07.03.2022 - 07:30 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA - YENİLSE YAZIK OLURDU
Fenerbahçe sezonun en iyi başlangıcını yaptığı maçta kontrolü eline almıştı ki, daha ilk çeyrekte çıkan kırmızı kartla bir çuval incir berbat oldu.
Siopis-İrfan Can ikili mücadelesinde İrfan Can’ın ayağı toptan sonra Siopis’in bileği ile buluştu. İrfan Can o ayağı çekebilir miydi, çekemez miydi, çoğu insan elbette gönül verdiği renge göre konuşacak.
Açık konuşayım, yazı yazacağım için, televizyonlarda program yapan çok önemli tam dört eski hakeme sordum. Dördü de kırmızı için “yanlış” dedi. Hatta içlerinden biri, “VAR bu işe ne karışıyor?” dedi. Bir diğeri “skandal” yorumunu yaptı.
Daha sonra baktım 19.25’te eski FIFA hakemimiz Ahmet Çakar’ın “Bu gece Türk hakemliğinin bittiği gecedir. Bu kırmızı kart TFF’nin ve MHK’nin Fenerbahçe’den intikam alma arzusunun ayyuka çıktığı gecedir” mesajı sosyal medyaya düştü.
Maçtan sonra Aspor’da Erman Toroğlu’nu dinledim. Erman Hoca, “Kırmızı kart tamamen doğru” dedi.
Kırmızı kart kararı doğru ya da yanlış, hatta varsayalım bir çuval inciri hakem Zorbay Küçük berbat etti. Ancaak; başkanın Ali Koç maçtan bir akşam önce “Hakemin iyi niyetinden kuşkuluyum” demişken, hakeme bu şansı niye verirsin, hakemin değirmenine niye su taşırsın İrfan Can?
Hayret, Trabzonspor’la on bire on bir oynarken bile başa çıkmak zorken, Fenerbahçe bir eksik oynamasına rağmen genellikle üstün olan ve oyunu kontrol eden taraftı. Ama golü yiyen de Fenerbahçe oldu. Çünkü kabul edelim ki, Trabzonspor’daki kaliteli ayaklar Fenerbahçe’de yok.
Fenerbahçe özellikle sağdan Osayi Samuel ve Mert Hakan ile çok bindirdi. Bu baskı sırasında Szalai’nin arka direkteki kafasını kaleci Uğurcan’ın mükemmel kurtarışı, dönen top Serdar Dursun’un ayağından ağlarla buluşmaya giderken, Ahmetcan’ın çizgiden çıkarması maçın akılda kalan çok önemli kader dakikalarından biriydi.
Ligin en iyisi olan iki stoperin Edgar Ie ile Vitor Hugo yokken, ligin bir başka en iyi orta saha adamı Marek Hamsik sakatken, böyle diri ve ayakta kalmak çok kolay değil... Ama Trabzon takımında öyle bir kadro mühendisliği, öyle bir hoca, öyle bir kalite var ki, dokununca “kartondan kale” gibi yıkılmıyor, hatta sallanmıyor bile...
Fenerbahçe’nin neredeyse bir maçı bir eksik oynamasına rağmen, Trabzonspor’dan en az üç gömlek daha iyi mücadele ettiğini söylemeliyiz. Açıkcası bu maçı kaybetse hakça olmazdı.
Buna rağmen, Trabzonspor son on dakikada Nwakaeme üç metreden topu direğe nişanlamasa, uzatmalarda Visca çerçeveyi bulabilse, maçı kazınıp giden taraf olurdu.
Fenerbahçe’de Osayi Samuel, Mert Hakan, Zajc, iki stoper Serdar Aziz ve Min-Jae Kim ile Szalai başta, kötü olanı yoktu. Ancak Fenerbahçe son on dakikada fizik gücü olarak tam da çökmeye yakınken, İsmail Hoca‘nın fizik gücü sıfıra yakın olan Mesut Özil’i sahaya sürmesini, halen Berisha‘dan gol beklemesini anlamadım.
Trabzon’da genç stoper Ahmetcan‘ın önü çok açık, yolu açık olsun. Çok iyi oynadı, bir golü de çizgiden önledi. Sol kanatta Puchacz, orta sahada Siopis çok iyi mücadele ettiler. Bakasetas bu maçta izin hakkını kullandı.
