08.07.2020 - 13:53 | Son Güncellenme:
Ata SELÇUK / İSTANBUL (DHA) -
Serbest dalışta elde ettiği sayısız başarı ile adından söz ettiren milli sporcu Fatma Uruk, geçen 23 Nisan'da gerçekleştireceği rekor denemesi için Meksika'ya gitti ve koronavirüs pandemisinin etkisini göstermesiyle birlikte mecburen bu ülkede kaldı. Uzun süredir Meksika'nın Valladolid kentine bağlı bir bölgede bulunan Uruk, bu süreçte fırtınadan depreme ve salgınlara kadar birçok felakete şahit oldu. Meksika'da birçok sıkıntıya rağmen pes etmeyen ve bu süreçte Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yardım eli uzattığı Uruk, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
MEKSİKA'DAKİ SON DURUM NE?
Meksika'daki son durumu anlatan 32 yaşındaki milli sporcu, "Ne yazık ki hepimizin de bildiği üzere, Amerika kıtası şu anda pandeminin merkezi olarak görülüyor. Meksika en yüksek vaka sayısına sahip on ülkeden biri. Ölümlerde ise ilk beşte. Burada virüsün yayılması görece geç başladığı için normale dönüşün de geç başlayacağını düşünüyorum. Herkes gibi, benim de öncelikli amacım kendimi ve çevremi virüsten korumaya çalışmak. Özellikle bulunduğum pozisyonda ve şartlarda bunun sorumluluğunu katbekat fazla hissediyorum. Ben hastalanırsam sanki Türkiye hastalanacakmış gibi hissediyorum. Çünkü geldiğim andan beri aklımdan çıkarmadığım gibi tek gayem, bu başarıyı ülkemize kazandırarak dönmek" dedi.
"TÜRKİYE'DEKİ SPORCU ARKADAŞLARIM ŞU ANDA GERÇEKTEN ÇOK ŞANSLI"
Türkiye'deki sporcuların çok şanslı olduğunu dile getiren Fatma Uruk, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyada antrenman yapabilecekleri birkaç ülkeden birindeler, belki de tek ülkedeler. Bunun kıymetini bilmek gerek. Aslında benim olduğum yer, dört mevsim dalışa elverişli yerlerden biriydi, ancak virüsün seyri işleri tersine çevirdi. Dalış yaptığımız yerler ve rekor denememizi de yapacağımız noktalar 'cenote' denen farklı sıcaklık, derinlik ve yükseklikteki mağara ve çukurlar. Dünya rekoru deneyeceğim yer olarak bundan iki yıl önce Meksika'daki bu cenote'leri seçtim. Çünkü bu noktalar bugüne kadar tüplü dalgıçların çok ilgisini çekmiş olsa da serbest dalışçılar için oldukça yeni. Henüz keşfediliyor ve tabii ki biraz da ürkütüyor yeni olması. Burada en derine dalan, cenote'lerde dünya rekoru deneyen ve bunu başaran ilk sporcu olmak istedim. Bu yerlerin bir kısmı şu anda açılmış durumda. Çok kısıtlı süreyle, kısıtlı adette kişi alıyorlar veya virüsün aşırı yoğun olduğu bana 6 saat mesafede başka eyalette birkaç tane daha açıldı, ancak derinlik 40-50 metre civarında ve bana yetmiyor dolayısıyla. Bizim esas dalacağımız cenote ise bir köyde ve 90 metreden derin. Sevindirici haber; bu köydeki karantina kalktı, yani aslında artık gidebileceğiz. Üzücü olan ise burada geldiğimden beri yaşadığım birkaç felaketten biri olan sel baskının burayı etkilemiş olması. Fotoğraflarda gördüğümüz mavi hali olması gereken, üç haftadır ise kahverengi olan fotoğraftaki gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu fotoğrafı gördüğümden beri uyuyamıyorum. On yılda bir olan bir durum olduğunu, ancak düzeleceğini söyledi orada yaşayan halk. Ve nitekim öyle de oldu. En geç 20 Temmuz'da bu masmavi sudayız."
"GELDİĞİM GÜNDEN BU YANA DALIŞ MASKESİ TAKAMADIM"
Antrenman yapmakta fazlasıyla zorlandığını belirten Uruk, "Geldiğim günden bu yana yüzüme dalış maskesi takamadım. Kullandığım tek maske virüs için. Şu anda kara antrenmanlarına devam edebiliyorum. Fakat bir yandan da rekor denemesi organizasyonunu yapmak gibi bir sorumluluğum da var. Minimum on kişilik bir ekip işini yürütmeye çalışıyorum. Buraya aktarmalı uçuşlar tek tük var ancak riskli. AB aktarmalı uçuşlarda örneğin kapıdan dönenler olduğunu biliyoruz. Pandemi sürecinde seyahat etmek gerçekten zor. Ben o nedenle, buraya Türkiye'den ekibimin gelip bana yardım edeceği umudumu yitirmeye başladım ve sanki gelemeyeceklermiş gibi çalışmalarıma devam ediyorum. Buradaki Türklerle iletişime geçiyorum yavaş yavaş. Organizasyon günü gereken şeyler konusunda herkes destek olacak. Yani yanlış anlamayın bunlar maddi meseleler değil. Aslında daha çok manevi destek ve iş yükü ile alakalı. Kısacası, bu zamana kadar en iyi olduğum konularda antrenmana devam ediyorum; sudan uzak kalmak ve mücadele etmek" diye konuştu.
