Başkana kalsa, hemen istifa edebilirdi. Ama kongre yapamıyordu. Statta kongre önerilerine de gülüyordu: “Yahu izin alamıyoruz. Anlayın artık!
Bir de Divan Kurulumuz var. Çok eleştiriler alıyoruz. Başka kulüplerde divan kurulları yönetime yardımcıdır. Soruları yazılı alıp başkana cevap hakkı tanırlar. Bizde öyle değil... Herkes Zoom’dan istediği gibi konuşuyor.”
Sağlığıyla dertlenmeye bile zamanı yoktu. Nefes almadan gelen giden evrakı, mailleri açıyor, on beş gün arayla masasını toplarken yoruluyordu. Geçmiş yıllarda sırf mailler açılmadığı için Galatasaray’ın milyonluk zararlara uğradığını, Ribery ve Hajroviç’in ihtar mektupları açılıp okunmadığı için de iki futbolcuyu hazin bir şekilde kaybettiklerini anımsatıyordu. Eski başkan Dursun Özbek’in bilgisayarını açmadığını da anlatıyorlardı ona.
Alanyaspor maçıyla ilgili yaklaşımı çok farklıydı: “Keşke Kerem Aktürkoğlu, Oğulcan Çağlayan ya da Ali Yavuz Kol gibi gençlerimizle mücadele edip de yenilseydik. Olayın bu yanına çok üzülüyorum...”
Başkanın bir de Fatih Terim değerlendirmesi vardı: “Bazıları Fatih Hoca’nın çağırdığım halde yönetime gelmediğini ileri sürüyor. Ayıp ediyorlar. Fatih Hoca ile her zaman görüşüyoruz. Her çağrıma iki dakikada koşarak gelir. Bu anlamda hiçbir sorunumuz yok. Kimse geçmiş yıllarda dikkate alınmayan çağrılarla beni ve arkadaşlarımı karıştırmasın.”
Galatasaray Başkanı’nın dostuyla paylaştıkları bunlar... Pazartesi gecesi yaşanan kabustan bir gün sonra paylaştığı tepkiler. O dostun adı bende saklı. Ama her şey, doğru doğru dostdoğru!
Sanal Bahis Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!