GalatasarayGalatasaray'ı karıştıran kadın

Galatasaray'ı karıştıran kadın

01.09.2014 - 16:27 | Son Güncellenme:

Sarı kırmızılı kulübü 500 bin lira dolandırdığı gerekçesiyle işine son verilen eski hukuk işleri sorumlusu Ayşegül Egemen, şok iddialarda bulundu: “Galatasaray’da büyük yolsuzluklar var. Sadece formalardan 1.5 milyon liralık yolsuzluk yapıldı. Bazı yöneticiler kulüpten menfaat sağlıyor.”

Galatasarayı karıştıran kadın

Sahte evrak ve fatura düzenleyerek Galatasaray Kulübü’nü 500 bin lira dolandırdığı gerekçesiyle, kulüpteki işine son verilen eski hukuk işleri sorumlusu Ayşegül Egemen, ortalığı sarsacak iddialarda bulundu. Beyaz Futbol’da Devrim Zengi’nin sorularını yanıtlayan Egemen, sarı kırmızılı kulüpte mağazacılık başta olmak üzere birçok yerde yolsuzluk yapıldığını ileri sürdü. Egemen’in röportajı şöyle…

“GALATASARAY’IN FAIR DAVRANMASINI BEKLEDİM AMA…”
Sessiz kalmamın sebebi camiaya bir zarar vermemek idi. Bir de tabi ki yönetimle yaptığımız, aslında yaptığımız şifaen yaptığımız müzakereler ve mutabakat ve anlaşmaydı. Ama karşılığında kulüp olarak gereken sözler tutulmadığı için ben de bu konuda bir günah keçisi olduğumu düşünüyorum. Çünkü öyle oldum da zaten. Dolayısıyla da bir açıklama yapmam gerekliliği hasıl oldu. Uzun zaman Galatasaray’ın fair bir şekilde davranmasını bekledim. Ancak bazen sükunet iyi bir şey değil. Bazen de kabul anlamına geliyor diye düşündüm.

“BENİ İŞE ALAN KİŞİ ÜNAL AYSAL’DI”
-Galatasaray’ın 500 bin lirasını zimmetinize geçirdiniz mi?
Bu esasen çok komik bir soru. Çünkü Galatasaray Spor Kulübü 500 bin lira dolandırılacak bir kulüp değil. Ben şirketin hukuk işleri bölümü yöneticisi olarak 8 Kasım 2012’de işe başlatıldım. Bu göreve başlama esnasında da çok ciddi bir insan kaynakları sürecinden geçtim. CV’im incelendiğinde de zaten daha önce çok ciddi kurumlarda çok ciddi görevler aldığımgörülecektir. Ve ben Galatasaray’a da herhangi bir başvuruda bulunmadım. Galatasaray bana kendisi ulaştı.

Kendisi benimle çalışmak istedi. Ve uzun bir müzakere süreci geçirdik. Müzakerenin sonucunda da bana verilen sözler buranın kurumsallaştırılması istendiği yönündeydi sayın Başkanın. Ünal Aysal bey arzu etti.

“KULÜPTEKİ BÜTÜN YOLSUZLUKLARI TESPİT ETTİK”
Bize verilen söz Galatasaray’ın artık o köhneleşmiş yapısının ortadan kaldırılması, Galatasaray’ın iyi bir yerlere getirilmesi ve içeride olan bütün Galatasaray’a yakışmayacak hareketlerin bütün icraatların ortaya dökülmesi idi. Bize bu söz verildi ve bu söze istinaden de ‘bütün yetkinizi kullanın, dosyalayın, tespit edin ve önümüze koyun, biz de gereken işlemleri yapacağız’ dendi. Biz de buna ilişkin olabilecek bütün yolsuzlukları, bütün usulsüzlükleri her şeyi dosyalarıyla tespit ettik ve önlerine koyduk.

“FUTBOLCULARIN KAYIP FORMALARI NEREDE?”
Galatasaray Kulübü çok yolsuzlukları görmek istiyorsa eğer, Türk Telekom Arena’ya girişi yapılan, futbolcuların maç esnasında giydiği formaların neden Türk Telekom Arena’da tespit edilemediğini araştırsın. Neden o formaların kayıp olduğunu ve o formaların kaybolması esnasında Türk Telekom Arena’ya girişinin nasıl sağlandığı, bu işte hangi yöneticilerin imzasının olduğu ve bu işin hangi yöneticilere dokunduğu ortaya konsun. Mağazacılıkta yapılan, Türk Telekom Arena’da yapılan iş ve işlemleri sorgulamalı.

