14.02.2017 - 17:22 | Son Güncellenme:
AA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) futbol yapılanmasına yönelik 3 eski futbolcunun yargılandığı davada tutuklu sanık İsmail Demiriz'in, mevcut delil durumu, savunmasının alınması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine karar verildi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık savunmalarının ardından tanık olarak hazır bulunan, FETÖ'de bir dönem imamlık yaptığı belirtilen Sait Alpsoy'un beyanı alındı. Örgütle ilgili kamuoyuna deklare edilen amaç ve hedeflerin, gerçek amaç ve hedefler olmadığını söyleyen Alpsoy, "Biz inanıyorduk fakat bunlar gerçek değildi. Bu bildiğimiz amaçlar, hukuki, vicdani, insani açıdan yadırganacak şeyler değildi. İnsanların ahiretlerinin kurtarılmasına yönelik, dindar sorumluluğu arz etmeye yönelik dile getirilen amaç ve hedeflerdi. İnsanların büyük kısmı da buna inandı, aldandı ama asıl gerçekler daha sonra ortaya çıktı." dedi.
"Kirli hedeflerine yönelik en küçük bir tahmin söz konusu değildi"
Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz'da örgütün gerçek amaç ve hedeflerinin görünür hale geldiğini anlatan Alpsoy, "Devleti ele geçirmek için Fetullah Gülen'in önderliğinde, onun zihninde inşa edilmiş, totaliter bir rejim oluşturmak şeklindeki hedefe, bu kirli hedefe yönelik olduklarına dair, bizzat şahitlik edebileceğim en küçük bir tahmin, bir algı söz konusu değildi. Olsaydı, bu en azından ikili, üçlü dar dairedeki sohbetlerde gündem konumuz olurdu." ifadesini kullandı.
Örgütle ilgili kişisel değerlendirmeyi 15 Temmuz'da değil 17-25 Aralık sürecinde yaptığını da belirten Alpsoy, "Bu süreç yaşanıncaya kadar örgüt mensubu ya da değil kişilerin, örgütün deklare ettiği sahte amaçlarına inanarak, iyi niyetle, samimi olarak işin içinde bulunmasını makul karşılarım. Ama 17-25 Aralık'tan sonrasında da örgütün gerçek niyeti, amaçları itibarıyla bir kısım insanlar halen inanmaya devam etmişlerse, edebi tabirle bir mim koyulması gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Gayriresmi olarak futbol imamıydım"
FETÖ'yle ilgili iddialı konuşacağı dönemin 1999-2005 seneleri arası olduğu ve doğrudan Pensilvanya'dan geldiğini tahmin ettiği bir emir üzerine bu örgütten dışlandığına dikkati çeken Alpsoy, şöyle devam etti: "Bana gelen bilgilere göre, benimle ilgili, 'yüzüne hakaret edin, rencide edin' denilmiş. Ben gayriresmi olarak futbol imamıydım. Benim pozisyonum spontane, kendiliğinden gelişmiş bir pozisyondu. Atanmadım. O nitelikte olan, 'Nusret' adlı başka biri vardı, futbol imamı olarak. Antalyalı olduğunu ve o tarihlerde İstanbul'daki üniversitelerden birinde yüksek lisans yaptığını biliyorum. Futbolcularla kişisel uyum problemi olduğu, çocukların ona çok sempati duymadıkları söyleniyordu. Kişisel olarak Demiriz ve Tütüneker ile tanışıyordum. Onlar, cemaatin tayin ettiği kişileri sevmiyorlar, oynayan futbolcular onunla bir araya gelmek istemiyorlar. İslami motivasyonlarına yönelik olarak, yukarıya da haber vermeden İstanbul sorumlusu Ahmet Kara'dan, çocukların dinlerini daha iyi öğrenmeleri, manevi gelişimine örnek olması için imamlık teklifi geldi. Örgütteki motivasyonuma uygundu, teklifi kabul ettim. Fakat kısa süre sonra bu durum yukarısı tarafından tespit edildi ama yukarısı futbolcuların benden ve benim fonksiyonumdan memnun olduğunu duyunca, 'bu böyle devam etsin, buna göz yummuş olalım' deyip bir çeşit gayriresmi tasvip oluştu."
