03.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'in 27'nci haftasında Beşiktaş'ı konuk etti. Heyecan dolu karşılaşma siyah-beyazlıların 4-2'lik galibiyetiyle sona erdi. Kritik müsabakayı spor yazarları kaleme aldı.
Usta kalem, Beşiktaş'ın tecrübeli futbolcusu hakkında çarpıcı ifadeler kullandı. Öte yandan Nathan Redmond'ın performansı da büyük beğeni kazandı.
İşte Fenerbahçe - Beşiktaş maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
TARİHİ GÖSTERİ / BİLAL MEŞE
Derbilerin tadı başkadır, hayat durur ülkemizde. Gelin görün ki ilk yarıda adına yakışır öyle aman aman bir mücadeleye tanıklık edemedik. Bunun temelinde faüllerin gırla gitmesi ve sarı kartların hava uçuşması yatıyordu kuşkusuz.
MHK derbiye anlı şanlı kokartı kocaman, Halil Umut Meler ve ekibini atadı. Valla, asla fanatik olmadım, olanı da hiç sevmem. Ne var ki bazen insanın sabrı taşıyor, taşırıyorlar, tıpkı FIFA kokartlı Halil Umut Meler gibi!
O penaltı kararını neye dayanarak verdin, o kadar basit mi, beyaz noktayı göstermek? Bırakın eski hakemlerimizi, sokaktaki adama sorsan o pozisyona penaltı veren hakemin kokartını sökerler! Hadi sen verdin, VAR’daki Alper Ulusoy nerede? İkinci kararın tamam, ama ilkinde sınıfta kaldı sınıfta!
Bunun içindir ki derbinin VAR kayıtlarının açıklanması şart, eyyy TFF, bundan kaçış yok! Özellikle ilk penaltıdaki muhabbeti ben de merak ediyorum, kamuoyu da bilesiniz!
Fenerbahçe biraz baskılı gözüktü, hepsi o kadar... Penaltının dışında Valencia’nın kaçırdığı bir pozisyon var ki, o da şaşırdı biz de. Arda pasıyla Valencia’yı kaçırdı, Mert ile karşı karşıya kaldı, vurdu, tecrübeli eldiven ayaklarıyla topu uzaklaştırdı. Ardından sarı-lacivertli golcü, penaltı atışında hata yapmadı, takımını 1-0 öne geçirdi.
Beşiktaş’ın ise Welinton ve Aboubakar’la iki pozisyon buldu, gelin görün ki Altay tecrübesini konuşturdu, geçit vermedi. Özellikle Aboubakar, Samet’i geçti, ağır kalınca Altay ayaklarının arasından topu eliyle uzaklaştırdı.
Güneş’in Redmond ve Maxim dokunuşları Kartal adına işin rengini bir anda değişitirdi, derbiye de renk geldi. Bak Welinton, şartlar ne olursa olsun oyunda kalacaksın, kızarmayacaksın! Bırak penaltı yaptırma, gol olsun veya olmasın, ama takımını eksik bırakma, üstelik sarı kartın var, unuttun mu? Neyse, 53’teki ikinci penaltı atışında Valencia aynı köşeyi denedi, top yan direğe çarparak auta gitti.
Kartal eksik kalmasına karşın mücadeleyi bırakmadı. İkinci yarıda oyuna giren Redmond, asistleriyle adeta yıldızlaştı. Cenk Tosun’a iki asist yaptı, tecrübeli krampon ikisini de affetmedi, gollerle taçlandırdı.
Redmond... Redmond... Redmond... Redmond... Bir gol üç asist, o nasıl bir istatistiktir? O nasıl bir ciğerdir kardeş, o nasıl tekniktir, kaç kişiyi geçtin, gittin 75’te Altay’ın uzanamayacağı köşeye topu gönderdin, farkı da ikiye çıkardın, helal olsun sana...
90+1... O ana kadar kenar yönetime kaçırdıklarıyla saç baş yolduran Aboubakar, yine Redmond’un sayesinde sahne aldı, farkı üçe çıkarırken, 90 artı 5’te İrfan Can Kahveci, raket gibi kullandığı soluyla Mert’i avladı, farkı ikiye düşürdü.
