20.08.2013 - 09:44 | Son Güncellenme:
Antep, yaz döneminde Serdar Kurtuluş gibi bir lideri, Yasin, Traore, Oktay, Rostand ve Wilton gibi de rotasyon oyuncularını kaybetti; dün esame listesine üç kaleci yazacak kadar kısıtlı imkânlarla TT Arena’ya geldi. Üstüne bir de Uygun’un (elinde orijinal sağ bek Uğur varken) Serdar’la başlama tercihi eklenince Galatasaray’ın işi kolaylaştı; 8 dakikada 3 kez o bölgeden tehlikeli gelip sonuncusunda süper bir organizasyonla golü buldu. Gol, sarı-kırmızılıları durdurmadı; hem Hakan, hem Sneijder, hem Drogba, hem de Burak çok aç bir gününde olunca, maç 50’de fiilen bitti, kalan 40 dakikada formalite icabı devam etti. Şampiyon Galatasaray hem dengeli görüntüsü, hem de rekabetçi kadrosunun getirdiği üstün arzuyla ligin şu anda en iyisi olduğunu bir kez daha gösterdi dün gece.Terim ve öğrencilerinin ligin şu anda en iyisi olmakla yetinmeyip yılın sonunda şampiyon olmak, Devler Ligi’nde de çıtayı yükseltmek için her müsabakadan çıkaracakları dersler vardır muhakkak. Dünün ilk dersi sanırım Hamit’e idi. İlk sezonundaki fiziksel yetersizliğine kamp yapmadığı için anlayış gösterilmişti, ama ikinci yılında hâlâ yetersiz olmasının makul bir açıklaması yok. Böyle giderse Hamit’in kulübeyle de, tribünle de iyi ilişkileri bozulacak gibi. İkinci mesaj Drogba’ya: Selçuk serbest atış kullanırken bütün bir tribün kameraları hazırlıyorsa, Fildişili’nin de frikiği izleyecek güzel bir yer bulması gerek sanki. Üstelik Selçuk öyle nazik, öyle takımdaş bir adam ki, zaten bütün duran topları kaleye vurmuyor; 37’de yerden nefis bir pasla yaptığı gibi Drogba’yı çok iyi pozisyonlara da sokabiliyor.Son mesajsa, bu kez Drogba’dan takım arkadaşları Eboue’yle Burak’a: Dakika 8’di... Sneijder harika döndü, Drogba topu kontrol ederken Serdar, Fildişili’nin bileğine net bir biçimde bastı. Canı fena halde yanan ve net bir faulle rakibine sarı kart gösterileceğini bilen Drogba kendini bırakmadı; son bir hamleyle topu soldan kaçan Burak’a aktarıp ilk golün hazırlayıcısı oldu. Böyle bir faule maruz kalması halinde Eboue’nin, Burak’ın nasıl davrandığını hepimiz biliyoruz. Oysa futbol, dik durma oyunu. Futbol, faul kazanma değil, top oynama sporu. Drogba dün bunun farkındaydı belli ki... Dün 8. dakikada vatandaşı Eboue’nin ve partneri Burak’ın okuması gereken çok önemli bir mesaj yazdı yeşil çime Drogba. Dilerim onlar da bu notu okuyabilmişlerdir.(Milliyet)
Galatasaray’ın mükemmel bir teknik direktörü var. Futbolcu kadrosunda öyle isimler bulunuyor ki, rahatlıkla Türkiye üstü diyebiliriz. Tribünlerde 45 bin taraftar vardı. Futbol oynamak için, futbolcunun heyecan duyması için her şey müsait. Futbola baktığımız zaman Galatasaraylı futbolcular ya rakibi küçümsediler ya da bu maça kendilerini iyi hazırlayamadılar.Oysa maça iyi başladılar. İlk 15 dakika Sneijder devleşti. Bir gol attı, yine mükemmel bir şutunu Karcemarskas kurtardı. Drogba girdiği çok net iki pozisyonu gole çeviremedi. Dakikalar ilerledikçe başta Hamit olmak üzere çok top kaybıyla oynayan oyuncuların sayısı arttı. Eboue tek olumlu top kullanamazken, her ikili mücadelede yere düştü oyunu soğuttu.Burak istediği toplarla buluşamadı. Buna rağmen dün gece Galatasaray’ın attığı iki golde de Burak’ın payı çok büyük. İlk golün pasını verdi, ikinci golde ise günün başarılı ismi Karcemarskas’ı çaresiz bırakarak penaltı yaptırdı.Sneijder ilk yarı mükemmele yakındı. İkinci 45’te