Yaşamın inişleri ve çıkışları vardır. Seviniriz, üzülürüz. Hayatın bu şizofrenik özelliği günlük hayatımızı hep etkiler. Ama biz insanız. Filozofik açıdan bu denklemi çözmek zorundayız ve çözeriz de.
Ama burada bir noktayı belirtmek lazım. Depresyon ve mani nöbetlerini nasıl psikaytr önlerse, toplumun ve kişinin, bu iniş ve çıkışlarının dengeli olmasını da eğitim önler. Bu böyle olmuyorsa emosyonlarımızı ve heyecanlarımızı dengeleyemiyoruz demektir. Bundan kişi de toplum da zarar görür.
İşte spor açısından bu romantik görüşten sonra ne demek istediğimize gelelim. Hem yenilmesini, hem de yenmesini bilmeliyiz. Kişisel davranışlarımızda, kulüp taraftarlığında bu ikiliyi unutmamalıyız. Bir hafta önce futbolcusunu söven taraftar ile kazandıktan sonra tavrını 180 derece değiştiren taraftarın bu davranışı arasındaki farkı tartışmak zorundayız. Zira yenilmenin de normal olduğunu bilirsek tribünlere sulh gelecektir.