22.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 20'nci haftasında Antalyaspor engelini 2-1'lik skorla geçti. Sarı-kırmızılıların futbolunu spor yazarları değerlendirdi. Milliyet Gazetesi yazarlarından Burcu Kapu, sarı-kırmızılıların gösterdiği performansa dair çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte Galatasaray - Antalyaspor maçının ardından yapılan değerlendirmeler...
ÖNEMLİ OLAN GALİBİYET / OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)
Süper Lig’de artık kolay maç yok. Her takım birbirini yenebilir. Dün gece de maçın favorisi Galatasaray’dı. Müthiş taraftar desteği de Cim Bom’un yanındaydı. Galibiyeti daha çok isteyen de ev sahibi ekipti. Daha önceki maçlarda olduğu gibi Mertens, Rashica tempolarını yukarı çıkaramadılar. Rashica tamam çok mücadele ediyor ama bir tek isabetli orta yok, isabetli pas yok. Mertens markajdan kurtulamadı. Rahat hareket edemedi. Orta sahada Ufuk ile Soner devamlı baskı altında tuttu. Son 10 dakika Mertens baskıdan kurtulup etkili oldu.
Torreira, Avrupa’nın en iyi 6 numaralarından biri. Çok iyi mücadele ediyor, defansı ayakta tutuyor, rakip atakları karşılıyor. Oliveira maalesef Torreira’ya ayak uyduramadı. Yorgun olabilir, sıkıntısı olabilir.
Çok büyük golcü Icardi’yi maç boyu bir kere topla buluşturdular, o da golünü attı. Kerem çok faydalıydı, iyi oynadı, Icardi’nin golünün ortasını da yaptı.
Galatasaray kötü oynadı demek haksızlık olur. Antalyaspor’un hakkını yemeyelim. Bir sürü eksikleri de olsa mükemmel mücadele ettiler.
Takım olarak sahaya yüreklerini koydular. Kaleci Leite yıldızlaştı. Bilhassa ilk yarı yüzde yüz iki golü kurtardı. Veysel, Ömer defansta hata yapmadılar. Japon futbolcu Nakajima o kadar çabuk ve etkili ki, bihassa ilk yarı rakibin defansını epey hırpaladı. Luiz Adriano’nun golü de muhteşemdi. Topa çok iyi yükseldi. Kırmızı-beyazlıların oynadığı futbola da saygı duymak gerekir. Sacha Boey, her zaman olduğu gibi takımı için her şeyini ortaya koyuyor. Sağ çizgiyi çok iyi kullanıyor. Şanslı gününde olsaydı gol de atabilirdi.
Emre Taşdemir Sacha Boey ayarında bir isim değil ama hocası görev verdi o da yoruluncaya kadar görevini yaptı. Daha sonra yerini Dubois’e bıraktı.
Galatasaraylı futbolcular yorgun olabilir. Alanyaspor’u kupadan elerken takım olarak çok hırpalandılar. Antalya karşısında da bunun sıkıntısını yaşadılar.
Sahada bütünleşemediler. Evet iyi mücadele ettiler ama takım oyunundan uzaktılar. Orta sahada rakiplerine üstünlük sağlayamadılar. Nuri Şahin ise iki kanadı da Güray ve Floranus ile iyi kapatarak sarı-kırmızılıların daha etkili olmasını önledi.
Sonuçta Süper Lig öyle bir konuma geldi ki, Galatasaray iyi oynadı, kötü oynadı kimse eleştiremez, eleştirmemesi gerekir.
Bütün futbolcular yüreklerini ortaya koydular mı, koydular. İyi mücadele ettiler mi ettiler. Maçı kazanıp üç puanı alıp liderliği devam ettirdiler mi, ettiler. 12 maçtır bu takım yenilmiyor, bu da çok büyük bir başarıdır. Okan Buruk ve talebelerini kutlamak lazım.
TRİBÜN KAZANDI / BURCU KAPU (MİLLİYET)
Sekiz maçlık galibiyet serisini sürdürmek isteyen Galatasaray evinde cezalı koltuklara rağmen dolu tribünlerin önünde bir galibiyet daha alarak seriyi dokuza çıkardı.