Evet, on kişi kalan Kartal, tarihi bir galibiyete imza attı, zirveye ortak olmaya da devam ediyor.
Maçın yıldızı kuşkusuz Redmond’tur... Son sözüm hakem Meler’e: Kartal’ın bu galibiyeti ilk yarıdaki o skandal penaltı kararını örtmez, bilesin.
KADIKÖY'DE FIRTINA / ATTİLA GÖKÇE
Kredisini tüketmiş iki takım, zirvedeki en önemli kozlarını oynamak üzere buluştuklarında bu maçta her türlü gerilimin çatışmanın şok ve hayal kırıklığının yaşanabileceği biliniyor ve bekleniyordu.
Fenerbahçe ve Beşiktaş topun durduğu her an neredeyse meydan kavgası diyebileceğimiz kabadayılıklar sergilediler. Sporcu, meslektaş, arkadaş olduklarını unuttular. Mert Hakan Yandaş’la Aboubakar itiş kakışına öteki arkadaşları da katılacak oldu. Çirkin görüntüler, yakın planda birbirini tehdit eden suratlar, kötülükler filminin kareleri gibiydi. Hele Mert Hakan Yandaş kardeşimizin Halil Umut Meler’e bir tepeden bakışla öyle bir atarlanması vardı ki utanırdınız. Neyse oyunda her iki takımdan “daha akıllı” adamlar vardı. Hem onlar ortamı soğuttu (!) hem de Meler kartlarını gösterip olayı sonlandırdı.
İlk yarıdan küçük notlar verelim. Beşiktaşlı Onur-Arda temasındaki penaltıda VAR odasından bir çağrı gelse iyi olurdu. FİFA bu tür pozisyonları “gri” olarak değerlendirip VAR’ı devre dışı bırakıyor. Ancak o pozisyonda temas eden oyuncu Onur değil, Arda… Hücumcu kendi takılıyor. Halil Umut Meler, VAR odasından bir davet alıp yeniden izlese daha doğru bir karar verebilirdi. Derbilerde ve üst üste maç yönetmekte ne kadar ağır bir iş yüklendiğini gösterdi. Meler, eski formunda değil. Sınırsız görevlendirme kararı tamam da, bu hakemi tüketmesek daha iyi olur.
İkinci yarıda rüzgar döndü. Ilıman ve uysal hava akımının yerini buz gibi donduran Beşiktaş fırtınası aldı.
Bu fırtınayı başlatan adam Şenol Güneş. Fenerbahçe’nin ofansa kilitlenmiş oyununda savunma gediklerini görerek inanılmaz hamleler yaptı. İkinci yarıda Ghezzal ve Hadziahmetoviç’i oyundan alıp Maxim ve Redmond’u oyuna sürmesi çok isabetli dokunuşlardı. 55’deki Gedson-Necip değişikliği de yerindeydi. İkinci penaltıda Welinton’un kırmızı kart görmesiyle (Dk.50) 10 kişi kalan Beşiktaş’ta yıkımı önleyen ilk olay Valencia’nın atıştan yararlanamaması oldu. Sonrasında Nathan Redmond’un “resital” güzelliğindeki sanatsal gösterisine tanık olduk. 3 asist ve 1 gol… İşte fırtınanın şövalyesi.. Oyun öylesine döndü ki Fenerbahçe taraftarı da takdirlerini alkışlarla gösterdi.
Bu arada… Cenk Tosun’un kaptanlığını oyun içinde adanmışlıkla mücadelesini genç futbolculara örnek olarak sunmak gerekiyor. Vincent Aboubakar… Dördüncü golü atarken içten içe “Cenk atarsa ben de atarım” dercesine tatlı bir rekabetin ortağı olarak övgüleri kazandı.
Maçın Fenerbahçe açısından iki güzelliği var: Arda’nın ilk onbirde genç bir lider adayı olarak maça başlaması. Başarılı bir performans sergilemesi… İrfan Can Kahveci’nin nihayet sonradan girdiği oyunda bir gol atarak formuna dönüş sinyali vermesi.
Güzel bir derbi izledik.. Tarihe geçecek bir oyuna tanık olduk. Gönül daha ne istesin ki!