11.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Trendyol Süper Lig’in 16. hafta erteleme maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Konyaspor’u 7-1 mağlup etti. Sarı-lacivertlilere galibiyeti getiren goller Edin Dzeko (3), Mert Müldür, Szymanski, Batshuayi ve Uğurcan'ın kendi kalesine attığı golle geldi.
Teknik Direktör İsmail Kartal yönetiminde bu sezon hücumdaki verimliliği istatistiklere de yansıtan Fenerbahçe, 3 kez 5 gol atarken, bugün de 7 gollü galibiyete ulaştı. Süper Lig’in en çok gol atan takımı olan Kanarya, 19 hafta sonunda gol sayısını 56'ya yükseltti.
Milliyet Gazetesi yazarları da sarı-lacivertli ekibin galibiyetini değerlendirdi.
Yıldızlar sahada “ekstra” tribünde / ERCAN GÜVEN
Maç yoğun” Ocak’ta, “emek yoğun” Fenerbahçe söz konusuysa, “gol ziyafeti” garanti adeta. Üç günde bir beşer-yedişer çeşit damak çatlatan lezzetler hazır taraftarlara…
Üstelik monotonluk yok… Her günün menüsü farklı ustadan!
Peki, dünkü Konyaspor karşılaşmasını şölene çeviren kimdi?
Sadece 45 dakikada oynayıp üç gol atan Dzeko tabi… Sonra Szymanski, Batshuayi. Hatta Mert.
Günün “ekstrası” ise tribündeydi!..
Uçaktan inip bavulunu açmadan stada gelen efsane Bonucci…
Tamam… Konyaspor, başı yıldızlarıyla dertte, üç gün arayla iki dev ekibe çatmış, eksik ve zayıftı. Forveti 20, kalecisi 18 yaşındaydı. Lakin Fenerbahçe’deki yıldızların performansı yadsınamazdı.
İlk devre Mert ve Szymanski’nin Dzeko’ya katılmasıyla 5-0 bittiyse, maç sonu tabela 7-1’i gösterdiyse, Fenerbahçe yıldızları dışında ilk sebep, savunmayı öne çıkarıp Fenerbahçe’nin üzerine gitmeye çalışan Konyaspor hocası Hakan Keleş’di.
Fırsat verilince kullandı, doksan dakika rakibi bunalttı Fenerbahçe. Coşkusuyla ezdi, temposuyla büktü. Adeta Konyaspor kalesine çöktü. Ne defans arkasına atılan toplar bıraktı, ne sete dönüp rakip ceza sahada verkaçlara girmek, ne uzaktan kaleyi yoklamak.
Sahaya çıkacak kadroyu kurarken “iki mektup” yazmıştı Fenerbahçe hocası İsmail Kartal. Biri, Cengiz’e. Diğeri Tadic’e… Ne futbol bilgesi Tadic ne de üç gün önce 4 gol atmış Cengiz vardı on birde! Riskli bir işe girişmişti İsmail Kartal. İşler iyi gitmeyip düzeltmeye kalksa bile ağır eleştiri alırdı. Lakin uygulamasını tam 7 defa onayladı futbol.
Zaten, ikinci yarı başlarken Szymanski ve Dzeko’yu çıkarıp Batshuayi ile Umut Nayır’ı alarak tüm rotasyonların “kişisel” değil sıkışık maç temposu sebebiyle olduğunu kanıtladı Kartal. Batshuayi’nin 6. Golü ardından Cengiz ve Tadic’i de sahaya sürüp “adaleti” tem yüreğinden yakaladı.
Hoca, tüm bunları başarırken de “iç rekabeti” körükledi bir yandan. Fenerbahçe’nin averajı 40’a vurduran bu gol iştahı neden sanıyorsunuz?
Yeni gol rekoru yükleniyor / BURCU KAPU
Fenerbahçe bu sezon dördüncü kez bir maçta 5 ve üzeri gol attı. Sarı-lacivertliler şimdiden 103 gollü rekoru egale edeceklerini söyleyebilirler.