Bu maç yarın unutulur. Maçın hakemi Zorbay Küçük, özellikle VAR hakemi Mete Kalkavan, TFF, MHK hafta boyu en az Ukranya- Rusya savaşı kadar konuşulur...
ERCAN GÜVEN - 11'İ ONARAN 12. ADAM
Seksen dakika on kişi oynayan Fenerbahçe ligin uzak ara en iyi futbolunu oynayan Trabzonspor’a kaybetmediyse ilk sebebi sezon boyu hasret kalınan bireysel özveri, ikincisi ise futbolcuları adeta arkadan iterek eksik 11’i tamamlayan tribündeki 12. Adamdır.
Yara sarma maçına bile yaralanarak başladı Fenerbahçe…
Koskoca Fenerbahçe’yi koca sezonda “saldım çayıra” bırakırsanız, hedefsiz dolanıp isteksiz oynamasına bile karışmazsanız, kendiniz düzeleceğine inanmaz kimseyi de inandıramazsanız, belki Mevla kayırır ama VAR kayırmaz… 17. dakika biterken pozisyona faul bile vermeyen hakemi çağırır ekran başına, kırmızıyı verdirir İrfan Can’a.
Bol keseden VAR cezasının sebebi belli:
Ne olacak yani?.. Şampiyon mu olacaktı Fenerbahçe?
Oysa topunun peşinde koşan İrfan Can’ı durdurmak için, son adımı altına bacağını yatıran bir Siopis vardı pozisyonda. Ve bastığını anladığı anda ayağını çekmeye çalışan bir İrfan Can. Tamam, İrfan’ın ayağı Siopis’in baldırı üzerinde kaldı saliseler boyu. Ortada bir “kaza” var ve zarar gören Siopis ama İrfan Can’ın kusuru “8’de kaç” acaba?
Kimse bana kural kitabını göstermesin; bir sarı yeterdi.
Aslında maça üstün başlayan Fenerbahçe’ydi. Trabzonspor önde basmak istese de Fenerbahçe o bloğu kolay geçiyor Szalai sol bekte, Osayi sağda kırk yıldır oynuyordu sanki. Slazai çok iyi bindirmeler yapıyor, Visca ileri çıkamıyordu. Nwakaeme, İrfan Can’lı Osayi kanadından geçemiyordu.
İrfan Can atılıp Fenerbahçe on kişi kalmanın şokunu yaşarken Nwakaeme, defanstan seken topu Fenerbahçe ağlarına gönderdikten sonra yeniden başa sardı ev sahibi.
Trabzonspor ise tam tersi. Fenerbahçe’den oyuncu atıldı Trabzonspor’un kimyası bozuldu sanki. Bakasetas oyundan düşüp sanki her iki takım da 10’ar kişi oynayınca, ilk yarının kalan dakikaları Fenerbahçe’nin gol arayışları ile sürdü gitti. Yine Szalai ve Osayi’nin müthiş futbolu, Mert Hakan’ın, Crespo’nun doğaçlamalarıyla rakip kaleyi ablukaya aldı ev sahibi.
İkinci yarı on kişi oynamanın semptomları ortaya çıkmaya başladı Fenerbahçe’de.
Abdulkadir Ömür’ün öne çıkması ile pas ve hücum takımı olarak kurgulanmış Trabzonspor önce dengeyi kurdu, sonra oyunu Fenerbahçe’nin elinden aldı yavaş yavaş. Ancak skoru arttırmak için agresif oyun yerine orta saha mücadelesine razı bir düzen aradı.
Sahadaki eylemi hızlandırmaya çalışan, dikine oynamaya uğraşan ise topa sahip olduğunda Fenerbahçe’ydi. Ama bir eksik büyük farktı böyle bir maçta ve bitiremediği atakların gol tehlikesi olarak dönmesi kaçınılmazdı. Kim olmasa 90 dakikada belki iki belki üç gol daha yerdi Fenerbahçe.
65’te Trabzonspor kötü oynayan santraforu Cornelius’un yerine Djaniny’yi aldı ki, ilk yarıda bile çıkarılabilirdi Cornelius… Fenerbahçe’de ise tribünler Arda’yı istese de Rossi ve Serdar Dursun çıktı, Pelkas ile Berisha girdi. Özellikle Pelkas çok istekli arzulu başladı.
