08.10.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
Nuri Şahin yönetimindeki Antalyaspor, Trendyol Süper Lig'in 8'inci haftasında Galatasaray ile karşı karşıya geldi. Zorbay Küçük'ün düdük çaldığı mücadele konuk takımın 2-0'lık galibiyetiyle sona erdi. Sarı-kırmızılıların zaferini spor yazarları kaleme aldı.
Galatasaray'ın galibiyetinin ardından usta kalem, genç oyuncunun performansına şaşırdığını yazdı. Duayen isim, 'Bu kadar kötü olacağını düşünmezdim' ifadelerini kullandı.
İşte Antalyaspor - Galatasaray maçının ardından yapılan değerlendirmeler...
BİR MOLAYI HAK ETTİLER / BURCU KAPU
Şampiyonlar Ligi’nden moralli dönen bir Galatasaray’ın konsantrasyon olarak sorun yaşamayacağı ama fizik tempoyu da nasıl çıkaracağını merak ettiğimiz bir karşılaşmaydı Antalya deplasmanı. Ligi sezon başında değil de adeta Fenerbahçe maçından sonra açan Antalya’da Nuri Şahin’in her zaman üç büyüklere karşı özel plan yaparak sahaya çıkacağını da tahmin ediyorduk. Peki maç öncesi tahminlere ne kadar yakın bir karşılaşma oldu?
Nuri Şahin’in takımı oyuna Galatasaray’ın merkeziyle forvet hattının bağlantısını presle keserek başladı. Galatasaray 11’inde ise bir kanadın arkasında Kazımcan’ın Zaha ile uyumsuz oyunu, diğer kanadın önünde Barış Alper’in top kayıpları veya aldığı topları verimsiz kullanışı, takımın hücum organizasyonlarında kanatları etkisiz hale getirmişti. Bu durumda ilk yarıda Galatasaray’ın elinde sadece savunma arkasına atılacak toplar alternatifi kalmıştı ki, o bir iki deneme de son vuruşlarda etkili olamadı.
Okan Hoca ilk önlemini Barış Alper’i oyundan alarak devre arasından dönüşte aldı. Barış’ın artık oyununda bir istikrar yakalaması gerekiyor. Büyük maçlarda oyunu alkışlıkken, diğer maçlarda zorlanmasının ana nedeni kapalı defanslar karşısında sıradanlaşan oyunu. Hep aynı şarkıyı çalarak büyük müzisyen olunamayacağı gibi hücumda repertuarını genişletmeden de iyi forvet olunamıyor.
Galatasaray baskıyla başladığı ikinci yarıda istediğini çabuk aldı. Davinson dün attığı gol, ManU maçındaki iki asistiyle sarı kırmızılıların yeni transferlerinde top 3 listesine ilk sıradan adını yazdırdı. Galatasaray’ın ilk yarıdaki oyunu Okan Hoca’nın geliştirmek istediği, yeni transferlerin adaptasyonuyla oynamak zorunda olacağı oyun. Ama o oyunda henüz takım uyumu yok ve çok top kaybı var. Ve takımın bu kadar çok top kaybıyla kazanması zor.
İkinci yarıdaki değişikliklerle beraber oynadığı oyun ise, geçen yıldan kalma oyunu. Nispeten herkesin daha rahat ettiği pozisyonda oynadığı, bağlantıların daha iyi işlediği haliyle de baskının daha doğru olduğu. Bu oyunla skoru hep bulacaktır ama yeni kadroyla hocanın asıl yönetmesi gereken de ilk yarı oyunu. Bu bilmeceye Okan Hoca’nın nasıl bir çözüm geliştireceğini milli maç arasından sonra daha net göreceğimizi düşünüyorum.
Bugün kapanışı ise hakem Zorbay Küçük ile yapalım. Maç içinde sporcunun sağlığını gözetmek de hakemlerin sorumluluklarından biridir diye düşünüyorum. Hangi çarpışmada, hangi faulde oyunu durduracağı, hangisini cezalandırarak caydırıcı olacağını iyi tespit etmeli. Buksa’nın Muslera’ya müdahalesi kasti sertlik sınıfına girer mi? Hakem ve Buksa hariç sanırım bir çoğumuz girer diye düşünüyoruz.
