Ve dün itibariyle Paris 2024 Olimpiyatları resmen başladı. Olimpiyatlar açılışla başlar. Her açılışın mutlaka kendine özgü bir yapısı ve mutlaka tarih boyunca hatırlanacak detayları vardır. Atlanta Olimpiyatları, açılıştaki Muhammed Ali gösterisiyle akıllarda kalmıştır... Londra Olimpiyatları kraliçenin görüntüsü, Bond ve Beaatles ile hafızalara kazınmıştır... Pekin Olimpiyatları binlerce davulcunun gösterisiyle hatırlanır... Tokyo da pandemiyle unutulmayacaktır...
Sayısız olimpiyat izledim ama hiç protestoya maruz kalanını hatırlamıyorum. Protesto ile ilgili kastım gösterinin öyküsü, senaryosu üzerinden ortaya konan tepkiler... Yoksa ülkesel tepkiler yok mu... Örneğin İsrail ve Kuzey Kore’ye her zaman olmuştur... Yanılmıyorsam ilk kez bir olimpiyatın açılış gösterisi ağır eleştiri aldı, hem de kendi vatandaşları tarafından... Paris dün olimpiyatın başlangıcı ile uyandı belki ama asıl katoliklerin ‘ülkemden utanç duyuyorum’ söylemleriyle uyandı.
SON DERECE KÖTÜYDÜ
Açılışı canlı izleyen ve ‘donuna kadar ıslanmak’ tabirini bire bir deneyimleyen biri olarak son derece kötü bir açılıştı. Tamamıyla televizyon yayınına yönelik bir açılış olduğu için, yaklaşık 35 bin canlı izleyici Sen Nehri kıyılarında kaderine terk edilmişti. Gerçekten ıslandık, çok ıslandık. Zaten açılış alanına giderken en az dört kontrolden geçip, saatlerce kuyrukta beklediğimiz için ciddi sevimsiz anlar yaşamıştık. 20.30’da başlayan açılış için 16.30’da biletimizde yazan yerimize oturduk. Televizyondan izleyenlere anlatabilmem için şöyle bir konum bilgisi vereyim; hani yağmur altında piyano çalan bir piyanist vardı ya köprü üstünde, işte ben o köprünün sağ alt çaprazında oturuyordum. Piyanist 15 dakika ıslandı, gelen izleyiciler abartısız 6-7 saat ıslandılar.
Yağmura karşı organizasyon komitesinin yetersiz kalması eleştirisinin dışında, ülkelerin geçiş için bindiği teknelerin özensizliği, aşırıya kaçan güvenlik önlemleri, tören bitiminde metroların kapalı olması, onca yağmura karşın insanların içecek su bulamaması ciddi tepki toplayan aksaklıklardı.
KAZIN AYAĞI FARKLI
Televizyon başında gösteriyi izleyenler, gösteri bittikten sonra neredeyse yarı yarıya ayrılmışlar, sosyal medyada gördüğüm bu. Özellikle Fransız kökenli olmayan, Fransa ile özdeşleşmeyen, Nadal gibi, Lady Gaga gibi isimlere yönelik eleştiriler bir hayli yüksek. Ama elbette dün sabah itibariyle Paris medyası ile karşı karşıya kalınca kazın ayağının bir hayli farklı olduğunu gördüm. Bir kere çok net kruvasan ve kahvesiz güne başlamayan Fransızlar dün güne Da Vinci’nin Son Yemeği’nin açılış gösterisinde nasıl ayaklar altına alındığını konuşarak başladılar. Menülerinde birinci sırada bu vardı. Katolikler ayağa kalkmış durumda... Çok geniş bir kesim bunu hakaret olarak değerlendirip Macron’a da ağır eleştirilerde bulunuyor. ‘Da Vinci mezarında ters dönmüştür’ diyen birçok Fransız var. Onun ötesinde Fransız İhtilali’nin tasvir ediliş biçiminin Marie Antoinette’in yorumlanma şeklinin çok rahatsız edici olduğunu, aşırı ölçüde egzajere edildiğini dile getiriyor.
Bir diğer yoğun eleştiri ise trans eğilimleri... Bu kadar aşırı biçimde öne çıkarılmasını Fransız toplumuna hakaret olarak niteleyenler var. En ilginç değerlendirme ‘Bir Netflix dizisi izledik ya da Fransızlar olimpiyat halkalarını farklı algılamışlar’ biçimindeydi.
MUHTEŞEM BİR SALON
Bu satırları yüzme müsabakalarının yapıldığı La Defanse Arena’dan yazdırıyorum. Olimpiyatın ne kadar önemli bir organizasyon olduğunu, ev sahibi Parisliler sahiplenmese bile dünya sporunun nasıl sahiplendiğini bu salonda görmek mümkün. Salon 40 bin kişilik. Ben yanlış yazmadım, siz de yanlış okumadınız tam 40 bin kişilik. Yüzme dışında bu salonda hokey ve basketbol gibi branşların tamamı yapılabiliyor. Şu anda yüzme müsabakaları var ve elemeler başladı, boş koltuk yok. Tüm biletler aylar öncesinden satılmış. Bilenler bilir yüzme salonuna girdiğiniz zaman keskin bir klor kokusu ve yüksek bir nemle karşılaşırsınız. Ne nem var, ne de koku. Bin kişilik medya tribünü var. Ve saha içinde de 200 fotomuhabirine ayrılmış stant... Bu sadece yüzmeden görüntüler.
PİJAMA GİBİ KIYAFET
Gelelim bizim ekibimize... Dünkü açılışta biraz ıslandıkları, biraz da üşüdükleri yolunda bilgiler geldi. Onun dışında gayet keyifli bir şekilde geçişlerini tamamladılar, ciddi de destek aldılar. Ama kıyafetleri konusunda inanılmaz eleştiri var. Çoğunluk pijamayı andırması yönünde... Ben de dahil burada görevli olan hiçbir medya mensubu o kıyafetleri beğenmedik. Türk seyircilerin fazlalığı dikkat çekici... Çok önceden biletlerini alıp gelmişler. Onlardan da aynı tür eleştiriler var. Beyaz ceket, çizgili ceket, kırmızı abiyeler... Herkese çok anlamsız geliyor. Özgün bile değil diyen çok. Bilmiyorum siz beğendiniz mi?
Umarım yüzmede bir final ile kapatırız. Ama şurası bir gerçek; kapanış gösterisine kadar Fransızlar hem Macron’u hem de kendi olimpiyat komitelerini eleştirmeye devam edecekler. Şu anda bile kapanış gösterisini çok merak ediyorum.