Önde daha kalabalıktı Fenerbahçe artık. Ve Fenerbahçe maçın içinde ne zaman baskın bir süreç yaratsa, kaç kişi olduğuna bakmadan rakibinden çekinen bir Trabzonspor vardı. Takımın en gözü pek ve en çalışkan adamı Mert Hakan’ın kazanıp kullandığı serbest vuruşta Zajc’ın skoru 1-1 yapması bu yüzdendi.
Şahane oynayan Osayi yoruldukça sağdan Slazai dönemedikçe soldan hücum yiyen Fenerbahçe’nin hocası 85’de Mesut Özil’i bitmiş tükenmiş Mert Hakan’ın yerine sürerek tam anlamıyla “rest” çekti rakibine. Hemen üç oyuncu değiştiren rakip bu resti gördü. Ama maçın kazananı belli olmadı.
Eksik olan 11”i onaran 12. adamı geri kazanan Fenerbahçe hariç!..
CEMAL ERSEN - UYGUN ADIM DEVAM
Bir tarafta şampiyonluk yolunda ilerleyen özgüvenli bir Trabzonspor... Öte yanda kötü sezonun izlerini silebilmek ve ligde “ikincilik” ipine tutunmaya çalışan Fenerbahçe... Güçlü bir tribün desteği vardı.
Bu psikoloji ev sahibi takıma nasıl yansır? Stres ve kontrolsüz davranışlar geliştirebilir. Peki Trabzonspor’u olumsuz etkiledi mi bu atmosfer? Hayır. Ama Fenerbahçeli oyuncuları baskı altına aldı. İrfan Can Kahveci’nin 17. dakikada Siopis’in ayağına basması ve VAR’ın inceleme tavsiyesi kırmızı kartı getirdi. Zorbay Küçük’ün pozisyonu izlemeye giderken sonraki tavrı ve beden dilini sevmedim. “Atmasam yanardım” der gibiydi! Hocam, sen derdini anlatmak zorunda değilsin.
İhraç doğru mu konusuna gelince; o basmaya sarı kart yetmez. Ayağın kırılması mı gerekirdi?
Ardından Trabzonspor’un Nwakaeme ile üstünlük golü geldi. Nijeryalı biraz daha konsantre olabilse, son dakikada maçın kahramanı idi.
On kişiyle mücadele etmek zordur. Ama bu tarz travmalar bazen itici güç olur. Fenerbahçe geriye düşmesine karşın inanılmaz bir direnç gösterdi, “alışılmışın dışında” güç gösterisi sergiledi. Net pozisyonlar buldu, lakin kaleci Uğurcan yine görünmez adam olarak sahneye çıktı ve kalesinde devleşti.
Oyun planın sadık kalarak sakin duran Trabzonspor, ikinci yarıda da bildiği işleri yaptı. Topa sahip olarak kontrolü elinde tutmaya çalışırken; Visca, Nwakaeme, Ömür ve Cornelius ile sınırları zorladı. Eksik olan Bakasetas’ın katkısı idi. Onu ilk kez eleştiriyorum, bu tarz önemli sınavlarda devreye girmeliydi. Unutmadan, savunmadaki Ahmetcan’ı alkışlıyorum. Müthiş bir performans gösterdi ve umut verdi.
Duran toplar hep tehlikedir. Fenerbahçe fiziksel olarak gerilemeye başladığı süreçte, fırsatı Zajc ile değerlendirdi ve adeta dirildi. Trabzonspor savunması, yanlış adam paylaşımının bedelini ödedi.
Sonra ne oldu? Vazgeçmeyen bir Trabzonspor izledik. Öyle önemli pozisyonlar yakaladı ki, yine bir son dakika zaferi yazabilirdi. Nwakaeme, Visca kaçırdıkları ile taraftarını üzdü.
Maçın hakkı ne derseniz? Eşitlik kimseyi üzmemeli. Bu sezon İstanbul takımlarına boyun eğmeyen, karakterli bir Trabzonspor izliyoruz. Bence iki puan yitirmedi, hedefine yürürken adımını küçülttü. Bazen böyle molalar gereklidir. Dinlenir, yenilenir, sorgulama fırsatı bulursunuz.
Trabzonspor kazanamadığı için üzülenler var. İşte zaferin de şifresi bu galiba...
