30.10.2012 - 16:22 | Son Güncellenme:
Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba, siyah-beyazlı takım ile ilgili SKYTURK360'a açıklamalar yaptı.
İşte tecrübeli hocanın söyledikleri:
"Planladığımızın dışına çıktık biraz. Futbolda her şeyi iyi yaparsınız ama bir de içinde şans faktörü vardır. O hiçbir zaman bizim yanımızda olmadı. Biz düşündüğümüz, planladığımız puan sıralamasının hem puan olarak hem de sıralama olarak gerisindeyiz. 5-6 puanımız daha olabilirdi diye düşünüyorum. Ama bir Gaziantepspor mağlubiyetinden sonra sıkıcı ve kırılgan bir şeye girdik. O süreçte işte üç tane mağlubiyet aldık ve Trabzonspor maçının ikinci yarısıyla da başlayan bir yükseliş trendine girdik. Futbol bu. İstiyorsunuz, çalışıyorsunuz ama istediğiniz gibi gitmiyor. Bundan sonra artık arkada kalan maçları bir tarafa bırakıp önümüzdeki sekiz maç ile ilgili plan program yapıyoruz. Nasıl hedeflerimize varabiliriz, ligi nerede bitiririz diye.
Lig çok entresan geçiyor. Herkes herkesi yeniyor. Anormal bir çekişme var. 3-4 hafta sonra hemen hemen hangi takım ligi nerede bitirecek, nasıl tamamlayacak gibi fikirler ortaya çıkar. Şu an için bunları konuşmak çok erken.
Şimdi futbol bu entresan bir oyun. Bazı oyuncular gelir hiç ummadığınız anda çok katkıda bulunur, bazı futbolcular inişli çıkışlı bir grafik çıkarır. Bazı futbolcular da direk iniş yapar. Biz bunu planlayarak yaptık, mecburiyetten değil. Hep söylüyorum Beşiktaş Kulübü mali güçlükler altında ama biz de yapabilirdik yani. 500 değil de 600 olsun diye planlama yapabilirdik ama biz hem bugünü destekleyelim hem geleceğe yatırım yapalım ve Beşiktaş’ın geleceğini kurtaralım diye başladık işe. Genç oyuncularımızın performansı giderek artıyor. Takımdaki oyuncuların genelinin performansı giderek artıyor ama tabi içinde inişli çıkışlı grafik çizen de var. O da futbolun doğasında olan şeyler.
Takımın tamamı, bütün oyuncular benim için prenstir. Teknik direktör adil ve adaletli olacak. Gerektiğinde gerekene formayı verecek, oyuncu da tabi bu adaletli dağıtımdan yararlanmak için daha çok çalışacak, daha çok isteyecek ve formasını alacak. Bu kadar basit bir sistemdir bu.
Az maliyetli, az transfer yaptığınızda insanlar iğneyle arıyorlar. Yani o bunu yaptı mı şunu yaptı mı diye. Biz Escude’yi aldığımızda Sivok’un geri dönüşüyle ilgili kesin bir anlaşma yoktu. Egemen de gitmişti. Ersan da sakattı. Bir tane stoperimiz vardı o da İbrahim Toraman’dı. Onun dışında bir oyuncumuz yoktu. Biz onun için aldık bu futbolcuyu. Demin de söylediğim gibi futboldur bu. Sevilla’da oynar, Beşiktaş’ta oynayamaz. Belki gider Real Madrid’de oynar. Bu sadece sahada yaptığı işlerle ilgili değil takıma, sisteme ve ortama uymayla ilgili işler. Zamanla da Escude’nin takıma faydalı olacağını düşünüyorum.
Egemen ve Escude’nin transferlerinde teknik ve idari açıdan bir hata görmüyorum. Bizdeki bölümüyle hiç alakası yok maliyet anlamında. Bu futbolcu gitti, kulübe bu mali yapılanmada oynamak istemiyorum dedi ve onla ilgili her şeyi bir kenara bırakacaksınız. Bir kere siz yeniden transfer politikasıyla ilgili konuşucaksınız. O zamanda bizim için oydu onu aldık.
Transfer yapmayı planlıyoruz, çalışıyoruz. Lig başladığından beri izleme komitesi var. Bizim yurtiçi ve dışında tespit ettiğimiz oyuncuları izliyorlar, bize rapor hazırlıyorlar. En son biz gideceğiz. Bütün takımlar transfer yapar. Bütün hocalar transfer ister. Her zaman eksikleri vardır. Real Madrid ve Barcelona da oyuncu alıyor.