“ELDEN PARA ALIP VERME İŞİNİ BEN BİTİRDİM”
Evet ben şirketin hukuk işleri bölüm yöneticisiydim. Tabii ki bütün işlemler benim nezdimde yapılırdı. Paralar tabii ki peyder pey benim hesabıma geçti. Çünkü bir iş ve işlem yapacaksanız ve bir iş avansı kullanacaksanız hangi bölüm yöneticisi bunu kullanacaksa onun hesabına para geçer. Bugüne kadar hep elden paralar verilirken biz Galatasaray Spor Kulübü’nde bu iş artık elden olmayacak dedik. İş avansları yöntemleri ile, belgeleyerek bu işler yapılacaktır diyen biziz zaten. Ve bunların altında hepsinin Lutfi Arıboğan’ın imzası var. Lutfi bey bu paraların nerelere gittiğini çok iyi biliyor. Arzu ederse kendisi açıklayabilir. İstiyorsa açıklanabilecek şeylerdir. Ama ben camiaya zarar vermek istemediğim için açıklamak istemiyorum, ama gerekirse açıklayacağım. Camia çok daha zor bir durumda kalacak. Çünkü Galatasaray Spor Kulübü’nde bir çay bardağı dahi alınabilmesi için bir yönetim kurulu kararı gereklidir.

“GAYRİRESMİ PARA OLDUĞUNU BEN SÖYLEYEMEM”
-Lutfi Arıboğan istersen ben bunları açıklarım, ama açıklarsam da camia zarar görür diyorsunuz doğru mu?
Tabii Lutfi bey de görür aynı şekilde.

-O zaman bu gayriresmi kullanılan bir para?
Tabii benim bir hukukçu olarak böyle bir ifade kullanmam ne kadar doğru olur bilemem.

-Açıklanmadığına göre gayriresmi bir para?
Bunu bir hukukçu olarak benim söylemem uygun düşmez ve yakışmaz. Çünkü benim mesleğim ve gereği korumam gereken bir müvekkil gizliliğim var. Benim aslında susmamın sebebi de buydu. Kendi mesleğime duyduğum saygıdan ve bunlardan dolayı. Tabii bunların altında hem Mali İşler Direktörü Kadri Çıtmacı’nın hem de Lutfi beyin imzası var.

Şimdi siz çok vasat bir insan zekası olarak düşündüğünüzü varsayıyorum. Bu para bir tek benim isteğimle hesaba geçebilir mi? Bu nasıl bir kurumsallık? Yani biz kurumsallaştırmaya çalışırken nasıl olurda ben gidip para isteyeceğim! Üç bin lira, beş bin lira, 20 bin lira hiç hesapsız kitapsız benim hesabıma para geçecek, sizce bu akıl mantık alabilecek bir durum mudur.

“BANA ZORLA SENET İMZALATTILAR”
-Siz 500 bin liralık bir senet imzaladınızmı?
Evet biz zaten bu konuda hukuki bir süreçte başlattık. Bu senedi bana zorla imzalattılar. Bu senedi bana zorla imzalatan Lutfi Arıboğan, Sedat Doğan, Ural Aküzüm, Ebru Gün, Mahinur Dengiz… Güvenlik ekibi eşliğinde imzalattılar. Türk Telekom Arena yönetim kurulu toplantı odasında imzalattılar. Güvenlik eşliğinde zorla bu işleri yaptırdılar bana. Bütün özel evraklarıma, kişisel dosyalarım, kişisel bilgisayarıma da el koydular.

“GALATASARAY LİSESİ MEZUNU DEĞİLİM”
-Peki siz Galatasaray Lisesi mezunu musunuz?
Yok, benim hiçbir zaman böyle bir iddiam da olmadı ki. Siz şuna inanabiliyor musunuz; ben bugüne kadar çok kurumsal yerlerde çalıştım, sizi biri bir yere alırken bir sürü belge istersiniz. Galatasaray Spor Kulübü soramamış mı? İnsan kaynakları departmanına gidin, bütün belgelerim noter tasdikli.

“BENİ İŞE ÜNAL AYSAL ALDI”
-Peki sizi işe kim aldı?
Beni işe Ünal Aysal aldı. Lutfi bey benim iş görüşmelerime katılmadı. Katılmama sebebi de, en başından onun çalışmak istediği başka bir ekip olduğu için görüşmelere katılmadı.

“YÖNETİCİNİN EŞİ KULÜPTEN PARA KAZANABİLİR Mİ?”
-Şükrü Ergün’ün eşi sizin işe girmenizde aracılık yaptı mı?
Şahsen bir aracılık yapmadı ama kendisinin bir danışmanlık şirketi bana ulaştı zaten. Galatasaray, yolsuzlukları, rantları ortaya koymak istiyorsa bence bir yönetim kurulunun eşinin, yönetim kurulu üyesinin eşinin bir şekilde iş bağlantıları kurarak buradan bir gelir elde ediyor olması ne kadar etiktir? Ne kadar doğrudur? Bence esas bunların da cevabı verilmelidir diye düşünüyorum.