Peki bunca golü nasıl atıyorlar? İsterseniz hikayeyi, “Bu sezon büyüklere kafa tutabilen Anadolu kaplanı yok” diye de okuyabilirsiniz. Ama bu şimdiden 56 gol sayısına ulaşmış ligin liderinin oyununu göz ardı etmek olur. O yüzden biz, Fenerbahçe nasıl böyle çok gol atabiliyor ona bakalım.
Varan 1 futbolun klişe tanımlarından biri olan “Komple 9” tanımının vücut bulmuş hali Dzeko’ya sahipler. O Dzeko da oyun aklına, pozisyon bilgisine, keskin bir bitiriciliğe ve liderlik özelliklerine sahip.
Varan 2 İrfan Can hızı. Yetenek konusunda İrfan ve Cengiz yarışa girse, belki kimin kazanacağını kestiremeyiz. Ama dün İrfan önce topu kontrol etmeden kafayla verdiği pasla, sonra hızlı kullandığı taçla gösterdi ki, oyunu hızlı düşünen ve hızlı oynayan oyuncu takımına golü attırır. Cengiz şimdi formayı alması için sadece atması değil attırması da gerektiğini düşünüyordur.
Varan 3 Szymanski gibi hareketli bir merkez forvet. Sadece orta sahayı forvete bağlama hareketliliği değil, Dzeko’nun boşalttığı alana hareketlenmesi, top rakipteyken baskı için hareketlenmesi ve topa maksimum verimlilikle dokunması…
Fred’in oyunun nasıl kalbi olduğundan, Ferdi’nin bitmeyen enerjisinden, yedek Batshuayi’nin tüm kaprislerine rağmen girdiği maçlarda gol atmadan bırakmamasından veya yeni transfer Bonucci’nin nasıl bir savunmadan oyun kurucu veya penaltı kullanma canavarı olduğundan bakın bahsetmiyorum bile.
Mert, Osayi’yi, Cengiz, İrfan’ı aratmıyor, Jayden stoperde idare ediyor. Konya belki kriter değil ama King bile, “Tadic yok” dedirtmedi. Fenerbahçe sadece ilk 11’iyle değil, geniş kadrosuyla da komple bir takım ve finale yürüyor.
Fenerbahçe çok farklı / TOLGA ERSARI
Ertelenen 16. hafta maçları nedeniyle yaşanan hafta içi mesaisinde Fenerbahçe, gol bakiyesine ciddi bir yükleme yaptı.
Sarı- lacivertlilerin henüz 11. dakikada penaltıdan 1-0 geçmeleri, kadro sorunu yaşayan rakibin direncinin kırılması anlamında önem taşıyordu. Nitekim Pazar akşamı Galatasaray, aynı rakip karşısında böyle erken bir gol bulamadığı için bu direnç artmış ve sarı- kırmızılılar ancak Abdülkerim’in 63. dakikadaki golü ile nispeten rahat bir nefes alabilmişlerdi.
Yine de 1-0’dan sonra bir ölçüde oyunu tutabildi Konyaspor. Fakat Kahraman’ın arka arkaya yaptığı iki hata, Dzeko’nun henüz 40.dakikada hat-trick yapması ile sonuçlandı.
Yeşil- beyazlılarda, yine Kahraman’ın da içinde bulunduğu defans ve kademe hatalarının devamı neticesinde ilk yarının bitiş düdüğü çaldığında tabela 5-0’ı gösteriyordu!
İsmail Kartal’ın ikinci yarının başında ve devamında yaptığı oyuncu değişikliklerinin de etkisiyle tempo düştü ve karşılaşma sarı- lacivertliler için bir antrenman maçı havasına büründü. Böyle olmasa skorun çift haneli rakamlara gitmesi kuvvetle muhtemeldi. Fakat yine de ikinci yarıda iki gol daha buldu Fenerbahçe ve ligin ilk yarısının sonu itibariyle +40 gibi sansasyonel bir averaja ulaştı.
