01.09.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi Play-off Turu rövanş maçında Twente ile deplasmanda karşılaştı. İlk maçta Kadıköy’de alınan 5-1’lik avantajla sahaya çıkan sarı-lacivertliler, bu maçta da sahadan 1-0 galip ayrıldı. Fenerbahçe’ye galibiyeti getiren gol 72. dakikada penaltıdan Edin Dzeko’nun ayağından geldi.
Sezona Konferans Ligi 2. Eleme Turu’ndan başlayan Kanarya, bu turda Moldova ekibi Zimbru ile karşılaştı. Rakibini 5-0 ve 4-0’lık skorlarla eleyen Fenerbahçe, 3. Tur’da ise Slovenya ekibi Maribor ile mücadele etti. Her iki maçta da (3-1, 3-0) sahadan galibiyetle ayrılan Fenerbahçe, play-off turuna yükselirken, bu turda da Twente’yi elemeyi başardı.
Maçın ardından Milliyet yazarları da sarı-lacivertli ekibin Twente ile oynadığı karşılaşmayı değerlendirdi.
TWENTE'Yİ 'ÇILDIRTAN' F.BAHÇE / ERCAN GÜVEN
5-1 kimyasını bozmuş olmalı Twente’nin… Çünkü ilk yarıdaki gibi futbol oynayan bir Avrupalı takım olamaz. Belli ki, Fenerbahçe’ye karşı ayıplı, günahlı bir “özel muamele” içindeydiler hezimetin rövanşında…
Kendilerini aştılar!.. Kadıköy’de hırçındılar, evlerinde çirkin oldular.
Temaslı, agresif futbola eyvallah ama resmen Fenerbahçe’yi kışkırtmaya çalıştılar. Büyük ihtimal, “komple rövanş olsun” diye ilk maçta kendilerinin kaldığı gibi on kişi bırakmayı hesaplamışlardı Fenerbahçe’yi.
Neyse ki, sadece ilk devre süren esrarengiz motivasyonları, akıl almaz girişimlere sürükledi onları. Hakem göz yumduğu sürece her ikili mücadelede Fenerbahçeliyi yere indirmek tamam da… Topu yakalamış İrfan Can’ın kafasına dizle girmek sertlik değil gaddarlığın dik alasıydı. Beş dakika boyunca yattı kalktı, denge sorunu yaşadı Fenerbahçe kalecisi.
Hadi sertlik futbolun bir gerçeği. Peki, kramponunu ayağından uçuracak faulle yere indirdikleri Osayi’nin sahadaki ayakkabısını oyun alanının dışına fırlatmak nasıl bir mantıktı? Bırakın futbolu, akıl-mantık dışıydı resmen. Osayi’nin tek ayağında çorapla oynayıp avantaj elde edeceklerini mi umuyorlardı yoksa? Maçın sonunda Fenerbahçe tarafından kendi pabuçlarının dama fırlatılacağını hissetmiş olmalılar!
Oyun disiplininden kopmayan, gerektiğinde kalesini 5-4-1 ile savunan, sabreden, zamanın lehine işlediğinin bilincinde Fenerbahçe’de sinirlerine hakim olamayan yine Mert Hakan’dı her zamanki gibi… Birileri uyarmalı kendisini. Neyse, o da kırmızıya ulaşıp Twente’nin planını işleme koymadan ikinci yarı kenara alındı İsmail Kartal tarafından.
İlk yarı golsüz bitince hemen hiç tur umudu kalmayan Twente, yine futbol oynamaya odaklandı. Sahadaki saçmalıkları bir kenara bıraktı. Faydası kendine oldu… Aynı maçın başındaki gibi Fenerbahçe’yi zorladı hızı ve baskısı ile.
Fenerbahçe pozisyon bulmakta zorlandı mı yoksa pozisyon aramaya harcayacağı eforu savunmaya kullanıp, rakibin sürdüremeyeceği temponun bitmesini mi bekledi, bilinmez… Tabi bu süreç için Becao ile kaleci İrfan Can’ın hakkını teslim etmek lazım.
Maç gittikçe ilginçleşti!.. Hücum eden de Twente’ydi, çaresiz durumda olan da… Çünkü, İsmail Kartal’ın ilk yarıda önde top tutamayan Cengiz-Dzeko-Tadic forveti ikinci devre başlarken değişmiş, Cengiz’in yerine King girip Tadic sağa geçmişti. İkinci yarının başındaki bu hamlesi yerli yerindeydi Kartal’ın. Cengiz henüz hazır değil Fenerbahçe’nin sağ kanadına yerleşmeye.