-Şükrü Ergün’ün eşinin yaptığı işten mi bahsediyorsunuz?
Hayır, genel olarak bunların hepsi. Bir yönetim kurulu üyesi direkt veya indirekt hiçbir şekilde bu zaten etikte bulunmaz. Uluslararası camiada da uygun bulunmaz. Bu şekilde bir işleme konu dahi olmaması lazım.

“ŞÜKRÜ ERGÜN’ÜN EŞİ BENDEN PARA KAZANDI”
-Yani sonuçta siz o işe girdiniz diye Şükrü bey’in eşinin şirketi bir para kazandı.
Tabii ki, muhakkak bu bir kamu camiasında rant etmek olabilir, ismi de başka bir şey olabilir. Bu zaten hep böyle. Yani sadece bu iş değil, bence Galatasaray bir şeyleri sorgulamak istiyorsa bunları da sorgulamalı. Bence bunları da koymalı ortaya. Neden hep kadrolaşma sonlandırılmak isteniyor denmesine rağmen neden hep bir kadrolaşma yapılıyor? Neden herkes eşine dostuna bir iş sağlayarak buralardan gelir elde etmeye çalışıyor? Bu sadece bu konuda değil, geçmişte hukuk bölümünde de bu mevcuttur. Diğer bölümlerde de bu mevcuttur. Neden bu şekilde rant sağlanıyor? Esas konuşulması gereken esas konular bunlar. Çünkü eğer böyle bir para alınsaydı, Galatasaray Spor Kulübü için bu çok komik bir para zaten. Bu komik parayı ben ne yapacağım! Böyle kariyerimi mahvedecek bir işe ve işleme neden girişeyim ki!

“TT ARENA’DA BİR SÜRÜ YOLSUZLUK VAR”
-Türk Telekom Arena’ya giren ve sonra kaybolan bir formadan bahsettiniz. Bu formada hangi yöneticinin imzası var?
Bence bunu Galatasaray açıklasa çok daha doğru olur. Zaten kendileri bunu çok iyi biliyorlar.

-Futbolcuların giymiş olduğu bir forma mı?
Evet. Aynı zamanda türk telekom arena’da yapılan bir sürü yolsuzluk var. Bunların hepsi özellikle mağazacılık ve perakendecilikte. Bunlar aslında benim söyleyeceğim konular değil. Gerekirse söylerim ama hukuki platformlarda avukatım aracılığıyla bunları zaten söylememiz gerekiyorsa söyleriz. Ama bunları kendilerinin söylemeleri çok daha uygun olur. çünkü madem biz yolsuzluk çıkartıyoruz ortaya, bunun içinde hukuki bir işlem yapıyoruz diyorsanız bir spor kulübü olarak, o zaman bunları da ortaya çıkarmanız gerekiyor.

“1.5 MİLYON EURO’LUK FORMA YOLSUZLUĞU YAPILDI”
-Futbolcuların giymiş olduğu formaların tanesi ne kadardan satılıyor?
300 Euro ile 500 Euro arasında değişiyor. Yolsuzluğun miktarı ise bir buçuk milyon euro. Ve hala yok o formalar.

“YOLSUZLUKTAN AYSAL’IN DA HABERİ VAR”
-Ünal Aysal’ın bu olaydan haberi var mı?
Tabii ki var. Olmaz olur mu. Bundan herkesin bilgisi var

-Sormadı mı peki? Kamera kayıtlarına bakılmadı mı?
Hepsi mevcut belgelidir zaten. Yani bunların hepsi belgeli. Kargo şirketi aracılığıyla nasıl girdiği belli. Girdikten sonra nasıl ulaşılamadığı da belli. bu zaten bilinen bir şey. Galatasaray camiasında yeni bir bilgi değil bu.

“İMZAYI ATAN YÖNETİCİ GİTTİ”
-Peki bu imzayı atan yönetici hala görevde mi?
Yok, hayır değil.

-Ali Dürüst’mü ?
Bunu bence kulüp açıklasın. Bu kadar haksız, mesnetsiz ve iftira niteliğindeki açıklamaları yapmak yerine bence bunları yapmalı Galatasaray Kulübü.

“TRANSFERLERİ NEDEN TEK KİŞİ YAPIYOR?”
-Peki transferlerde bir yolsuzluk yapılıyor mu?
Bunu Galatasaray Spor Kulübü çok çok iyi biliyor. Neden bugüne kadar Galatasaray Spor Kulübü’nün transfer sözleşmelerinde, müzakere esnalarının çok gizli ve tek başlı yönetildiğinin cevabını Galatasaray kulübü zaten çok iyi biliyor.