Kadrosunda önemli oyuncuları eksik olan Antalyaspor karşısında sarı kırmızılıların baskılı bir oyun oynayıp ilk yarı gol veya goller bulacağı tahmin ediliyordu. Yüksek tempolu geçen ilk yarıda top bir o kalede bir bu kalede kontralarla geçti. Ama gol sesi çıkmadı. Galatasaray’ın yakaladığı pozisyonları değerlendirememesinin sebebi kötü son vuruşlar olduğu kadar rakip kalede devleşen Leite idi. Antalyaspor’un Benfica’dan aldığı yeni transferi ilk sınavını başarıyla verdi.
İkinci yarının hemen başında gol perdesini İcardi ile açan Galatasaray skoru almış olmasına rağmen telaşlı oyunuyla beklenen oyun gücünü sağlayamadı. Başakşehir, Fenerbahçe gibi zor maçları kolaylıkla geçen Galatasaray’da asıl düşünülmesi gereken kolay gözüken Antalya maçını neden zora soktuğu olmalı. Tamam Antalya rakibine iyi çalışmış.
Ligin en fazla isabetli şut çeken takımı olan Galatasaray her ceza sahasına girdiğinde rakibini olabildiğince verimsiz ve isabetsiz şutlara yönlendirdi. Tamam baskı altında soğukkanlı oynayarak avantaj sağladılar. Ama sadece kadro kalitesi ve derinliğiyle bile rahat kazanacak Galatasaray neden bu kadar gergindi?
Özellikle ilk yarı sahada istediği boşlukları bulamayan Galatasaray, Oliveria ve Mertens ile oyun kuracak alan bulamadı. İkinci yarıda oyunu enine genişleterek daha dengeli bir şekilde sahaya yerleştiler. Geniş ve kaliteli kadronun etkisi değişikliklerde kendini gösterince sarı kırmızılılar skoru koruyabildi. Peki rakibinin kendi kalesine attığı gol dışında sadece bir gol atabilen Galatasaray neden bu kadar telaşlıydı?
Uzun galibiyet serisinin takımın üzerinde bir baskı yarattığı kesin. Belki rakibi hafife alıp nasılsa kazanırız rehaveti de takıma sirayet etmiş olabilir.
Ama hafta içi başkanların açıklamaları, tribüne kesilen ceza gibi saha dışı unsurların takımın yarısının yeni olduğu sarı kırmızılılar için pek iyi olmadığı gözüküyor.
Bu oyuncular geldikleri ülkelerde, takımlarda yıldız oyunculardı. Camia oyunlarını övdüğünde veya eleştirdiğinde bundan motive olurlar. Ama saha dışı polemiklere acaba alışıklar mıdır? Bunlardan olumsuz etkilenmişler midir? Bu da bir başka düşünülmesi gereken soru.
Galatasaray oyun gücü önceki haftalar kadar iyi değildi. Şampiyonluk yarışı çok uzun bir kulvar ve zaman zaman bu düşüşlerin olması normal. İşte o anlarda takımı öne itip üç puanı getirecek başka bir güce ihtiyaç oluyor. Dün akşam takım düştüğü anlarda prese zorlayan bir tribün vardı. Golü İcardi attı üç puanı tabelaya taraftarlar yazdı.
ÇOK ÖNEMLİ ÜÇ PUAN / TOLGA ERSARI
Galatasaray’ın Antalyaspor karşısında kazandığı üç puan, sarı- kırmızılılar açısından çok büyük önem taşıyor. Çünkü Cim Bom, Antalyaspor mücadelesinde geçmiş maçlardaki performansının çok altında kaldı. İlk yarısı çok bariz olmak üzere oynanan kötü futbola rağmen zor da olsa alınan 2-1’lik galibiyet, şampiyonluk yarışında çok kritik bir anlam ifade ediyor.
Sarı- kırmızılılar, Antalyaspor müsabakasına yine baskılı başlasalar da konuk takımın direnci ve dakikalar ilerlemesine rağmen gelmeyen gol, Galatasaraylı futbolcuların panik havasına girmelerine ve alışılan oyun düzenlerinin bozulmasına neden oldu. Antalyaspor’un 18. dakikadaki direkten dönen topu - ki bu pozisyon ofsayttı - sarı- kırmızılılardaki kaosun daha da artmasına yol açtı.
