Volkan ve Caner (Atilla Gökçe)Sinir bozucu, sıkıntı yaratan bir taktik savaşı sergiledi Fenerbahçe... Saracoğlu’nda sağladığı 2-0’lık avantaja güvenerek rövanşı sadece kontrol oyunuyla geçiştirmeyi tercih etti.Doğrusu, çok yoğun dikkat, disiplin ve organizasyon gerektiriyordu bu oyun. Dahası, hata kaldırmazdı. Lazio’nun bulacağı erken gol, tribünde taraftarı olmasa da futbolcuları coşturmaya yeterdi.Sonrasının ne olacağını kestirmek güçtü. Tamam, kontrola itirazımız yok da, Fenerbahçe ne zamandan beri hücumsuz futbolla yetiniyor? Kocaman’ın taktik anlayışı nasıl sadece savunma üzerine bina edilmiş, oyuna ortak olmayan bir sığlığa dönüşüyor? Bunları anlamakta güçlük çektik. Elbette Aykut Hoca’nın da bir bildiği vardır, tercihlerine saygı duyuyoruz ama, sıkılmaktan da kendimizi alamıyoruz!Lazio, Fenerbahçe’nin oyunu kendi alanında kabul etmesinin de yarattığı rahatlıkla hücumda üst üste pozisyona girdi, dış şutlarla kaleyi yokladı. Candreva, Ledesma ve Hernanes’le golü aradı. Kozak’la doğrudan Volkan’ın üzerine yüklendi. Hele Fenerbahçeli oyuncuların sıkıştıkça kendilerini hiç zorlamadan topu kornere atmasıyla psikolojik olarak gole hep sıcak kaldı.Fenerbahçe’nin savunma ve kontrol oyunu, Aykut Hoca’nın Meireles’in yanında Selçuk’u görevlendirmesiyle daha baştan bir niyet mektubu taşıyordu. Sessiz stattan yarı finali alır giderim, mesajı veriyorlardı. Kontrol oyununda Kuyt, sadece mücadele ediyor, Webo yalnız adamı oynuyor, Caner her şeye rağmen, topu ileri taşıma oyunu hücuma döndürme konusunda ısrarla çaba gösteriyordu. Bu oyunda Cristian’ın yaratıcı katkılarını boşuna bekledik. Buz gibi, heyecansız, hevessiz, derinliği ve etkinliği olmayan bir oyalama gösterisinden başka hiçbir şey yapmadı Lazio, erken goller bulabilirdi. Ama Volkan’ın inanılmaz kurtarışlarıyla sıkıntıya girdiler. Fenerbahçe kalecisi, sadece 1 kez mağlup oldu. O da 60. dakikada... Lulic’in golü dışında hiçbir topa seyirci kalmadı.Aykut Kocaman, genç Salih’i oyuna alınca, Fenerbahçe’nin gole de nihayet niyetlendiğini anladık. Zaten o girer girmez, Fenerbahçe Salih’le birlikte ceza alanında çok adamla görünüverdi. Caner’in attığı beraberlik golü, böyle çok adamlı baskının ödülü.Her neyse... Futbolda en büyük gerçek tabeladır. Oyun ne kadar sıkıntılı olursa olsun, tabelada parlak bir tarih yazıyor. Fenerbahçe yine başını eğmediği bir deplasmandan, tarihi bir yarı final gururuyla dönüyor.Bu tur yarıda bırakılır mı? Finale kadar koş Fenerbahçe... Koş ve kazan...Milliyet