-Yani orada bir yolsuzluk mu söz konusu?
Onu benim söylemem ne kadar doğru olur, bilemiyorum. Çünkü siz bunlara yolsuzluk dersiniz, komisyon dersiniz altyapısını yaparsınız, ama bu benim direkt dahil olarak söyleyebileceğim bir konu değil. Ama etik olarak doğru bulmuyorum. Gerekirse bir mahkeme süreci var o mahkeme sürecinde bunlar söylenir.

-Ayşegül hanım siz bir hukukçusunuz, suçlu duruma düşmemek için isim zikretmemeye çalışıyorsunuz.
Yani muhakkak. Etik gereği de yapmak istemiyorum. Çünkü bugüne kadar camiayı da zor durumda bırakmak istemedim, kişileri de zor durumda bırakmak istemedim, istemiyorum da. Ama buraya kadar galatasaray camiasında yer alan iç çekişmelerden dolayı eğer ben zan altına gireceksem, bende hukuki haklarımı savunacağım ki, bunu da avukatım aracılığıyla yapıyorum.

“FLORYA’NIN GEÇMİŞİNE DE BAKSINLAR”
-Ama diyorsunuz ki Galatasaray’da formalarda, mağazacılıkta, transfer görüşmelerinde yolsuzluk var.
Florya’nın geçmişine de bakmalılar bence.

-Florya’da ne var?
Bence Galatasaray bunu açıklasın. Bütün Galatasaraylıların bunları duymaya hakkı var.

-Ama siz açıklarsanız bilirler.
Ben avukatım, hukukçuyum. Benim bunları söylememin en azından bu yollarla etik ve uygun olmadığını düşünüyorum. Bunlar gerektiği zaman zaten konuşulacak.

“SEDAT DOĞAN NEDEN ORADA, AYSAL’A SORUN”
-Peki Sedat Doğan sürekli başkanın yanında neden bütün yönetim kurullarında yer alıyor?
Bence bunu Ünal Başkan’a sormanız gerekmekte. Ünal başkan bunun cevabını verir.

“ÇAMUR AT İZİ KALSIN, MANTIĞIYLA ÇALIŞIYORLAR”
-Peki ayşegül hanım herhangi bir yönetici ile ilişkiniz var mıydı?
Hayır, asla hiç bir zaman olmadı. Ben buraya çok ciddi bir insan kaynakları prosedürü ile geldim. Hiçbir şekilde böyle bir şeyi kabul edemem. Bu çok asparagas bir haberdi. Bu haberin iftira olduğunu onlar da biliyor. Bu çamur at izi kalsın başka hiç bir şey değil. Ama Galatasaray’da bu şekilde iş yapılıyor. Bugüne kadar yapılma şekli bu. Dolayısıyla bunu kullanıyorlar esasen.
Biz kimsenin sevgilisi, karısı ,eşi dostu değiliz.

-Anladığım kadarıyla şöyle bir şey olmuş. Ünal Aysal size ‘bu Galatasaray’da bazı şeyler hoşuma gitmiyor, siz bunları araştırın, sonuna kadar gidin’ dedi, ancak siz araştırdığınızda gördünüz ki yönetim kurulu üyelerine ikinci başkanlara kadar uzanıyor. Doğru mu?
Çok üst düzeylere ulaşıyor diyelim. Ulaştı, ulaşınca da sizin yapılabileceklerinizin sınırı bellidir. Yapabilceklerinizin sınırı belli olduğu için de siz görevinizi yaparsınız masaya koyarsınız, bundan sonraki iş artık üstünüzdeki kişilere kalmıştır.

“ORTADAN KAYBOLMADIM, YERİM YURDUM BELLİ”
-Kamuoyu sizi Galatasaray’ın 500 bin lirasını zimmetine geçirerek ortadan kaybolan bir insan olarak görüyor…
Ben ortadan kaybolmadım. Yerim belli yurdum belli. Ben avukatım,hukuki mücadelemi veriyorum. Burada ben mağdurum ve mağduriyetimi gidermek için hukuk savaşı veriyorum.

-Sayın Lutfi Aarıboğan imzalarken o makbuzu, hesabınıza geçen parayı hastalığınızın giderilmesi için imzaladığını söylüyor. Bunun inandırıcı ya da doğru olduğunu söylüyor musunuz?
Siz ya da kamuoyu inandırıcı buluyorsa ne kadar inandırıcı buluyorsa o kadar inandırıcı bulunur. Hangi uluslararası şirkette, hangi büyük şirkette siz müdürünüze gidip, ‘ben mağdurum, hastayım’ diye para isteseniz de para verir mi? Kim bugüne kadar böyle bir şey yapmış? Bence Lutfi bey açıklasın. Yani daha iyi bir neden de bulabilirdi Lutfi bey. Daha iyi bir açıklama yapabilirdi. Çünkü ben şahsen vermem.