G.Saray'da darbe!

Her neyse... Bilgin'in suskun ve sakin kaldığı bir sorunda ben gürültü çıkarıp rol çalmak istemiyorum. TRT'ye ve oradaki dostlarıma zihin sağlığı diliyorum. ***Ayaküstü sohbete, spor dünyasından tanınmış bir dostumuz da katılıyor. Meraklıyız ya... Soruyoruz bu arada "N'olacak bu Galatasaray'ın hali ?"Öyle şeyler anlatıyor ki, şaşırıyoruz... Dostumuz gülerek konuşuyor... Söylediklerine biraz "eğlence" katarak anlatıyor...Bazı şeyleri gereğinden fazla ciddiye aldığım için ben gülemiyorum... Aksine tüylerim ürperiyor.Hadi o ayaküstü söyleşiden sizin de tüylerinizi ürpertecek satır başlarını aktarayım: Galatasaray - Gerets nikahı, sezon sonunda bir şekilde çözülecek. Başkan Canaydın'ın stratejik kararı, yönetim içinde yapacağı manevra ve organizasyonlarla gerçekleşecek...Takımın yeni patronu, eski ve bildik bir isim olacak : Mustafa Denizli... Denizli'nin sezon sonunda İran'la sözleşmesini bitirmesi bekleniyor. Sonraki adımlar hızla atılacak. Kadroda büyük bir revizyon yapılacak. Song'la yollar kesinlikle ayrılacak... Çünkü takımın en pahalı futbolcusu o. İliç de aynı nedenle gözden çıkarılacak. Yerine Arjantin'den gerçek bir 10 numara bulundu... Üstelik fiyatı da ucuz... Tomas'ın pahalı sözleşmeyi değiştirerek fiyat kırması istenecek. Takımda kalması bekleniyor. Kaptan Hakan Şükür'e çok özel bir jübile programı sunulacak... Futbolculuk kariyeri, en azından Galatasaray'da sonlandırılacak. Kabul etmediği takdirde, yollar ayrılacak. ( Kaptan belki de Katar'a uğurlanacak).Ersun Yanal'ın Galatasaray'da göreve getirilmesiyle ilgili proje tümüyle iptal edildi. Yanal'ın, önümüzdeki sezon Rusya'da bir takımı çalıştırması kimseyi şaşırtmamalı! Nasıl, şaşırdınız değil mi? Biz de şaşırdık... Bu kadar karmaşık enformasyon bizi hem güldürdü, hem düşündürdü...Gerçek olamayacak kadar gülünçtü... Ama ya gerçekse ? Lig TV'de program çıkışı Bilgin (Gökberk)'le ayaküstü laflıyoruz.... Fenerbahçeli eski yönetici dostumuz Emre Can'ın iltifatlarını kabul etmekle meşgul Bilgin... TRT'nin ne yayıncılığa, ne de devlet kurumuna yakıştırabildiğim anlamsız uygulamasıyla Stadyum'un dışında kalmasına rağmen neşesinden bir şey kaybetmemiş Bilgin... Olaylar karşısındaki güleryüzlü farklı pencereden bakan, işi biraz da eğlenceye ve gırgıra vuran duruşunu hiç değiştirmiyor... Ama bu mesleği bazen gereğinden fazla ciddiye alan ben rahatsız oluyorum... Bilgin'i programa çağırırken söyledikleri ve vaat ettikleri ile haftalardan beri yaptıkları çok farklı şeyler... Bu çelişki beni üzüyor... Hele ki "takımdaşlık duygusu" ile ilgili düşüncelerimi, galiba hayatın gerçekleri karşısında yeniden gözden geçirmem gerekiyor. Jean Tigana, İbrahim Akın'ı kazanmak konusundaki başarısızlığını itiraf ediyor: "Bugüne kadar onu kazanmak için yaptıklarımın karşılığını alamadım... Artık ümit yok. Çünkü o futboldan çok at yarışları ile ilgileniyor!"Beşiktaş'ta tartışılan ve kadro dışı bırakılan oyuncu sıradan biri değil, bu takımın en büyük yıldız adayı İbrahim Akın...Orta kulak iltihabından dengesi bozuldu. Vertigo tedavisi uzun zaman aldı. Bekleneni bir türlü veremedi. Tam kendini toparladı, derken hatırlayın UEFA Kupası ve lig maçlarında peşpeşe gördüğü kırmızı kartlar forma şansını kaybettirdi. Psikolojik yardım alarak sorunlarını çözmeye uğraştı, olmadı. Yanlışlarına sürekli yenilerini ekledi.Bugün geldiği nokta, Tuncay Şanlı'nın çoook gerisinde. Arda'nın bile arkasında kaldı. Oysa en az onlar kadar yetenekli. Onlardan fazlası var, eksiği yok!Ne var ki İbrahim'in sorunları da çok. Bu sorunların önemli bölümünü kendi üretiyor...At yarışı tutkusu nedeniyle parasını savurduğu, sıkıntıya girdiği söyleniyor..Bütün bunlar doğru mu İbrahim ?Önünde parlak bir kariyer seni beklerken, farklı bir kulvarda koşman, her şeyden ve herkesten önce kendine saygısızlık değil mi ?Demirören'e de bir çift sözüm var : Sevgili Başkan, bu İbrahim Akın'a sahip çık. Onu futbola ve Beşiktaş'a kazandır! Tigana yapamıyorsa, sen yap! Dışlamak, cezalandırmak, kiraya vermek ve satmak iş değil. Bu konuda liderlik yap ve İbrahim'i geri getir!Başkan gibi... Ya da "baba" gibi ! Doğru mu İbrahim? Kenya'daki Dünya Kros Şampiyonası'na gidip "virüs kaptığı" gerekçesiyle koşamadan geri dönen Binnaz Uslu'nun foyası kısa sürede ortaya çıkıverdi...400 - 800 metreden orta ve uzun mesafe koşularına kadar farklı disiplinlerde Türkiye'nin madalya umudu olan Binnaz, meğer dopingli olduğu için koşmamış...Hem de WADA'nın yaptığı kontrollarda yakalanmış...Federasyon Başkanı Mehmet Terzi, WADA raporunun geldiğini doğruluyor, ancak soruşturma aşamasında olduğu için fazla yorum yapmanın yanlış olacağını söylüyor...Elbette yönetmelik gereği Binnaz Uslu ceza alacak.Ama ayıp bu kadarlı sınırlı değil...Binnaz'ın virüs kaptığını ileri sürerek gerçeği karartan ve kamuoyunu yanıltanlara ne diyeceğiz?Yuh!Türk sporunda suçun bu kadar yüceltildiği, adeta kutsandığı dönem hiç yaşanmadı...Hâlâ farkında değilseniz, çevrenize bir bakın, yeter! Not: Bilgin'in Galatasaray'la ilgili yorumlarını Bilgin'e bırakıyorum. agokce@milliyet.com.tr Binnaz, 'uslu' durmamış!