ise çok top kaybetti. Selçuk, Emre, Melo ve Drogba’nın ilk defa bu kadar top kaybıyla oynadığını gördüm. Maçın sonlarına doğru sahada tanıyamayacağımız kadar kötü oynayan bir Galatasaray takımı vardı. Futbolcu ayırt etmiyorum, Muslera hariç hata yapmayan yoktu. Sonradan oyuna giren Muhammet Demir ilk topla buluştuğunda Muslera gole izin vermedi ama ikincisinde bütün Galatasaray savunması, kendilerine yakışmayacak şekilde Muhammet’in röveşatasını seyretti. O harika vuruşa yapacağı hiçbir şey yoktu.Bu dakikadan sonra Galatasaray’da panik başladı. Drogba bile stoper gibi defansa gelip topu çıkardı. İşin özü dün gece Galatasaray’ın görüntüsü iyi değildi. Çok eleştirilen Burak olmasa Galatasaray rakip sahaya bile zor gidecek.Bir kere Burak, Galatasaray’ın mukaveleli futbolcusu. Takımla 3 yıllık daha sözleşmesi var. Bu çocuğun transfer söylentileriyle kafası karıştırılmamalı. Kulüpten birileri çıkıp “Burak’ı hiçbir kulübe satmıyoruz” diye açıklama yapıp, bu futbolcuyu rahatlatması gerekir. Burak bu takıma lazım. Şu an kadroda onun yerini dolduracak oyuncu da yok. Sonuçta Galatasaray kötü futbol da oynasa 3 puanı aldı, bu da başarıdır. Gaziantep’e ise takviye şart. Sırf Cenk ile galip gelmek mümkün değil.(Milliyet)
Birileri maça çıkmadan önce Hamit Altıntop’a sakinleştirici olarak Xanax filan mı veriyor? Ben bu ilacı hiç kullanmadım ama kullanan bir arkadaşım, Xanax alınca üzerindeki endişe, heyecan ve huzursuzluğun kısa sürede bittiğini ama ilacın yan etkisinin ise uyuşukluk, sersemlik ve sakarlık olarak ortaya çıktığını söylemişti.Ben Hamit kadar koşup da boş işler yapan bir futbolcu görmedim. 45+3’teki ortası dışında sahada hiç yoktu. En komiği de 28. dakikada Burak, serbest atışı başlattı ve Hamit ne yapacağını şaşırıp 5-6 saniye bekledi. Seyircilerin “oynasana” diye bağırmasına rağmen Hamit uykuya dalınca rakip, ayağından topu kaptı, neyse ki pozisyonun devamında G.Saray tehlike yaşamadı.G.Saray geçen seneden daha iyi değil. Yavaş oynuyorlar. Transferde sessiz kalınca yaş ortalaması 29 olan takımın ilerleyen haftalarda zorlanacağını düşünüyorum.G.Antep parasızlık ve iç kavgalar nedeniyle sahaya zaten kolu kanadı kırık çıkmıştı. Yakında teknik direktör Bülent Uygun da bırakır, takımdan ayrılan oyuncular da olur, göreceksiniz.PENALTI KRİZİ!G.Saray'ın en iyileri, yıllardır kalitesi tartışılan ve yerine oyuncu aranan Hakan Balta, Wesley Sneijder ve Felipe Melo idi.Maç öncesi en çok merak edilen Burak Yılmaz’ın ilk 11’de oynayıp oynamayacağıydı ve Terim bu oyuncusuna biraz da baskılardan olsa gerek görev verdi. Ama Burak etkili değildi. Kazanılan penaltıda Karcemarskas acemice bir penaltı yaptı ve Burak Yılmaz, Terim’in otoritesini sarsarcasına kimseye sormadan penaltıyı attı.Tabii Melo bu duruma çok bozuldu, sonrasında Drogba olayı sakinleştirdi. Tahminimce Burak takımdan gitmek için her şeyi yapıyor ve bu penaltı krizi Terim’i daha çok gerecektir.(Vatan)
