beğenmeyip Giresun’a kiraya veriyorsun, sana duvar örüyor. Yunus Akgün‘ü Adana Demirspor’a kiralıyorsun, harikalar yaratıyor, seni perişan ediyor. Bu mu sizin transfer politikanız, bu mu sizin futbol aklınız?
En önemlisi; takım gelişmiyor, gençler gelişmiyor. Hatta geriliyor. Giresun’a bakın; Sezon başında “banko düşer” damgası yiyen takımdı. Her hafta kendini geliştirdi ve ligin iyi oynayan takımlarından biri oldu.Giresun takımının toplam maliyeti, Galatasaray’ın iki Romen oyuncusu Cicaldau - Morutan ikilisi kadar bile değil... Az para, çok verim... Hakan Keleş hocayı kutlamak lazım … Ciddi bir başarısı ve becerisi var.Hadi, ustan yok, yaratamıyorsun. Gençlerinle canını dişine takıp oynasana... Giresun’a bu kadar boş alanı nasıl bırakıyorsun, bu kadar rahat pas nasıl yaptırıyorsun? Galatasaray pas geçtiği ilk yarıdan sonra ikinci yarıda hızı, hırsı ve isteği hatırladı. Bastırdı, tek kale oynadı, pozisyon yakaladı, atamadı. Yani sonuç gene sıfır...
Ustan olmazsa, iş bitirecek adamın olmazsa, böyle bal yapmayan arıya dönersin.Giresun, Sergen başta, geri dörtlüsü ile müthiş direndi. Galatasaray’ın o kadar duran topunda tek kafa vuruşuna izin vermedi. Yürekten oynadı ve kazandı.Galatasaray’ın bir lig sezonunda liderden 22 puan geride kaldığını duymadım, görmedim, okumadım. Takım yetersiz, Fatih Hoca formsuz... Galatasaray’ın çok acil transfer aklını değiştirmesi gerekiyor. Halen “Gençleşiyoruz, gelişiyoruz, geleceğe yatırım yapıyoruz” diyorlar. Kendinizi kandırmayın. Camiayı kandırmayın. Bunların hiçbiri doğru değil... Hayal satıyorsunuz, paraları sokağa atıyorsunuz. Galatasaray büyük takım... Büyük takımlarda büyük oyuncular oynar, ustalar oynar. Çıraklarla bu kadar...
Kim ne derse desin, taraftar kan ağlıyor. Galatasaray’ın tarihinde böyle üst üste başarısızlıklar yok. Eksik olabilir, sakat olabilir, cezalı da olabilir. Ama sen Galatasaray takımısın. Sahaya çıktığın zaman kendi seyircin önünde o maçı kazanacaksın.Maalesef şu anda sarı-kırmızılı takımın o görüntüsü yok. Evet gol pozisyonlarına giriyor ama hepsi bu. Her şeyden önce takımın yumuşak karnı orta sahası. Sezon başından beri oraya bir çare bulunmadı ki. Taylan varken, Berkan şart mıydı? Berkan’da çevre kontrolü yok, doğru dürüst pas atamıyor, şut çekemiyor. Ya da Taylan’ı gönderip Berkan’ı alsaydınız. O parayla da ya Melo ya da Fernando gibi bir altı numara alsaydınız.
Kadro mühendisliğini kim yapıyor bilemiyorum. Ama kim yaptıysa bir türlü planlanan olmuyor. Şu hale bakın tecrübe kazansın diye gönderilen Okan Kocuk neredeyse sahanın en iyisiydi. Bu sezon ne hikmetse hep böyle oluyor. Adana Demirspor’da Yunus, Giresunspor’da Okan harikalar yaratıyor. Fazla derinlere inmek istemiyorum. Ama herkes şapkasını önüne koymalı. Bazı şeylerde ısrar etmemek lazım.Tamam gençleştirme düşüncesine saygılıyız, itiraz da etmiyoruz. Ama bu gençlerin arasında iyi bir altı numara, iyi bir 10 numara olmazsa bu proje Galatasaray’ı batırır.