Üç günde rakip filelere on iki gol bırakan sarı- lacivertliler, bu sene gerçekten çok farklılar. Doğru bir yapılanmayla kaliteli bir kadro kuruldu. İrfan Can Kahveci gibi oyuncular da doğru dokunuşlarla kendi kalitelerini sahaya yansıtmaya başladılar. Fenerbahçe’nin bu kadrosu, geçmiş yıllardaki kalite yoksunu kadrolardan gerçek anlamda çok farklı. Bu kadro şimdi de Leonardo Bonucci gibi bir isimle takviye ediliyor. Ligde ve Avrupa’da başarıyla yoluna devam eden sarı- lacivertliler, hedefe kilitlenmiş durumdalar.
Konyaspor açısından işler hiç iyi gitmiyor. Öyle ki Fenerbahçe, yeşil- beyazlılar karşısında kendisini çok da fazla yormadan ciddi bir farka gitti. Hatta tarihi bir skor da ortaya çıkabilirdi. Konyaspor, süreç içerisinde yaptığı yönetimsel hataların bedelini ödüyor. Süper Lig’e bu sezon çıkan Çaykur Rizespor, İlhan Palut’la Avrupa Kupaları’nı kovalıyor. Bundan başka da bir şey söylemeye gerek yok zaten!
Fenerbahçe rekora koşuyor! / UZAY GÖKERMAN
Konyaspor 3 gün arayla Süper Ligin zirvesindeki iki takımla oynama şanssızlığını yaşadı. Galatasaray’a karşı belirli bir seviyeye kadar direnmeye çalıştı; orada kısmen ve zaman zaman iyi futbol da oynadı, hatta etkili ataklar bile sergiledi; büyük bir ihtimalle de gücünü orada tüketti.
Fenerbahçe gibi bir takıma karşı aynı performansı tekrarlayabilmesi zaten hiç kolay değildi.
Konyaspor aynı zamanda bir bakıma Fenerbahçe ile Galatasaray’ın oyun ve futbolcu farklarının da ortaya çıkması açısından bir turnusol işlevi de gördü diyebiliriz sanırım. Galatasaray, Konyaspor’a karşı 10/30 şut isabetiyle 3 gol bulabilirken; Fenerbahçe 11/17 şut isabetiyle 7 gole çıkarma başarısı gösterdi.
Bunun adı verimliliktir. Fenerbahçe %65 ile oynarken; Galatasaray %34’te kaldı. Sadece tek maç üzerinden değerlendirmek eksik kalabilir; Süper Lig ortalamasında Fenerbahçe maç başı 2,95 gole ulaşırken; Galatasaray 1,95 ile yola devam ediyor.
Yani Fenerbahçe maç başına Galatasaray’dan 1 gol daha fazla atma başarısı gösteriyor. Yine Konyaspor maçına dönecek olursak Fenerbahçe 5,05 xG gol beklentisiyle maçı tamamladı. Geriye dönük birkaç sezonluk inceleme yaptığımızda bu yüksek veriyi göremiyoruz.
Maç yazısını yazarken geçen sezon oynanmış ve 7-0 bitmiş Başakşehir-Galatasaray karşılaşmasının istatistiklerini inceledim; orada Galatasaray 2,16 ile oynamış. 6-0 biten Galatasaray-Kayserispor maçı 3,81 xG ile tamamlanmış. Ancak Fenerbahçe için 5,05 xG bir standart sapma değil; bu sezon Rizespor karşısında 4,37’ye çıktığını hatırlıyoruz.