Daha ilk dakikalarda gelen şık bir gol, atağa çıkmaya ürken bir rakip, mutlak bir hakimiyet, bunun getirdiği rehavet ve kaçan goller... G.Saray için G,Antep maçı tam ‘Çantada keklik’ti taa ki Muhammet’in enfes golü gelene kadar. O andan sonra tribünlerde ve galiba sahada da F.Bahçe’nin Konya’da düştüğü duruma düşme endişesi yaşanmaya başladı. Ama geçen senenin şampiyonu ve bu yılki en büyük şampiyon adayı son anlara kadar ecel terleri döktü ama üç puanı almayı bildi.Dün G.Saray’da üç oyuncu normal performanslarının çok altındaydı ve hepsi sırayla yerlerini arkadaşlarına bıraktı: Hamit, Selçuk ve Burak.Ama onların yerini alan Emre, Erman ve Engin’in de fazla etkili olduklarını söylemek mümkün değildi. Buna karşılık goldeki hatası sayılmazsa Hakan Balta (ki 6+0+4 uygulaması şu ana kadar en çok onun önünü açmışa benziyor) ve Sneijder göz doldurdu.GÖZLER TRİBÜNDEYDİAslında dün TT Arena’da gözler sahadan çok tribünlerdeydi. Malum UltrAslan’ın Gezi direnişi sırasındaki tutumu sarı-kırmızılı camiada ciddi bir kırılma yaratmış, herkes ilk TT Arena’da neler olacağını beklemeye başlamıştı. İlk dakikalarda atılan bazı Gezi sloganlarının ardından tam 34. dakika geldiğinde dananın kuyruğu koptu. Güney ve Kuzey tribünlerindeki UltrAslan üyeleri ön almak için klasik tribün sloganlarına başladı, Doğu ve Batı’dan Gezi sloganları gelince de susturmaya çalıştı. Kuzey’deki UltrAslancıların bütün bunları ‘Dik duranlar unutulmaz, huzur içinde uyu Tevfik Fikret’ pankartı önünde yaptıklarının da altını çizmek lazım.Eğer yönetim ve/veya camia bir an önce bu sorunu çözmezse G.Saray tribünlerindeki çatlak daha da büyüyebilir ve bu olumsuz anlamda sahaya da yansıyabilir.‘Çözüm nasıl mümkün?’ diye sorulacak olursa, herhangi bir cevabım yok.(Vatan)
Arena'da mayısın devamı gibi bir maç izledik. Şampiyon kaldığı yerden devam ediyor. Geçen yıla oranla pozitif gelişme olsa da takım yapısında bazı mevcut sıkıntılar da sürüyor.Geçen yıldan farklı olan en başta Sneijder. Sanki yeni transfer, müthiş bir gol attı, takımı rahatlatan 2. golde penaltı öncesi harika pas verdi. Önemli bir farklılık da Hakan Balta. İlk yarı iki net pozisyona girdi, harika ortasını Drogba diziyle dışarı attı. Hakan Balta hatasız olur mu?G.Antep’in golünde ise neredeyse asist yaptı ve maçı yine krize soktu. Savunmada Chedjou, Dany’ye kıyasla sigorta gibi. Semih’le uyumu harika ilerliyor.Maçı G.Saray’a çeviren adam Burak Yılmaz’dı. Yapılışı şiir gibi olan ilk golün asistini yaptı. Kazandırdığı penaltıyı ustaca kullandı ve takımı rahatlatan adam oldu. Fatih Terim’e de tebrikler, muhtemel krizi ustaca söndürdü.Burak Yılmaz kolay kolay vazgeçilmez olduğunu da sanırım cümle aleme bir kez daha göstermiş oldu. Maçın son anlarında Didier Drogba’nın sakatlığından bazılarının ders çıkarması gerek.TAM TEDAVİ YOKG.Saray kaldığı yerden devam ediyor dedik ama geçen yılın bazı sıkıntıları da aynen devam ediyor. Top rakipte iken naif yapı sürüyor. Hele Hamit Altıntop geçen yıla nazire okurcasına daha kötü başladı ve Terim’in kemendi ile kendini devrede dışarda buldu.G.Saray 2. golü bulduktan sonra bir süre dağılan rakibini hepten bitirecek golü bulamayınca, rakiple birlikte oyun disiplininden koptu. Kolay pozisyon bulmaya ve kolay pozisyon vermeye başladı. Hatırlayın geçen yıl küme düşen rakipleri bile Arena’da zor yenmişti sarı-kırmızılı ekip. Aynı senaryo sürüyor. Top rakipte iken ısırmayan, rahatsız etmeyen oyuncuların fazlalığı, eğer bulduğun pozisyonları da değerlendiremezsen sıkıntı oluyor.G.Antep'in işinin zor olduğunu da görmek gerek. Bu kadro ve futbol ile Bülent Uygun’un takımı daha çok sıkıntı çeker. Son dakikalarda skoru koruma stresine giren G.Saray’a karşı 5 dakika baskı üretti kırmızı-siyahlı ekip, sadece o kadar.AYRICA Antep karşısında bu denli sıkıntı çeken G.Saray’ın geçen yıldan kalan hastalıklarını da tam olarak tedavi edemediğini de söylemek zorundayım.(Vatan)