03.03.2013 - 09:52 | Son Güncellenme:
90 dakikası ideal taktik dizilimini bulmaya çalışan iki takımın karmaşık ve şaşkın mücadelesi şeklinde bir maç izledik Eskişehir’de. Dede’nin eksikliğinde Yanal büyük bir sürprizle (sağdan sola Servet-Akaminko-Diego’yla) üçlü savunma kurgusunu tercih etti, ama özellikle beşli orta sahanın solundaki Erkan’ın defansif yetersizliği nedeniyle ilk yarının ortalarında sistem klasik 4-2-3-1’e döndü. Sağ bekte Veysel, sol bekte Diego risksiz oyunları, göbekte Akaminko da çabukluğuyla iyi işliyor gibi gözükürken Servet’in beklenmedik sakatlığı planları bozdu: 35’te savunma ikilisi Veysel-Akaminko’ya döndü, sağ bek devşirme Causiç’e emanet edildi. Ama enteresandır, Eskişehir bunca savunma eksikliğine rağmen, Galatasaray’a neredeyse tek bir net pozisyon vermeden bitirdi maçı...Tabii ki Eskişehir bunca savunma sorunuyla uğraşırken Terim’in kafasında büyük ölçüde 12 Mart’ta çıkacakları Schalke maçı var. Bu müsabaka, Galatasaray’ın son 10 yılının en önemli maçı ve muhtemelen Terim, Ordu-Eskişehir-G.Birliği fikstürünü Gelsenkirchen provası olarak değerlendiriyor. Eskişehir’de de (Ordu önünde olduğu gibi) sağda Burak/solda Amrabat’lı bir 4-1-4-1’le başladılar; ama Faslı sprinter bir kez daha (çok da düşük olmasına rağmen) maçın standardının altında kaldı.İkinci devrede Hakan-Riera en azından Causiç-Kamara kanadını işlevsizleştirdiler; ama “teoride sağ açık” Burak pratikte hiçbir şey oynamayınca Galatasaray 70 dakikayı hiçbir kanat akını yapamadan geçti. Terim (Ordu önünde olduğu gibi) maçın son bölümünde riskli bir 4-4-2’ye döndü, ki bunu da bir Gelsenkirchen provası olarak görmek mümkün. Galatasaray orada da 60’ı 0-0’la geçerse muhtemelen bir kenar hücumcusu oyuna sokup 4-4-2’ye dönecek.Eskişehir’den hiçbir şey oynamadan 1 puanla dönen Galatasaray için sanırım sadece Gelsenkirchen dersleri kazanımı var: Amrabat, Galatasaray ileri ucunun standardının bir sınıf altında ve (Bayern-Inter finalinde sol açık oynayan) Hamit, o pozisyon için en iyi alternatif gibi duruyor. Schalke önünde 11 pas arası yapıp Almanlar’ı da şaşırtan Selçuk halen takımın en iyisi. Ve daha fazla sorumluluk almayı hak ediyor...(Milliyet)
Yazık bu G.Saray ligimizin lideri üstelik 7 puanla. Dün gece inanılmaz üzüldüm Eskişehir adına ve isyan ettim. Baştan sona tek kale bir maç, en az 5 önemli fırsat, 3 direkten dönen top ve Es-Es adına kaçan 2 puan. Eee işte bazen futbol bu kadar adaletsiz olabiliyor.G.Saray ise rezil ötesi bir oyun ortaya koydu, utanmasalar uzatma dakikalarında Drogba’nın frikiği ile maçı galip bitireceklerdi. O gol olsa dün Eskişehir’de bazı intiharlar yaşanabilirdi, neyse ki gol olmadı. Uzatmalarla koca 94 dakika lider takımın bir tane insanı biraz olsun heyecanlandıracak pozisyonu olmaz mı? İnanın olmadı.Bir tane atakta rakip kaleci Boffin yere yatmaz mı? Evet, Boffin yere yatmadan maçı tamamladı. Belçikalı kaleci maçtan sonra memleketindeki arkadaşlarını arayıp “hayatımın en rahat maçını oynadım” dese, arkadaşı doğal olarak şu soruyu sorar; “Küme düşen bir takımla mı oynadınız?”