Sayın başkanım; “Allah aşkına siz şu futbol işini teknik direktörlerinize, menajerlerinize, basın sözcülerinize bırakıp kendi özel işlerinize dönseniz nasıl olur” diyen biri çıksa ne olur dersiniz?
Başkan bu; mühim maçların tahminlerini o yapar, her ne kadar yüzde yüz yeneriz derse de yeniliriz. Filancayı satın alırız derse alamayamız, başka kulüp başkanlarına verip veriştirir, teknik direktörü o seçer, o atar. O futbol tanrısı olarak ne derse doğrudur.
Diğer taraftan başkanlığın prestij yanında siyasi ve ekonomik getirisi vardır. Padişahlık gibi bir şey. Bir de yabancı kulüp başkanlarına bakıyoruz. Fransıza, İngilize, Almana, “Sizin kulübün başkanı kim” diye sorsanız apışıp kalır, çünkü bilmez. Berlusconi de başkandır ama oyuncu satın almaz. Rus başkandır ama yatında oturur, sesi çıkmaz. İşte böyle; hani biz de sayın başkanlar ellerini şu futboldan çekseler daha mı iyi olur diye düşünmeden edemedik.
Böyle düşündük ise günah mı işliyoruz acaba? O zaman tövbe tövbe. Öyle ya Suudi Arabistan kralı bir takım satın alsa ve gelip bizim başkanlardan teknik bilgiler istese nasıl olur? Ne övünürüz ama!