GALATASARAY'IN ICARDI'Sİ VAR / OSMAN ŞENHER
Avrupa kupalarında oynanan üst seviye maçlardan sonra takımlarda ister istemez bir yorgunluk, düşüş oluyor. Bunun için ‘Galatasaray kötü oynadı, iyi oynadı’ demek saçma olur. Antalya deplasmanına gitti, evet iyi futbol oynayamadı ama galip gelerek üç puanı aldı. Bu başarı mıdır, tabii ki başarıdır.
Okan hoca, Ndombele fizik gücünü artırsın diye kendisini ilk 11’de başlattı. Doğru da yaptı. Ama Ndombele şu aşamada hazır değil, biraz zamana ihtiyacı var. Bunun için de orta sahada maçın büyük bir bölümünde rakibine üstünlük sağlayamadılar. Antalyaspor da bu yüzden bir çok gol pozisyonuna girdi. Bazı pozisyonlarda Muslera devleşti, top direkten döndü, santrforları topa iyi vuramadı, neticede ev sahibi ekip golle buluşamadı.
Sarı-kırmızılılar iyi de oynasa, kötü de oynasa bu takımın Icardi’si var. Sen yeter ki onu topla buluştur. Bir kaçırır, iki kaçırır, hiç ummadığın anda topu filelere gönderir. İlk golde topu kafayla kaleye gönderdi, Sanchez tamamladı, takımı ilk golü buldu. İkinci goldeyse topa öyle vurdu ki, kalecinin kapattığı köşeden fileleri havalandırdı. Bu futbolcuya saygı duymak lazım. Sen yeter ki Arjantinli forveti topla buluştur.
Kazımcan sakatlıktan çıktıktan sonra ilk maçını oynadı. Çok hatalar yaptı. Maçın ilk yarısında Jehezkel’in beline sarılmaya ceza sahasının dışında başladı, fazla şiddetli olmasa da o şekilde ceza sahası içine girdi. Hakem penaltı noktasını gösterse ne olacak ve kim ne diyebilir? Hakem Zorbay Küçük’ün en büyük hatası Buksa’nın kontrolsüz gelip Muslera’nın ayağına bastığı pozisyonda, dünyanın her tarafında bütün futbol müsabakalarında kırmızı kartla cezalandırılacak hareketi es geçmesi oldu. Küçük kadar bu pozisyonda VAR hakemleri de hatalı.
Antalyaspor iyi bir takım. Antalya’ya gelip de deplasmanda galip gelmek kolay bir iş değil. Nuri Şahin gerçekten takımına iyi futbol oynattırıyor. Bir kere rakibinden kesinlikle çekinmiyor, golü düşünüyor. Atmak için de her türlü riski göze alıyor. Ben böyle yürekli teknik adamları çok beğeniyorum. Cim Bom’un karşısında yapacağı ancak bu kadar. Rakibi dört gün önce Manchester United’ı deplasmanda yenmiş. Ne kadar yorgun olursa olsun çok büyük yıldızları var.
Mauro Icardi, Torreira, Boey ve Sanchez bile yeter. Bunu samimi olarak söylüyorum. Galatasaray iyi veya kötü oynar o ayrı ama çok zor maç kaybeder. Bu takım üç günde bir maç oynuyor. Kolay değil her birini aynı tempoda oynaman mümkün değil. Futbolcuları eleştirirken bunu da biraz göz önünde bulundurmak lazım. Barış Alper dün gece sahada hiç yoktu. 45 dakika sahada kaldı, bir tek olumlu pası veya ortası yok. Ne yalan söyleyeyim şaşırdım. Futbolcuların kötü günleri olur ama Barış gibi genç bir futbolcunun bu kadar kötü olacağını düşünmezdim.
Sonuçta Galatasaray Antalya’da zorlansa da, iyi oynamasa da iki golle üç puanı aldı. Önemli olan da buydu.
KRİTİK GALİBİYET / TOLGA ERSARI
Salı gecesi Manchester United karşısında tarihi bir zafere imza atan Galatasaray’da Okan Buruk, o maçın on birinden üç değişiklikle lige geri döndü Antalya’da. Angelino, Kaan Ayhan ve Tete’yi dinlendiren Buruk, Manchester’da sonradan oyuna dahil olup başarılı bir performans sergileyen Barış Alper Yılmaz ve Ndombele ile sakatlıktan dönen Kazımcan Karataş’ı sürdü ilk on birde sahaya. Fakat bu oyuncuların üçünden de beklediği verimi alamadı. Barış Alper Yılmaz, hiçbir varlık gösteremediği gibi aldığı topların çok büyük bir kısmını kaybetti. Ndombele, fiziksel olarak çok hazır gözükmedi. Kazımcan Karataş da Jehezkel karşısında çok zorlandı.