İlk 20 dakika Necati’nin biraz şansı olsa ve son vuruşlarda hafif dikkatli olsa ilk yarı 3-0 olurdu. G.Saray’ı uzun zamandır bu kadar arzusuz ve isteksiz görmedim. Drogba bile inanılmaz durgundu, üstelik en iyi olduğu hava toplarında bile rakipten tek bir top alamadı.Melo yine bildiğiniz gibi, agresif ve etkisiz. 36. dakikada Alper’e arkadan hafif yoklama çeken ve kart gören Melo’nun aslında 20. dakikada Kamara’nın Muslera ile karşı karşıya kaldığı pozisyon öncesi orta alanda yapmış olduğu faulde kart görmesi lazımdı ama Bülent Yıldırım görmezden geldi. Sonuçta sorunlu Brezilyalı yine cezalı duruma düştü.2. yarı Amrabat’ın oyundan alınmasına şaşırdım çünkü sahanın yıldızı Muslera’dan sonra en azından vasata yaklaşan tek oyuncusu Faslı oyuncuydu. Eskiler ne derdi; “Bir oyuncunun yaşlandığını ayaklarının susup çenesinin konuşmasından anlarsın...”SELÇUK BİTİKBu söz belki Selçuk için erken olabilir ama Selçuk kardeş, sen ne yapıyorsun diye sormak istiyorum? İlk yarının ortalarında bir pozisyonda Selçuk faul bekledi, hakem haklı olarak oynattı ve zaman zaman G.Saray’da kaptanlık yapan Selçuk maçı bırakıp tam 2 dakika boyunca hakemi kovaladı, el kol hareketleriyle tepki koydu. Demek ki Selçuk ne kadar bitik, ne kadar güçsüz ki geçen sezon hiç yapmadığı agresiflikleri bu sezon sıkça yapıyor.Burak golleriyle alkışlanıyor, kendisini yere atmasıyla tepki topluyor. Ama gerçekçi olmak gerekirse dün Burak 3 defa yerde kaldı ve acı içinde kıvrandı. Pozisyonları dikkatlice izledim ve 3 pozisyonda da Burak’a sert darbelerin yapıldığını gördüm. Kısacası Burak, hakemi ve rakibi kandırma dönemini geride bırakmış.DAHA KÖTÜSÜ YOKLider G.Saray sezonun en çekişmeli geçmesi beklenen maçında o kadar aciz, o kadar pasif kaldı ki yazacak bir şey bulamıyorum. İlk dakikadan son dakikaya kadar Eskişehir tek kale oynadı, son dakikalarda Nuhiu’nun nefis topları direkleri dövdü, hele iki direğe çarpan topu Sabri gol sanmış olacak ki, neredeyse santraya gidiyordu.Size komik gelebilir ama G.Saray adına tek önemli pozisyon, 71’de Drogba ile Akaminko arasındaki kovalamacada top çizgiyi geçip G.Saray adına korner olmuştu ama yardımcı hakem göremedi. İşte G.Saray adına belki de en net fırsat bu ataktı. Vah benim ligime, vah benim liderime. 44 yaşındayım ve dünden daha kötü bir G.Saray izleyen varsa lütfen bana bildirsin. Çünkü ben daha kötüsünü yemin ederim hiç izlememiştim.(Vatan)
