Profesyonel olmak zor bir iştir. Hele hele uluslararası bir düzeydeyseniz. Bir gün böyle, bir gün şöyle oynarsanız, burada bir yanlışlık var demektir.
Futbolda küçük maç, büyük maç yok artık. Herkes, her takım belli bir düzeyde futbol oynuyor. Ama profesyonel futbolda durum farklıdır. Büyük bir maçtan, hatta her maçtan sonra hele hele kazandıktan sonra futbolcunun yiyeceğine, içeceğine, uykusuna, yaşam disiplinine çok dikkat etmesi gerekir. Ancak bu sayede eski kondisyonu tekrar yerine gelecektir.
UEFA'nın, Şampiyonlar Ligi'nin ve milli maçların birbiri ardına oynandığı zamanlarda, kondisyonu, ona bağlı olarak sinir sistemini ve morali yerinde ve aynı yükseklikte tutmak çok zordur. Bu noktada işi tatlıya bağlamak için bir ukalalık yapıp, bir yaraya dokunalım mı?
Portekiz'den İstanbul'daki maça kadar geçen zaman içinde galip ayaklar yukarıda bahsettiğimiz profesyonelliğe ne kadar uymuşlardır acaba? Dinlendiler mi, uyudular mı, içkiden uzak durdular mı? Yoksa zafer sarhoşluğu ile vur patlasın, çal oynasın mı dediler? Bir bileniniz var mı? Zira birkaç gün farkla profesyonel kondisyonda bu kadar bariz bir çöküntüyü açıklamak için böyle tahminler yürütmenin zorunluluğu vardır. Zaten bunu bilseydik, biz size maçtan önce kimin galip geleceğini söylerdik.