Maliyetleri aşağı çekmek istiyoruz. Maliyetleri aşağı çekerken de Beşiktaşlılık duygusunun, sevgisinin ve bir oyuncunun saha içinde neler yapmasi ile ilgili yukarı gitmek istiyoruz. Bunun içinde altyapımıza yönelik bir iskelet kadro oluşturabilirsek zaten yolun yarısını geçmiş oluyoruz. Sonrasında bunun üzerine yabancı transfer yapacağız. Yani biz bu ülkede yapılanın tam tersini yapmaya başladık. Biliyorsunuz bizim ülkemizde ilk yabancı futbolcular alınır, sonra aralara Türk futbolcular serpiştirilir. Biz bundan önceki yıllarda Beşiktaş’ın başarılı olduğu gibi önce iskelet kadro oluşturacağız, sonra üzerine kaliteli yabancı transferi yapacağız. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızın içinde tamamen bu unsur var.
Her yetişen oyuncu kendi takımına, milli takımına örnek olacağı futbolcular olur. Yani mutlaka bir katkısı olur. Ben Almanya’da, Fransa’da daha iyi eğitiliyor olayına da karşıyım. Bu da doğru değil. Biz teknik direktörlük olayında da oldukça yol katettik. Kulüpler doğru yönlendiremiyor. O yüzden az sayıda futbolcu çıkıyor, bu da zamanla olacaktır.
Baktığımızda Beşiktaş futbolculara son 3 senede büyük paralar verdi. Sonunda ne bir sportif başarı elde etti, ne de elinde doğru düzgün bir kadro oluşturabildi. Başka takımlarda bunu denedi ama ne oldu, Türk futbolu Şampiyonlar Ligi’nde bir çeyrek final bile göremedi ama eğer böyle yüksek maliyetli oyuncular alıyorsanız ki alabilirsiniz, bu da bir sistemdir ama bunun karşısında sportif başarı beklersiniz. Gelmiyorsa sorgularsınız.
Yeni stadımız yapılmaya başladığında hangi statta oynamak istediğimizi başkanımızla oturuyor ve bunları hep konuşuyoruz. Tabi önce tercihler gelecek onun üzerinde çalışacağız ve biz tercihimizi yapacağız. Ortaya alternatifler çıksın, çalışmamızı yapacağız.
Fernandes olmadığı zaman takım içerisinde bir alternatif üretiriz tabi ki. Fernandes bizim saha içindeki liderimiz. Gerçekten başkanımızla da konuştuk ilerleyen zaman içerisinde sözleşmesinin uzatılmasıyla da ilgili bir çalışmamız var.
Sonuçta bu kadar büyük paralar harcayarak daha sportif başarı elde etmesi lazımdı diye düşünüyorum. Ama olmamış. Bu demek değil ki dünyanın sayılı takımlarından değil. Türkiye’nin en büyüğü değil.
Quaresma konusunda ise başkanımızın bir açıklaması var. Bunun üzerine bir şey konuşmamız anlamsız. Bir grup taraftarın protesto etmesi olabilir ama bir şeyi unutmamak gerekir. Biz Beşiktaşlıyız. Her zaman, her koşulda, her şekilde kulübün menfaatlerini düşünürüz. Biz böyle aldık bu saygıyı, sevgiyi, işimize saygıyı. Bizim inanılmaz bir taraftar kitlemiz vardır. Biliyorsunuz son Kasımpaşa maçına giderken inanılmaz duygulandım. İçimiz içimizi yiyor. Biz daha başarılı olmak istiyoruz, daha iyi şeyler istiyoruz. Oyuncu fabrikasına dönelim, ligde şampiyonluklar kazanalım. Zaten kişilerle sorunumuz yok.
Avrupa’da Galatasaray iyi başlayamadı ama hala oradan çıkabilirler. Milli takımda iyi başlayamadı ama onlar da çıkabilir gruptan. Desteklemek lazım. Özellikle milli takımımızı. Yeni bir oluşuma gittiler. Eksikleri var mı var. Abdullah Avcı bizim arkadaşımızdır. Çok severiz. Onun biraz daha eksikleri görüp üzerine gitmesi lazım. Toparlar. Böyle hemen 3 maçta, 5 maçta antrenör, yönetim değişikliği futbolumuza hiç bir şey getirmedi. Fenerbahçe’nin şansı daha yüksek tabiki.
Bizim taraftarımız dünyanın en iyi taraftarı. Hiç öyle şey yok yani biz burada da Beşiktaşlıyız, buradan çıkınca da Beşiktaşlıyız, evimizde de Beşiktaşlıyız. Kimseye fazla bir şey yapmaya ihtiyacımız da yok. Her şeyi dobra söylüyoruz. Bu işin sahibi onlar. Dünyanın en iyi taraftarları onlar."