Cicildao’ya, Morutan’a, Barış Alper’e, Oğulcan’a hepsine yazık olur.Galatasaraylı futbolcuların kendine olan güveni de kalmamış. Resmen panik futbolu oynuyorlar, rahat değiller, yeteneklerini sahaya yansıtamıyorlar. Bunu kim toparlayacak ya da toparlanma ümidi var mı? Hadi diyelim takımda eksikler var, onlar varken iyi mi oynuyordu takım. Giresunspor karşısında eksikler yüzünden mi böyleydi takım…Olmuyor…
Maçın sonunda da zaten taraftar isyan etmeye başladı. Haftaya Hatay ile deplasmanda, daha sonra Kasımpaşa ve Trabzonspor ile kendi sahanda… Bu anlayışla, bu moralle Galatasaray’ın maç kazanması zor.Giresunspor’a gelince Hakan Keleş’i kutlarım. Galatasaray’ı iyi analiz etmiş. Gücünü bilerek oynadı. Maç boyunca 2 hücumcuyu önde tutarak rakip defansın üzerinde korku yarattı. Maç berabere de bitebilirdi. Ama Giresunspor’un İstanbul’da üç puanı alması çok büyük başarıdır.
Galatasaray için 2022 kâbusla başladı. Cim-Bom, tatsız geçen ilk yarının ardından 2. devreye de kötü başladı. Aslan Nef Stadı’nda Giresunspor’a 1-0 yenildi.20. hafta sonunda lider Trabzonspor ile puan farkı 22’ye yükselirken, Avrupa’ya tek çıkış yolu ilk 4 olan Cim-Bom’un bu hedefi de gerçekleştirmesi çok zor görünüyor. Bilet fiyatlarının düşük tutulması maça ilgiyi artırırken, Galatasaray’ın sezon başından beri yaşadığı tabloyu özetleyen bir karşılaşma oldu.
Kolay yedi ama atamadı.Giresun ilk organize atağında golü Suleymanov ile buldu. 11. dakikada sağ çaprazdan yaptığı mükemmel vuruşla genç oyuncu konuk ekibi 1-0 öne geçirdi.Bu dakikadan itibaren Galatasaray’ın sonuç getirmeyen girişimlerini izledik. 34’te Berkan’ın vuruşunda Okan mükemmel kurtardı.Fatih Terim ikinci yarı Berkan ve Emre Kılınç’ın yerine Aytaç ve Oğulcan’ı oyuna alarak başladı.58’de Cicaldau-Morutan ve Halil, aynı dakika içinde yakaladıkları fırsatı değerlendiremedi. Okan Kocuk ise yine başarılıydı. Okan, Babel’in şutunda da hata yapmadı. Birkaç dakika sonra Giresun, Serginho ile kaçırdı. 72’de ise Morutan şansını kullanamadı.
Galatasaray evinde kaybederken hem sonuç hem de oyun ile ligin ilk yarısındaki kötü tabloyu akıllara getirdi. Fatih Terim’le özdeşleşen “Nerede kalmıştık?” söylemi artık negatif anlamda kendini gösteriyor. Üstelik bu sonuçlar gelirken, kiralık giden futbolcuların 90 dakikaya damga vurması da kadro mühendisliğinin hatalı olduğunu gözler önüne seriyor.
Ligin en üstüyle dibi (Trabzon – Yeni Malatya), en eskisiyle yenisi (Galatasaray – Giresun) fark etmiyor, herkes benzer oynuyor. Fark, sonucu getiren golde; Trabzon buluyor Giresun buluyor, rakipleri bulamıyor! Dün akşam maçın Galatasaray açısından böyle tecelli etmesi el kadar Işık Kaan Arslan'ın maç başı yaşadığı sıkıntıyla açıklanamaz sanıyorum. Ceza sahası önü ve içine kümeleneceği bilinen Giresun'a karşı topu ayağında tutma konusunda sıkıntı yaşamadı Galatasaray. Tüm verilerde öndeydi ancak sorun kapalı rakibi savuracak pas, dolayısıyla oyun hızındaydı. "Düşüne taşına oynayınca" oyuna tempo koyma, seri paslarla rakibi şaşırtma konusunda o kadar mahir olamadılar ve işleri "şut"a kaldı! Attılar da (22 şut). Ancak yedisi kaleyi bulsa da golü yapacak olanı atamadılar. Keza kornerlerde de benzer sıkıntı. Oysa rakibin hızlı çıkış planını bozacak kadar faul de yaptılar (18 faul). Pozisyon bulmadılar mı, buldular ve çok önemli fırsatları kaçırdılar ama bilinir, fırsatın en önemli özelliği "kaçabilir oluşu"dur!
