“Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir” kelamı, sadece hamasi nutuklarda alkış alma veya konu değiştirme cümlesi değildir.
Övünme de vardır içinde, ümit de...
Daha doğrusu taraftarlara müjde, rakiplere gözdağı.
İster “ne mutlu” deyin, ister “maalesef”; inadına doğrudur bu cümle!
Başka neyi referans alacağız zaten?
Hiçbirimizde geleceği bilme yeteneği olmadığına göre, kimin ne yapacağını sadece yaptıklarından yola çıkarak kestirebiliriz ve büyük ihtimalle yanılmayız.
***
Üç Büyüklere uyarlayınca nasıl bir rapor veriyor size bu söylem?
Fenerbahçe ve Galatasaray bir alem...
Dördüncü yıldız, süper güçlerin uzay yarışı gibi. En tepeden sokaklara kadar geriyor insanları.
Gerilim adrenalini artırır. Yüksek adrenalin ise her adama “meşrebine göre” işler yaptırır.
Gördünüz; iki takımın durumdan vazife çıkaran kadrolu edepsizleri rol çalıyor.
Yöneticiler ise “siftahı” en ağırından etmiş, gelecek günlere “çıplak küfürden” başka bir şey bırakmamışlar.
Taraftarlara gelince... En kolayı imama uymak! 301 maden şehidinin anısı, stattaki aileleri, yetimleri bile frenleyemiyor onları.
***
Oysa, ilk ve belki de tek “olmazsa olmazı” futbolda yakaladıkları düzeydir dördüncü yıldızı edinmek için Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin.
İnanılacak gibi değil... Galatasaray’ın “yoklar” listesinde ilk sırayı alıyor futbol düzeyi.
Beyanat düzeyi, futbolcunun düzeyi falan hep sonra...
İstifalar cepte, huzur, bir yıldız kadar uzak Galatasaray’a.
***
Fenerbahçe’nin Başkan’ı mest olmuş, herkes alkışlıyor ya Galatasaray’ı penaltılarla yendikleri için... Karşılarındaki “normal” bir Galatasaray değildi ki kardeşim!
Karınca disiplini
En fazla PTT Ligi’nden bir takım.
Sinir harbinde rakibin penaltıcıları paralize olmuşsa, Fenerbahçe zirveye mi vurdu yani?
“Ama oyunda da üstündü”!..
Kötü rakibe üstün olmak, her zaman iyi oynadığın anlamına gelmez.
Kendi yöneticileri bu tempoda giderse -ki, her hafta arttırmak zorunda kalacaklar- Fenerbahçeli futbolcuların ve taze teknik direktörün sinirleri de dayanamayacaktır bir süre sonra.
Edepsizlerin vereceği zarar ekstrası.
Açıkçası, bir iki futbolcunun başıbozukluğu Prandelli’nin kariyerine çarpıp erir ama İsmail Kartal’ınkinde deprem demektir.
***
Kısaca Üç Büyük’ten ikisinin “yaptıkları yapacaklarının belgesiyse” beynimizdeki izdüşümü “maalesef” olmalı.
İşin komik tarafı sadece Fenerbahçe ile Galatasaray arasında sanki şampiyonluk yarışı!
Dördüncü yıldız sadece bir hedef, ayrıcalık veya avantaj değil... Siz didişirken başkaları toplar parsayı.
Örneğin Beşiktaş...
***
Çünkü Beşiktaş farklı.
Takımın sahadaki gayreti, enerjisi, yardımlaşması, tıpkı Beşiktaş Stadı’nı yapan inşaat şirketinin karınca disiplini gibi üst üste koyarak yükseliyor.
O kadar ki, Arsenal 180 dakikasının yarısında tribünde oturan hocayı bile suçlayamıyor insan.
“Tamam, kulübede yok ama yapacağını yapmış adam”!..
Beşiktaş’ta sağa sola bulaşan yönetici de yok iyi mi?
Kadrolu edepsiz de bulunmuyor.
Ne mutlu yani.
Beşiktaş’ın sezon başlarken yaptıkları, yapacaklarının garantisidir ve böyle giderse dördüncü yıldıza ulaşmaya çalışanlar Beşiktaş’ın egzozunu teneffüs edecektir.