Eğer Drogba son dakikada serbest vuruşu gol yapsaydı dün geceki maçın özeti “futbolun adaleti yok” olurdu. Çünkü son derece etkisiz, silik bir G.Saray karşısında aynı ölçüde diri, yaratıcı ve etkili bir Eskişehirspor seyrettik. Bunun sonucunda ev sahibi takım sayısız pozisyonu gole çevirmezken lider hemen hemen hiçbir gol fırsatı yakalayamadı. G.Saray fark yiyebileceği bu maçtan ilk yarıda Muslera’nın, ikinci yarının son dakikalarında direklerin sayesinde bir puan çıkarabildi ki ne kadar şükretse azdır.Geçen hafta Orduspor karşısında müthiş bir ikinci yarı sergileyen sarı-kırmızılılar’daki bu düşüşün sebebi ne olabilir? Bunda Fatih Terim’in kulübede olmamasının muhakkak bir etkisi olmuştur. Hakem Bülent Yıldırım’ın her an içlerinden birine kırmızı kart göstereceği endişesi de sarı-kırmızılıları daha tutuk yapmış olabilir. Benzer bir şekilde Eskişehirsporlu oyuncuların, özellikle dünya çapındaki yıldızlara çok sert girmelerini de bir kenara yazalım ve Servet’in sarı kart bile görmeden sakatlanıp oyundan çıkmasına dikkat çekelim.BURAK’IN ADI ÇIKMIŞAncak bunların hiçbiri mazeret olamaz, çünkü dün G.Saray’da Muslera dışında iyi oynayan galiba kimse yoktu. Melo kendi arkadaşlarından çok rakip oyuncuları atağa kaldırdı; kanatlarda Sabri ile Hakan Balta, göbekte Semih ve Gökhan Zan ev sahibinin ilerdeki oyuncularını, özellikle Erkan ve Necati’yi, son anlarda da Nuhiu’yu durdurmakta çok zorlandılar. Amrabat kötüydü, yerine giren Riera da pek bir şey yapamadı.Sneijder ve Drogba da oyunun gidişini etkileyecek müdahaleler yapamadılar. Burak da kötüydü ama adı çıkmış olduğu için hakemin ona yapılan bazı faulleri görmemesi performansını iyice düşürdü. 71. dakikada oyuna giren Aydın ise bir kez daha kendisine sunulan fırsatı değerlendiremedi. Teknik ekip de oyunu çevirebilecek hamleler yapmadı. Normalde erkenden 3 değişiklik hakkını kullanan G.Saray’ın bu kez iki değişiklikle yetinmesi de şaşırtıcıydı.Toparlayacak olursak: Eskişehirspor iki puan kaybetti, G.Saray bir puan kazandı. Sarı-kırmızılıların kimsenin sakatlanmayıp kırmızı kart görmemesine de ayrıca sevinmesi lazım. Zira ligin sonları yaklaştıkça bu tür zaiyat çok olacağa benziyor.(Vatan)
Galatasaray’a çok büyük iki yıldız alındı... Bu yıldızların takıma çok büyük bir katkısı olacağı düşünülürken tam tersi oldu, futbol olarak geri gidiyor... Dün gece Eskişehir karşısında sahada öyle bir Galatasaray vardı ki, inanın seyrederken üzüldüm... Orta sahanın üç büyük yıldızı Melo-Sneijder ve Selçuk’a, Veysel, Hürriyet ve Alper ne pas yaptırdı ne de olumlu bir tek top kullandırdı. Maçın tamamının Eskişehir ağırlıklı geçmesini sağladılar.Kalede Muslera, Necati’nin üç, Kamara’nın bir yüzde yüzlük vuruşlarını kurtarmasa ve Nuhui’nin iki topu direkten dönmese fark olacaktı. Düşünün Drogbalı, Sneijderli, Buraklı ve Selçuklu yıldızlar topluluğu tek gol pozisyonuna girmeden maçı bitirdi.Fatih Terim’in işinin bu yıldızların gelmesi ile daha da zorlaştığına inanıyorum... İki müthiş golcün varsa; kanatların çok iyi çalışması lazım... Bu santrforlara kanatlardan top gelmesi lazım... Sneijder ise markajdan kurtulamıyor. Dün gece gördüğü pres karşısında dağıldı. Sarı-kırmızılılar 90 dakika boyunca forvetlerini gol pozisyonuna sokamadılar. Galatasaray’ın oyunu burada kilitleniyor. Terim’in mutlaka kanatlara ve orta sahaya bir çare bulması lazım...Fenerbahçe ile puan farkı dörde inebilir. Bu kapatılmayacak bir fark değil... Aksine Fenerbahçe’yi daha çok hırslandıracak. Futbolcular “şampiyonluk garanti” diye düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Lig daha yeni başlıyor. 