Restorasyon bitmedi… Ardından yine nokta atışı yaptı Fenerbahçe Hoca’sı ve Cengiz değişikliğine Tadic ve Mert Hakan da eklenip İrfan Can ile Sczmansky oyuna girince, Fenerbahçe’nin üzerine gelen Twente’yi cezalandırma zamanı gelmişti. Maçın bitmesine 20 dakika kala King soldan girip penaltı aldı ve Dzeko attı 0-1.
Kalan süre, sadece Fenerbahçe’deki kaliteli ayakların daha çok göze batmasını sağladı o kadar. Twente “gürleyen”, Fenerbahçe “yağan” taraf haline geldi!.. Pozisyonların hepsi ilk maçı 5-1 kazanmış, rövanşında 1-0 önde olan takımdandı sahada.
İlk yarıda yaptıkları için muhtemelen utanç duyacak Twente’yi arkasında bıraktı, yenilmezlik unvanı ve alnının akıyla çıktı bu deplasman maçından da Fenerbahçe.
Buldozer gibi gidiyor yani. Konferans Ligi Grupları’nda şanslı kuralar.
KAZANMA ALIŞKANLIĞI... / UZAY GÖKERMAN
Zor bir karşılaşma oldu diyebiliriz. Özellikle Hollanda temsilcisinin maçın taktiğini rövanş değil de “hesaplaşma” üzerine kurması ve bunu da hem sertlik hem de zaman zaman futbol dışı yöntemlerle Fenerbahçeli oyuncuları sinirlendirerek kart görmelerini sağlayacak bir planla yapmaya çalışması ilk yarının kavgası yüksek bir psikolojik harbe dönmesine sebebiyet verdi.
İki maçın toplam faul istatistiği; Twente 34 -Fenerbahçe 26!
İsmail Kartal ilk maçın avantajlı skoruna bakarak rotasyonu bol bir kadro ile çıkması pekala beklenen bir sonuç olurdu. Ancak beklenenin aksine neredeyse ideale yakın bir 11 ile maça başladı Fenerbahçe.
Tabii kadroda hem kalite hem tecrübe yüksek olunca krizden çıkmak da güç olmadı.
Ayrıca Twenteli oyuncuların art niyetli tutumlarına karşın hakemin de sakin kalmayı başarması önemliydi.
Düşünün maçın bitmesine 5 dakika kalmış ve toplamda skor 6-1 ve rakip hala aynı plana sadık kalarak stresi yüksek tutmaya devam ediyor.
Benzer bir maç Türkiye’de oynansa ilk yarı karşılaşmanın kontrolü tamamen kaybolabilirdi. Hele bir derbiyi hayal bile edemiyorum.
Yine de zaman zaman rakip oyuncuların tuzağına düşen Fenerbahçeli futbolcuların sakin kalamadıklarını gözlemledik. İrfan Can ve Becao’nun rakiple girdikleri ikili diyaloglar bıçak sırtındaydı.
Böylesi bir oyun planı karşısında futbol oynamaya çalışmak da asla kolay olamazdı.
Kuşkusuz bu bir puan maçı olsaydı olaya başka taraflarından yaklaşmak gerekebilirdi; ancak iyi bir strateji ile turu geçmek yeterli oldu.
Bu maç özelinde takımın genel oyun şekline dair değil de tek tek oyuncular özelinde birkaç paylaşım yapabiliriz.
Osayi…
Geldiği günden bu zamana güçlendi, özgüveni yükseldi. Önemli bir takım oyuncusu haline de geldi. Ancak pas kalitesi hala belli bir seviyenin üzerine bir türlü çıkamıyor. Yaşı göz önünde tutulduğunda bunun geliştirilmeye açık olduğunu düşünüyorum. Çalışması gerekiyor. Belki de destek alması… Eğer bu seviyeyi aşarsa bambaşka bir oyuncu olabilir. Pas kalitesi derken bunun içine oyun görüşünü de eklediğimi ayrıca belirtmek isterim.
