Hiç oturup 94 milyon euroyu saydınız mı? Yalnızca bir çift ayağa verilen para bu. Sizin anlayacağınız artık altın ayaklar, altın kafaları geçtiler.
Evet, Amerikan bankacılığında bile bu para altın kafalara verilmiyor. Bir Alman cumhurbaşkanı, Dünya Şampiyonu olan Alman Takımı’nı tebrik ederken, “Bana şampiyon ayaklar değil, yaratıcı kafalar lazım” demişti. Ama ne var ki, o zamandan bu zamana ekonomik sistemler değişti, gün geldi kominizm çıkmaz sokağa girdi ve derken söz birden ayağa düştü. Ne tuhaftır, günümüzün insanları her kim ki çok para kazanıyorsa onları kıskanırken, nedense bu ayaklara verilen milyonlara helal olsun deyip seviniyorlar. Hem de nasıl! Hele hele bir de kaleyi tuttururlarsa yüzbinlerce kişi statlarda, milyonlarca kişi televiyon başında gırtlaklarını yırtıyorlar. Ve rakı şişesinin yarattığı hayal artık futbolla filizleniyor. Milyon eurolarla.
Dedik ya dünya değişti. Lütfen DNA testini bulan nobel ödüllü bilim adamı profesörün adını söyler misiniz? Bildiniz mi? Ama Ronaldo’nun adını bugün Afrika’nın ücra köşelerinde bile bilen onbinlerce adam var. Ve bütün dünyada milyarlar. Ne tuhaf aldığı milyonları kıskanan bir kişi yok. Tam aksine bizim de 100 milyonumuz olsa da onu biz alsak diye içinden geçiren globalleşmiş milyonlarca dünya vatandaşı mevcut. Çocukluğumda “topçu mu” olacaksın diyerek futbol ayakkabılarımı kafama fırlatan rahmetli annem yattığı yerden kalksa bu milyonlar karşısında küçük dilini yutardı, herhalde.