Giresun ise mali açıdan harcama, oyuncu kalibresi, lig tecrübesi gibi parametreler düşünüldüğünde gayet anlaşılır oynadı. Onlar ritmi düşürürken Galatasaray çoğunlukla onlara ayak uydurdu. Maç boyu 34 orta yapmak zorunda kalmış Galatasaray. Oysa aşırı orta da tıpkı aşırı şut gibi futbolun çaresiz yanlarını gösterir. Oyunu akışkan hale getirmenin yolları inşa edilemeyince bu iki seçeneğe başvurulur çoğunlukla ve bunlar da kaleci ile başta stoperler olmak üzere savunmacıları "kahraman" yapar! Neticede Giresun, erken bulduğu gole karşı rakibine fırsat tanısa da biraz Galatasaray’ın yapamadığı ama daha fazla da kendi yaptıklarıyla maçı kazanmayı bildi. Benim açımdan en tuhaf olan ise 62'de oyuna dahil edilen - ki bu "kurtarıcı dakikası" sayılır bizde – Arda Turan oldu. Bu bir plan mıydı yoksa çaresiz bir hamle mi, anlayamadım. Nereden bakarsak bakalım iki takım arasındaki fark düşünüldüğünde bu, eksikleri olsa da Galatasaray açısından hayli düşündürücü bir sonuç. Acaba sorun nerede? Sadece önde golü yapamayan oyuncularda mı? Yoksa…
Galatasaray kupada Denizlispor'a elendikten sonra ikinci yarıya Giresunspor maçıyla iyi başlamak istiyordu.Oynanacak iyi futbol ve galibiyetle ikinci devre başlangıcının iyi olması çok önemliydi.Sarı-kırmızılıların, özellikle ligdeki sıkıntısı top ayağındayken öne doğru gidememesi.Bununla birlikte rakip yarı alanda oyunu nasıl kurgulayacağı ve organize olacağını bilmiyor.Giresunspor'lu oyuncular geldiğinde yana ve geriye oynadılar.Hücum oyuncuları ve orta saha oyuncuları savunma arkasına koşu yapmadı.Hareketliliği bile sağlayamadılar.Galatasaray takımının kalesinde İsmail, stoperde Luyindama, hücumda gol beklediği oyuncu Babel ile Halil, ve takım kaptanı da Ömer Bayram olunca bu kadar oluyor. Bir de bunun üstüne Arda, Oğulcan ve Aytaç tercihleri de hiçbir şeyi değiştirmedi.Tempoyu zaman zaman yükselten tek etken seyircinin yarattığı ambiyans ve oyunculara verdiği enerjiydi.6 aydır birlikte idmana ve maça çıkıyorlar.Kimsenin birbirini tanımadığı, top rakipteyken doğru pres yapamadığı ve organize olamadığı bir görüntüdeler.Bunun nedeni takımın sezon başından beri özellikle Süper Lig'de oynadığı oyunun 'standart'ının olmayışı.Bir standart belirlemediğiniz zaman oyununuzu rakibe kabul ettiremezsiniz.
Böyle olunca bireysel performans ve içgüdüsel oyun ortaya çıkar.Galatasaray'ın da geliştiremediği en büyük eksiği kurgusudur.Çünkü Avrupa'da topu rakibe bırakarak derinlemesine savunmayla oynuyorlar.En zor olan top ayağındayken oynayacağın ve ezberlenmiş oyundur.Bunun için roller çok önemlidir.Galatasaray'ın bu eksiğini de oyunla değil devre arası yapacağı takviyelerle gidermeye çalışması en kolaycı yoldur.Amaç sorunun oyuncu değil oyundan kaynaklandığını bilerek bununla ilgili daha fazla çalışması ve bu değişimle de gelişim sağlamasıdır.
BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK Hemen oynamak için buraya tıklayın!