Bu istemezük kelimesi bir genetik özelliğimiz olsa gerek. Neden mi?
Bakın tek kişiden başlayarak en üst düzeye kadar, kademeli olarak seçilmiş kurullar olduğunu düşünün. Ve bu kurullar demokratik şekilde toplumsal oluşumları düzenlemek için seçilmişlerdir. Yani bizler isteye isteye, özene özene seçtiğimiz bu kurullara yetkiler vermişizdir. Onlar da aralarından birini başkan diye seçerler. Ve bu başkan genellikle seçimden sonra kürsüye çıkar ve “Bana rey veren için de, vermeyen için de çalışacağım” der. Ama ne hikmetse o genetik dürtümüz yüzünden ortalık karışır ve “istemezük” diye bağırmaya başlanır.
Gelecek seçime kadar ne hikmetse bu başkan anlaşılmayacak şekilde başarılı olsa dahi bir “istemezük” durumu yaşanır. Acaba bu istemezük dürtüsü eğitimde demokratik olamamaktan mı kaynaklanıyor, bilinemez. Eh biz sultanlara bile istemezük demişsek, şimdi seçilmiş spor kulübü başkanlarına da istemezük diyorsak şaşırılacak ne var ki? “Böyle gelmiş, böyle gider” deyip işimize bakmalıyız.