10 hafta var... Daha çok puanlar kaybedilecek. Gördüğüm kadarıyla Galatasaraylı futbolcular biraz uçmuş... Takım oyunu oynayamıyorlar...Eskişehirspor’a bakın; kalecisi, defansı, orta sahası, forveti bir bütün olarak sahadaydı. Hele Alper-Erkan ve Necati takımlarının yıldızıydı. Ortak olarak sahada hareket edince oyuncular da oynadıkları futboldan zevk alıyorlar.Galatasaray’da dün böyle bir şey yoktu... Sabri 105 metrede oynadı. Hem takımının sağ beki hem de sağ açığı... Üstelik Erkan gibi sahanın en iyilerinden birisini durdurma görevi de ona verilmiş... Buna ne güç dayanır ne de derman...Sonuçta Eskişehirspor karşısında böyle kötü futbolla alınan bir puan bu Galatasaray için başarıdır.(Milliyet)
Real Madrid-Barcelona maçı bitti, Eskişehir-Galatasaray maçı hâlâ başlamadı! diye dertleşirken “Bizim Mutfak” ekibiyle, Süper Lig’de özellikle büyüklerin maçlarının geç saatlerde başlaması gerçeğiyle yeniden yüzleştik. Dün Eskişehir’deki maç başlamadan önce Premier Lig’de 7, Bundesliga’da 5 maç (saat farklarına rağmen) bitmişti. Dileriz, İngiltere ve Almanya’daki gibi biz de, “taraftar odaklı” maç programlarına kavuşabiliriz...İlk yarısı düşük tempolu, ikinci devresi heyecanlı bir mücadele izledik.İlk yarıda Necati ve Kamara ile gole çok yaklaşan Eskişehir ikinci devrede de net pozisyonlar yakaladı, Nuhiu’nun direkleri yürekleri hoplattı. Eskişehir kazansaydı, “normal sonuç” diyebilirdik, ama Galatasaray’ın puan alması bile sürpriz oldu. Çünkü sarı-kırmızılı takımın düzeni bozuldu.G.Saray’ın akılda kalan pozisyonu yok, hücum aksiyonlarında ciddi aksamalar dikkat çekiyor. Tribündeki Fatih Terim’in işi önümüzdeki haftalarda daha da zor olacak gibi görünüyor.(Milliyet)
Memnun edici! (Fethi Heper)Galatasaray rakibini biraz küçümseyince Eskişehirspor canını dişine takarak çok üstün bir mücadele ortaya koydu.İlk yarıda mutlak üç gol pozisyonu yakalayan kırmızı - siyahlılar maalesef net fırsatlardan yararlanamadı. Galatasaray ne ilk ne de ikinci yarıda gol pozisyonu yaratabildi. Buna karşın, Eskişehir’de 2. yarıda hele son dakikalarda Nuhiu’nun vurduğu 2 topun, biri bir direkten, diğeri iki direğe çarparak dışarı çıkması kırmızı - siyahlıları 3 puandan yoksun bıraktı. Büyük isimlerden oluşan Galatasaray tek gol pozisyonunu hakemin verdiği frikikle yakalamaya çalıştı.Son saniyede Drogba’nın vurduğu top az farkla auta çıkınca maç başladığı gibi berabere bitti. Sahada müthiş bir atmosferle iki takım taraftarlarının centilmence takımlarını desteklemeleri Türk futbolu adına memnuniyet verici bir olaydır.(Milliyet)