İstatistik veriler her zaman sahaya ve sonuca dair gerçekleri bize göstermede şeffaf olmazlar. Bir başka şekilde ifade etmemiz gerekirse takımın genel performansı ile sayısal veriler birbiri ile dengede gitmezler. Bazen verileriniz çok iyidir ama bunun sonucunu lig tablosunda göremezsiniz veya tam tersi verileriniz o kadar çarpıcı olmasa da sonuç umulanın da ötesindedir.
Hiç kuşkusuz ikinci söylediğim gerçekliğin Fenerbahçe’nin tarihsel sürecinde karşılığını ben hiç görmedim. Şampiyon olabilmesi için bu kadar olmasa da önemli bir fark yaratması gerektiği çok açık! Yıllardır beklenen, hatta özlenen de bu etkiyi yaratan ve rakiplerine karşı gösteren böylesi bir Fenerbahçe’dir.
Fenerbahçe bu sezon toplam kalitesi, istikrarı, istatistiksel verileri, oyuncu performansı ve hiç kuşkusuz teknik direktör katkısı ile bu farkı ve başarıyı sağlıyor.
Evet, dün Konyaspor karşısında her bakımdan gösterişli bir galibiyet aldı.
Golcü oyuncusu Dzeko 3 golle ön plana çıkarken; gerisinden de tüm arkadaşlarını peşine takıp, gerçek bir liderlik sergileyerek ilham verdi.
Öyle ki attığı ikinci golün bir benzerini Fenerbahçe’nin genç sağ beki Mert Müldür de 4 golde karbon kopya tekrarladı.
İrfan Can bu sezon her maç bambaşka role bürünerek ve üzerine koyarak gelişiyor; büyük bir futbolcu olmaya doğru çok güçlü bir adım atıyor! Onun bu performansında Fenerbahçe’nin bu sezonki kadro kalitesinin o kadar büyük etkisi var ki! Başta hiç kuşkusuz Dzeko! Şimdi kariyer abidesi bir başka oyuncu daha takıma dahil oldu; Bonucci!
Hiç kuşku yok ki bu oyuncuların tadı futbolseverin damağında kalacak; çok güzel bir hoş sada şeklinde hatırlanacaktır ancak anı yaşarken elbette keyfini çıkarma ve sürmeyi de unutmamak gerekiyor.
İlk yarı çok özel bir oyun vardı sahada... Dışarıdan bakıldığında sanki Fenerbahçe durarak oynuyormuş gibi bir hissiyat verirken aslında alanı daraltıp, çok doğru tek pas organizasyonlarıyla topu çok hızlı dolaştırıyor ve rakibin savunmasının aralarına ve çoğunlukla da arkasına sızmayı başarıyordu. Bu pas trafiği Konyaspor’u kısa sürede oyundan düşürdü, çaresiz bıraktı.
Tıkır tıkır işleyen bir sağ kanat vardı. İrfan Can’ın aklı ve hızlı oyun kurma becerisi ile ikinci, üçüncü gollere direkt katkısı olurken; Mert Müldür ile Osayi’nin yokluğunda birbirini tamamlayan çok uyumlu ikili oldular.
Mert Müldür’ün toplu ve topsuz oyunda gösterdiği başarı onu Haziran ayında Milli Takımın sağ beki mevkine kadar yükseltebilir ve Osayi’nin yokluğunu kendisi adına bir fırsata çevirebilir.
Szymanski takımın oyun becerisini ve zekasını üst seviyeye çıkarıyor. Hemen tüm aksiyonların içinde olmakla kalmıyor belki arkadaşlarına da bu anlamda ilham veren bir duruş sergiliyor. Fred cezadan yeni çıktığından biraz akortu bozuk gibi başlasa da kısa sürede maça ağırlığını koydu.
İsmail ile birlikte topun ikinci bölgede kalmasında önemli katkıları oldu. Yumruk olayı nedeniyle ertelenen 16.hafta Konyaspor karşılaşması Fenerbahçe’ye çok büyük katkı veren, momentum sağlayan, özgüveni yukarı çeken bir maç olarak sezon sonunda hatırlanabilir.