"Demiriz ve Tütüneker, manevi çöküntüden şikayetçiydi"
Ahmet Kara ile oluşan sürtüşme ve ahlaki çöküşü görmesiyle 2003 yılında örgütle irtibatını sona erdirdiğini belirten Alpsoy, "Buradan ayrıldım. Bunu Tütüneker ve Demiriz ile paylaşmışızdır. Onlar da manevi çöküntüden şikayetçiydiler, herkes gibi. 2005 senesine kadar futbolcu arkadaşlarla sadece kişisel samimiyetim devam etti. Ahmet Kara çok sert şekilde devreye girdi. Pensilvanya'dan emir geldiğini ileri sürerek, futbolcu arkadaşların beni aforoz etmelerini tayin etti. Zaten o saatten sona yüz yüze gelmiş değiliz." ifadesini kullandı.
Bu süreçte İsmail Demiriz ve Uğur Tütüneker'in örgüt içinde hiyerarşik pozisyonlarının olmadığını, emekli pozisyonunda bulunduklarını ve örgütün emekli olanları ikinci derecede önemli gördüğünü de vurgulayarak, "Bugün de böyledir sanırım. Kamuoyunda giderek şöhretleri azalır çünkü. Örgüte yüksek miktarda bağış yapma imkanları da ortadan kalkmıştır, gelirleri düştüğü için. El üstünde tutulanlar; halen daha büyük futbol takımlarından birinde oyunculuğa devam eden, ücreti artan, ciddi ücret alan insanlardır." diye konuştu.
"Benim mahrem hizmetlerde olduğumu belki biliyorlardır"
Mahkeme heyeti başkanının, "O tarihe kadar devlet kademesi içinde polisin kullanıldığını, sınav sorularının çalındığını, belirli yerlere belirli adamlar sokulduğunu bilmiyor muydunuz kendi özelinizde?" diye sorulan Alpsoy, "Ben zaten mahrem hizmetindeydim İzmir'de. Bu geçmişim nedeniyle ben çok fazlasıyla biliyordum. Foça ve İzmir'deydim. Fakat bahsini ettiğimiz arkadaşların benim çapımda olayın bu boyutunu bilmeleri mümkün değildi. Ben bile arkada bıraktığım geçmişimde bu arkadaşlara ayrıntılı olarak anlatmadım. Çok biliyorlarsa bile benim genel olarak mahrem hizmetlerde bulunduğumu belki bilmişlerdir. Emniyetteki sistematik örgütlenmeyi biliyorlardır. Fakat bu derece siyaseti eli geçirmek üzere kadrolaştıklarını bildiklerini düşünmüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Tanık anlatımının ardından, sanık avukatlarının talepleri alındı. Tutuklu sanık Demiriz'in avukatı tahliye talebinde bulunurken, Tütüneker'in avukatı adli kontrol tedbiri ile mal varlığına konulan tedbir kararlarının kaldırılmasını istedi.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan savcı ise tutuklu sanık İsmail Demiriz hakkında, savunmasının alınması, aramasında ele geçirilen materyallerin makul şüphe kasamında kalması, anlatılan olaylara ilişkin dönemler ve ilk kolluk tarafından yapılan "ByLock" sorgusu dikkate alınarak adli kontrolle tahliye kararı verilmesi talebinde bulundu. Savcı sanıklardan Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol ve mal varlığı tedbir durumu ile Arif Erdem hakkındaki yakalama emrinin devamına karar verilmesini de istedi.
Mahkemenin tahliye ve tedbirlerin kaldırılması kararı
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail Demiriz'in mevcut delil durumu, savunmasının alınması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine karar verdi.
Tutuksuz sanık Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol tedbirini kaldıran heyet, Tütüneker ve Demiriz'in mal varlıklarına uygulanan tedbirin kaldırılmasını da kararlaştırarak, duruşmayı 11 Mayıs'a erteledi.