"DURUM KARAMSAR DEĞİL"
Rekor denemesinden vazgeçmediğini ifade eden milli sporcu Fatma Uruk, bunun için bir tarih belirlediklerini söyleyerek, "İstediğim ve oldurmaya çalıştığım gün belli. Tarihimizi güncelleyerek uluslararası federasyonumuza ilettik. Artık geriye kalan, resmi görevlilerin görevlendirilmesi ve buraya gelebilecekler mi bekleyip bunu görmek. Örneğin Kolombiya çok iyi bir kaynaktı bizim için hakem konusunda, ancak dün öğrendim ki uluslararası tüm uçuşlar ülke genelinde eylüle kadar yasak. Bu tip şeyleri ne kontrol edebiliriz ne de değiştirebiliriz. Ancak alternatif üretebiliriz. Biz de şu anda ulusal federasyonumuzun ve Bakanlığımızın desteğiyle bunu yapmaya çalışıyoruz. Durum karamsar değil. Ancak tarihi o gün hep birlikte zikredelim ve başarımızı kutlayalım istiyorum" dedi.
MEKSİKA'DA NELER YAPIYOR?
Günlerinin nasıl geçtiğinden bahseden Uruk, "Dile kolay; ülkemden, sevdiklerimden, evimden uzak burada dördüncü ayım bitti. Hatta 4 ay tam olarak bugün doldu. Sırasıyla sayarsam bu süreçte; bir pandemi, şiddetli bir deprem, fırtınalar, seller ve ateşli humma salgını atlatıldı bu ülkede. Bazıları beni etkiledi bazıları etkilemedi. Ancak hepimizi şaşkına uğratan, bunca şeyin aynı anda şu anda yaşanıyor olması. Meksikalı arkadaşlarım ile bazen gülüyoruz, 'Fatma bu ülke bu kadar felaketi hiç aynı anda bir arada görmemişti. Ne kadar şanssızsın' diyorlar. Ancak ben şanssız olduğuma inanmıyorum. Hayatta her şey mümkün, her şey insanlar için. Mesele bunlar karşısında takındığımız tavır. Üç ay önce, herkes panikle ülkesine dönmeye çalışır ve ben burada kalmaya karar vermişken çoğu kişi korktu ve başıma kötü bir şey geleceğini düşündü. Ben umut etmeyi seçtim ve elimdeki imkanlarla hedefime doğru yol aldım. Şimdi ne kötü bir şey geldi başıma, ne de endişelenenler o anları hatırlıyor tam olarak. Unuttuk bile. Hatta bazen sosyal mesafe kurallarına uymayacak, maske takmayacak kadar unuttuk. Bundan iki ay sonra da bugünleri unutacağız. Yani demem o ki; sonunda başarı her şeyi unutturacak. Bir günüm, ilk gün geldiğimde nasılsa hala aynı geçiyor. En büyük dayanağım etrafımdaki insanlar, yani köydekiler. Bana büyük iyilikleri dokundu. Çocuklar var. Doğanın içindeyim. Hayvanlar var. Bu yola biliyorsunuz, 23 Nisan hayaliyle çıkmıştım, olmadı. Ben çocuklar için bir şeyler yapmak isterken, şimdi onlar benim en büyük dayanağım oldu. Birlikte sabah koşusuna gidiyoruz. Bisiklete biniyoruz. İspanyolca çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ ÇOK ÖZLEDİM"
Türkiye'yi çok özlediğini vurgulayan Fatma Uruk, şöyle konuştu:
"Şimdiden bu branştaki dünya çapındaki sporculara da kararlılığımızla bir imaj sergiledik. Bu çok net. Gözler burada, bende, Türkiye'de. Yaptığım hiçbir şeyin boşa gitmediğini belirtmek istiyorum. Bizim ardımızdan bu rekoru kırmak için bu yolları aşındıracak çok sporcu olacak. Hatta şimdiden bana sormaya başlayanlar var. Bunun dışında, Türkiye'yi çok özledim. Bunu kendime çok sık itiraf etmiyorum. Elimdekilerle yetinmeye çalışıyorum. Çünkü bunu çok sık düşünürsem tüm odağımı kaybederim. Fakat özledim. Herkese sevgiler ve sağlıklı günler diliyorum."