Mert Hakan…
Böylesi bir maçta sakin kalmasını hayranlıkla izledim, diyebilirim. Tam bir görev adamı gibi oyunda durduğu süre boyunca belki de Fenerbahçe’nin en aklı başındaki futbolcularından biri oldu.
King…
Oynamamak bir futbolcu için çok zordur. Maçı çözen oyuncu oldu. Daha fazlasını da yapabilirdi ancak kendisini gösterme telaşı buna engel oldu. Bir pozisyonda ters tarafta İrfan Can bomboş durumda beklerken pas atmak yerine topla hareket etmesi kötü bir tercihti.
Fenerbahçe’nin hücum organizasyonlarında pas isabet yüzdesinin her geçen gün biraz daha arttığını gözlemlemekle birlikte aynı şeyi savunmadan çıkarken yapamadığını not edebiliriz. Bu nedenle top ikinci bölgeye kadar gelmişken tekrar tekrar kaleci İrfan Can’a dönmesi önceki pasları değersiz veya anlamsız hale getirdi ayrıca tehlike de yarattı.
Buralar daha çok çalışmak gerekecektir.
Fenerbahçe sezon başından bu yana çıktığı tüm resmî maçları kazanarak bu u bir alışkanlığa dönüştürmeyi de başardı.
Bunu yaparken de ortalamada iyi futbol da oynuyor.
Liderlik vasfı yüksek oyuncu grubunun takıma sahip çıkmasının bu seriye önemli bir katkısı olduğuna da şüphe yok.
Şimdi Süper Ligde zorlu bir deplasman bekliyor.
FENERBAHÇE GRUPLARDA / TOLGA ERSARI
Beklenildiği gibi ev sahibi takımın agresif hücum çabasıyla başladı Twente- Fenerbahçe karşılaşması ve gergin bir mücadeleye sahne oldu. Öyle ki, yedi sarı kartla tamamlandı ilk yarı ve bunlardan beşi Fenerbahçeli futbolculara çıktı.
İlk maçta ciddi bir skor avantajı elde etmişti sarı- lacivertliler. Ancak Hollanda’daki rövanş karşılaşmasında çok da istediklerini sahaya yansıtamadılar. Orta sahada etkisiz kalan Fenerbahçe, solda da Oosterwolde’den hücum anlamında çok fayda sağlayamadığı gibi Hollandalı futbolcu savunmada da bir takım hatalar yaptı. Sağda ise Osayi-Samuel hücuma daha fazla katkı sağladı. Fakat onun önündeki Cengiz Ünder de Fenerbahçe’nin etkisiz isimlerindendi. Nitekim Cengiz, ikinci yarının başında yerini King’e bıraktı. King de maçın kaderini değiştirdi.
Futbol gerçekten ilginç bir oyun. İkinci yarıda oyuna daha fazla hâkim olan ve iki topu direkten dönen Twente’nin baskısını iyice arttırdığı bir anda, ev sahibi takımın hücum yönü haline gelen Fenerbahçe’nin sol tarafında kaptığı topla bütün sahayı kat eden ve rakip ceza sahasında ancak yere indirilerek durdurulabilen King’in kazandırdığı penaltı, sarı- lacivertlilere rövanş maçında da galibiyeti getirdi.
Bu penaltıyı gole çeviren Dzeko ve Tadic, Fenerbahçe’nin iyilerindendiler. Tadic’in takımı sahiplenmesi ve kazanmak için verdiği mücadele çok önemli. Aynı şeyleri Dzeko için de söyleyebiliriz. Bu iki yıldız, sarı- lacivertliler için büyük kazanım.
Birkaç hata dışında iyi bir mücadele ortaya koyan ve neredeyse her topa müdahale eden Becao ile partneri Serdar Aziz’in de gecenin iyileri arasına adlarını yazdırdıkları karşılaşmayı kazanan Fenerbahçe, beklendiği gibi adını Konferans Ligi gruplarına yazdırdı. Sarı- lacivertliler bu sezon kaliteli bir kadro kurdular ve bunun meyvelerini de sahada alıyorlar. Görüldüğü gibi futbolda başarının temeli, doğru bir kadro mühendisliği. Macera aramak yerine doğru isimlerle oluşturulan kaliteli bir kadro, sizi her kulvarda iddialı bir hale getiriyor.
Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde yaşayacağı zaferler kesinlikle sürpriz olmayacaktır. Bu yolda başarılar Fenerbahçe...