09.02.2022 - 08:24 | Son Güncellenme:
TARAFTARIN SESİNE KULAK VERİN - TAYFUN BAYINDIR (MİLLİYET)
Fenerbahçe, iyi olduğu iddia edilen oyunculardan kurulu (ama bence bir elin parmakları kadar iyi futbolcusu yok) kötü bir takım. Ziraat Türkiye Kupası, bir zamanlar Ali Koç’un da içinde yer aldığı Fenerbahçeli yöneticiler tarafından angarya kabul edilirdi, o angarya kupa dünkü maça kadar sezonun amortisiydi, Koç’un takımı amortiyi bile kazanamadı. Gerçekçi konuşmak gerekirse zaten bu sezon Kadıköy’de Fenerbahçe’yi mağlup etmeyeni sıradan takım ilan ediyorlar. Çünkü sahadaki Fenerbahçe de altını çizerek söylüyorum sıradan bir takım.
'BU TAKIM SEZONU KAPADI'
Bir özgüven ölçen sistem olsa Fenerbahçe takımının değeri sıfırın altında çıkar. Transfer sitelerindeki değerlerine bakılınca ‘vay be’ denilen oyuncuların çoğuna şimdilerde ‘yuh be’ diyorlar. Hem de Fenerbahçe’nin kendi gerçek taraftarı söylüyor bunu. Haksızlar mı? Kesinlikle değiller. Haksız olanlar taraftarın aylardır yüksek sesle dile getirdiği ortak talebine kulak tıkayanlar. Bir durum tespiti yaptım. Bu durum tespitine dünkü maç sadece tuz biber oldu. Olağanüstü rakamlar harcanarak toparlanan bu takım sezonu kapadı. Hiçbir hedefleri yok. Ayrıca umutları da yok ve en önemlisi ruhları da yok.
Dünkü maçın özelinde Mert Hakan Yandaş ve Ferdi Kadıoğlu’na gerçekten yazık oldu. Kenarda İsmail Kartal... Futbolculuğu da, teknik adamlığı da saygın ve değerli geçmiştir. Fenerbahçe teknik direktörlüğünü yapabilecek kapasiteye de sahiptir, tecrübeye de. Lakin bu takımın en gencinden, en tecrübelisine kadar hiçbirisinin üzerinde ne etkisi var ne de otoritesi. Çünkü sezon bitmeden başkan tarafından geçici olduğu ilan edilmiş bir teknik adam kendisi. Gelecek sezon yok. Bir sonraki dönemde takımın başında olmayacak bir hocaya saygı gösterip, değer verip, onun hocalık meziyetlerine inanan oyuncu grubu da ne yazık ki Fenerbahçe’de yok. Kâbus gibi geçen üç yıllık Ali Koç dönemiyle ilgili çözüm üreten, futbol aklı bu ülkede var. Hem de çok sayıda var. Ama bu önerileri dinleyecek ve uygulamaya geçecek bir başkan, onunla birlikte etkili bir yönetim kurulu var mı sizce?
Haftalardır ‘Yarından tezi yok’ diye başlayan, on binlerce ağızdan çıkan ‘istifa’ talepleri var. Bu talepler giderek Fenerbahçe camiasında dikkate değer hale gelmiştir. Kulak tıkanmayacak kadar gür gelen bir ses bu. Ali Koç’un artık bu sesi dikkate alması gerekir. Hem Ali Koç’un, hem de Fenerbahçe’nin geleceği yüksek oktavla çıkan sese kulak vermekten geçmektedir.
BAŞKAN KOÇ, KONGREYE KOŞUYOR - FAİK ÇETİNER (FANATİK)
Fenerbahçe için Avrupa’ya tutunma maçı. Ya kazanacak ya kazanacak. Kayserispor’un aklı ligde, o da, 'Ya tutarsa' diyor. Maçın ilk devresinde topu alan, önde baskı yapan, kalesinde tek tehlike yaşamayan Fenerbahçe nedendir bilinmez ve çözülmez, pozisyon bulamıyor. Oyunu dikine oynayan, dar alanda adam eksilten Osayi ve Ferdi olmasa takım kale önüne bile gidemeyecek. Crespo istekli, Ozan Tufan ısınma turlarında Mert Hakan aşırı telaşlı ve gergin. (Nefis bir şutu yan direkten döndü.) Valencia ve Berisha da etkisiz. Kayserisporlu Uğur Demirok devre biterken, VAR uyarısı sonucu kırmızıyı görünce Fenerbahçe, ikinci yarı maçı rahat koparır dedik. İkinci bölümde maç Kayserispor yarı alanında oynandı, oynandı ama Fenerbahçe’nin pozisyon bulamayışını hayretler içinde izlemeye başladık. İsmail Kartal hamleler yapıyor, gol gelmiyordu.
Ozan, Nazım, Valencia çıkıyor, Pelkas, Rossi, Serdar Dursun giriyorlardı. (Şans bulanlar fark yaratamadılar) Sonra mı? Maç uzatmaya gider derken bir futbol mucizesi gerçekleşiyor. Ramazan Civelek‘in attığı frikik adeta tarihe geçen bir tur golü oluyordu. Futbol sonuç oyunu. Fenerbahçe hedefsizliğe, Başkan Koç ise kongreye doğru koşuyor..
ARIZANIN ÖRNEĞİ BERISHA - GÜRCAN BİLGİÇ (SABAH)
Sezonun şartları Fenerbahçe için maçı "final" yaptı. Bu kadar baskı altında olan ve bu kadar da genç olan bir takım, bıçak sırtında oynuyordu. İki takımın da önemli eksikleri olsa da, hava ve stat şartlarına baktığımızda, yine iki takım için de deplasmandı karşılaşma.
Ozan Tufan'ı forvet arkasında , "10 numara" pozisyonuna koydu İsmail Kartal. Oyunu ise Mert Hakan ve Crespo koruyorlardı. Hikmet Hoca'nın klasik "büyük avlama" pususu yine devredeydi. Kurt hoca, tempoyu düşük tutmaya çalışıyor ve birinci bölgede rakibi kalabalık olarak bekliyordu.
Sürekli olarak uzun ve yüksek oynamaya zorlanırken Fenerbahçe, bu kez beklerini, Ferdi ile Nazım'ı devreye sokup aut çizgisine doğru yaklaşmayı denedi. Yapamadılar, yine denediler.
Kırılma maçının anahtarı ise "sabır"dı. Ayağa oynayacaklar, garanti pas atacaklar ve Amerikan futbolu gibi metre metre rakip kaleye doğru yaklaşacaklar. Fenerbahçe ilk yarıdan müthiş pozisyonlar çıkaramasa da maçın ana fikrinde doğruların sahibiydi. Böyle dirençle kapanan bir takıma karşı mümkün olduğunca oyun alanını büyüterek, kendilerine alan açmaya çalıştılar.
Devre bitiminde bir kişi eksilen Kayserispor'u, ikinci 45'te kendi sahasında bıraktılar ama zorlukla buldukları pozisyonlarda kaleyi bile bulamadılar.
Fenerbahçe'ye gelen santrforların uğradığı arızanın dünkü örneği Berisha oldu. Topla buluştuğu anlarda o kadar kötü vuruşlar yaptı ki. Sadece Mert Hakan'ın üstüne yıkılan hücum aklında, her zorlayışta bir hata aradılar ama yanlışların sahibi de yine Fenerbahçe oyuncularıydı.
Santrası yapılmayan, barajdan sekerek ağlara giden bir golle, en dramatik sonucu aldılar aslında. Şubat ayında sezonu tamamladılar. Bundan sonraki maçlarda her şey daha zor olacak.