Top kayıpları ve hatalı tercihler, Galatasaraylı futbolcuları efektiflikten daha da uzaklaştırdı. Gerek bu devrede gerekse de maçın genelinde performanslarıyla ön plana çıkan isimlerse Boey, Torreira ve Icardi’ydi.
İkinci yarının başında Icardi’nin güzel kafa vuruşuyla gelen gole Antalyaspor’un yaklaşık beş dakika sonra cevap vermesi, sarı- kırmızılıları yeni bir kaosa sürükleyebilirdi. Fakat konuk takımın beraberliği yakalamasından sadece dört dakika sonra Antalyasporlu Floranus’un kendi kalesine attığı golle gelen üstünlük sayısı, Galatasaray’ı adeta yeniden hayata döndürdü.
Şüphesiz ikinci yarıda daha iyi bir Galatasaray vardı sahada. Fakat yine de Okan Buruk’un oyuncu değişikliği için 79 dakika beklemesi doğru değildi. Emre Taşdemir ve Rashica’nın ikinci yarının başında kenara alınmaları gerekirdi.
Dünya Kupası öncesinde gösterdiği müthiş performansla dikkat çeken Rashica, Dünya Kupası arasının ardından inanılmaz bir düşüş yaşadı. Şu haliyle ilk on birde oynaması isabetli bir karar değil. Forma, açık bir şekilde Barış Alper Yılmaz’ın hakkı.
Sol bek görevini Emre Taşdemir’den 79. dakikada devralan Dubois, oynadığı kısa süre içerisinde Emre’den çok daha fazla etkili oldu. Yukarıda da belirttiğim gibi bu değişiklikler ikinci yarının başında yapılmalıydı. Ancak bunu Yunus Akgün için söyleyemeyeceğim. Yunus, mevkisinde yer aldığı Rashica’nın eleştirdiğimiz performansına dahi yaklaşamadı. Adana Demirspor’daki günlerini mumla aratan Yunus Akgün’ün, çözümün yine kendisinde olduğunu bilmesi ve daha çok çalışarak özlenen performansını sahaya yansıtması gerekiyor.
Icardi için söylenecek bir şey zaten yok. Ligimizin kalitesinin çok üzerinde bir oyuncu. Sahada yaptığı her şeyle de bunu ortaya koyuyor. Fakat yeteri kadar beslenemiyor. Özellikle de kanatlardan. Rakip ceza sahasında daha doğru varyasyonlarla daha çok topla buluşturulsa daha fazla gol atacaktır. Galatasaray teknik heyeti bu konu üzerinde çalışmalı.
Boey için de hangi övgü dolu sizleri söylesek az. Sezon başında düşünülmeyen hatta hazırlık kampına bile götürülmeyen Boey’in içinden adeta başka bir adam çıktı. Her maç müthiş bir performans gösteriyor. Antalyaspor karşısında da hem ofansta hem de defansta göz doldurdu. Tebrikler ve alkışlar Boey’e…
Oldukça eksik bir şekilde sahaya çıkan Antalyaspor çok iyi mücadele etti. Yeni kalecileri Helton Leite yaptığı kurtarışlarla göz doldurdu. Daha ilk maçında ligimize damga vuracağını belli eden Leite, kalecinin bir takımın yarısı olduğunu net bir şekilde gösterdi. Antalyaspor, ihtiyacı olan bu mevkiye çok iyi bir transfer yapmış. Böyle bir kaleciyle birlikte eksik oyuncularına kavuşan bir Antalyaspor, ligde çok iyi yerlere gelebilir.
Sonuç olarak Galatasaray, performans açısından eski maçlarının çok gerisinde kaldığı ve oldukça zorlandığı Antalyaspor karşısında aldığı 2-1’lik galibiyet ile çok önemli bir üç puanı hanesine yazdırdı. Şampiyonluk yarışında en önemli şeylerden biri de kötü oynarken kazanabilmek. Bu, bir büyük takım refleksi ve Galatasaray da bunu gösterdi. Fakat bu karşılaşmadan gereken dersler çıkartılmalı ve önümüzdeki maçlarda aynı hatalar tekrarlanmamalı. Bu konuda da en büyük görev Okan Buruk’a düşüyor.