Esasen takımın genelinde Manchester United maçının etkileri vardı. Old Trafford’daki tarihi galibiyetin ardından Antalyaspor mücadelesine konsantre olmakta zorlanan sarı- kırmızılı futbolcuların, fiziksel açıdan da yorgunluk yaşadıkları görüldü.
Bu sezon ezeli rakibi Fenerbahçe ile çetin bir şampiyonluk yarışı yaşayacak olan Okan Buruk’un, bu maratonda bir dakikayı bile ziyan etme lüksü yok! Rakibini orta sahada karşılayıp bu bölgedeki baskı sonucu kazandığı toplarla hızlı çıkışlar yaparak gol bulmayı amaçlayan, kendi sahasında takım halinde iyi savunma yapan ve Galatasaray’ın pas kanallarını kapatarak oyun kurmasını engelleyen Antalyaspor karşısında Okan Buruk’un daha ilk yarı oynanırken Barış Alper Yılmaz’ın yerine Tete’yi oyuna alması, ikinci yarıya da Ndombele – Kaan Ayhan ve Kazımcan Karataş- Angelino değişiklikleri ile başlaması gerekirdi. Oyunun çağırdığı Mertens’i Zaha ile değiştirmek için 60’ları beklemesi ise, futbolun yazılı olmayan teamülleri gereğiydi!
İkinci yarıya sadece Barış Alper Yılmaz- Tete değişikliğiyle başladı Okan Buruk ki, bu bile oyuna pozitif anlamda yansıdı. Nitekim Tete, daha 46. dakikada Icardi’ye yaptığı harika orta ile bir şeylerin değişeceğinin sinyalini verdi.
Gerçekten de ikinci yarıda daha iyi bir Galatasaray vardı sahada ve bu durum, 58’de skora da yansıdı. Okan Buruk, skor üstünlüğünü aldıktan sonra sürdü sahaya Mertens ve Kaan Ayhan’ı. Bunlar doğru ama geç kalmış değişikliklerdi. Jehezkel’in hallaç pamuğu gibi attığı Kazımcan’ı ise sahada tutarak büyük risk aldı. Nitekim bir kez daha kaçırdığı Jehezkel karşısında ikinci kez penaltıya sebebiyet verebilecek türden müdahalesinin hemen ardından oyundan çıkardı genç futbolcuyu Okan Buruk. Fakat Angelino’nun savunmasına güvenmemiş olacak ki, Nelsson’u oyuna dahil etti ve Abdülkerim Bardakcı’yı sol beke çekti. Lakin, rakibin çok süratli geldiği sol kanada daha ağır olan Abdülkerim’i almak tartışılacak bir tercihti. Nitekim bu değişikliğin hemen ardından Antalyaspor, yine soldan gelen bir top sonucunda en net gol pozisyonunu yakaladı.
Fakat neyse ki Icardi’si var Galatasaray’ın! Arjantinli golcü, ilk goldeki asistinin ardından sarı- kırmızılı kalenin yoğun baskı yediği son bölümde yine çıktı sahneye ve mükemmel bir gole daha imza atarak takımını rahatlattı. Elbette bu harika golde, asistin asistini yapan Muslera’yı ve en az gol kadar güzel olan Mertens’in asistini de atlamayalım. Hep söylüyoruz; iyi futbol, iyi futbolcularla oynanır. Çok kaliteli oyuncuları var Galatasaray’ın ve bu kaliteli oyuncular, takımın sıkıştığı bir anda ortaya çıkıp üç puanı hanelerine yazdırabiliyorlar. İster Manchester’da olsun ister Antalya’da...
Manchester United zaferinin ardından mental ve fiziksel açıdan sorunlar yaşadığı Antalya gibi zor bir deplasmandan alınan üç puan, sarı- kırmızılılar açısından şampiyonluk yarışı için çok kritik bir önem taşıyor. Bu kritik galibiyet, Galatasaray adına zirve mücadelesinde belirleyici unsurlardan biri olabilir.
Hakem performansına gelince, elbette ki kötüydü. Her zamanki gibi!