04.01.2018 - 02:30 | Son Güncellenme:
CELLA UMUT EREN - RÖPORTAJ
Altınordu’da yetişen, Almanya’da Freiburg ile gün geçtikçe gelişen milli futbolcu, “Futbol sadece bir şölen; yenmek ve yenilmek içinde var. Bugün kazanırsınız yarın kaybedersiniz. Futbolseverler her ne şartta olursa olsun takımlarını ve özellikle de genç futbolcuları desteklemeli. Onların bu desteği gençlerin daha kolay şans bulmalarını sağlayacaktır” dedi.
Türk futbolunda son dönemde yurt dışına transfer olan genç yıldızlar, hem ülkemize hem de altyapılarımıza çok güzel örnekler veriyor. Çağlar Söyüncü, Enes Ünal, Cengiz Ünder ve Salih Uçan...
Ancak içlerinden bir isim var ki yeri çok özel.. Adeta tüm tabuları yıkan, yetenek ile emeğin nasıl harmanlandığını gösteren ve ülke futbolunun en güzel projesi Altınordu’nun göğsünü kabartan bir isim...
Sadece Türkiye için değil tüm dünya futbolunda stoperlerin özel bir yeri olur. 2006 Dünya Kupası’nın en iyisi Fabio Cannavaro idi ya da Barcelona kulübünün Carles Puyol gibi bir efsanesi vardı.
İşte şimdi de Türk futbolunda yeni bir yıldız, sağlam ve emin adımlarla yükseliyor. Avrupa’nın en iyi liglerinden Bundesliga’da Freiburg formasıyla sürekli üzerine koyan Çağlar Söyüncü, MİLLİYET’e özel bir röportaj verdi, çok önemli mesajlar gönderdi...
Avrupa futboluna çok erken yaşta transfer oldun. Henüz 21 yaşında Avrupa’nın en üst düzey liglerinden biri olan Bundesliga’da forma giyiyorsun, bu kariyer planlaman, futbolculuğuna ve karakterine nasıl yansıdı ve etkiledi?
“İlk başlarda biraz heyecan vardı ama kendime güvenim tamdı. Doğal olarak başlangıçta her şey biraz zordu. Şehir değil, ülke değiştiriyorsunuz. Fakat kulüpteki herkes uyum sürecini atlatmam konusunda çok destek oldu. Şimdi artık ülke değiştirmek ve daha zor liglerde oynamak konusunda kendime güvenim tam.
SC Freiburg’a ilk transfer olduğumda geçen yıl kimse bu kadar çok süre alacağımı düşünmüyordu. Böylesine yüksek tempoda oynanan bir oyunda her zaman doğru kararlar vermek zorundasınız. Yeteneklerinizi, baskı altında doğru karar verme alışkanlığı ile birleştirmeniz gerekiyor. Bu konuda biraz daha geliştiğimi düşünüyorum.”
Planlar örtüştü
Freiburg transfer süreci nasıldı? Menajerinle nasıl bir çalışma yaptınız? Menajerinin bu konuda önemli bir katkısı olsa gerek?
“Menajerim Mustafa Doğru ile çok uzun süredir birlikteyiz. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Önemli kararlar almamız gerektiğinde bütün olasılıkları masaya yatırırız. İyi, kötü senaryolar üzerinde düşünürüz. Kendisi bana önerisini nedenleri ile birlikte anlatır. Son kararı tabii ki ailemle birlikte veririz. Freiburg’a transferimde de benzer bir süreç yaşadık. Bu transferdeki en önemli nokta; bizim kariyer planlamamız ile, Freiburg kulübünün benimle ilgili gelecek planlamasının örtüşmesi idi.”
Streich etkisi
Freiburg’daki antrenörün Christian Streich ile de iyi bir ilişkin olduğunu biliyoruz. Özellik le Freiburg’a ilk transfer olduğunda seninle kurduğu başarılı bir iletişim ve diyalog vardı. Şu an nasıl iletişiminiz?
“Christian Streich, oyuncu ile bire bir ilişki kuran bir antrenör. Freiburg’a transferim öncesinde kulübü ziyaretimizde tanıştım kendisi ile.
İlk görüşmemizde, beni neden transfer etmek istediğini, benimle ilgili planlarını, bütün açıklığı ile paylaştı benimle. Transferimin karar verme sürecinde onun yaklaşımı ve hakkımda düşüncelerinin ciddi etkisi oldu diyebilirim. Bu arada buradan kendisini sizin aracılığınız ile tebrik etmek istiyorum, zira kendisi 2016-17 sezonunda yılın antrenörü seçilmişti.”
Gençlere destek
Türkiye’deki futbolseverlere neler söylemek istersin? Kariyerinde bir gün Türkiye’ye dönüş olur mu?
“Futbol sadece bir şölen; yenmek ve yenilmek içinde var. Bugün kazanırsınız yarın kaybedersiniz. Futbolseverler her ne şartta olursa olsun takımlarını ve özellikle de genç futbolcuları desteklesinler. Onlar destekler ise gençler daha kolay şans bulur.”
‘Gönlüm Beşiktaş’tan yana’