Gençliğimizde olayları aşmak için beynimizde bir zeka pırıltısı doğduğunda fazlaca kullandığımız bir kelime vardı. ‘Çaktım’ derdik. Geçenlerde bir milli maçtan önce Alman Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Löw’ün bir cümlesi kafamda bir pırıltı yarattı ve hemen ‘Çaktım’ dedim.
Neydi bu cümle? Löw, Alman Milli Takımı’nın Türk asıllı futbolcusu Mesut Özil’in Real Madrid’de topsuz oyununu geliştirdiğini söyledi. Allah allah ne demekti bu topsuz oyun. Çakmıştım. Bu oyun sürekli ve yüksek tempolu koşarken ve ayağında top yokken meşin yuvarlağın o anda nereye geleceğinin kokusunu almak ve ona göre kendine yer bulmak demekti. Tıpkı bir aslan ve tilki gibi avın kokusunu önceden almak ve oraya koşmak.
Demek oluyor ki iyi koşmak, süratli oynamak veya kondisyonun iyi olması yetmiyor. Ayrıca bir zeka pırıltısı da gerekiyor. Fantazi değil bu. Bakın dünyanın meşhur forvetlerine topu mıknatıs gibi ayaklarına çektiklerini sanırsınız. Halbuki onlar topu önlerinde bulacak zeka pırıltısına sahipler.
Ah tanrım bu zeka pırıltısını bizim milli maçlarda da forvetlerimize bağışla. Yıllardan beri birçok milli maçımızda kale önünde gol yaratamamanın acısını bize yaşatma.