AKSAL YAVUZ - TRABZONSPOR GÜN SAYIYOR
Her maçın alfabesi farklıdır, fakat iki takım arasında oynanan maçların hikayesi daha da farklı olmuştur. Öyle ki gazozuna maç yapsalar kapalı gişe oynarlar. Dün olduğu gibi…
Trabzonspor şampiyonluğunu ilan etmek için şafak sayıyor. Gün saydıkları, altın sezonlarından bir yıl yaşadıkları Süper Lig’de, Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra Fenerbahçe’yi 25 sene sonra evinde devirerek, taraftarına bir nevi şampiyonluk kutlamalarının provasını yaptırmak istedi Trabzonspor.
Kötü bir sezon geçiren Fenerbahçe de ligin tozunu atan Trabzonspor’u yenmesi halinde; bir yandan hayal kırıklığına uğrattığı camianın gönlünü almak, diğer yandan lig ikinciliği iddiasını sürdürmek isteyecekti…
Maçla ilgili yazacaklarımıza gelince…
18. dakikada İrfan Can Kahveci’nin kırmızı kart görüp takımını bir eksik bırakması maçın, genç AhmetCan’ın, 35’te Uğurcan’ı geçip Trabzonspor ağlarına gitmekte olan topun gol olmasını engellemesi ilk yarının kırılma anlarıydı.
Ya 84’te Nwakaeme’nin direkte patlayan şutuna ne demeli? Fenerbahçe adına büyük şans, Trabzonspor adına büyük şanssızlıktı…
Liderin Nwakaeme ile kazandığı golün de hakkını teslim edelim; Ömür ile Nwakaeme’nin ayağa hızlı ve isabetli baş döndüren paslaşmalarının…
Bordo-mavililer öne geçtikten sonra bir eksik Fenerbahçe değil de onlar kalmıştı sanki. Zira daha etkili oynayan, pozisyonlara giren taraf sarı-lacivertli oyunculardı. Canlarını dişine takarak oynadı İsmail Kartal’ın öğrencileri. Karşılığını da Zajc ile almış oldular…
Dememiz o, Trabzonsporlu oyuncular, Fenerbahçe’nin bir eksik kalmasının avantajını kullanamadılar. Maçın son bölümlerinde vermiş oldukları mücadeleyi, etkili oyunu genele yayabilseydiler; sonuç çok daha farklı olabilirdi.
Netice itibariyle, keyifli bir mücadele izledik… Gününde olmayan Trabzonspor bir şey kaybetmedi, gün saymaya devam ediyorlar. Fenerbahçeli oyuncular, lidere karşı bir eksik oynamalarına rağmen verdikleri mücadeleyle taraftarının bir nebze de olsa gönlünü almışlardır…
SENAD OK - KIRILMA ANI KIRMIZI KART
Trabzonspor topa daha çok sahip olması beklenen, Fenebahçe ise rakibini karşılayıp olası boşlukların üzerine gidecek bir kadro yapısı ile sahadaydı. Maç da böyle başladı. 10 ve 14’te sağ kanatta bulduğu boşluklarda fırsat yakalayan sarı-lacivertliler için kırılma anı 17.dakika oldu. İrfan Can’ın gördüğü kırmızı kart sonrası maçın tamamını bir kişi ve belki de en önemli oyuncusundan yoksun oynadı. Tam bu kartın şoku yaşanırken Nwakaeme 22’de önünde bulduğu topu tek vuruşta gol yaptı: 0-1
Eksik olmasına rağmen Fenerbahçe pozisyonlar buldu. 35’te Uğurcan ve Ahmetcan arka arkaya net iki fırsatı önledi. Fenerbahçe gol ararken eksik olması sebebiyle de savunmada doğal olarak boşluk bırakıyordu. 62’de Kim çok önemli bir hızlı atağı kesti. 65’te karşılıklı hamleler geldi.Maçta son 20 dakikaya girilirken skor eşitlendi. Mert Hakan’ın duran toptaki ortasını Zajc kafayla çok iyi bitirdi: 1-1 Kalan bölüm de artık Trabzonspor da kazanmak için risk almak zorundaydı. 80’de Kim, 83’te Serdar Aziz kademeye girdi. 84’te Nwakaeme müsait pozisyonda topu direğe nişanladı. Eksik kaldığı için son bölümlerde çok yorulan bir Fenerbahçe vardı. Abdullah Avcı da 87’de üç değişiklik birden yaparak bu durumu kullanmak istedi. Sonuç değişmedi. Fenerbahçe güçlü rakibi karşısında bir kişi eksik oynamasına rağmen puan almayı başardı.