Fenerbahçe'de Jorge Jesus dönemi dün akşam itibariyle resmen sona erdi. Portekizli teknik adam sarı-lacivertli kulübe Ziraat Türkiye Kupası ile veda etti. 90 dakikanın ardından konuşan tecrübeli hoca ayrılık kararının hedefleri doğrultusunda gerçekleştiğini belirterek "Burada çalışmayı istemiyorum ve sevmiyorum değil. Ben böyle bir karar aldım. Portekiz'e gideceğim ve hayallerimden birini gerçekleştirebilecek miyim diye bekleyeceğim" şeklinde konuştu.
EN GÜÇLÜ ADAYLAR LUCESCU, AVCI VE MONTELLA
Fenerbahçe kurmayları, bu gelişmenin ardından teknik direktör arayışlarına başladı. En güçlü adaylar arasında Mircea Lucescu, Abdullah Avcı Vincenzo Montella bulunuyor. Türk futbolunun deneyimli teknik adamlarından Yılmaz Vural, Skorer'e özel açıklamalarda bulundu. Jorge Jesus'lu dönemi değerlendiren 70 yaşındaki hoca, Portekizli teknik adama eleştiriler yöneltti. Jesus'un puan ortalamasının yüksek olduğunu ifade eden Vural, "56 maç oynamış, 38 galibiyet almış, ikinci olmuş. Bir de 19 takımlı lig. Kupa da kazanmış. Bana sorarsan başarısız değil, tribün sosyolojisini hiç bilmiyor. Yani Fenerbahçe tribününün beklentisini bilmiyor. Verdiği maç sonrası demeçler, hareketleri... Baştan tabii kayıtsız şartsız bir sempati oldu.
'KAYBETTİKTEN SONRA TEPKİLERİ HİÇ KABUL GÖRMEDİ'
'Dünyanın en iyi antrenörü' geliyor denildi. Bu söylemleri sonradan sonuçlar destekliyor tabii ki. İlk olarak mesela kaleci Altay'a yapılan olumsuz tezahürata karşı koyduğu tepkiye hepimiz 'Ne güzel oyuncusuna sahip çıktı' diye yorumlarken, maç kaybettikten sonraki reaksiyonu hiç kabul görmedi. Yani bu toplum psikolojisini bilmiş olsa, ona göre davranabilirdi. Mesela bir maçtan sonra takımı topladı orta sahaya geldi. Tepkiler devam edince el hareketi yaptı. Bu Türk toplumunu tanımadığını gösteriyor. Bu konularda biraz problem yaşadı diye düşünüyorum. Oradan bir antipati doğdu.
Yılmaz Vural, büyük takımlarının beklentisinin birincilik olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Tabii 9 sene dile kolay. 5 yıl Ali Bey'in dönemi. Herkesin tek beklentisi birinci olmak. Onun dışında lig birinciliği yoksa kupa birinciliği bile arkada kalıyor. Aslında sonuçlarla doğru orantılı kalıp kalmadığı konusunda konuşacak olursak, bunun sonuçlarla alakası yok. Oynattığı oyun, aynı klasik davranışlar... Çok oynuyordu takımla. Herkesi diri tutuyor, şans veriyor, bir sürü kulvarda yarışan takım böyle olmalı derken, sonra 'Niye istikrar olmadı, niye oyuncular oynatılmadı?' dendi.
'ALİ BEY HER ŞEYİ ONA BIRAKTI'
Ali Bey bu sene her şeyi ona bıraktı. Onun dediği oyuncular alındı. Orada da başarısız oldu. Aldığı oyuncuları kendisi de tartıştı. Mesela Oosterwolde. 'Çok fazla ofansif tarafı iyi değilmiş' dedi. 7 milyon euro bonservis bedeli ödendi. Olmadı yani. Bu detaylar önemli. Burada çok kusursuz olmak lazım. Söylediğini bilmen lazım, toplum neden hoşlanıyor neden hoşlanmıyor, ne zaman ne söyleyeceksin bilmek gerekiyor. Bu sene devam etse belki farklı davranabilirdi.
CANER ERKİN ÖRNEĞİ
Türk oyuncunun yapısını bilmiyor. Türk oyuncu oynamazsa çok agresifleşiyor, onu bilmiyor. Şampiyonlar Ligi seyrettik, oradaki oyuncu kültürüyle, Türkiye'deki oyuncu kültürü çok farklı. Biz de çıkanın suratı düşüyor. Dün kupa maçında Caner'in yaptığı davranış mesela. Sanki babasının malı orası. Yani oyuncu yapısı, kültürü bu. Bu sebeple ben yabancıya olmaz, yapamazlar diyorum. Dolayısıyla ben Jesus'un sona doğru gelirken yaptığı davranışlar, eylemleri yolların ayrılmasının nedeni olarak görüyorum. Bu adam da belli bir yaş grubunda artık kendi kişiliğinden taviz verecek hali yok.
'F.BAHÇE İÇİN HAYIRLI OLDU'
Türk insanı kibirli insanı sevmiyor bir de. Bu taraftan kaybetti. Fenerbahçe için hayırlı oldu bana sorarsan. Fenerbahçe yeni bir heyecan arıyor. Yeni bir başlangıçta, başında yeni birisi olsun istiyor. Çünkü Jesus ne yapabileceğini gösterdi bize."
Yılmaz Vural son olarak Fenerbahçe Stadı'na gittiğinde büyük ilgi gördüğünü belirterek "Ancak bir popülarite gerekiyor galiba. Bu işin bir lobisi falan olması gerekiyor herhalde. Ben her zaman talip oldum bu görevlere. Olursa kimseyi mahcup etmeyiz" ifadelerini kullandı.