18.07.2013 - 18:55 | Son Güncellenme:
İSTANBUL (DHA)
Yapılan açıklama şu şekilde:
"Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu 18 Temmuz 2013 Perşembe günü itibarı ile kulübümüzde forma giyen Avrupa Birliği (AB) vatandaşı 7 futbolcumuzun Türkiye Futbol Federasyonu’nun AB vatandaşı futbolculara yönelik getirdiği sınırlamaya karşı yaptıkları başvuruya ilişkin kısa kararını açıklamıştır. Her ne kadar basın organlarında başvuruların başvuru süresine ilişkin bir gerekçe ile reddedildiği belirtilse de –ve bu Tahkim Kurulu’nun başvuru müddetini başlattığı tarihe ilişkin itirazlarımız saklı kalmak üzere- asıl altı çizilmesi gereken Tahkim Kurulu’nun yargı yetkisine dair yaptığı değerlendirmedir. Tahkim Kurulu açık bir şekilde AB yurttaşı futbolcuların hangi statüde forma giymeleri gerektiği hususunun Tahkim Kurulu talimatının 2. maddesi kapsamında olmadığını ve kendi yargı yetkisi içine girmediğini belirtmiştir. Dolayısıyla Tahkim Kurulu bu konuda asıl yargı yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde olduğunu kabul etmiştir. Yetkili yargı makamının tespitine yönelik bu tespit sürecin devamı açısından büyük önem taşımaktadır. Tahkim Kurulu’nun bu tespitinin akabinde kulübümüzde forma giyen AB vatandaşı futbolcularımız ve kulübümüz, verilen kararın doğal bir sonu olarak, hukuki mücadelelerini yetkili Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri önünde devam ettireceklerdir. Mezkur şahıslar en kısa süre içinde konuya ilişkin başvurularını yetkili Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine ileteceklerdir. Tahkim Kurulu’nun bu kararı diğer spor kulüplerinde forma giyen tüm AB yurttaşı futbolcular için de Türk mahkemelerine benzer başvurular yapılmasının da kapısını aralamıştır. Bu vesile ile hatırlatmak isteriz ki, Galatasaray camiası olarak tek talebimiz hukukun gereğinin yerine getirilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin akdettiği, anayasamız gereği kanun hükmünde olan uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerimize riayet edilmesidir. Talebimiz 1963 tarihli Türkiye-AB Ortaklık Antlaşması’nın ve 1970 tarihli Katma Protokol’ün hukuka uygun şekilde uygulanmasıdır. Unutulmamalıdır ki bu talep hem hukukun, hem de devletimizin uzunca süredir takip ettiği resmi dış politikasının bir gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti uzunca yıllardır bu antlaşmaların gereği gibi uygulanması için Avrupa çapında önemli mücadeleler vermiş ve Nihat Kahveci kararı örneğinde görüldüğü üzere önemli başarılar da elde edilmiştir. Eğer başvurumuz yönünde karar verilmezse elde edilen bu başvurular tehlikeye atılacak, Avrupa’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının hakları riske edilecek, resmi dış politikamıza halel gelecek ve başta Türkiye Futbol Federasyonu gibi kurumlarımız yol açtıkları maddi zararlardan ötürü uzun sürecek ulusal ve uluslararası hukuki mücadelelere maruz kalacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin hukukun gereğini yerine getireceğine, belirttiğimiz zararları engelleyecek ve ülkemizin uluslararası plandaki itibarını koruyacak kararlara imza atacaklarına ilişkin güvenimiz tamdır."