"Futbolda gelir 4'te 1 azalacak"
23.03.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Spor ekonomisti Tuğrul Akşar, Süper Lig’in finansal röntgenini çekerken, karamsar bir tablo ortaya koydu
NEVZAT DİNDAR
Koronavirüsün Türk futbolunu hasta yakaladığını söyleyen Akşar, “Ligimizin toplam gelir kaybı 1.1 veya 1.2 milyar liraya ulaşır. Türk futbol gelirlerinin büyüklüğünün 4.2 milyar lira olduğunu dikkate alırsak, Türk futbolunun kaybı, toplam gelirinin % 25’ine ulaşmış olacak” dedi
Spor ekonomisini en yakından takip eden isim olarak bilinen Tuğrul Akşar, koronovirüsün özellikle Türkiye Süper Ligi’ne yansımasının kötü olacağını dile getirdi.
Koranavirüsün futbolumuzu hastayken yakaladığını dile getiren Akşar, “İçinde bulunduğu ekonomik, finansal ve yönetsel sorunlar nedeniyle sportif başarısızlık ve finansal yetersizlik çekmekte olan Türk futbolu, önemli bir zaafiyet içindeydi. 4.5 milyar liralık gelire karşın 15 milyar borç, 5 milyar birikimli zarar ve 6 milyar liraya yakın öz kaynak açığı bulunan, borçlarını ödeyemediği için kredileri yapılandırılan, üstün muhasebe teknikleriyle bilançolarını artıya geçirip UEFA Finansal Fair Play kriterlerinden yırtan, sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmayan, faaliyetlerini devam ettirebilecek karlılıktan yoksun, dengesiz ve yetersiz nakit akışı yüzünden sürekli gelir yaratmak zorunda kalan Süper Lig, zaten ekonomik ve finansal sağlığını kaybetmiş, palyatif tedavilerle ayakta kalmaya çalışıyordu ki, tam bu esnada koronavirüs ile enfekte oldu” dedi.
Bu krizi Avrupa’nın daha hızlı atlatacağını dile getiren Tuğrul Akşar, “Ancak bizim içinde bulunduğumuz sorunlar nedeniyle Süper Lig sportif-ekonomik ve finansal olarak çok ciddi geriye gidecek. Rekabet yeteneğini yitirecek, Avrupa ile rekabette geride kalmamıza yol açabilecek. 2.1 milyar liraya ulaşan havuz gelirleri, yayıncının ekonomik sıkıntıları bahane göstermesiyle daha düşecek ve kulüpler adeta devletin finansal ve ekonomik yardımına muhtaç hale geleceklerdir” ifadesini kullandı.
Kredi artar
Akşar, Süper Lig’deki olası kayıpları ise şöyle sıraladı:
“İlk etapta maç günü gelirleri ile logolu ürün satış gelirlerinde % 40-50 arası düşüş bekliyorum. 491.4 milyon TL olan maç günü gelirlerinde 200 milyon liraya yakın bir gelir kaybı bekliyorum. Daha önceden kulüpler ile yayıncının anlaşması üzerine artan kurlar nedeniyle yayın gelirlerinde kulüpler gol yemeye devam edecekler. Buradan gelen gelir kaybı, diğer anlamda kulüp zararı da 375-400 milyon liraya ulaşıyor. 2018-19’da 1.3 milyar liraya ulaşan ticari gelirlerde de % 30’a yakın bir gelir azalışı bekliyorum. Buradan da oluşacak tahmini zarar 390-400 Milyon TL civarında olacak. Yeni kredilerle finansal yükü de 25 ila 30 milyon liraya ulaşır. Süper Lig’in 100 milyon lira diğer gelir kayıplarını dikkate aldığımızda toplam gelir kaybı 1.1 veya 1.2 milyar liraya ulaşır. Türk futbol gelirlerinin büyüklüğünün 4.2 milyar TL olduğunu dikkate alırsak, Türk futbolunun koronavirüs nedeniyle kaybı, toplam gelirinin % 25’ine ulaşmış olacak. Yani, kulüplerimiz gelirlerinin 4’te 1’ini kaybetmiş olacak.”
‘FFP kalkarsa rekabet kalmaz’
UEFA’nın Finansal Fair Play ile dosya verme süresini 31 Mart’tan 30 Nisan’a çekmesini de yorumlayan Tuğrul Akşar, “UEFA’nın her hâlükârda FFP kriterlerini gevşetmesi gerekecek. Ancak, bu da yeterli olmayacak. Çünkü, beş büyük ligde maliyetler çok yüksek. Dolayısıyla, bu liglerdeki olası olumsuzlukları azaltabilmek için UEFA bir süreliğine FFP uygulamasını erteleyebilir. Ancak, bunun tamamen kaldırılabileceğine ilişkin haberler çıkıyor, buna ihtimal vermiyorum. Eğer böyle bir olasılık gerçekleşirse, o zaman Avrupa futbolunda merkez liglerin dışında hiçbir çevre lig takımının ne Şampiyonlar Ligi, ne de Avrupa Ligi’nde rekabet edebilme olanağı kalmaz” diye konuştu.
‘Bankalar Birliği ile anlaşma devam eder’
Tuğrul Akşar, UEFA’nın Finansal Fair Play’i kaldırması durumunda bile Bankalar Birliği ile anlaşmanın devam edeceğini dile getirdi.
Borç yapılandırmasının sadece FFP için yapılmadığını söyleyen Akşar şöyle devam etti:
“Kulüplerin öylesine berbat bir mali yapıları vardı ki, bu yapı içinde nefes almaları mümkün değildi. Bu borç yapılandırmasıyla, Türk futbolu entübe edildi. Yani, Türk futbolu solunum cihazına bağlandı. Bu uygulama özellikle büyük kulüpler için daha yaşamsal bir öneme sahipti. Dolayısıyla, FFP uygulamasından bağımsız olarak bu finansal anlaşma devam edecek” yorumunu yaptı.
Akşar kimdir?
1962 Niğde doğumlu olan Tuğrul Akşar, 1988’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu ve aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı.
1989’dan beri bankacılık sektöründe yönetici olarak çalışmakta olan Akşar, 2000 yılından bu yana futbolun görünmeyen yüzü ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Okan Üniversitesi, Haliç Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde Spor Ekonomisi ve Yönetimi dersleri veren Akşar’ın, Endüstriyel Futbol, Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte kaleme aldığı, Futbol Ekonomisi, Futbol Yönetimi ile Futbolun Ekonomi Politiği ve Krizdeki Futbol adlı kitapları bulunuyor.
PSG Oyuncuları Korona Virüs Arasını Böyle Değerlendiriyor
